Kırım savaşı öncesi ve sonrası Müttefikler arasında Kafkasya konusunda herhangi bir uzlaşıya varılmış değildi. Her biri kendi çıkarları açısından savaşa girişmişlerdi.
İlk harekete geçen Osmanlı devleti oldu. Savaşın son günlerinde İngilizlerle birlikte Natuhay bölgesi ile Taman Yarımadasının bir bölümünü Ruslardan geri aldı. Ruslar Yekaterinador’a kadar geri çekildiler. Osmanlı sahil boyunu konrolü altına almak istiyordu.
Zanako Sefer Bey’i Anapa’ya gönderdiler.
Muhammed Emin de sürece müdahil olmaya çalıştı. Varna’ya gitti ve müttefiklerin Kafkasya’ya kuvvet çıkarmalarını istedi, ama bu isteği kabul edilmedi. Dönüşte İstanbul’a uğradı, fakat burada kendisine bir muhatap bulamadı. Müttefiklerin iç yüzünü anlamış olarak Kafkasya’ya geri döndü.
Sefer Bey, tüm çabalarına karşın, Ruslara karşı bir birlik sağlayamadı.
İngilizler ve Fransızlar, Çerkeslerin Kırım savaşına katılmalarını istiyorlardı. Çerkes Milli Meclisi toplandı, Ruslar Çerkesya’dan atılmadan Kırım’da müttefiklere yardım etmeyecekleri kararı alındı.
1856’da imzalanan Paris Barış Antlaşması Çerkesya Sorunu’nu, Fransızların ve Osmanlı Devleti’nin karşı çıkması nedeniyle görüşmedi bile. İngilizler ve Fransızlar Rus Karadeniz donanmasının yok edilerek Rusya İmparatorluğu’nun Akdeniz’e çıkma projesinin önlenmiş olmasını kendilerine yeterli görüyorlardı. Osmanlı Devleti ise, Rusya ile tek başına savaşmayı göze alamıyor, bu nedenle Çerkesya’ya yardım göndermiyor, ama el altından Çerkesleri savaşa devam etmeleri konusunda kışkırtıyordu.
Çerkesler kendi kaderlerine terk edilmişlerdi ve Rusların Çerkesya’yı işgal etmelerinin önünde hiçbir “siyasi” engel kalmamıştı. Ruslar bütün güçlerini topladılar ve özgür Çerkesya’nın sınırlarına yığdılar.
1856 yılının Temmuz ayında Kafkasya Kolordusu’nun Başkomutanlığına ve Kafkasya Genel Valiliği’ne Tümgeneral Aleksandr Baryatinsky atandı ve imparator II. Aleksandr’ın bir kararnamesi ile Kafkasya Kolordusu Orduya dönüştürülüp güçlendirildi.
Ruslar önce, teslim olmayı reddeden Bjeduğları cezalandırmak için Albay Borzik komutasında bir sefer düzenleyerek Enem köyüne saldırdılar. Ruslar daha önce görülmemiş bir vahşilikle saldırıyorlardı. Top atışlarıyla bütün köyü yıktılar, Bjeduğlar neredeyse köyde tek bir erkek kalmayıncaya kadar kahramanca savaştılar, ama Rusları durduramadılar.
Bu arada, sanki Rusya İmparatorluğu’nun planlarını biliyormuş gibi, Kırım savaşı sonrası, 1856 yılında, Rusya ve Osmanlı hükümetleri arasında özelde Çerkesya, genelde Kafkasya halklarının kısmen göç etmesini öngören ve göç koşullarını belirleyen bir anlaşma imzalandı.
Bu “Muhacirler Hakkında Kanun” Osmanlı’da 9 Mart 1857 yılında yürürlüğe girdi. Böylece Kafkasya halklarının Osmanlı devletine sürgün edilmelerinin önünde hiçbir engel kalmadı.
* Yalçın Kaya'nın "Çerkesler" adlı 3 ciltlik eserinden hazırlanmıştır.