GELENCİK’TE ÇERKESÇE(ADIGABZE) AKARSU ADLARI…

#421 Ekleme Tarihi 23/06/2012 01:17:50
23 Haziran 2012
180 yıl öncesine gidecek olursak, şimdiki Gelencik ilçesi topraklarında sadece Adıgeler (Çerkesler) yaşıyorlardı, bu insanlar da Natuhay ya da Şapsığ idiler. Tarihsel belgelere göre,  Gelencik kenti yerinde ve   çevresinde 6 Adıge köyü bulunuyordu. Şimdiki Arhipo- Osipkovka bucağında   -4, Kabardinka bucağında da- 8 olmak üzere, Gelencik ilçesi tamamında 45 Adıge köyü vardı. O sıralar bu köylerin bulunduğu ilçe toprakları –Bağımsız  Adıge içinde- Rusya sınırları dışındaydı.1831’de Rus  kuvvetleri denizden Gelencik’e çıkartma yaptılar, Adıgelere saldırıp çevredeki köyleri yağmaladılar, ardından köyleri ateşe verdiler. Canını kurtarabilen Adıge nüfus Türkiye’ye göç etti. 1864’te Gelencik yöresinde  tek bir Adıge köyü bile kalmamıştı, zaman içinde  bu köylerin  adları da unutulmuştu. Ancak ırmak adları Adıgece olarak kaldılar  ve halen Adıgece adlarını  taşıyorlar. Yazımız bu akarsuların  Adıgece  adlarını açıklama  amaçlıdır. Şimdilerde bir tatil kenti olan Gelencik’te çalışan rehberlere ve toponomi meraklılarına yöredeki akarsuların, dağların, sırtların ve yerleşim yerlerinin adlarının Adıgece anlamlarını kavratmak için, bu yerlerde, yani daha önce Karadeniz kıyılarında yaşamış olan Adıgelerin bu adları hangi amaçlarla vermiş olduklarını göstermek gerekir. Kitaplarda ve değişik yazılarda Gelencik’teki yer adlarının farklı farklı yazıldıkları, Rusça çevirilerin de birbirini  tutmadığı durumlar  sıkça görülmektedir. Bir coğrafi yörenin birkaç değişik adının bulunduğu ve çevirilerde gerçek anlamdan uzaklaşıldığı durumlar da görülebiliyor. Adıgeler yer adlarını rastgele vermiş olamazlar. Yer adları o yerin özelliklerini ve görünümünü anlatır. Ruslar niçin değişik kentlere Mineralnıye vodı, Pyati;rsk, Ust- Labinsk diyorlar? Yanıtları  yer adlarından anlaşılıyor: İlkinde mineral suları çoktur, ikincisinde 5 dağ bir araya gelmiştir, üçüncüsünde  o  yerin bulunduğu mevki (Laba Ağzı)tarif ediliyor. Adıgece adlar da öyledir. Yer adları doğru bir biçimde  Adıgeceye dönüştürüldüğünde,çevrildiğinde, o adların niye, hangi amaçla  verilmiş olduğu anlaşılır. Toponomi üzerine yazılmış kitaplarda Adıge adlarının yanlış Rusça çevirileri ile sık sık karşılaşabiliyoruz. Ben uzunca bir süreden beri üzerinde yaşadığım yerin – Gelencik’in- tarihi konusunda çalışıyorum. Çocukluğumdan beri Adıgeceyi ve Adıgece yazmayı biliyorum. Bu nedenle kitaplardaki Adıgece yer adları yanlış yazılmış ya da yanlış çevrilmişse hemen fark edebiliyorum. Yer adları Rusça olarak yazıldığında, bazı harflerin düştüğünü ya da değişime uğratıldığını sık sık görebiliyoruz. Söz gelişi, kent adı olan Labinsk’in ilk harfi düşürüldüğünde Abinsk  olur. İkisi aynı şey mi? Günümüzde  Labinsk ve Abinsk adlı iki ayrı kent var. Adıgelerce verilmiş olan yer adları üzerinde  değişiklik (tahrifat)  yapmamak, adları gerçeğe uygun olarak yazmak gerekir. O zaman adın gerçek anlamı anlaşılır. Bu bakımdan   Adıgece adlardaki harfleri değiştirmemek  gerekir. Adıgelerin Karadeniz kıyılarında yaşadıkları sıralarda, bu yerlere gelmiş olan kişilerin yazmış oldukları kitaplarda Adıgece  yer adları daha doğru ve düzgün biçimde  yazılmışlardır. Örnek verelim. Adıgelerin verdiği ırmak adları “psı” (ırmak, su) eki ile bitiyor. Açips, Tekops, Teşeps, Şips, Çepsi… Adıgece “psı” (su, ırmak)  sözcüğünün Rusça karşılığı “во¬да – voda - su” ve  “речка – reçka - ırmak”tır. XIX. yüzyıl tekstlerinde de öyle yazılıdır. Şimdiki dönem yazılarında ise “psı” sözcüğündeki  “p” harfinin “b” yapıldığı, ırmak adlarının Açibs, Teşebs, Şebs biçimlerine dönüştürüldükleri görülür. Yapılan bu değişiklikler sonucu ırmak adları belirli, belirgin  birer anlam  içeremez oldular, bu durum ırmak adlarının  çıkış yerlerini anlamayı da  zorlaştırmış oldu. Şimdi ırmakları ele alalım. Canhot köyü kıyısından  Хотецай - Hotetsay  ( ХъотэкIэй - Hoteç’ey)  adlı küçük  bir ırmak akıyor. Irmak adının farklı biçimlerde yazılmış olduğunu görüyoruz: Хо-течей, Хотецой, Хоцетай, Хопецай (Ho-teçey, Hotetsoy, Hotsetay, Hopetsay). Irmak adı iki ayrı Adıge sözcüğünden oluşuyor: “хъуат» - овраг – dağ geçidi - ve «кIэй» - низина –  ova, ırmak kenarı düzlüğü- , долина – vadi. Rusçadaki doğru söyleniş biçimi  Хуатэчэй (Huateçey) olabilir, ki huate  (vadi düzlüğü) boyunca akıp giden derecik anlamına gelir. Irmağın adı, ırmağın bulunduğu yeri anlatıyor, ırmak huate’de bulunuyor, diyor. Ancak, rehberler ve yazarlar ırmak adı  “ХъотэкIэй”in  Adıgece anlamının «хьа¬шхъу¬рэIу”  (çakal)olduğunu yazıyorlar. Тешебс (Тешъопс) ırmağının adı gibi, onun  kenarında oturan köyün  adı da aynı. Sözcüğün Adıgece anlamı doğru olmayan biçimlerde şöyle çevriliyor: «золотая река, струя - altın ırmak, jet  », «река Тешевых – Teşevıh Irmağı». Irmak adı Adıgece iki sözcükten oluşmuş: «те¬шъо» - неглубокая - sığ , «псы» - река - ırmak, Тешъопс- Teşops – Sığ Irmak. Sözcüğün doğru Rusça  çevirisi «неглубокая река – sığ  ırmak» olabilir. Текос (ТIэкIупс – T’ek’ups) – ırmağın ve yerleşim yerinin adı. Irmağın eski adı ТIэ¬кIупс (Az su akıtan ırmak) idi. Ad iki sözcükten oluşuyor: «тIэкIу» - мало – az  ve «псы» - река – ırmak. Rusçaya çevirdiğimizde karşılığı «маловодная река- kuru nehir» olur. Bu nedenle olmalı ona «сухая - kuruyan» da deniyor. Вулан (Vulan) Irmağı Arhipo- Osipovka beldesi kenarından akıyor. Rus orduları o yeri işgal etmezden önce, oraya Чепси (ЧIыпсы) diyorlardı. Irmak adı iki sözcükten oluşuyor: «чIы» - земля - arazi, «псы» - водa - su. İsimin kendinden yer altı sularının bol olduğu ve ırmağa karıştığı anlaşılıyor.  Bu dönemde kullanılan Вулан  adı, daha önceleri kullanılan ЧIыпсы(yer altından çıkan su) adından çok farklılaşmış. Пшадэ (Пщадэ - Pşade) Irmağı ilçe topraklarından geçen en uzun  ırmak. Pşade adının Gürcüce ya da Abhazcadan gelmiş olabileceği söyleniyor ama  doğru değil. «Пшадэ» iki Adıge sözcüğünü içeriyor - «пщэ» - туман - sis, «дыны » - шитье - işlemeli. “Pşade”  sözcüğü Rusçaya çevrildiğinde “Sis kaplı”, “sisle çevrili yer” anlamını verir. Burada  sık sık  sisle karşılaşmak olanaklı. Догуаб (Дэгъубэ - Değube) Irmağı Pşade Irmağına dökülüyor,  onun kolu. “Догуаб” (Doguab) sözcüğünün Osetçe kaynaklı olduğu ve “at yarışları yapılan yer” anlamına geldiği biçiminde söylenen şeyler doğru değildir,  yakıştırmadır. Irmağın adı iki Adıge sözcüğün birleşmesiyle oluşmuş: «дэгъу» - хо¬роший - iyi, добротный - kaliteli, «бэ » - много -çok.  Sözcüklerin taşıdığı anlam bile ırmağın insanlara çok sayıda yarar sağlamakta olduğunu  belli ediyor. -İstila öncesinde- Değube ve Pşade ırmakları boylarında 15 Adıge köyü vardı. Ünlü etnograf Edmund Spencer 1830 yılında Pşade vadisini ziyaret etmişti. Anı  kitabında, ilk günden başlamak üzere, Çerkeslerin  yaşamını ve toplumsal düzenini çok ilginç bulduğunu ve burada beklentisinin  üzerinde, üst düzey bir yaşam düzeniyle  karşılaştığını anlatıyor.
  1. Spencer, yan yana ve çok mükemmel işlenmiş tarlalar gördüğünü, işlenmemiş tek bir karış toprakla  karşılaşmadığını yazıyor. Büyük  koyun, at ve manda sürülerinin  diz boyu yeşil çayırlara yayılmış olduklarını gördüğünü yazıyor. Toprağın büyük bir ustalıkla işlenmiş olması, bilim insanını hem şaşırtmış ve hem de sevindirmişti. Irmağa uzak olmayan yamaçlara ve sırtlara  küçük evler serpilmişti, yazara göre, bu evlerin Avrupa’da  görmüş olduğu evlerden geri kalır bir yanı yoktu.
İşadamı/ tüccar Rafael Skassi 1811 yılında Pşade kıyılarında depolama yerleri kurdu, Adıgelerden Rusya adına yıllar boyu  gıda maddeleri  satın aldı, bu mallar arasında gemi yapımında kullanılan keresteler de vardı. 19.yüzyılda Dağlı Adıgeleri ziyaret etmiş olan gezgin ve yazarların yazdıklarına göre, Adıge evlerinde çok sayıda, 6 – 8 ve daha da  çok  çocuk bulunuyordu, yiyecek boldu. Bu bolluğu yaşamış olan Adıgelere ilişkin olarak günümüz yazarlarının yazmakta oldukları şeylere de  bir göz atalım:  “Adıgelerin geçimi, çoğunlukla yağma ve talana dayanıyordu. Dağ vadilerinde toprak azdı, bu nedenle yeterli yiyecekleri yoktu ve  yeterli miktarda yiyecek  elde edemiyorlardı. Adıge aileleri az nüfuslu idiler, evlerde fazla çocuk yoktu”.  Günümüzde, bu türden yazılar yazan ve tatil beldesine dinlenmeye gelen turistlere uydurma kitaplar  satan çok sayıda ucuz yazarla karşılaşabilirsiniz. Uzaklardan gelen kişi, kendisine kitap satan bu kişinin ne biçim bir kişi olduğunu, yalan dolan şeyler yazdığını nereden bilsin? Adıgelere ilişkin benzeri karalayıcı   yazılar, hem de az olmamak üzere halen yazılabilmektedir.  Bu karmaşada ırmaklara sonradan  takılmış olan adların ne anlama geldiğini ortaya çıkarmak da  sorun olmaktadır. İki kol birleşip Мезыбь (МэзыпI – Mezıp’) Irmağını oluşturuyor. Yol boylarındaki tanıtıcı levhalarda ırmak adı olarak Мезыбь (Mezıb) yazısıyla karşılaşılıyor. Irmak adının  “Mezip” diye yazıldığı da görülebiliyor. Irmağın Adıgece/ özgün  adıМэзыпI (Mezıp’)  idi. «Мэзы», Rusça лес – orman demektir, «пIэ – p’e» soneki de ormanın bulunduğu yeri tanımlıyor. Rusça sözcüklerin aldığı «ище»  eki ise, yer belirtir- «стойбище - kamp, леж¬бище - çekme, хранилище – mağaza. МэзыпIэ- Mezıp’e, “çok orman bulunan yer, ormanlık alan” anlamına gelir. Gelencik kentinde Ашампе  (Aşampe) adında sonuna «пIэ – p’e» eki almış bir ırmak bulunuyor. Eskiden denizden gelen kişiler o yeri Gelencik sanıp oraya yanaşabiliyorlardı. Bu nedenle bu yere eskiden «фальшивый Геленджик – sahte Gelencik» deniyordu. Rus ordularının gelişinden önce o yerde aynı adı taşıyan bir Adıge köyü bulunuyordu. Yazılarda bu ada değişik biçimlere dönüşmüş olarak rastlıyoruz: Ашамба - Aşamba, Яшамба- Yaşamba, Яшимба – Yaşimba. O yerin Adıgece tam okunuşu, karşılığı  “IошъхьапIэ – Oşhap’e”dir. Sözcükler olarak «Iуашъхьэ- Oşha- kurganı, «пIэ – p’e» de kurganın (tümülüsün, höyüğün) bulunduğu yeri (место) belirtir. место курганов – mezar (tümülüs – höyük) yeri. Adıgelerin bu yerden ayrılışı öncesinde, bu yörenin görünümü nasıldı? Bu yerde Kafkasolog- arkeolog P. S. Uvarova’nın belirlemesine göre  70 kadar büyük tümülüs (kurgan - Iошъхьэ) vardı. O yörede yaşayan Adıgeler, bu görünümden hareketle köye ve ırmağa IошъхьапIэ – oşhap’e adını vermişlerdi. Rusça söylenişe çevrildiğinde o yerin anlamı«Iуашъхьэхэм ячIыпI – Oşhaların bulunduğu yer» olur. Daha sonraları,   1911- 1913 yıllarında Prof. V. Sahanev 135 mezar kazımıştı, mezarlar V – XIV yüzyıllarda yaşamış ölülere aitti. Bilim insanları mezarlardan çıkarılan eşyaların Adıgelerin türediği Zih topluluğuna ait olduğuna hükmediyorlar. Eskiden Adıgelere Zihler deniyordu. Ашампе (Aşampe) sözcüğü değişik biçimlerde tercüme ediliyor: Ашам ып – Aşa Irmağı ağzı ya da чIыпIэу Аша – Aşa yöresi. 1833 yılında Gelencik’te bulunmuş olan bir  Fransız Kafkasologu kitabında şöyle yazıyor: “Aşampe’de yaşayanların  Тачегус – Taçegus yamaçlarında işlemiş oldukları tarlalar, etraflarını  çeviren ormanların arasından görünüyor. Dağ yamacı Taçegus’u Rusçaya çevirdiğimizde, sözcük «сухая возвышенность – kuru yayla» - (ТхыцIэ гъушъ – kuru sırt) anlamını verir. Orası fazla yağış almaz. Adıgeler, o yerde yaşarken, bu nedenle o yere  ТхыцIэ гъушъ – kuru sırt, kuru yayla adını vermişlerdi. Адербей – Aderbey Irmağı adını korudu, bu ad daha çok bir erkek adı. Aderbey’in Rusça karşılığının «стремительный -çok hızlı» anlamına geldiği biri tarafından uydurulmuş olmalı, doğru olamaz. Дооб – Doob Irmağı Kabardinka (*) beldesinin içinden geçiyor. Önceleri ırmağın adı «Накопс» (Нэкупс - Nekups)biçiminde yazılıyordu. Doob sözcüğünün Persçe ya da Tacikçe kaynaklı olduğu yazılıyor. Eski Irak ya da Tacikistan sözcüğü olan «дооб - doob» kullanılmış olabilir, ama ırmak kıyısında yaşamış olan Adıgelerin Doob dedikleri çok kuşku götürür. Irmağa önceleri “Накопсы - Nakopsı» (Нэкупсы – Nekupsı – Neku Irmağı” deniyordu, böyle dendiğinde,  bu durum, ırmağın adına daha uygun düşer («нэку» - глазница – göz çukuru, «псы» - вода - su). Göz çukurundaki gözyaşının az olması gibi, söz konusu ırmak da öylesine çok az su akıtıyor. Bu nedenle Adıgeler ırmağa «Накопс» (Нэкупс) diyorlardı. Sonuncu şey. Tatil yöresi Gelencik ile komşu Tuapse ilçesi arasında uzanan yolda belirlenmiş olan duraklarda bekleyen otobüsler ve tur firmaları arabaları ile dolaştırılan turistler bir şelaleye götürülüyorlar. Bazılara oraya «бигиусскэ» (bigiusski) ,bazıları da   «гебеусскэ (gebeusski) şelalesi diyorlar. Rehberler bu adların Adıgece «къошын – su güğümü»ya da «зэшитIум ашъхь – iki kardeşin başı» anlamına geldiğini turistlere söylüyorlar. Doğru değil bu söyledikleri. Adıgeler şelaleye (псыкъефэх) «бгы¬псы - bgıpsı»  diyorlar:  “бгы” – круча – uçurum, sarp yer”, «псы»  - вода – su,ırmak, bu iki sözcüğün verdiği anlam, бгым къечъэхырэ (къефэхырэ) псыр – uçurumdan aşağıya akan (dökülen) su demektir. Adıgecede «гебеус - gebeus» sözcüğü yoktur, “bgıpsı” sözcüğü önce  gebevıs, oradan da gidilerek  «бигиус - bigius»yapılmış. Sonunda Adıgece akarsu adları, her bir kişinin dilinin döndüğü biçimlere dönüştürülmüş.   Tlevsten Boris, Tarihçi, Gelencik kenti Adıge maq, 28 Mayıs 2012 Çeviri: Hapi Cevdet Yıldız Resim: Gelencik kentinin denizden görünüşü.   (*)- Kabardinka, Kabardey alayının konakladığı yer. İkinci konaklama yeri daha içeridedir. Tire içindeki eklemeler çevirmene aittir -
Çerkesya Araştırmaları Merkezi-ÇAM
Diğer Haberler
  • facebook sharing buttonFacebook
  • twitter sharing buttonTwitter
  • pinterest sharing buttonPinterest
  • linkedin sharing buttonLinkedin
  • tumblr sharing buttonTumblr
  • vk sharing buttonvk
  • odnoklassniki sharing buttonOdnoklassniki
  • reddit sharing buttonReddit
  • whatsapp sharing buttonWhatsapp
  • googlebookmarks sharing buttonGoogle Bookmarks