#394 Ekleme Tarihi 26/12/2011 03:58:32
26 Aralık 2011
Marcin Kruszynski
Çeviri: Liy Aygün Özgür
(Bu makale posta yoluyla alınmış, Amjad Jaimoukha tarafından düzenlenmiştir. )
Terek ve Kuban nehirleri arasındaki Kuzey Kafkasya topraklarından Beş Prens Polonya'ya gelmişlerdi. Bu –prenslerin Kafkasya’dan geldikleri- bölgeye, Rusça'da Beş Dağlar anlamında Piatyjhorje, Çerkesce'de Bgiytxw, Tatar dilinde beş tepeden oluşan, Beschtan/Beschtau dağına atıfta bulunularak, Beschtan/Beschtau/Beşdağ denilirdi. Bu dağdan, batıya ve doğuya uzanan bu topraklara ise esas olarak, üzerinde –Doğu Çerkesler’i - Kabardeyler ve yakın ilişkide oldukları Besleneyler yaşadığı için Kabarda ismi veriliyordu. 15. ve 16. yüzyılda bağımsız bir ülke haline geldikten sonra Ruslar bu bölgeye Cherkassy, Polonya-Litvanyalılar ise Petyhorcy adını verdiler. Sınırlarının bir ucu Kırım Tatarlarına, diğer ucu Temruk/Chemquey kabilelerine kadar ulaşıyordu. Ayrıca Kabarda bağımsız olmasına rağmen, Kırım Tatarlarıyla yakın ilişki içindeydi. Kabardey savaşçıları sık sık komşularına savaşlarda yardım ederlerdi. 1555-1560 yıllarında ise Kabarda, Rusya'nın hakimiyeti altına girdi. 1556 yılında, Ukrayna Prensi Dymitro Wisniowiecki ( 100 yıl sonra Polonya'nın kralı haline gelecek olan Michal-Korybuth Wisniowiecki'nin büyükbabası) Polonya'yı (Polonya, Ukrayna, Belarus ve Litvanya bu dönemde tek bir ülke konumundaydı) terk etmiş ve Kırım Tatarları'yla savaşmak için Rusya'ya gelmişti. Komutası altındaki Kazak ordusu ile pek çok başarılar kazandı. Kendisi de her şeyden önce Kazak'tı ve aynı zamanda Zaporozha Kazaklarının da kurucusuydu. Çar Korkunç İvan, onu Kabarda'nın valisi olarak atadı. Prens Dymitro ve Kazakları yıllarca Kabarda'da kaldılar ve burayı iyi-hoşgörülü bir biçimde yöneterek , pek çok Çerkes savaşçısını kendi taraflarına çektiler. 1561 yılında Çar İvan, Polonya'ya saldırmaya karar verdiğinde, Prens Dymitro için Rusya'da kalmak zorlaştı ve ülkesini savunmak için Ukrayna'ya geri döndü. Onun bu hareketi Çar İvan'ı sinirlendirmiş ve hatta ona karşı duyduğu öfkeyi şu şekilde ifade etmiştir; "Dymitro bize bir köpek olarak geldi ve bir köpek olarak bizi terk etti." Daha sonra 1563 yılında Prens Dymitro Wisniowiecki Moldova'da ele geçirilir ve İstanbul'a gönderilir. İstanbul'da da Tatarlara karşı yaptığı saldırılardan ötürü suçlanarak idam edilir. Birkaç ay sonra, Dymitro Wisniowiecki ile dostça ilişkilerde bulunmuş ve Kabarda'daki Rus egemenliğine karşı olan bir grup Çerkes Prensi, kendi Çerkes savaşçılarından oluşan bir grubu yardım için Polonya'ya gönderirler. Bu prensler, Çar tarafından gıyabında ölüm cezasına çarptırılırlar. Ağustos 1561'de Polonya Kralı, ülkesine gelmek isteyen tüm Petyhorcy savaşçılarına, kendilerini kabul edeceğini, "Demir Mektuplar" (Kralın Kitabında yazdığı üzere) ile bildirir. Bunun üzerine, 1562'de beş Kabardey Prensi, Rus hakimiyeti altındaki Kafkasya'daki evlerini terk ederek, aileleri ve savaşçılarıyla birlikte (Polonya'lı tarihçilerin iddia ettiklerine göre 300 civarında savaşçı) Polonya'ya kaçarlar. Polonya kralı onları çok memnun edecek şekilde büyük bir şerefle ve hediyelerle karşılar. Bu Çerkes prenslerin isimleri ise şöyleydi; -Kassim Kambulatowicz (Czerkaski).`i` -Gawrila Kambulatowicz (Czerkaski). -Onyszko/Aleksander Kudadek (Czerkaski), çok ünlü Batı Çerkesya prensi Sibok/Wasyl Konsaukowicz'in oğlu. - Solgien Szymkowicz (Czerkaski). Szymek Temruk'un oğlu. - Temruk Szymkowicz (Czerkaski). Szymek Temruk'un oğlu. Aynı zamanda Sibok ile akrabaydı ve onun klanının (sülalesinin) bir üyesiydi. Korkunç İvan, çok yetenekli savaşçıları düşmanı Polonya'ya kaptırdığını fark eder ve bu onu daha da öfkelendirir. Prensleri tekrar kazanmak için Aleksiej Klobukov'u elçi olarak Polonya'ya gönderir, fakat Çerkes Prensleri (Polonyalıların deyişiyle Petyhorcy prensleri) elçiye karşı soğuk davranırlar. Çerkes göçmenlerin pek çoğu Ortodoks Hristiyan’dı, bazıları ise hala Pagan inanışına mensuptu. Savaşçıların soyundan gelenler daha sonra, Ukrayna Ortodokslarına katıldılar ve üst sınıfta olanlar ise Polonya Katolikliği'ne geçti. Prens Solgien ve Prens Temruk, Polonya Ordusundaki özel Petyhorcy/Kazak birlikleri kumandanlığına getirildiler. Bir Çerkes kumandanının en üstün yeteneklerini sergileyen ise kahramanlığı hakkında pek çok belge bulunan Temruk oldu. Örneğin; 13 Nisan 1572'de güçlü bir Türk ordusu, Moldova'daki, Polonya kuvvetlerine saldırdığında, tüm Polonyalı askerleri panik içerisinde savaş alanını terk ederken, Prens Temruk ve Çerkes savaşçıları, Polonya'lı askerleri tekrar toparlanıp, Türkleri durdurmak için gelene kadar savaş alanını terk etmeyerek, savaşmışlardır. Temruk'un bu üstün başarıları ödülsüz kalmadı. Polonya meclisi (Sejm) ve Kral, onu, Polonya aristokrat sınıfında bir mevki olan, Indygenat Polski soyluluk nişanıyla ödüllendirdi. Ayrıca kendisine Litvanya, Kiev ve Podoli, Ukrayna'da büyük malikaneler verildi. Zamanla beş Çerkes prens gittikçe güçlendi ve zenginleşti. Hepsi Ukrayna'nın Podoli bölgesine yerleştiler. Her yıl, yeni Çerkes savaşçılar, özel Petyhorcy/Kazak birliklerine katılmak için Polonya'ya geldi. Birkaç yıl sonra bu özel birlik Polonya ordusunun önemli bir parçası haline geldi, taa ki 1795'te Polonya, Rusya, Prusya ve Avusturya tarafından işgal edilip, parçalanana kadar. Bu bölükleri kuran Çerkes prenslerin ölmesinin ve Polonya'nın bağımsızlığını kaybetmesinin ardından, Çerkesler’in sayısı giderek azaldı, onların yerini Polonyalı, Ukraynalı ve Tatar askerler aldı. Ancak, bu birlikler gelenekleri, silahları ve taktikleri başta olmak üzere Çerkes görünüşünü ve özelliklerini muhafaza ettiler. Günümüzde, Polonyalı tarihçiler, beş Prensin, Polonya Ordusunun gelişiminde gösterdikleri olağanüstü çabayı kabul etmektedirler. Çerkes prenslerin soyları, Polonya toplumunun içerisinde asimile oldu. Fakat mizaçlarını, özellikle can düşmanları Ruslara karşı savaşma arzularını korudular. Ruslar, Ukrayna'yı işgal ettiklerinde ise Polonya'lı Çerkesler herşeylerini kaybettiler.Çevirmenin yorumu: Açıkçası Czerkaski’nin bu Prenslerin soyadı olduğunu düşünüyorum. İnternette ise bir araştırma yaptığınızda karşınıza bu soyadına sahip Polonyalı pek çok kişi çıkıyor. Kim bilir belki de bu kişiler, o prenslerin soyundan gelen asimile olmuş Çerkesler’dir.
Çerkesya Araştırmaları Merkezi-ÇAM
Diğer Haberler