1857 yılının Haziran ayında, Şapsugh bölgesinde bulunan Abin’de, Büyük Çerkes Kurultayı toplandı. Kurultay’a katılan 60 Çerkes lideri Ruslarla savaşa devam kararı aldı.
Haziran Ayının sonunda Natuhaylar Anapa’ya saldırdılar. Kahramanca savaşmalarına rağmen başarılı olamadılar. Ruslar Maikop ve Hamket kalelerini güçlendirdiler ve Muhammed Emin’in güçlerini bastırdılar.
Bunun üzerine Muhammed Emin bir Abadzeh heyetiyle birlikte Osmanlı ve İngiltere devletlerinden yardım istemek için, İstanbul’a gitti. Ama bir sonuç alamadı.
Osmanlı Devleti artık Çerkesya Özgürlük mücadelesine karşı daha net tavır almaya başlamıştı.
Mesela Rus Elçiliği’nin birilerinin deniz yoluyla Çerkesya’ya silah ve cephane sevkettikleri şikayeti üzerine 20 Mart 1857’de toplanan Komisyon, Bosna Nazırı İsmail Paşa ile Liva Ferhat Paşa’yı suçlu bulup ikisini de sürgüne gönderdi.
Polonyalı milliyetçileri de aynı şekilde Tırhala’ya sürgün eden Osmanlı Devleti, bununla da yetinmedi, böyle olayların tekerrür etmemesi için memurlara ve valilere emirnameler çıkardı.
Osmanlı Devleti’nin yeni politikası buydu artık: Çerkeslere yardım etmemek ve “kucağını açarak” sürgün edilecek Çerkesleri beklemek.
Rus Birlikleri, 1857 yılında Rus birlikleri bir kez daha Natuhaylara saldırdılar. Herşeyi yakıp yıktılar, yağmaladılar ve binlerce Çerkesi esir aldılar. 1858 yılının Ocak ayında ise, 23 Natuhay köyünü, Kurçıps ve Pşeha nehirleri kenarındaki Abadzeh ve bazı Çegirey köylerini işgal ettiler.
Rus askerleri daha önce hiç olmadıkları kadar acımasızdılar ve boşalttıkları Çerkes köylerinin yerine hızla Rus stanitsaları inşa ediyorlardı. 1858 yılı boyunca Abadzehler birkaç kere karşı saldırıya geçtilerse de başarılı olamadılar. Rus askerlerinin ilerlemesini durduramadılar.
Bunun üzerine Muhammed Emin bir kez daha İstanbul’daki İngiltere Büyükelçiliği’ne başvurdu ve Rusya’nın Çerkesya’yı bağımsız bir devlet olarak tanıması için diplomatik destek istedi. Nafile…
1859 yılında Çerkesya’da durum çok kritik bir evreye girdi. Rus ordusu önce Leba ile Belaya arasında kalan bölgede yaşayan Çerkeslere saldırdı, herşeyi yağmaladı ve köyleri ateşe verdi. Ardından diğer Bjeduğ, Abadzeh ve Besleneylere karşı tam bir imha harekatı başlattı.
Bir Rus subayı o günleri şöyle anlatıyordu:
“Bu acımasız imha operasyonları Dağlılar arasında büyük bir dehşet uyandırdı, böylesine bir vahşet görmemiş olan Abazalar ve Besleneyler itaat etmeyi kabul ettiler” ( Polovinkina, Çerkesya Gönül Yaram, s. 227 ).
Laba ve Belaya ırmakları arasında kalan bölgede yaşayan Kazılbak, Başılbay, Tam gibi Abaza kabileleri itaat etmek zorunda kalmışlardı, ama aynı bölgede yaşayan, dehşet verici saldırılara maruz kalan Abadzehler bütün gücüyle saldıran Rus ordusuna karşı daha günlerce direndiler, kahramanca savaştılar, iki taraf da büyük kayıplar verdiler.
* Tarihi bilgiler, Yalçın Kaya’nın 3 Ciltlik “Çerkesler” adlı eserinden derlenmiştir.