#469 Ekleme Tarihi 20/09/2013 08:02:51
20 Eylül 2013
Bir Dönemlere Ayırma Denemesi
Yazar: Sufian N. ZHEMUKHOV
Anthropology & Archeology of Eurasia, vol. 49, no. 4 (Spring 2011), pp. 54–71.
Bu makale Kaberdey’de İslam Tarihi’nin dönemlere ayrılması için bir başlangıç teşebbüsüdür. Dönemlere ayırmadaki tarihsel çerçeve bin yılı kapsamaktadır ve 13 döneme ayrılmıştır. Çerkes İslamı, onbirinci yüzyıldan 21. yüzyıla kadar bin yılın tamamını kapsamaktadır . İslam, Kaberdey’de kadim köklere sahiptir ve çeşitli periyotlarda toplumsal yaşamın neredeyse her bir katmanında farklı şekillerde gözükmüştür. Şimdiye kadar hiç kimse İslam’ın bir bütün olarak Çerkesler arasında ve özellikle Kaberdey’de yayılması tarihinin, bilimsel bir şekilde dönemlere ayrılmasını şekillendirmek için bir girişimde bulunmamıştır. Bir yandan çeşitli çalışmalar, Çerkes İslamı’nı tanımlamaktadır ve tarihçiler çok fazla sayıda ilginç görüşler ve varsayımlar geliştirmişlerdir. Diğer yandan Çerkesler’in genel tarihi, sahip oldukları ekonomik ve siyasi tarihe, Çerkes düşünce tarihine, Rus-Çerkes ilişkilerine ve bunun gibi bir çok şekilde dönemlere bölünmüştür. Böylelikle Adiğe tarih biliminin metodolojik ve olgusal temelleri, Çerkes İslam Tarihi’nin bilimsel dönemlere ayrılmasının açığa çıkarılması ihtimalini orta yere sermektedir.
Dönemlere ayırma, daha geniş olarak “Doğu Çerkesya” olarak adlandırılan bölgeye tatbik edilmektedir. Kısa bir şekilde kullanılması için, aslında bütün tarihsel alanlardaki bölgenin isminin bu olmamasına rağmen, “Kaberdey” terimini kullanmaktayız. Bölge sıklıkla, Piyati;rsk Çerkesleri, Büyük ve Küçük Kaberdey, Nalçik şehri ve daha sonra Kaberdey Özerk Bölgesi, Kaberdey Balkar Özerk Bölgesi, Kaberdey Balkar Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti,Kaberdey Balkar Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ve (Sovyet döneminden sonra) Kaberdey-Balkar Cumhuriyeti olarak adlandırıldı. Çeşitli sebepler yüzünden, genel Çerkes tarihinden ayrı bir şekilde , Kaberdey’de İslam Tarihi’nin incelenmesi tamamen doğaldır. Tarihi ve coğrafi koşullar yüzünden Kaberdey, Çerkesya’nın ayrılmaz bir parçasıydı, ve daha sonra Çerkes dünyası bir düzine ülkeye dağıldı. Sınıf yapısının geliştirilmesi sayesinde Kaberdey’de, Çerkesya’nın diğer parçalarından daha önce bir devlet yapısı teşkil edildi. Ve 14.-15. yüzyıllarda çeşitli şekillerde dış politika geliştirilmesi yüzünden, Kaberdey Orta Doğu, Anadolu, Akdeniz Havzası, Avrupa ve Uzak Doğu kültürlerinden çeşitli ölçülerde etkiyi hisseti.
Bu makalenin bir diğer amacı, onbirinci yüzyıldan yirmibirinci yüzyıla kadar, Kaberdey’de İslamın yayılmasının bin yıllık tarihi boyunca, temel dönüşümlerin izini sürmektir. Benzer karşılaştırmalı analiz ihtiyacı, bahsedilen problemin yeni bir durum olmasından kaynaklanmaktadır. Önerilen dönemlendirmenin kapsamı olan bin yılın, doğrulanması gereklidir. Dönemlendirme konusunda başkaca bir girişimin bulunmaması da, Kaberdey’de İslam Tarihinin çeşitli aşamalarının tanımlanmasının geçerliliğini açıklayan temel tarihsel gerçekleri sıralamayı zorunlu bir hale getirmektedir.
İslam’ın Kaberdey’de yerleşmesi ne doğrusal ne de dairesel bir süreçtir, daha fazla bir gel git serisi olarak karakterize edilmesi daha isabetli olabilir. Bu belirli bir şekilde kendi iç mantığına sahip iken, bununla birlikte bu süreç, Kaberdey’in kendi tarihi gibi büyük ölçüde dış faktörlere bağlı olmuştur. Dış olaylar, Kaberdey toplumunun belirli dini kanallarını bazen arttırmış ve diğer bazı zamanlarda tıkamıştır. Benzer bir örnek, Çerkesler arasındaki Hristiyanlığın gerilemesini, Kafkasya’ya gelen Grek misyonerlerin sona ermesi ve Doğu Roma İmparatorluğu’nun çökmesiyle açıklayan Şora Nogma tarafından ilk kez kaydedilmiştir. Bu, evrensel tarihi süreçlerin açıklanması için geliştirilen doğrusal ya da dairesel dönemlendirme geleneksel usulünün, daha yerel süreçlere uygulanmayacağı noktasını açıklamaktadır. Bunları tanımlamak için araştırmacı daima dış faktörleri açıklamaktan uzaklaşmalıdır. Bu yüzden çeşitli aşamaların yoğunluğunun izini sürmeyi mümkün kılan bazı niceliksel analizler, Kaberdey’de İslam tarihinin dönemlendirilmesi için zorunlu bir unsurdur.
Dönemlendirmeden görebileceğimiz üzere, 18.yüzyılın son dönem şeriat reformu hareketinin, yirminci yüzyılın başlarındaki kızıl şeriatistlere de uzandığı beşinci ve onuncu dönemler arasındaki zamanın en fazla İslamlaşma’nın gerçekleştiği zaman olduğu değerlendirmesi yapılabilir . İslam 1794 yılına kadar paganizmin ve 1928 yılından günümüze ateizmin ağır etkisi altında idi. Tarihin çeşitli dönemlerinde Kaberdey’deki İslamın yoğunluğuna karar vermek için İslam’ın beş şartı üzerine gözlemler datasını analiz ettik. Bu ölçüt çeşitli şekillerdeki historiografik analize kendisini katkı olarak sunmaktadır. Örneğin İslam’ın ilk şartı kelime-i şahadet, Kaberdey’in 16. yüzyıldaki dış politika dökümanlarında bulunmaktadır. İslam’ın ikinci şartı olan beş vakit namazın eda edilmesine 14. yüzyılda Piyati;rsk bölgesinde büyük bir caminin varlığı nedeniyle rastlamaktayız. İslam’ın üçüncü ve dördüncü şartı, oruç tutma ve zekat verme ile ilgili çeşitli zamanlardan nadir bilgi bulunmaktadır. İslam’ın beşinci şartı, Mekke’ye hacca gitme hakkında elimizdeki en sistematik bulgular, genellikle sınırların geçilmesini ve resmi yazılı dökümanların tamamlanmasını içermektedir.
Birinci Dönem:Onbirinci-Onüçüncü Yüzyıllar. İslam Çerkesler’e Ulaştı. İslami Definler.
Karaçay-Çerkes’de, Arap/İslam küfi harfleri ile onbirinci-onikinci yüzyıla ait üç mezar taşının bulunduğu yer olan Kuma nehri yakınlarındaki arkeolojik kazıların işaret ettiği üzere, Kafkaslardaki Arap etkisinin artmasıyla, ikinci bin yılın başlangıcında İslam Çerkes’e ulaşmaya başladı . Fakat dolaylı deliller, Çerkesler arasında İslam’ın yayılmasının o dönemde yavaş olduğunu ve Çerkesler tarafından İslam’ın bütün şartlarının yerine getirildiğini varsayacak bir temel sağlamadığını göstermektedir.
İkinci Dönem: 1312-1569. İslamaltınordu Tahtına Yakın Olan Piyati;rsk Çerkes Eliti Arasında Yayıldı. Piyati;rsk’da Büyük Bir Cami İnşa Edildi.
Özbek Han’ın, 1312 yılında Altın Ordu tahtına çıkmasından ve İslam’ın devlet dini olduğunu ilan etmesinden sonra, Tatar-Moğol eliti ile Çerkes eliti arasındaki yakınlık sayesinde İslam Çerkesler’e geldi. Özbek Han çocukluğunda bir Çerkes Prens tarafından yetiştirilmek üzere gönderilmişti ve tahta çıkmasından sonra kendisine yakın Çerkes elit kısmını yanına çekti. İslam, Özbek Han döneminde devlet dini olmasının yanı sıra onun yönetimine bağlı Piyati;rsk Çerkesleri arasında da yayıldı . 1367 yılında Han Haji Çerkes’in Altın Ordu tahtını alması ile Tatar-Moğol ve Çerkes elitleri arasındaki etkileşim çok güçlü bir hale geldi. Çerkes ismi Çerkesler ile çok yakın bir ilişkiye işaret etmektedir ve Haji ön eki onun İslam’a bağlı olduğunu ve İslam’ın beş şartından biri olan Mekkeye hacca gitme görevini yerine getirdiğini göstermektedir. Bu, Çerkes prenslerinin İslam’ı kabul ettiğini ve Hanlar ile birlikte Mekke’ye hacca gittiğini, onlarla hac vazifesini yerine getirdiğini işaret etmektedir.
Arkeolojik deliller, ondördüncü yüzyılda Piyati;rsk bölgesinde büyük bir cami olduğunu göstermektedir . Bu durum ise, o tarihlerde günlük beş vakit namaz icra eden ve İslam’ın diğer şartlarını yerine getiren Çerkes inananların olduğunu akla getirmektedir.
Altın Ordu’nun çöküşünden sonra Çerkes eliti, Altın Ordu’nun mirasçısı olan Nogay Ordu ve Kırım Hanlığı ile yakın politik ve hanedanlık bağları kurmayı tercih etti, ve Osmanlı İmparatorluğu da dahil onların bölgedeki etkileri sürekli büyüdü. Onaltıncı yüzyılın ortasına kadar Kaberdey’in Türkiye ve Kırım’daki Müslüman Devletlerle ve sonra buna ilaveten Hristiyan Devletlerle karşılıklı ilişkilerinde İslami Terminoloji geniş bir şekilde kullanılmıştır. 1561 yılında Kaberdey Prensesi ;şenay Temryikovna’nın evliliğinden önce İslam’a inandığını çağdaşları kaydetmiştir, fakat Moskova Prensi IV.İvan ile evlendiği zaman vaftiz edilmiş ve Hristiyan ismi olan Maria’yı almıştır. 1588 yılında, onun kardeşi Kaberdey Prensi Mamstriuk Temriukovich, Rus Çarı Feodor İvanoviç ile, İslam Hukukuna uygun inancına dayalı ilişkiler tesis etmiştir .
Bütün bunlarla birlikte, Piyati;rsk Çerkesleri’nin, bölgede Altın Ordu etkisinin var olduğu zaman dilimi boyunca İslam’ı tamamen kabul ettikleri söylenemez. O zamanın seyyahları Çerkeslerin dini inanışlarının Paganizm, Hristiyanlık ve İslam’ın garip bir karışımı olduğunu not etmişlerdir.
Üçüncü Dönem: 1569-1708. (A.Şogenukov, Dini Bir Lider Olmamasına Rağmen Bu Dönemde Önemli Bir Figürdür.)
Diğer Müslüman halklarla askeri ve politik temasların bir sonucu olarak İslam Kaberdey’de yerleşti. Pagan ve Hristiyan tapınakları camilere dönüştürüldü.
İslamın Kabardey’e sistematik bir şekilde nüfuz etmesi, sadece elitlerin etkisinden değildir, aynı zamanda bir bütün olarak Kaberdey Halkı’nın da etkisi mevcuttur. Bu süreç Kafkasya Bölgesi’nin tamamını, Müslüman Astrahan dek ele geçirmeye ve Osmanlı İmparatorluğu’nun bir parçası haline getirmeye çalışan Türk güçlerinin başarısız teşebbüsü ile 1596 yılında başlamıştır, Kaberdey Prensi Kazi Psheanpshokov, Türk güçlerini bozguna uğratmıştır.
1615 yılında Kazi Psheanpshokov, Kul’kuzhin (K”ul”k”uzhyn, Qwlhqwzhin) savaşında, Büyük Nogay Ordusu mirza güçlerinin Kaberdey’e girmesine neden olan Kaberdey Prensi Sholokh Tapsarukov güçlerine karşı savaşırken öldürülmüştür . Kazi Psheanpshokov’un kafası kesilmiş ve Nogay tarafından barış istemek üzere alınmıştır. Rövanş korkusu yüzünden, Kazi Psheanpshokov’un kafasının, ancak eğer Prens Kazi’nin kızının bir Nogay mirzası ile evlenmesi halinde iade edileceği konusunda anlaşmışlardır. Bu evlilik geçici bir barıştı: “ve evlilik Muhammedi kurallara göre gerçekleştirildi” diye yazmaktadır Shora Nogma . Kazi’nin yerine, onun yanında Nogay’a karşı zafer elde eden erkek yeğeni Prens Aleguko Shogenukov geçmiştir . Prens Aleguko Shogenukov, Khan Hajji-Berdy ile işbirliği halinde, Karashai Sholokhov’u (o tarihlerde ölmüş bulunan Sholokh Tapsarukov’un oğlu) Aşağı Julat Ormanı’nda yenilgiye uğratmıştır . Sholokhov, Jilaxteney Kaberdey’e kaçmıştır. “Nogay Ordu” savaş yerinde, Kazi’nin ve Jilaxteney Kaberdey’in sınırında konuşlanmıştır. Daha sonra Nogay Hanı Zhanbek, Aşağı Julat’taki pagan ve Hristiyan yapılarını camilere ve minarelere dönüştürmüştür. 17. yüzyıla kadar Kaberdey’in büyük kısmı çoktan İslam’a geçmiş bulunuyordu.
Kaberdey’de tek bir dini idarenin yaratılmasında belli başlı bir rol, 1703 yılında her bir aul’a (köye) halka İslam’ı öğretmek için bir molla yerleştiren bazı Kırım Hanları tarafından oynanmıştır. 1
Dördüncü Dönem : 1708-94. İslam Kaberdey’de Barışçıl Bir Şekilde Yerleşti (Zh.Kazanoko Önemli Bir Figürdü)
Kaberdey’in Kanzhal’ (Qenzhalischhe,K”enzhalyshchkh’e),savaşı zaferinin ardından, Kırım Hanlarının bölgedeki etkisi oldukça zayıflamıştır, ve İslam’ın yayılması daha barışçıl bir şekle bürünmüştür.
Kaberdey kamusal alanında en baskın figür olan Jabağı Kazanoko’nun hac için Mekke’ye seyahat etmesi çok önemli bir olaydı. O hac görevini 1748 yılında, ölümünden iki yıl önce, 64 yaşında yerine getirdi. Mekke yolunda, Bahçesaray’da, Jabağı Kazanoko Kaberdey’in en üst Prensi Ma;met Kur;kin’in büyükelçisi sıfatıyla Kırım Hanı ile görüştü. Kaberdey’e döndüğü zaman Kazanoko siyasi ve askeri görevlerinden emekliye ayrıldı . Onun mezartaşında Arapça harflerle : “Burada Jabağı Kazanoko yatmaktadır, Allahu Teala’nın rahmeti onun üzerine olsun” yazmaktadır.
Jabağı Kazanoko adı, Kaberdey’de İslami ahlak ve manevi değerlerin, Kaberdey gelenek hukukuna yayılmasını kolaylaştıran ve Çerkeslerin bugüne kadar yerine getirdiği Adiğe Xabze sosyal kuralının temellerini yerleştiren reformlar ile özdeşleşmiştir. Jabağı hakkındaki efsaneler, Kaberdeylerin birden fazla kez hac görevini yerine getirmesi, kadınların hac yapması ve bütün halkın dahi bir yaşlı ile birlikte gençliklerinde hac görevini yerine getirmesi uygulamalarına sahip olduklarına işaret etmektedir. 2
Beşinci Dönem : 1794-1822. 1974-1807 şeriat Reformları .Hanefi Mezhebi (Fıkıh Okulu) Kaberdey’de Yerleşti. (A.-G. Atazhukin ve I.Abukov Nüfuzlulardı)
Bu şeriat hareketi, Kaberdey’de İslam’ın yerleşmesinde en önemli olaylardan biri idi (en önemlisi değilse). Kaberdey Prensleri ve Soyluları, 1799 yılında Baksan nehrinde, Prens ve Soyluların arasında eşitliğin sağlanması için Kur’an üzerine yemin ettikleri bir toplantı düzenlediler. Buna cevaben, şeriat hareketini kuşatmak ve ona karşı çıkmaktan öte, çökertmek için Rus kuvvetleri Kaberdeye sevkedildi. Hareketi başlatan Adyl’-Girei Atazhukin, beş İslam din önderi ile Kuban’a gitmeye zorlandı. Onları takip edenler de hicretin ilk dalga aşamasını ayarlamak için ertesi yıl oraya göç ettiler. Hicret terimi, göç edenlerin dini motivasyonlarını ve kaçınılmaz olarak ilk Müslümanların Mekke’ye dönüşleri gibi Kaberdey’e geri dönüşlerini vurgulayan İslami hecira teriminden gelmektedir.
Kaberdey’deki şeriat reformu , sosyal yaşamın bütün kademelerinde çok büyük bir etkiye sahip oldu . Şeriat hareketinin ikinci lideri olan Iskhak Abukhov’un kendi çağdaşı fikirler üzerindeki etkisi değerlendirildiğinde , Kafkasya’da İmparator I.Alexander’a rapor veren en yüksek Rus resmi görevlisi : “ Bilhassa, Efendi İshak halkı kendi tarafına olağanüstü bir erdem maskesi içinde dindarlıkla kazanmayı denedi. Ve arzu ettiği çok kıza bir zamanda Kaberdey ahalisinin tamamını Muhammedi Kanunlara göre mükemmelen yönetme amacını çok ustaca başardı . Şu anda 45 yaşında olsalar bile bir çok soylu Kur’an’ı anlamak için Tatar grameri çalışıyorlar ! Şu ana kadar giysilere karıştı herkes kendi giyinme tarzını değiştirdi : önceden giyilen kısa Çerkeska yerine herkes daha uzun olanını giymeye başladı. Başlarına türbanlar taktılar, sakallarını uzattılar,güçlü şarapları tüketmeyi , tütün içmeyi ve enfiye çekmeyi terk ettiler ve bir Müslüman tarafından kesilmemiş olan hayvanları yemiyorlar” .
Şeriat reformu, 1807 yılında “Önceki Adetleri Terk Etmek İçin Halkın Koşulları” nın kabul edilmesi ile sonuçlandı. Bu belge, Kaberdey’de Kaberdeylerin Hanefi mezhebine bağlılıklarını yansıtan bir çeşit anayasaya dönüştü.
Altıncı Dönem: 1822-60. Hanefi Mezhebi Sağlamlaştı (Ia. Shardanov ve U. Sheretlokov Önemli Kişilerdir)
1822 yılında Kaberdey’in Rusya tarafından ilhakı, altı yıl boyunca Haccın yasaklanması ile damgalandı.1 Kafkasya’daki Rus İdaresi başlangıçta, haccın o dönemdeki belgelerde tanımlandığı şekliyle, “Muhammed’in mezarında dua etmek için dini seyahat” e karşı olumsuz bir tutuma sahipti. Bir Kafkasya idari belgesinde şunlar yazılıdır: “Kafkasya Müslümanları’nın Hacca gitmesi onların bağnazlıklarını güçlendiriyor, onların devlete karşı devam eden düşmanlıklarını destekliyor ve varolan düzene onların uyum göstermeleri için yegane engel olarak hizmet veriyor” . 2
Kaberdey’in baş kadısı (hakimi) olan Umar Sheretlokov, isminin başına basit bir şekilde Hajji sıfatı eklemedi, fakat bu sıfatı isminin bir parçası olarak kullandı, kendi kendini Hajjumar olarak adlandırdı. 1838 yılında, çok bilinen bir Kaberdey toplumsal figürü olan Iakub Shardanov Mekkeye hac seferi gerçekleştirdi. Sheretlokov ve Shardanov tarafından temsil edilen iki ayrı eğilimin oluşması sürecinde, Kaberdey kesin bir şekilde Hanefi Mezhebine evrildi. Umar Sheretlokov , dini görüşlerinde Doğu Kafkasya’da tatbik edilen İslami akımlara yöneldi ve o İmam Şamil’in Kaberdey’deki seferine olan desteği yüzünden Sibirya’ya sürüldü . Iakub Shardanov tarikata (sufi yolu) karşı aktif bir muhalifti ve iman saflığının muhafazasını ve bütün İslami manevi ahkamı gözeterek, tarikatın sadece din ile bağlantılı konularda zorlayıcılığa sahip olduğunu, ama askeri konular ve ilişkiler şöyle dursun, dünyevi işlere uygulamanın yolu olmadığını onlara ıspat edebileceğini ileri sürerek Dağıstan Sufileri ile dini tartışma organizasyonu bile önermişti .
Sıklıkla hac yolculuğuna çıkanlar, kutsal topraklarda ölmek ve defnedilmek umudu taşıyan yaşlılardı. Mekkeye ulaşmadan ölenlerin paralarını, Mekkedeki fakirlere dağıtılması için vasiyet etmesi Kaberdey’de yaygın idi. Böyle paralar onu Mekkeye götürecek bir mollaya verilir ya da diğer hacılara devredilirdi
Rusya Hükümeti, 1853-1856 Kırım Savaşı sırasında haccı yasakladı.
1857 yılında Kaberdey’de, 16 tanesi hajji sıfatına sahip olan 124 efendi ve molla vardı.1
Yedinci Dönem:1864-93 . Çerkeslerin Türkiye’ye Yerleşmesinin İlk Basamağı Olarak 1860 ve 1861 Yıllarında Yapılan Hac (K. Shogenov Önemli İdi)
Kaberdey’den yoğun göç, hac bahanesiyle 1860 yılında başladı ve bu Çerkeslerin Osmanlı İmparatorluğu’na yerleşmelerinin ilk aşamasıydı. Aul sakinleri, bütün bir aul olarak hac yapma arzularını açıklarlardı. İlaveten bütün aileler beraberce hac yapmaya gelirler, bunun gerçekleşmesinden önce hacılar bütün mülklerini ve meskenlerini satarlardı . Bunların sayısı 1861 yılında çoğaldı. Bu iki yılda, hac bahanesiyle 81 aul’dan 10.343 kişi Türkiye’ye göç etti. Bu sayı bütün bir Kaberdey nüfusunun yüzde yirmisi idi . Ayrılanlar arasında Kaberdey’in eski baş kadısı Hajji Kaisyn Shogenov’un bütün bir aulu da bulunmaktaydı.
Çar yönetimi daha sonra dönmeyi düşünecek göçmenleri engelleyecek bir durumdan fayda sağlama kararı verdi. Genellikle yavaş işleyen yasal ve bürokratik mekanizma bu kez hızla aksiyon aldı ve Eylül 1861’de “Türkiye’den Dönecek Göçmenlere Dair Kurallar” başlıklı kısa bir emir yayınladı. Dönen bütün hacıların gemilere doldurularak Sibirya’daki Orenburg Kray’ına gönderilmesi ve bu hacıların “devlet köylüsü” olarak tescil edilmesi emredildi. Fakat söz konusu emir, kışın gemi seyahatine ara verilmesi yüzünden sakat olarak doğmuştu, geri dönen hacıların Sibirya’ya sürgün edilmeleri olanaksızdı. Dönenlerden 700 kişi sorgudan geçirildikten sonra Kaberdey’de kalabilmeleri mümkün oldu. 1860-61 yıllarında hacca giden bütün Kaberdey devlet görevlileri memuriyetten men edildi ve rütbeleri ellerinden alındı.2
Sekizinci Aşama: 1860-64. Büyük Rusya Reformları Döneminde Kaberdey’de Yoğun Pan-İslamik Düşünceler. Anti-İslamPprojeleri Rusya Hükümeti tarafından Desteklendi (B. Atazhukin Kayda Değerdir)
Kaberdey’den Osmanlı İmparatorluğu’na ikinci göç dalgası, hac bahanesiyle 1865 yılında gerçekleşti. Bunun ana sebebi Rusya tarafından uygulanan önemli reformlardı: belediye, mahkeme, mülkiyet ve askeri reformlar. Kaberdey’de bu durum, çeşitli Rusya bölgelerinin birleştirilmesi yoluyla Kafkasya’nın Ruslaştırılması için bir süreç olarak algılanmıştır. Kaberdey’de buna cevap tedirginliktir ve hac bahanesi altında Türkiye’ye göçtür. 1865 yılında halkın üçte biri Türkiye’ye göç etmiştir . Halka yayılmış olan tedirginliği organize edenler Rusya’nın diğer bölgelerine sürüldü. Hareketin lideri Kaberdey Prensi Bekhmurza Atazhukin Kaluga’ya sürgün edildi ve Şamil’in daha önce tutulduğu aynı evde yaşadı. Bu sürgünler daha sonra kendi vatanlarına geri döndüler .2
1871 yılında Cidde’deki kolera salgınından sonra, Rusya Dışişleri Bakanlığı, salgını bahane ederek haccı yasaklama fikrini gündeme getirdi. Fakat Kafkas İdaresi haccın yasaklanmasının Kafkasya’daki durumu karmaşıklaştıracağı gerekçesiyle buna itiraz etti ve yurt dışı pasaport verilme sürecinin sıkılaştırılmasından başka bir şey yapılmamasını önerdi. Uzlaşmacı bir çözüm olarak, hacıları yıldıracak daha çok formalite ile Mekke’yi ziyaretin daha da zorlaştırılması kabul edildi . 3
Dokuzuncu Dönem: 1893-1918. Kaberdey’de Bir Kolera Salgını’ndan Sonra Dini Düşünceler Yoğunlaştı ; Bunun Türkiye’ye Göç Etmeyen Kaberdeyler için Bir Cezalandırma Olduğu ve Rusya’da Ölen Müslümanların Cennete Gitmeyecekleri Fikirleri Yayıldı.
Kaberdey’den Türkiye’ye üçüncü göç dalgası, hac bahanesiyle 1893 yılında gerçekleşti. İki düşünce oldukça yaygın hale gelmişti: Rusya’da ölen Müslümanlar Cennete gitmeyecekler ve Kaberdey’deki kolera Türkiye’ye göç etmeyenlerin cezası olarak yukarıdan gönderildi. Türkiye’de yerleşmek isteyen herkese izin verileceği haberi Terskie vedomosti gazetesinde yayınlandı. Bu haber Rusya’nın Kaberdeyleri zor kullanarak süreceği söylentilerine neden oldu. Söylentiler halkı son derece üzdü, insanlar çalışmayı bıraktılar ev yapımını durdurdular .
Ondokuzuncu yüzyılda kadınların hac yapması daha yaygın bir hale geldi. Kadınlar sıklıkla hac görevlerini eşleri ya da akrabaları ile birlikte yerine getiriyorlardı. Dul kadınlar oğullarıyla birlikte hacca gidiyorlardı. Kh”ezhy (hajji),Chebe (Kaaba),meche (Mecca), and Madina (Medina) kökenli kadın ve erkek isimleri tamamen yaygın bir hale geldi. Hac ile ilgili giyim eşyalarını ifade eden yeni terimler Kaberdey diline girdi: : kh”ezhsaryk”—hacının kafasına giydiği başlık ve kh”ezhytsei—hacının dış elbisesi. Haccı ifade eden ve aynı zamanda hacı anlamına gelen bir terim ortaya çıktı : chebakIue (lafzi anlamı Kabe’ye yürüyen ve Kabe yürüyüşçüsü). Daha sonra, şimdilerde eskimiş olan ve nadir olarak kullanılan, hac için birikim anlamına gelen chebekh”arzh kelimesi kullanıma girdi .
Onuncu Dönem : 1918-28. Şeriat-Bolşevik Hareketi Kaberdey’de Hakim Oldu . (N. Katkhanov Kayda Değer İsimdir)
Kaberdey’in etkilenmesinden sonra, Rusya’daki Bolşevik devriminin belirli bir aşamasında İslami bileşenler var idi. Erken dönemde Kaberdey’de 157 cami mevcut idi. 1918 yılında “Birinci Şeriat Kıt’ası” olarak adlandırılan birlik Nalçik’i, “Çok Yaşa Sovyet İktidarı ve Şeriat” sloganı ile teslim aldı. Nalçik Okrugu’ndaki otorite “Askeri Şeriat Devrim Konseyi” ne dönüştürüldü. Devrimden sonra “kızıl şeriatçı” hareketin lideri Nazyr Katkhanov, Kaberdey Özerk Oblast’ının icra komitesi üyesi oldu ve yakalanıp kurşuna dizilerek idam edildiği 1928 yılına kadar bir çok devlet görevinde bulundu.
Sovyet etkinliğinin artması ile birlikte Müslüman din adamları , doğumların, ölümlerin, evliliklerin kaydedilmesi, dini ibadetlerin yerine getirilmesi, eğitim, yargısal görevler ve benzeri görevlerinin icra edilmesi imkanlarından yoksun bırakılarak kademeli bir şekilde hükümet organları tarafından yerlerinden edildi. Devlet desteği daha önce kaldırılan şeriat mahkemeleri 1925 yılında lağvedildi. Kaberdey-Balkar’da 1926 yılında on medrese ve 100 kadar İslami ilk öğretim okulu, 1.000 din adamı ve 250 mürit faaliyette idi .
Onbirinci Dönem: 1928-1990. Toplum İslamdan Yoksun Hale Getirildi ve Kaberdey-Balkar’daki Camiler Yokedildi.Alman İşgali Döneminde İslam Daha Ferahtı. İslam Üzerindeki Sınırlamalar Perestroyka Yıllarında Kaldırıldı. (K. Khotekov ve T. Kazhokov Kayda Değer Kişilerdi)
Anti-Sovyet hareketleri olarak bilinen Baksan olayları 1928 yılında gerçekleşti. Bundan sonra Müslümanlara karşı açıkça eziyetler başladı. 1930’larda Müslüman din adamlarına yoğun baskı uygulandı. Büyük Vatanperver Savaşı’nın (İkinci Dünya Savaşı) başlamasıyla Kaberdey-Balkar’daki bütün camiler kapatıldı. 1942-43 yıllarında Kaberdey Balkar’daki Alman işgali süresince Kaberdey Balkar Kadı Bürosu açıldı ve Hajji Koze Khotekov görevi kabul etti. Onun imzası ile din özgürlüğünü ilan eden Anti-Sovyet duyurular yayınlandı .
Savaşın sonunda, Mekke’ye hacca gitmeye izin verildi; fakat hacca gitme örnekleri çok nadirdir. 1944 yılında Almanların ayrılmasından sonra Kadı Bürosu’nun görevi iade edildi. 1946 yılında dokuz Müslüman topluluğu ve camiler , Kaberdey Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nde tescil edildi, 1955 yılına kadar bu rakam beşe düştü . 1961 yılından sonra Kaberdey-Balkar’da kadı mevcut değildi. 1967 yılında Kuzey Kafkasya İslam Din İşleri İdaresi Baksanenok dan Tarkan Kazhokov’u atadı fakat o sağlık sebeplerinden dolayı resmi görevi kabul etmedi.
1966 yılında, Rodina topluluğunun bir şubesi yurt dışındaki soydaşlarla kültürel ilişkiler için açıldı ve onun faaliyetleri dini alanda ilişkilerin gelişmesine yardım etti.
Din karşıtı Sovyet propogandası İslam’ın beş şartına karşı, özellikle Ramazan ayı ve Kurban Bayramı süresince düzenli olarak icra edildi, “İslam’ın Şartları ve Bunların Gerici Nitelikleri” gibi konularda dersler verildi.
Sovyetler Birliği’nin devlet dinine gelince, ateizm sadece, inananlar için evler açılmasına resmi izin verildiği zaman, 1980’lerde zayıfladı. 1986 yılına kadar, perestroyka reformlarının dalgaları üzerinde, 19 Müslüman din topluluğu Kabardino-Balkaria’da tescil edilmişti. 1
Onikinci Dönem : 1990-2000. İslam Kaberdey-Balkar’da Yeniden Canlandı ve Her Yerde Camiler Yapıldı. Kur’an Kaberdey Dili’ne Tercüme Edildi. (Sh. Pshikhachev ve Sh. Balag Kayda Değer Kişilerdi)
Sovyetler Birliği’nin 1990 yılında çıkardığı “Dini Organizasyonlar ve İnanca Dair Özgürlük” kanunu ve Rusya Sovyet Federal Sosyalist Cumhuriyeti’nin 1997 tarihli “Din Özgürlüğü” kanunu emsalsiz ölçüde İslamlaşmanın büyümesini teşvik etti. 1990’dan 2000’e kadar yaklaşık 100 cami inananlardan gelen paralarla inşa edildi. 2000 yılının başlangıcında 96 halk merkezinde 140 İslam topluluğu, Kaberdey-Balkar Cumhuriyeti’nde tescil edilmişti. Daha sonra Müslüman cemaatinde ilk büyük ihtilaf gerçekleşti: bu ihtilaf, Nalçik’te bir cami inşası için Kaberdey-Balkar Cumhuriyeti vatandaşları tarafından toplanan paranın kaybını içermekteydi ve cemaatte sonraki bölünmelerin nedenlerden bir tanesi idi .
Kaberdey-Balkar Cumhuriyeti İslam Din İdaresi’nin (ICA KBR) üç kongresi (1990,1992 ve 1998) yapıldı ve Shafit-Hajji Pshikhachev başkan olarak seçildi.
1991 yılında, Suriye’den ve Adiğe orjinli olan dönüşçü Shauki Balag’ın başkanlık ettiği ilk medrese Kaberdey-Balkar Cumhuriyeti’nde açıldı. 1996 yılına kadar varolan medrese, 1993 yılında Arap Dili Enstitüsü haline geldi. Daha sonra Kabardey-Balkar Cumhuriyeti İslam Enstitüsü aynı yıl açıldı.
1997 yılında Kaberdey-Balkar Cumhuriyeti’nden ilk gruplardan biri haccı ifa etti ve hacılardan biri olan felsefe bilim doktoru M.Sh. Shekikhacheva bunu bir kitapta tasvir etti . Hac hakkında diğer incelemeler daha sonra yayınlandı. Kur’an , Mukhamedkher Khuazh, Mustafar Boli, ve Zauar Nalo tarafından Kaberdey diline tercüme edildi .
Onüçüncü Dönem:2000 Yılından Bu yana. Kaberdey-Balkar Cumhuriyeti’ndeki Müslüman Topluluğu Bölünmekte. Kanunları Uygulayan Organlar Genç Müslümanlar Üzerinde Katı Tutum Takınıyor.Camiler Kapatıldı.13 Ekim 2005 yılında Silahlı Bir Karşılaşma Mevcut.( A. Pshikhachev Aktif Bir Lider)
2000’lerin ilk yarısı, Kaberdey-Balkar Cumhuriyeti’nde iki kriz eğilimi ile karakterize idi. İlki ICA KBR’nin destekçileri ile ona muhalif olanlar arasındaki ayrışma idi. Kolluk güçleri , resmi olarak aşırılıkçılığın destekçisi olarak değerlendirilen genç Müslümanlara karşı sert bir tutum takındı. Örneğin 2000 yılında Kaberdey Balkar Cumhuriyeti’nde 382 kişi , Vahhabizm Destekçileri Listesi’nde kayıtlı idi, bunlardan 149’u 2000 yılında listeye dahil edilmişti . Bu gelişmeler sadece iç süreçlerin değil, 1990’ların ilk yıllarından bu yana şekillenen, Kuzey Kafkasya’daki ezcümle negatif durumun bir neticesidir. 2003 yılından itibaren, Kaberdey-Balkar Cumhuriyeti Müslümanlarına karşı daha sert önlemler uygulandı: bütün camiler kapatıldı;kolluk güçleri, evlerinde arama yaparken kullanılmak üzere inananların listesini oluşturmaya başladı; ve Müslümanların darp edilmesi, sakallarının kesilmeye zorlanması, ve dahi Müslümanların kafalarının haç şeklinde traş edilmesi olayları mevcut idi.
2002 yılında, Anas-Hajji Pshikhachev ICA KBR başkanı oldu. 2004 yılında ICA KBR’nin 4. Kongresi yapıldı. Örneğin, Kaberdey Balkar Cumhuriyeti’nin ilk başkanının eşi Mekke’de hac yapan hacıları finanse etti. Nalçik’teki büyük cami 2004 yılında açıldı. Bu cami, daha sonra Kaberdey Balkar Cumhuriyeti’nin başkanı olacak Arsen Kanokov tarafından yaptırıldı
13 Ekim 2005 tarihinde, İslam topluluğundaki kriz durumu, İslam gençliği ve kolluk güçleri arasında silahlı çatışmaya kadar taşındı. 130’dan fazla insan öldü (bunlar arasında 35 kolluk görevlisi de mevcut idi) . Cumhuriyet’in yeni lideri, bu olayı “ulusal bir trajedi” olarak isimlendirdi ve bir çok uzlaştırıcı önlemler aldı. Camiler açıldı, ve Müslümanların üzerindeki koğuşturma hafifletildi.
2007 yılında, Kaberdey-Balkar Cumhuriyeti İslam Enstitüsü temelleri üzerinde, Kuzey Kafkasya İmam Ebu Hanefi Üniversitesi açıldı.
Günümüzde, Kaberdey- Balkar Müslümanları arasında, İslamın geleneksel, ılılmlı ve radikal formları olmak üzere üç ideoloji ile temsil edilen bir bölünme mevcuttur. Radikal İslam destekçileri, İslam’ın ruhu ve kanunlarının, toplumun bütün katmanlarına ulaşması gerektiğini iddia etmektedir. Bu ideoloji, tarihsel köklerini beşinci dönemden almaktadır ve oldukça höşgörüsüz ve İslam’ın beş şartında kendilerini geliştirmeyen kişilere karşı eleştireldir. Radikal İslam destekçileri kendiliğinden, otomatik bir şekilde ekstremist değillerdir fakat onlar bu ideolojinin içinde genellikle isyan ideolojisi olarak adlandırılan bir ideoloji geliştirebilirler.
Ilımlı İslam’ın temsilcileri genellikle radikal İslama karşı çıkarlar ve radikal İslam destekçilerini dini kurallara karşı çıkan kişiler olarak görürler. Ilımlı İslam destekçileri devlet otoriteleri tarafından desteklenir ve onlarda devlet otoritelerini açıkça desteklerler. Ilımlı İslam, kendi destekçi yığınını, İslam’ın beş şartını yerine getirip getirmediğine bakmaksızın, kendilerini Müslüman olarak tanımlayan herkesi dahil ederek genişletir. Ilımlı İslamcıların Kaberdey-Balkar’daki temsilcisi “Allah, Kur’an Sünnet ve Peygamberi tasdik eden herkes, hiç bir ibadeti yerine getirmiyor olsa dahi Müslümandır” diyen A. Pshikhachev tir. Böylelikle aktif bir inançtan daha ziyade İslamın pasif bir şekilde tasdiki sorun olmamaktadır. İsyan ideolojisi ve ılımlı İslam arasındaki çatışma Aralık 2010’da kendi evinde vurulan A. Pshikhachev’in ölümü ile doruğa ulaşmıştır.
Bir çok yerel bilim adamı ve entelektüel “geleneksel İslam”ı, İslam’ın ve yerel geleneklerin, yerel geleneklerin daha ağırlıkta olacak şekilde, hemhal olması ideolojisi olarak anlamaktadır. Bu ideoloji tarihsel köklerini, dördüncü dönem boyunca geliştirilen Adiğe Xabze’nin güçlü ahlak kurallarından almaktadır. Radikal ve geleneksel Müslümanlar arasındaki ilk tartışmalar 19. yüzyılın başlarında vuku bulmuştur. Tanınmış Çerkes bilim adamı S. Khan-Girei, 1835 yılında yazdığı “Çerkesya Hakkında Notlar” adlı eserinde yerel giysilerin tercih edilmesinin bir seçenek olarak İslam Hukuku tarafından sunulduğunu, fakat yeni nesil dini liderlerin eski kıyafetleri ortadan kaldırdığını yazmıştır. Aralık 2010’da antropolojist Aslan Tsipinov kendi evinde, kamusal faaliyetlerinde ve akademik çalışmalarında Müslümanlık öncesi etnik değerlerin tanıtımını yaptığı için vuruldu.
Yerel Müslüman toplumda, ideolojik eğilimler arasındaki açık 2005-2010 boyunca genişlemiştir ve Kaberdey-Balkar’da siyasi durumun gerilmesine neden olmuştur.
Türkçe’ye Tercüme Eden: Av. Dr. Murat YILDIRIM (KARDEN)
Çerkesya Araştırmaları Merkezi-ÇAM
Diğer Haberler