#452 Ekleme Tarihi 20/04/2013 02:24:22
20 Nisan 2013
Kabardey’de Büyük Prens Kaytoko Aslanbek’in baş danışmanı Kazanoko Jebağı döneminde, 1750 yılı öncesinde Livan adında konuşmayan biri yaşıyordu. Kırk yaşına geldiği halde sopadan atlarla oynayan çocukların arasına katılıp onlarla oynardı.
Köylüleri Livan’ın bu durumuna bir çözüm yolu bulamadılar. Sonunda Jebağı’ya gittiler ve durumu anlattılar.
Jebağı bir idam sehpası hazırlattı, Livan’ın çocuklarla birlikte oynadığı ve sehpanın dikildiği meydana köylülerin gelmesini istedi ve devam etti:
- Bu yolla korkutup konuşturursak konuştururuz, başka bir çıkar yol göremiyorum, - dedi Jebağı.
Jebağı, Livan’ı konuşturmak için hayli dil döktü, ama konuşturamadı.
- Bu iş böyle olmayacak, asalım da kurtulalım ondan, - dediler köylüler.
- Asın, - dedi Jebağı da.
Livan’ı sehpaya çıkardılar, boynuna ipi geçirdiler.
Livan “Hı” diyerek güldü ve konuşmaya başladı:
- Sizler ne kadar da saf insanlarsınız! Hiç bir şeyden anladığınız yok. Niye konuşmadığımı bir ben bilirim. Geleceği gördüğüm, bundan sonra neler olacağını bildiğim için konuşmuyorum, konuşmak da istemiyorum.
Livan’ın ilk sözleri bunlar oldu.
- E…,bunları söyleyen başka şeyleri de anlatacaktır, anlat da dinleyelim bakalım. Neymiş o gördüğün şeyler? Dedi oradaki kişilerden biri.
Jebağı da, “Anlat da dinleyelim öyleyse” diye sordu.
- Olacakları söyleyeyim. İnsan öldürmek için demirden yapılma toplar, yine demirden yapılma tank denilen araçlar icat edilecek, bu araçlar birer süvari gibi önlerine çıkanı öldürecekler, evleri, köyleri dümdüz edecekler.
Livan orada durdu. Israr edilince yeniden konuşmaya başladı:
- Kuzeyden, Rusya’dan bu taraflara doğru burunları gökyüzüne doğru kalkık, gözleri gök renginde, mavi, kısa kuyruklu, saçları kesik kişiler Kabardey toprağına gelecekler. Bu insanlar iki aile arası bir yere yerleşecekler, Müslümanlara haram olan şeyleri yiyecekler. Komşuya gelip ödünç bıçak isteyecek, o bıçakla haram olan şeyi, domuzu kesip yiyecek, ardından tencere isteyecek, o tencereyle haram et pişirecek. Böylece kapkacak değiştokuşu başlayacak. Bu aşamaya 1960 yılında varılacak.
İşte o zaman Çerkes toplumunda kadınlar önder olacaklar. İçme ve kullanma suyu evlere götürülecek, geleceğin çocukları üstün zekâlı olarak doğacaklar. İnsan soyu küçülecek.
Bizden sonra at da, öküz de boyunduruğa koşulmayacak, içinde ateş olan ve yürüyen arabalar görülecek. Vırıs (Rus) diye adlandırılan ulus dört tekerlekli arabalarla gelecek. Köpek ve domuz derisinden ayakkabılar yapılacak. Yalancı rahvan atla, Allah’ı inkâr eden ve yalan söyleyenler çoğalacak. Adıgelerin arasına yerleşen Ruslar/ Vırıslar Adıgelerden un eleği alacaklar. İnsanlar aynı düşünceyi paylaşmayacaklar.
Batıdan bir ordu, doğudan da başka bir ordu gelecek. Çegem (Şecem) Ovasında köpek ve at derilerinden yapılma ayakkabılar orada görülecek.
Yukarıya büyük fare (uçak) çıkacak, fare ile birçok insan ölecek. O olaydan elli yıl sonra bir barış dönemi yaşanacak, Allah o günleri sevdiklerine göstersin. Kediyle köpek birlikte oynaşacak. At koşulmamış arabalar yapılacak. Gökyüzünde yürüyen, kartal gibi uçan araçlar yapılacak. Demiryolu üzerinde yürüyen ateş arabaları da yapılacak.
Livan konuşmasını sürdürdü:
- Arpa tohumu ile tekeleri koruyun. İnsanlar dağlarla savaşacaklar ve onları yok edecekler.
***
Haţoĥşoko’ların dul bir gelinleri vardı. Hamile kaldı, bunun üzerine “Çocuk kimden?” diye sordurdular. “Birinden hamile kalmış değilim. Bir gece yaşlı bir adam bana göründü ve bana üfürüp gitti, ben de hamile kaldım” dedi kadın.
Kadın bir erkek çocuk doğurdu, adını Livan koydular.
Livan bildiği her şeyi yazı yazmasını bilen birine yazdırmıştı. Bu kiş Navırzeko adında bir imam, bir din alimi idi, hali vakti yerinde biriydi. İstanbul’a göç etmeye karar verdi.
“Niye İstanbul’a gidiyorsun?” diye sorduklarında, “bir dönem sonra acı, gözyaşı ve kanla sulanacak olan bu topraklardan çocuklarımı kurtarmak için gidiyorum” yanıtını verdi.
Livan’ın yazdırdığı notlardan bazı pasajları okudu: "Çegem Irmağı yatağında binlerce ton tutarında taş var, ama tek bir taş ve kum bırakmayacaklar. Şu gördüğünüz sazlık ve bataklık yerler tarla olacak, ekin ekilecek. Çok katlı ve demirden yapılma evler çoğalacak. İşte o zaman Adıgelerin özgürlük yıldızı da gökyüzünde görünecek, Bağımsız Çerkes Devleti kurulacak ve bütün bir dünya bu günleri de görecek…”
Not: “Baksan (Baĥsen) Irmağı yatağında tek bir taş bile kalmayacak, ırmak yukarıya doğru akıtılacak” şeklindeki öngörüsü (kehâneti) aynen gerçekleşti. Şimdi Baksan üzerinde bir baraj ve hidroelektrik santralı bulunuyor.– Abaze İbrahim.
Derleyen ABAZE İbrahim, redakte eden Hapi Cevdet Yıldız
Çerkesya Araştırmaları Merkezi-ÇAM
Diğer Haberler