Karadeniz kıyısındaki Şapsığ köylerinin zengin tarihini ve yaşanan olayları kimse yeterince araştırmamıştır. Yerel tarihçiler bu köylerin geçmişine ilişkin bilgiler konusunda araştırmalarda bulunmuşlardır. Bu kişiler, yaşlıların anlattıklarını gelecek kuşaklara ulaştırmaya çalışıyorlardı.
Ortaya çıkarılan, bulunan bilgiler arasında ilginç olanları da vardır. Bunlardan biri, 2000 yılı başında Tuapse rayonu Psıbe* köyünde Şevmen ailesine (Шъэумэн лIакъо) ait olarak bana anlatılanlar bulunuyor.
Bu köyün iki km kadar uzağında “Şevmen yerleşim yeri” (Шъэумэн тIысыпIэ) denilen bir yer vardır. Ama niçin böyle denmiş, nedenini bilen kimse köyde kalmamıştı. Sadece köy tarihinin 1461 yıllarına dayandığını biliyorlardı.
Tarihi kayıtlara göre, Kafkas Savaşı öncesinde şimdiki Psıbe’nin bulunduğu yerde Kobl ailesi/soyu oturuyordu. Kobl soyundan türeyenlerden biri, Rus Çarı İvan Grozni’nin Adıge büyük beyinin kızı Mariya ile evlendiği tarih olan 1561 yılından yüz yıl önce dikilen büyük bir meşe ağacını göstererek, Psıbe tarihinin o ağacın dikildiği tarihe dayandığını söyledi. Ailede böyle bir bilgi bulunuyor…
Köyün tarihine ilişkin belge ve bilgileri on yıllardan beri derleyen Aç’eğu Ramazan, (АкIэгъу Рэмэзан) artık aramızda değil. Onun anlattıklarına göre, Kafkas Savaşı sırasında Şapsığlar yağmacı ve katil Rus birliklerine sert karşılık veriyorlardı. Duruma öfkelenen Rus komutanlar, birliklerine ırmak vadilerine girme ve ilerleme emri verdiler. Amaçları köyleri ortadan kaldırmak, Dağlılara boyun eğdirmekti.
“Yağma” operasyonlarına katılanlar ve tarihçiler, yadsımadan köyleri ateşe verdiklerini ve köylülere karşı acımasız davrandıklarını gizlemiyorlar. Askerlerin emre uymama ya da karşı gelme durumları yoktu. Bu nedenle yaşlı çocuk ayırım yapmıyor, kimseye acımıyorlardı. Bu yöntemle Psıbe Irmağı vadisindeki 30 köy yok edilmişti…
Şevmen ailesine ilişkin bilgiler fazla değildir. Şevmen soyunun, Irmağın sağ yamacında ve Psıbe köyünün iki kilometre uzağında oturduğu anlatılıyor. Büyük bir yerleşim yeri değildi, güzel manzaralı bir düzlükte oturuyordu, yakınında bir pınar/ su kaynağı (псынэкIэчъ) vardı. Adet olduğu üzere Şevmenlerin mezarlığı köyün bitişiğindeydi. Dağdan gelen pınarın aktığı çimenliğe bugün de “Şevmen çiftliği” (Шъэумэн къутыр) deniyor.
1883’te 17 aile Türkiye’den kendi eski yurduna dönüş yapmıştı. Bu kişiler bugünkü Psıbe köyünü kurdular. Sağ kalan birkaç Şevmen ailesi Türkiye’ye gitme yerine doğudaki Kuban yöresine göç etmişti. Şimdiki Tahtamukay rayonunda hayli Şapsığ bulunduğunu biliyoruz.
Psıbe’ye dönmüş olanlar Şevmen köyünü yakılmış, verimli meyve bahçelerinden pek azını ayakta kalmış olarak bulduklarını anlatıyorlardı…
Zamanla Şevmen köyünün nasıl yok olduğunu “bilenler” de sonunda vefat ettiler. Açeğu Ramazan’ın anlattığına göre, yerin adı, pınar, meyve bahçeleri ile mezarlığın bir kısmı kalmıştı. Psıbe köyü nahıjları (büyükleri) 20. yüzyılda Şevmenlerin ateşe verilen köyünü görmek üzere yaşlı bir kadının köye gelmiş olduğunu anımsıyorlar.
Ramazan’ın söylediğine göre bu kadın Kuban yöresine göç etmiş olanlardan biriydi, ailesiyle birlikte orada kalmıştı. Kadınla konuştuktan sonra köyün oturduğu yer, pınar ve çimenlik alana kesin olarak “Şevmenlerin eski yeri” (Шъэумэн хэкужъ) adını verdiler.
Birkaç yıl önce, Türkiye’de Şevmen soyundan kişilerle karşılaştım. İzmir yakınlarındaki Hamidiye köyüne Adıgeler Pçenıśe (Пчэныцэ) diyorlar, 250 haneli bir köy, bin üzeri bir Adıge nüfusu var. Köyde çok az Türk var, Adıgelerin çoğu Karadeniz kıyısında yaşamış olan Şapsığ ailelerinden - Thağuşe, Çetave, Tıv, Çuşha, Carıme, Guğeju, Ҭeşu ve Şevmen soyundan türeme. Daha önce İstanbul yakınında Çerkes adı verilen eski köylerinden birkaç on yıl önce göç edip buraya yerleştiler.
“Değişik bir yaşamımız var, etrafımız Türk köyleri ile çevrili, onların kültür ve gelenekleri bizden farklı.” diyor köyün nahıjlarından Şevmen Yusuf. “Geçimimizi topraktan sağlıyoruz. Toprak babalarımızı geçindiriyordu, bizi de geçindiriyor, çocuklarımızı da geçindirecek. Bir zamanlar Pçenıse bir Adıge köyüydü. Daha sonra gençlerimiz Türk kızları almaya başladılar ve sonunda melezleştik, çocuklarımız Türkçe konuşuyorlar. Gençlerimiz Adıgece biliyor, bazı geleneklerimiz kaldı, ama yarınımızın ne olacağını bilenimiz yok. Karışmaya, melezleşmeye karşı çıkmak zor artık.”
Bu Şevmen baba hala sağ mı, bilmiyorum, “komutan sesi” gibi gür bir sesi vardı. Bir dönem köy muhtarlığı da yapmıştı, köylülerin hepsini tanıyordu.
- Bu köydeki ailelerden bazıları Karadeniz yoluyla Balkanlara, ardından Bosna üzerinden İstanbul’a geldiler, - diye anlatmıştı Yusuf. – 1860’larda Kafkasya’dan kovulmuş çok sayıda Adıge İstanbul’da birikmişti, Türk yöneticiler çok sayıda oldukları için, bunları bölüp bir yerlere yerleştirmeye karar verdiler. Adıgelerde silah yoktu, kıtlık ve hastalıklar nedeniyle bitkin düşmüşlerdi, yine de diğerlerinden kokmuyorlardı.
Pçenıse yaşlılarının anlattıklarına göre otlardan ilaç yapan, kırık kemikleri yerli yerine oturtan ve iyileştiren çok sayıda halk hekimi köyde bulunuyordu. O zamanlar rüyası bile görülemeyen cerrahi operasyonların köyde yapıldığı anlatılıyor.
Kafkasya’dan getirilen ilaç yapma bilgi ve tekniği köyde kuşaktan kuşağa aktarılıyordu… Şimdi o gibi şeyler kuma gömülmüş gibi, köyde artık hiçbir halk tabibi (aze) kalmadı.
NIBE Anzor
Resimdekiler: Şevmen Yusuf ve Psıbe köyünde bir sokak.
*Psıbe - Tuapse'nin kuzeyinde 416 (2010) nüfuslu küçük bir Şapsığ köyü.
Adıge Mak, 08.08.2022
Çeviri: Hapi Cevdet Yıldız
Çerkesya Hareketi Haber Merkezi