#424 Ekleme Tarihi 15/08/2012 01:58:49
15 Ağustos 2012
“L’Invalide Russe” dergisinin 78 ve 90′ncı sayılarında, Tümgeneral Heymann’ın komutasındaki bir birliğin 19 Mart 1864′te Wıbıhları bozguna uğrattığı ve onlara yıldırıcı bir darbe indirdiği yazıldı. Şimdi okuyucularımıza, bu oluşumun ayrıntılarını sunmak istiyoruz.
***
Abzahların topraklarından çıkartılmaları
1864 yılı ilkbaharı başlangıcında, Kafkasya’nın batı bölgesindeki bir alanda ya da doğudaki Laba Irmağından batıya, Karadeniz’e değin uzanan sıradağların kuzeyinde kalan bölgenin tamamı ile, Karadeniz kıyısında, kuzeyde Kuban Irmağı ağzından başlayıp güneyde, eski Velyaminov Kalesi’ne (şimdi- Tuapse) değin uzanan bir bölüm ve buralardaki dağların tamamı birliklerimizin eline geçmiş, bu yerler bizimle savaşan topluluklardan (Adıgeler) arındırılmıştı. Pşış Irmağının(Пщыщ) doğu yakasındaki yerlerle, daha batıdaki Ubın Irmağının batısında bulunan ve Karadeniz’e değin uzanan yerleri ele geçirmiş olan Kazak birlikleri tarafından sıkıştırılmış olan ve daha sonra, dağlık bir alan üzerinde çembere alınan Abzahlar (Абдзах) boyun eğmişlerdi. 1864 Şubat’ı boyunca Abzahlar, ailelerini ve eşyalarını alıp, sıkıştırıldıkları bu yerlerden tamamen ayrılmış bulunuyorlar. Abzahlar, Kuban düzlüklerinde kendilerine gösterilen yerlere yerleşmek ya da Türkiye’ye göç etmek üzere eski yerleşim yerlerini terk etmiş bulunuyorlar (*).
Karadeniz kıyısı Şapsığ topraklarının da Ruslar tarafından ele geçirilmesi
1864 yılı Şubat ayı sonlarına doğru, Yaver General Kont Evdokimov (Yevdokimov), sıradağların güney bölümünde barınmakta olan yağmacı toplulukları (1) yerlerinden çıkartıp Kuban ırmağı boylarında, kendileri için ayrılan yerlere yerleştirmek ya da Türkiye’ye gitmelerini gerçekleştirmek üzere kararlı bir operasyon başlattı.
Operasyonun tamamlanması için, Tümgeneral Heymann komutasındaki Daho Birliği’nin sıradağları aşması ve Karadeniz’e dökülen Tuapse Irmağı vadisinde kontrolü sağlaması gerekiyordu. Bu arada Tümgeneral Kont Sumarakov’un da Cuba Birliği’nin (Djouba) bir bölümü ile Tuapse’nin daha kuzeyinde bulunan Şapsuho Irmağı havzasını denetim altına alması, ardından aynı birliğin o yerden bir yürüyüşle Tuapse ırmağı ağzına ulaşması ve oradaki Daho Birliği ile buluşması gerekiyordu. Cuba Birliği’nin geride kalan bir bölümü ise, o sıralarda Psekups Irmağı(Псэкъупс) havzasında sürdürülmekte olan operasyonlara katılmak ve Pşeha Birliği ile işbirliği yapmak üzere görevlendirilmişti.
Daho Birliği 21 Şubat 1864′te, Yaver General Kont Evdokimov’un komutasında harekete geçti ve Kafkas Sıradağları üzerinde bulunan bir geçitten aşarak, 23 Şubat’da kıyıya, Tuapse Irmağı ağzına ulaştı. Üç gün süren bu yürüyüş sırasında bazı küçük çatışmalar dışında bir olay yaşanmadı, çatışmalarda sadece 2 ölü ve 3 yaralı verildi ve eski Velyaminov Kalesi (Tuapse yerinde) ele geçirildi. Bu harekât, Tuapse ile daha güneydeki Psesuape (Псыш1у/ Psışşuı) ırmakları arasında bulunan yerlerde yaşayan Dağlı toplulukların (Şapsığların) kesin olarak boyun eğmelerini sağladı. Aynı sıralarda, kıyı boyunca uzanan sıradağların öte yakasında, iç tarafta bulunlan ve Thamaha Karakolu yakınlarında beklemekte olan, harekete geçmek için de kabarmış Şebş Irmağı sularının çekilmesini bekleyen Cuba Birliği’nin bir başka bölümü de ilerlemeye başladı ve sıradağları aşarak 4 Mart 1864′ten önce kıyıya, Şapsuho Irmağı ağzına ulaştı.
Karadeniz kıyısı Şapsığ topraklarının insansızlaştırılması ve dağ vadilerindeki Abzah kalıntılarının temizlenmeleri
Majeste İmparator’un (Çar) maiyetinden Tümgeneral Grabbe’nin Pşeha Birliği de Tuapse Irmağı vadisini izleyerek 1 Mart 1864′te Psekups Irmağı üst (yukarı) bölümüne ulaştı ve bu yerleri yerli halktan temizleyerek, 17 Mart 1864′te sıradağların iç(kuzeydoğu) tarafında bulunan Hodiji Kalesi’ni ele geçirdi.
Mart ayı başlarında başlatılan ve dağların kuzey eteklerindeki yerlerin yerli halktan (Adıgeler) tamamen temizlenmesiyle sonuçlanan bu kapsamlı harekât sonucunda, Kuban ırmağı boyundaki müstahkem hatlarda (2) konuşlanmış olan askeri birliklerimizin buralardan çekilmeleri sağlanmış ve oralarda sadece küçük müfrezeler bırakılmakla yetinilmişti.
Tuapse’den güneye doğru yapımı sürdürülen karakolların tamamlanmasıyla, Tümgeneral Heymann’ın Daho Birliği 4 Mart 1864’te güneydeki Psesuape (Псыш1у) Irmağına doğru yürüyüşe geçti, 5 Mart’ta eski Lazarev Kalesi’ni (Псыш1уапэ/ Psışuap) çarpışmasız ele geçirdi.
6 Mart ile 16 Mart tarihleri arasında, Daho Birliği, dağların güneyinde, kıyıdaki Tuapse ve Psesuape ırmakları arasında kalan yerleri yerli halktan temizlemek için operasyonlarda (3) bulundu. Bu operasyonlar sonucunda, Şapsığların büyük topluluklar halinde Türkiye’ye göç etmek üzere Tuapse Irmağı ağzında toplanmaları sağlandı.
Wıbıhların direniş girişimi ve yaşanan panik, Wıbıh, Ciget ve Ahçıpsıların boyun eğmeleri
Bu arada alınan bir habere göre Wıbıh (Убых) gençleri, Ahçıpsılardan da yardım talep ederek, Şahe Irmağına (Шaxэ) doğru gelişmekte olan harekâtımıza karşı koymak üzere toplanmış ve kıyıda savunmaya elverişli ;dlik Irmağı boyunca yığınak yapmışlardı. Tümgeneral Heymann, söz konusu haydutların takviye alıp güçlenmelerini engellemek üzere derhal Şahe Irmağına doğru harekât emri verdi. 18 Mart 1864’te Daho Birliği üç kol halinde yürüyüşe geçti. Ortadaki kol (3 tabur, 2 top ve bir süvari birliği) Heymann komutasında kıyıya koşut olarak, sıradağların eteğini izleyerek ilerliyor, sağ kol ise (3 tabur) Yarbay Soltan komutasında kıyı çizgisini izliyor, sol kol da (4 tabur ve 2 dağ ekibi) Binbaşı Kluki de Klugenaukomutasında dağlık alandan ilerliyordu.
Dağlılar (Wıbıhlar) birliklerimizin kendilerine yaklaşmasını beklediler, ardından mevzilendikleri yerlerden ateş açtılar. Düşmanın mevzileniş biçimini gözden geçiren General Heymann, Sivastopol ve Baku avcı takımlarına, sırt çantalarını çıkarıp hücum etmelerini emretti. Aynı sırada Binbaşı Klugenau da emrindeki kuvvetlerin bir bölümü ile düşmanı yandan, diğer bir bölümü ile de geriden sarıp saldırıya geçti. Dağlılar önlerindeki bir çukurdan yararlanıp ilk saldırımıza karşı koydular, ardından geri çekilip kesilmiş ağaç kütüklerinin gerisinde siperlendiler. Ancak gerilerinden sarıldıklarını ve oralardan da saldırıya uğradıklarını görünce, kısa ve sert bir direnişin ardından kaçtılar.
Çatışma sonrasında Dağlıların büyük bir bölümü kıyıya doğru hareket etti, küçük bir bölümü de dağlara çekildi.
Çatışmadaki kaybımız ölü olarak 1 yedek subay (Sivastopol Piyade Alayı’ndan Teğmen Gavronski) ve 7 er, yaralı olarak da 1 subay (aynı Alay’dan Asteğmen İvanovski) ve 14 erdir.
19 Mart’da Daho Birliği aynı tertiple (düzenle) Şahe Irmağına doğru yürüyüşünü sürdürdü. Yol boyunca küçük Wıbıh ve Şapsığ grupları General Heymann’ın birliklerine katıldılar. General Heymann, at sırtında ve katılmalar sonucu gittikçe sayıları artan yerli süvariler eşliğinde Şahe Irmağına ulaştı. 19 Mart 1864 günü öğleden sonra, saat 14. 00’de, Kazak Süvari Bölüğü korumasında, 300 kadar da Wıbıh ve Şapsığ atlısı eşliğinde, eski ;lovin Kalesi’ni (Шэхапэ/ Şeh’ap) ele geçirdi.
Casuslar tarafından komutanlığa ulaştırılan en yeni bilgilere göre, Wıbıh direnişine 19 Mart’da indirilmiş olan darbenin yankıları, dağların en uzak köşelerine değin yayılmış, halk arasında dalga dalga kabarıp büyüyen bir paniğe yol açmıştı. Böylece Wıbıhlar ve onların güneyindeki dağlarda barınan, ama henüz boyun eğmemiş olan topluluklar da (Ciget, Ahçıpsı, Aibga, vb) direniş umutlarını tamamen yitirmiş oldular. Buralarda yaşayanların büyük bir çoğunluğu Türkiye’ye göç etmeyi düşünmeye başlamış, bazıları da kıyıya inip Türkiye’ye gitmek üzere kamplar kurmuşlardı. Bu insanlar kiraladıkları gemilerle ve birbiri ardından Türkiye’ye göç etmeye başlamışlardı. Bu avantajlı durumu değerlendiren General Heymann, Dağlılara toparlanmaları için bir fırsat tanımamak, ek olarak da Wıbıh topraklarının merkezini ele geçirmek üzere harekâta devam emrini verdi.
General, birliklerini Şahe Irmağının sol yakasına (Wıbıh tarafına) geçirdi. Yayalar bir asma köprüden, atlılar da ırmağın uygun bir yerinden geçiş yaptılar. Geçiş sırasında şiddetli akıntı nedeniyle 12 at yitirildi. General, 22 Mart’da, bir öncekinde olduğu gibi, üç kol halinde ilerlemesini sürdürdü ve 25 Mart 1864’te Ş’açe Irmağı (Шъачэ) ağzındaki eski Navaginsk Kalesi’ni (şimdi- Ş’açe/ Soçi) ele geçirdi. Dört gün süren yürüyüş boyunca birliklerimize ateş açan olmadı.
Dağlı önde gelenlerinin Rus komutanlığına bağlılıklarını bildirmek üzere gelmeleri ve Türkiye’ye "göçü" başlatmaları
Tümgeneral Heymann Da;mıs Irmağı (Тыгъэмыпс/ Tığemıps) kıyısında eski çete reisi, Wıbıh, Şapsığ ve Abzahları sınır hatlarındaki devriyelerimize saldırtan Wıbıh lideri Hacı Dogumko’nun (Дэгумкъо Хьаджэ) bağlılığını kabul etti.
Daha sonra Wıbıh, Şapsığ, Ciget ve Ahçıpsı thamataları (yaşlıları) da, Kafkas Orduları yeni Başkomutanı Prens Hazretlerine (Çar’ın kardeşi Veliaht Prens/ Grandük Mihail Nikolayeviç/ Nikola oğlu Mihail) bağlılıklarını bildirmek üzere, 30 Mart’a doğru Daho Birliği gözetiminde bir araya getirildiler (3).
2 Nisan 1864’te Prens Hazretleri toplanmış olan yaşlıların isteklerini dinledi ve bağlılıklarını kabul etti, ardından kıyıya inmelerini ve orada toplanmalarını emretti. Emre itaat edildi. Wıbıh ve Şapsığ toplulukları Karadeniz kıyısının birçok noktasında toplanıp kamplar kurmuş ve gemilerle Türkiye’ye göç etmeye başlamış bulunuyorlar.
Mart ayında Tuapse Irmağı ağzından 30 bin kişi, Anapa, Novorossiysk ve Cuba gibi yerlerden de 50 bin kadar kişi gemilerle Türkiye’ye göç etti. Bir o kadarı da Türkiye’ye gitmek üzere Wıbıh ve Ciget topraklarında beklemektedir.
Böylece birliklerimizin sabırlı, kararlı ve özverili çabaları sonucunda, Kafkasya’daki bu en son inatçı ve dik kafalı toplulukların direnişleri de kırılmış oldu. Bu topluluklar yenilgiye uğratıldılar. Ancak bütün bu başarılarımıza karşın, askerlerimiz dağları karış karış tarayarak, onları son bireylerine değin bu topraklardan söküp atmadıkları sürece, Kafkas Savaşı’nın zaferle tamamlandığını söyleyemeyiz. Yine de, en kötü olasılıkla, dağlarda önemli bir tehlike oluşturmayan, az nüfuslu ve güçsüz toplulukların (4) kaldığını ve bunların da bizimle baş edecek bir güçte olmadıklarını belirtmemiz gerekir.
St. Petersbourg Gazetesi
Not: Bu makale ricam üzerine, arkadaşlarımdan Hadpaşe Muzaffer Tanrıkulutarafından Fransızcasından Türkçeye çevrilmiş, tarafımdan daktilo ve redakte edilerek “Kuzey Kafkasya Kültürel Dergisi”, sayı 87-88’de “Çerkesya 1864”başlığı altında yayınlanmıştı (Temmuz 1993). Ancak yazı, matbaa provalarının tamamı bana ulaştırılmadan yayınlandığından, bazı kısımları, hatalı ve eksik kalmıştı.
Şimdi yazıyı yeniden düzelttim ve redakte ederek güncelledim. Düzenleme sırasında yazının anlamını korumaya özen gösterdiğimi de belirtmek isterim.
Bu haber yazısının Rus askeri tarihçileri tarafından kaleme alındığı anlaşılmaktadır. Parantez içi bazı eklemeler, bölmeler, ara başlıklar, bazı cümle ve sözcüklerin koyulaştırılmaları bize aittir. - hcy
Açıklamalar:
(*) 1863 yılı sonbaharında, Çerkesya’da, yeni takvime göre Ağustos’ta Abzahlar, Ekim sonu ya da Kasım ayı başlarında da Şapsığlar, barış koşullarını kabul etmiş, savaştan çekilmiş durumdaydılar. Ruslara henüz boyun eğmemiş olanlar ise, Hak’uç ve Wıbıhlar ile güney komşuları (Ciget, Ahçıpsı, Aibga ve Pshu) idiler. Ruslarlarla varılan anlaşma gereğince, Şapsığlara, topraklarını boşaltmaları için, kış koşulları ve Karadeniz’in ulaşıma elverişli olmaması nedeniyle olmalı, 6 Mart 1864 günü akşamına (günümüz takvimiyle 18 Mart günü akşamına) değin köylerinde kalma izni tanınmıştı. Şapsığlarla varılan ateşkes anlaşması gereğince Ruslar, askeri harekâtı - geçici olarak- 1864 yılı ilkbaharına ertelemişlerdi . - hcy
1) Söz konusu olan kabileler Wıbıhlar ve komşuları (Ahçıpsı, Aibga, vb) idiler. - hcy
2) Rusların kurdukları Nijniy-Kuban (Abadzehskaya), Nijniy-Laba Müstahkem Hatları ile, Stavropol, Batalpaşinsk, Proçnookop ve Ust-Laba hat bölümleri.
3) Yerli temsilciler Mihail Nikolayeviç’e (Nikola oğlu Mihail'e) boyun eğdiklerini bildiriyorlar. Öte yandan, mütareke koşulları gereği, süre dolduğundan, Şapsığ köylülerinin köylerini boşaltmaları sağlanıyor, ardından köyler askeri birlikler ve Kazaklar tarafından ateşe verilip yakılıyordu. Savaş sırasında ve sonrasında binlerce köy yakılmıştır, köy enkazları ise, uzun bir süre varlıklarını korumuşlardı. Öğrenciliğim sırasında, 1950 yılı sonlarında, çeviri bir Rus seyahat kitabında (adı ‘Kafkas Kılavuzu’ olabilir) , büyük bir bölgede yakılmış Çerkes köyleri ile karşılaşıldığını okumuştum. - hcy
4) Burada kastedilenler Hak’uçlar (Хьак1уцу) ile Aibga ve Pshular olmalı, çünkü Wıbıh, Şapsığ, Ciget ve Ahçıpsılar, temsilciler göndererek Ruslara boyun eğmiş bulunuyorlardı. Bir köy halkı olan Aibgalar 11 Mayıs’ta, bir günlük bir direnişten sonra, 12 Mayıs 1864’te Ruslara bağlılıklarını bildirerek Türkiye’ye “göçü” kabul etmişlerdir. Aynı sıralarda Pshular da “göç kervanına” katılmış, Hak’uçlar ise topraklarından ayrılmayı kabul etmemişlerdi. Hak'uçlar 1865 yılı sonbaharına değin ve sonrasında da direnişlerini sürdürmüşlerdir. Direnişçilerin sayısı, 1864 Mayıs'ından 13 ay sonra, Haziran 1865’te yerel askeri makamlar tarafından 8-9 bin savaşçı biçiminde üst makamlara (Tiflis ve St. Petersburg'a) rapor edilmişti. 1865 yılı sonbaharında yürütülen ve 80 gün sürdüğü açıklanan kapsamlı bir askeri harekât sonunda Hak’uçlar imha edildiler, sağ kalmış Hak’uç sayısı ise, 1880’de 83 kişiydi. Şu sıralar Hak’uçlar Kıyıboyu Şapsığ’ınThağapş, Şeh’ek’ey (Kiçmay) ve diğer köylerine dağılmış ve Şapsığ toplumu içinde yer almış bulunuyorlar. Daha çok bilgi için bkz. “Aibga”, “Hak’uç”, “Pshu” – Vikipedi. - hcy
Kafkasya Bülteni, 19 Mayıs 1864
Çeviri: Hadpaşe Muzaffer Tanrıkulu
Yayına Hazırlayan: Hapi Cevdet Yıldız
Çerkesya Araştırmaları Merkezi-ÇAM
Diğer Haberler