Çarlık Rusyası Çerkesya'yı işgal ederken Çerkeslerden hep "vahşiler" diye bahsetmiş, Avrupa'nın bu yalanlara inanmasını istemiş; böylece Çerkesya'nın işgalini meşrulaştırmaya çalışmıştı.
Halbuki Çerkesler çok eski tarihlerden beri madenleri-altını işliyor, tarım ( özellikle bahçecilik ) ve hayvancılık yapıyor, "ilkel tıp" bilgileri ile bulaşıcı hastalıklardan korunmasını biliyorlardı.
Gezginlerin Çerkesya anıları da bunları doğruluyor.
Mesela E. Spencer'in notlarında şunlar yazılıdır:
“Vadileri, ülkenin ve insanlarının görünümleri benim hayallerimin ve tasavvur sınırlarımın ötesindeydi. Vahşilerin yaşadığı bir vahşi yaşam yerine, kesintisiz bir dizi ekili vadiler ve tepeler buldum... Neredeyse tek bir toprak parçası bakımsız değildi ve o bakımlı çimlerin üzerinde farklı yönlerde dolaşan devasa keçi, koyun, at ve boğa sürüleri vardı... Köylülerin hünerli elleri sayesinde tarlalar, meralar ve çayırlar çitlerle çevriliydi. Vadi sanki güzel bir park gibiydi."
Keza, Karedeniz'de üç yıl kalan ve bunun iki yılının ( 1837-1839 ) çoğunu Ubıhların arasında geçiren İngiliz gezgin J. Bell Çerkesya'nın vadilerini ve köylerini sık sık ziyaret ederdi. Bell'in, Çerkeslerin tarım kültürü ile ilgili değerlendirmelerinin daha nesnel ve güvenilir olduğu kabul edilir. Bell, "nereye gittiysem, her yerde çok sayıda aul gördüm. Aullar, özellikle Khisa, Vardan ve Sochi'de, muhteşem ekili tarlalar ve lüks meyve bahçeleri ile çevriliydi" diye yazar.
Kaynak: ADYGI.RU
Çerkesya Hareketi Haber Merkezi