TARİHE DOĞRU YAKLAŞMAMIZ GEREKİYOR...

#450 Ekleme Tarihi 22/03/2013 02:11:11
22 Mart 2013 Uzunca bir süreden beri, okullarda okutulmakta olan tarih kitaplarında doğru olmayan durumlarla karşılaşılıyor. Sadece okul kitaplarında değil, değişik tarih kitap ve makalelerinde de yanlışlıklar bulunuyor. Ancak bu son günlerde, durum, ülkemiz yöneticilerinin dikkatini çekmiş bulunuyor. Örneğin, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin, bu yakınlarda Uluslar Konseyi’ndeki konuşmasında tarih kitaplarının doğru bir yaklaşım biçimine göre yazılmaları gerektiğini söyledi. Rusya tarihini saygı duyulacak biçimde yazmalıyız, ancak Rusya’da yaşayan diğer ulusların bu tarihe katkılarını da belirtmeliyiz, dedi. -  Rusya Tarihini ve onun katettiği yolu anlaşılır örneklerle göstermemiz, ülkemizde yaşayan diğer ulusların kültürlerini, örf ve adetlerini de anlaşılır örneklerle tanıtmamız gerekiyor, - dedi Devlet Başkanı. – Ders kitapları, elbette değişik kişiler tarafından yazılacaktır, ancak bu kitaplar ortak bir anlayışa/ yönteme  dayalı olarak yazılmalıdırlar. Kitaplar düzgün bir Rusça ile yazılmalı, çelişik ifadelere yer verilmemelidir. Böyle bir yaklaşım tarzımız olmalıdır. Devlet Başkanı Putin, kitapların sadece eğitim bakanlığı ve Rusya Bilimler Akademisi mensupları tarafından değil, önde gelen toplumsal kuruluşlar ve askeri dernekler temsilcilerinin katkılarıyla yazılmalıdır, dedi. Putin’in tarih kitapları konusundaki kaygılarını belirtmesinden sonra, konu genel bir tartışmaya açılmış oldu. Tartışmalara milletvekilleri, bakanlar, üst düzey sivil toplum örgütleri mensupları, tarihçiler, öğretim kurumları yöneticileri ve öğretmenler katılmış bulunuyorlar. Görüş farklılıkları var, ama ortak noktalar da var. Söz gelişi, çoğunluk, öğretmene birden çok ders kitabı  içinden beğendiğini seçme olanağı sağlanmalı, öğretmen okutacağı ders kitabını serbestçe seçebilmeli, diyor. Ancak bütün ders kitapları ortak bir esasa/ anlayışa dayanmalı ve bu esasa uygun olarak yazılmalı. Uzmanların söylediklerine göre, tarih kitabını okutan öğretmenin görüşü de çok önemli. Tarih ders programlarını düzenleyen üst devlet kuruluşunda (- RF Talim ve Terbiye Kurulu’nda-) farklı yaklaşım biçimleri var.  Stalin konusu bir örnek. Tartışmalara katılanların ifadelerine göre, uzun yıllar boyunca (-1924- 1953-) ülkenin başında bulunmuş, İkinci Dünya Savaşı’nın Sovyetler lehine sonuçlanmasında katkıları olmuş, ülkenin  yapılanmasında ve kalkınmasında büyük işler başarmış olan Stalin’in yaptığı iyi ya da  kötü uygulamaları kitaplarda belirtmek/ göstermek, gençleri iyiyi ve kötüyü ayıracak biçimde eğitmek gerekiyor. Cumhuriyetimiz (AC)  biliminsanları ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri tarih kitapları konusunda, özellikle Kafkas Savaşı (- Rus- Kafkas-) konusunda memnuniyetsizliklerini açıkça dile getiriyorlar. Şu günlerde görüştüğümüz biliminsanları bu noktanın altını çiziyorlar. Peneşu Asker. Tarih profesörü, Adıge Bilimsel Araştırma Enstitüsü Tarih Bölümü Başkanı. -  Çok uluslu büyük bir ülkenin tarihini yazmak, küçük bir ülkenin tarihini yazmaktan çok daha zor olan bir şey. Ancak tarihi yazarken, başat/ egemen ulus (- Ruslar-) dışında, ülkede yaşayan ve azınlıkta olan ulusların tarihlerini de doğru yazmak gerekir. Şu durumda, tarih kitaplarında, Rusya’da yaşayan ve Rus olmayan ulusların tarihlerine gereken ölçülerde yer verilmemiş. Söz gelişi Kulikovo Savaşı’ndan beri yapılan savaşlara sadece Ruslar değil, başta Adıgeler olmak üzere diğer uluslar da katıldılar. Bir olay kendi kendine ortaya çıkmaz, mutlaka bir yerlere bağlı olarak belirir ve bunları belirtmeden tarih yazılamaz. Tarih, tek bir ulus adına düzenlenemez (- tarihin tarafları vardır-). Tarih değiştirilemez, üzerinde çarpıtma/ tahrifat da yapılamaz. Tarihçinin olayları içinden geldiği gibi yazma özgürlüğü olamaz. Olayı doğru olarak yazması gerekir. Bu bakımdan büyük bir sorumluluk taşır. Bu arada ders öğretmeninin bilgisi ve olayları algılayış biçimi de çok önemli. Ülkemizde geçerli olan başlıca düşünce/ politika , ulusları eşit görme/ algılama biçimindedir. Ancak bunun gerçekleşmiş olduğunu söyleyemeyiz. Tarihçiler bazı konularda görüş birliğine varamıyorlar. Örneğin, Kafkas Savaşı’nın tarih kitaplarında yer alış biçimi kaygı verici. Kazak konusu da yeterince açıklığa kavuşturulmuş değil, değişik Kazak “ekolleri” var. Kazak konusunu daha genişliğince ele almak gerekiyor. Rusya, - istilâ döneminde- Kazakları kullanıyor, Çerkeslerle savaştırıyordu, ama onlarla iyi ilişkilerimiz de vardı, bunları göz ardı edemeyiz. Yine, sözlerimi yineleyeyeyim, hiçbir ders kitabını dilediğimiz  gibi yazamayız, akılcı davranmamız gerekir. Ç’ırğ Ashad. Tarih profesörü. Adıge Devlet Üniversitesi Filoloji ve Kültür Fakültesi Dekanı. - Ders kitapları konusu ile fazlaca ilgilenmiş olan biri değilim, ama beğenmediğim durumları söyleyebilirim. Özellikle Adıgeler konusunda yazılmış olan bazı şeyleri beğenmiyorum. Kitaplarda Adıgelerin kendilerine ait olmayan toprakları ele geçirmek için savaştıkları, Kafkas Savaşı’nı Adıgelerin başlattıkları ve suçlu tarafın Adıge/ Çerkes tarafı olduğu biçimlerinde yazılarla  karşılaşılıyor. Söz gelişi, «История России с древнейших времен до наших дней» (Eski Çağlardan Günümüze Rusya Tarihi) adıyla Moskova’da yayınlanan, redaktörlüğünü Andrey Saharov’un yaptığı tarih kitabı hiç hoşuma gitmiyor. Kitap üniversite giriş sınavına hazırlananlar, öğrenciler, öğretmenler ve tarihle ilgilenenler için yazılmış. Kitabın en fazla hata içeren bölümü de Kuban oblastı (- Çerkesya-) üzerine olan bölümüdür. Bu bölümde Adıge/ Çerkeslerin 17. yüzyılda (- yani 300- 400 yıl önce-)  dışarıdan gelip Kafkasya'ya yerleşmiş oldukları yazılıyor. Bulgakov Sergey.  Bilimi Geliştirme Cumhuriyet Enstitüsü Tarih Bölümünde bilim çalışanı - Rusya Devlet Başkanı Putin’in söylediğine göre, tarih dersi kitaplarının bir esasa uygun olarak yazılmaları gerekiyor. Doğru bir söz bu. Ancak kitabı yazan kişinin gerçekçi biri olup olmadığı  çok önemli. Öğrenciyi yetiştiren öğretmenin tutumu da çok önemli. Öğretmenlerle sık sık görüştüğüm oluyor, öğretmenin derse ve konuya yaklaşımı, derse hakim olması da çok önemli. Kitaplarda kabul edilemeyecek noktalar bulunuyor, ancak öğretmen bunu gidermenin bir yolunu bulur. 5. sınıftan 11. sınıfa değin, öğretmenin  seçebileceği  8 kitap var, toplu olarak ele alırsak Rusya’da 300 kadar yayınlanmış tarih kitabı bulunuyor. Kaynak yayınlar var, ancak o kitaplar tek bir yaklaşım biçimine göre yazılmış değiller. Kitap yazma görevi, çok özenli olarak seçilecek kişilere verilmeli. Kitap piyasası milyarlarca ruble paranın döndüğü bir alan. Bunu dikkate aldığımızda, kitap yayını ile ilgilenenlerin çokluğu  ve bu kişilerin gerisindeki gücün büyüklüğü anlaşılır. “ Ülkemizde yaşanmakta olan bu durum değişir mi?”  diyoruz. Ortada düşündürücü çok şey var. Sihu ;şnağu Adıge maq, 15 Mart 2013 Çeviri: Hapi Cevdet Yıldız Not: Ayraç ve tire içindeki yazılar çevirmen tarafından eklenmiştir.
Çerkesya Araştırmaları Merkezi-ÇAM
Diğer Haberler
  • facebook sharing buttonFacebook
  • twitter sharing buttonTwitter
  • pinterest sharing buttonPinterest
  • linkedin sharing buttonLinkedin
  • tumblr sharing buttonTumblr
  • vk sharing buttonvk
  • odnoklassniki sharing buttonOdnoklassniki
  • reddit sharing buttonReddit
  • whatsapp sharing buttonWhatsapp
  • googlebookmarks sharing buttonGoogle Bookmarks