#459 Ekleme Tarihi 12/07/2013 03:12:45
12 Temmuz 2013
Toplum ile doğa birbirini tamamlar, bu ikisini ayıramayız. Doğa mükemmelse, insanların durumu da mükemmel olur. Doğanın güzel olması, topluma da sorumluluklar yükler. Bizi çevreleyen doğa ve onun eşsizliği toplumumuzu yaşatan etkenlerden.
Doğal kaynakların üretimde değerlendirilmekte olması, doğada değişimlere yol açıyor. İnsanın doğa üzerindeki etkileri ve bundan kaynaklanma değişikliklere antropojenik değişiklik denir. İnsanın doğaya yaptığı olumsuz etkiler ekolojik sorunları daha da ağırlaştırıyor.
Ekolojik sorunlar, şu sıralar Adıgey’de de kaygılara yol açıyor.
Tarımsal üretim doğayı büyük ölçüde etkiliyor. Toprak bilinçli işlenmiyor, bunun bir sonucu olarak, verimli topraklar çoraklaşıyor. Hektar başına 4 kilo kimyasal madde (zehir) atılarak, toprak zararlılardan ve yabani otlardan arındırılmaya çalışılıyor. Her bir aile tarlasında bu türden kimyasal maddeleri kullanıyor. Toprağa atılan bu kimyasal maddeler yer altı sularına, koruma altına alınmamış baraj sularına karışıyor.
Ekolojik sorunlar arasında, küçük derelerin petrol,azot ve fosfor gibi zehirli maddelerle kirlenmekte olması da büyük bir sorun.
Doğanın kirletilmekte olması büyük zararlara yol açıyor, zararlı gazlar soluduğumuz atmosfere de karışıyor. Özellikle motorlu araçlar eksoz gazları yayıyorlar. Havaya karışan zararlı gazların yüzde 65’i eksoz gazı.
Sanayi tesisleri de havayı kirletiyorlar. Kükürt, karbon, azot, amonyak, hidrojen sülfit ve bunlardan havaya karışanlar, çoğu kez normal ölçülerin üzerine çıkıyorlar. Cumhuriyetimiz topraklarına yağan yağış ve kar, özellikle bahçelere büyük zararlar veriyor. Sebze ürünlerini, eskiden olduğu gibi koruma altına almadan yetiştirmek artık olanaksız.
Toprak emekçilerinin yarıdan çoğu ekolojik eğitim almış kişi değil, bilgi düzeyleri az. Bu insanların doğal çevreye zarar vermemeleri için daha çocukluklarından başlatılarak eğitilmeleri, onlara köklü bir doğa bilinci kazandırmak gerekiyor. Bu konuda doğa biliminden- biyoloji, fizik, coğrafya ve kimya bilgilerinden yararlanılmalı.
Kişinin kültürlü sayılması üzerine şunları söylemek istiyoruz:
1) Dünya üzerine bilgilendirici bir kültür;
2) Çalışma kültürü;
3) Kişinin doğanın bir parçası olarak kendi kendisini tanıması, mutluluğunu kendisini çevreleyen doğaya borçlu olduğu gerçeğini kavraması.
Çocuklara ekolojik eğitim verilmesi konusunda öğretmenlere büyük görevler düşüyor. Okullarda verilen kimya derslerinde ekoloji ile kimya konusu üzerine öğrencileri bilinçlendirmeye çalışıyoruz. En çok da, önümüzdeki dönemde, bizi çevreleyen doğa ile uygarlığın getireceği sorunlar bizi çok kaygılandırıyor.
Kimya derslerinde öğrenciye vereceğimiz bilgiler, doğayı koruma anlamında, bilinçli bir doğa eğitimi alma, doğayı koruma yollarını araştırma, değişiklikleri çok dikkatli bir biçimde gerçekleştirme işi büyük önem taşıyor.
Günümüzdeki ekolojik sorunları çözme konusunda kimya öğretimi büyük önem taşıyor. Bu tür dersler, zararlı maddelerin atmosfer, toprak ve su üzerinde bıraktıkları ya da bırakmadıkları etkileri öğrenmede, biyolojik sistemi kavrama ve korumada önemli. Sanayi üretiminin doğaya zarar vermemesi, bunun için gereken önlemlerin alınması ve benzeri konularda kimyaya büyük görevler düşüyor, bu yolla üretimi ekosisteme uyarlı hale getirmek gerekiyor. Kimya bilimi, zararlı maddelerin her yerde kullanılmamasını öğretiyor, çevrenin temiz tutulması ve korunması içerikli kararlar alınması gereğini dikte ediyor.
Kimya derslerinde şu gibi görevleri üstleniyorum:
- Öğrencilere doğaya ilişkin düzgün bir ekolojik eğitim verilmesi;
- Bu eğitimin kesintisiz bir ekolojik eğitim olması; öğrencilere ekolojik sorunlara bilinçli bir yaklaşım yöntemi kazandırılması;
- Teorik ve pratik çalışmaların birbirini tamamlayan şeyler olduğunun kavratılması; gençlerin alkolden uzak tutulmaları ve spora yönlendirilmeleri;
- Ekolojik sorunların öğretilmesinde değişik konuların (kimya ile coğrafya, kimya ile biyoloji, kimya ile ekonomi, kimya ile sosyoloji derslerinin) birbirlerini tamamlayıcı olacak biçimde işlenmeleri.
Öğrencilerin bilgi ve bilinçlerinin geliştirilmesinde, eğitim yoluyla başarı elde edilebilir. Öğrencinin yaratıcı yanı, algılama yeteneği sınırsızdır. Öğrencileri kendi kendilerine düşünecek biçimde eğitiyorum, onları yaratıcı çalışmalara yöneltiyorum.
Öğrencilerin çalışma ürünlerini daha sonraları derslerde, seçmeli ders saatlerinde ve sergilerde değerlendiriyoruz. Örneğin, “Kimya üzerine kazandırdığımız bilgiler” dediğimiz şeyleri öğretirken, kimyasal elementlerle bunların taşıdığı anlamları ayırmasını öğrencilere kavratmak gerekir. Öğrencilere doğayı kirletmeme ve sanayi artıklarını yararlı işlerde kullanma bilinci kazandırılmalı. Organik kimya maddeleri bolca. Ancak organik maddeleri öğrenmeye değer biçmek kolay değil. Organik kimya yardımıyla öğrenciye çevreyi tanıtmanın kolaylığı yanında, biyomoleküllerin özelliklerini ve buna ilişkin sorunları da öğretmek gerekir.
Kimyaya bağlı ekolojik sorunları öğrenmenin anlamı önemli. Kimya derslerinde en çok öğrenilen şeyler arasında anayurdumuzun zenginliklerini ve bunların durumunu öğrenme sorunu bulunuyor. Ekolojik sorunları öğrenme işi, çocuklara yurdu sevdirme konularını da içerir.
Adıgey doğası eşsiz güzellikte. Adıge Cumhuriyeti doğasınınki gibi zenginlikleri/ güzellikleri olan başka bir ülke bulmak kolay değil. Tanrı ve doğa cumhuriyetimizi eşsiz düzeyde ödüllendirmişler diyebiliriz. Doğal çevreyi ve onun zenginliklerini akıllıca, özenerek korumak gerekir, çünkü onlar bizler ve bizden sonra gelecek kuşaklar için ortak bir varlıktır.
Ĵaĵıy Svétlan
Adıgey’in Bjıhakoyeĵ Köyü Lisesi Kimya Öğretmeni.
Adıge mak, 9 Temmuz 2013
Çeviri: Hapi Cevdet Yıldız
Çerkesya Araştırmaları Merkezi-ÇAM
Diğer Haberler