Çerkesleri Ermenilerle sınır bölgelere yerleştirmek ve böylece onları Rusya'ya karşı sınır muhafızları olarak kullanmak... Bu, İstanbul'daki İngiliz Büyükelçisinin, Çerkes Muhacirlerin yeniden yerleştirilmesine ilişkin Osmanlı Sultanlığı'na tavsiyesiydi.
Bu plan, İstanbul'un da işine yarıyordu, yüzbinlerce sadık Müslüman nüfus...
St. Petersburg, Çerkeslerin Rusya sınırına yerleştirilmemesi konusunda ısrar ediyor, ama bir kısmı Anadolu'nun orta kısmına, diğer bir kısmı ise, Balkan Yarımadası'na, Ortodoks Bulgaristan'da Tuna Nehri boyunca yeniden yerleştiriliyorlar.
St. Petersburg, kararlı bir şekilde tepki gösteriyor ve 1877-1878 Rus-Türk Savaşından sonra imzalanan Berlin Antlaşmasına göre, Osmanlı Devleti, sınır garnizonlarında Çerkesleri kullanmamayı; Ermenilerin yaşadığı bölgelerde yerel ihtiyaçlar göre iyileştirme ve reform yapmayı, onları Çerkeslerden ve Kürtlerden korumayı taahhüt eder.
1878'de Çerkes Sürgününün ikinci dalgası başlar. Haritadaki sarı oklar ikinci dalganın yönlerini gösteriyor: Orta Anadolu, Kıbrıs, Suriye ve Filistin. Toplam 300 bin kadar Çerkes Ortadoğu'ya sürülüyor...