Ubıhlar, Kabardeyler gibi, komşularından daha yüksek bir askeri örgütlenme düzeyindeydiler. Lider, askeri bir operasyon-saldırı boyunca emirlere itaat etmeyenleri infaz etme hakkına sahipti.
Askerler, liderin taciz ve hatta başka bir zamanda silahla karşılık verebilecekleri dayak vb kötü muamelelerine tahammül ederlerdi.
Operasyonlarda lidere, koşulsuz itaat edilirdi. Liderin tek başına karar alma ve niyetlerini önceden kimseye açıklamama hakkı vardı.
Lider, büyük bir ordu toplanacaksa halk tarafından seçilirdi. Bazı operasyonlara savaşçı olarak katılmış, cesareti ile tanınan kişiler 10 ila 30 kişilik küçük birliklerin komutanları olabilirlerdi.
Liderin herkese örnek olması için güçlü bir yapıya sahip olması, soğuğa ve açlığa dayanabilmesi gerekiyordu.
Ubıhlar genellikle kışın yürüyüşe çıkarlardı. Birlik ilişkisi içinde oldukları Shapsugh bölgesi hariç, Abhazya'ya ve Çerkesya'nın diğer bölgelerine operasyonlar yaparlardı. Daha sonra, Rus-Kafkas Savaşı kızışınca, Natukhaylarla ve Abadzekhlerle de birlik oldular.
Operasyonlara yaşlılar ve çocuklar dışında herkes katılabilirdi. Birlikler, genellikle son köyden çok uzak olmayan bir yerde toplanırdı. Savaşçıların yanlarında bir burka, bir başlık, bir koyun derisi palto, iki veya üç çift ham deri ayakkabı, iki veya üç çift keçe veya dokuma kumaştan yapılmış kalın çorap gibi gerekli yürüyüş kıyafetlerini bulundurmaları gerekiyordu. Bir ay için hesaplanan yiyeceği, lider dışında herkes taşırdı. Yiyecekleri genellikle darı, füme et, peynir, tereyağı, biber, tuz ve ballı hamurdan oluşuyordu.
Bazen, üç bin kişiye ulaşan bir ordu toplandığında, lider toplanma yerine gider, askerlerin kıyafetlerini, yemeklerini, teçhizatlarını incelerdi. Hazırlığı tam olmayanlar, ordudan ihraç edilirlerdi.
Sonra toplanan savaşçılar sayılırdı. Bunun için, herkes birer birer, karşılıklı duran ve başlarının üzerinde sopa tutan iki kişi arasından geçerdi. Bazen de lider, her bir müfrezeden, asker sayıları kadar çakıl taşı göndermelerini ister, böylece toplam sayı belirlenirdi.
Ordu, öncü ve artçı olarak ikiye ayrıldı. Bunlar da, her bir köyden, toplam 10 ila 100 kişiden oluşan askeri birimlere bölünürdü. Her birimin, ( Ubıhların sözleriyle, her bir "ateş"in ), askerleri yönetmek, nöbete çıkarmak, emir ve talimatlar vermek, toplanmak gibi yetkileri olan komutanları vardı.
Her ateş komutanı, sabahları emir ve talimat almak için lidere gönderilen aşçıları, oduncuları ve habercileri atardı. Aşçıların yemek pişirmeye ek olarak, yemek pişirilen kazanları taşıması gerekiyordu; oduncular yakacak odun depolar, karla kaplı alanları temizler, kulübeler inşa eder ve yol açma çalışmaları yapardı.
Geleneklere göre gençler yaşlılara hizmet ederlerdi, çünkü kimsenin yanında hizmetçisi olmaması gerekiyordu.
Aşçılar her gün her bir savaşçıdan eşit miktarda yiyecek alır ve ayrı bir ateş yakan herkes için ortak yemek hazırlardı. Yemek, çoğunlukla kırmızı biberle tatlandırılmış darı lapası, et ve darı çorbasıydı. Biberle bolca tatlandırılan bu çorba, Ubıhları donmalara karşı korurdu.
Birimlerin bilgisi dışında erzak harcamak kesinlikle yasaktı ve bunu yapan kişi teşhir edilirdi, büyük bir utançtı. Böyle disiplinsizliklerin başarısızlık veya büyük bir talihsizlik getireceğine inanılırdı.
Yürüyüşlerde, arka arkaya iki adam olmak üzere bir sıra halinde yürürlerdi. Yer değiştirmek kesinlikle yasaktı. Sadece güvenli yerlerde öncü ve artçı birlikler bir araya gelebilirlerdi.
Yolları, ormanları, vadileri denetlemek için öncü kuvvetten birkaç kişi daha ileri gönderilir; fark edilen her şey lidere rapor edilirdi. Yeni yağan kar nedeniyle hareket etmekte zorluk yaşanması durumunda, her manganın sağ sırasından 5-6 asker kayaklara ( herkeste olmalıydı ) biner, ekibin geri kalanı için yolu açardı.
Askerlerin güzergâh boyunca konaklama yerleri önceden belirlenirdi. Bunlar genellikle ormanlarda ve dağlık, erişilemeyen yerlerde olurdu.
Geceleri, eğer güvenli bir yerse, herkes ağırlıklarını çıkarır, kulübeler kurar, yakacak odun hazırlar ve ateş yakardı. Kulübeler, gerektiğinde hızla ayağa kalkmak için bir dış tarafı açık dörtgen şeklinde olurdu.
Ordunun hareket ettiği araziye bir düşman saldırısı tehlikesi olması durumunda, gece konaklamak için önce konaklama yerine bir keşif grubu gönderilirdi. Güvenlikten tamamen emin olunduktan sonra ordu, seçilen yere gönderilirdi.
Öncü ve artçı birlikler hemen bütün girişlere ve köşelere gözcüler gönderirdi, bunlar gece nöbetine atananlar biraz ısınıp karınlarını doyuruncaya kadar yerlerinde kalırlardı. Lider onları bizzat seçer ve görevlendirirdi. Yazın ve çok soğuk olmayan kış geceleri, nöbetçiler bütün gece değişmez, aksi takdirde iki veya üç kez değiştirilirlerdi.
Ordu şafak vakti sefere çıkardı.
Ubıhlar, sadece geceleri, şafaktan yarım saat kadar önce saldırırlardı. Saldırıdan önce, lider orduyu üç bölüme ayırırdı: saldırı için tasarlanan iki birlik seçilmiş savaşçılardan oluşuyordu; yaşlı, çok genç, aşçı ve odunculardan oluşan üçüncü birlik tüm ekstra yüklerle konakladıkları yerde kaldı.
Öncü ve artçı gruplar ilk iki birlikten oluşturulurdu. Ek olarak, artçı birlikten bir grup doğrudan yağma için tahsis edilirdi. Öncü birlik köyü sağından ve solundan kuşatırdı. Ondan sonra saldırı başlardı.
Ubıhlar önde öncü, ortada yağmacılar ve arkada artçı olmak üzere, iki sıra halinde saldırırlardı. Dörder kişilik gruplardan oluşan yağmacılar evlere girer, soyar ve mahkumları bağlarlardı.
Ubıhların saldırıları kısa sürerdi. Yarım saat veya 45 dakika sonra geri çekilme başlardı. Geri çekilirken öncü, artçı olur ve düşmanın saldırısını karşılar, eski artçı da ganimeti koruyan öncü olurdu.
Ubıhlar, esirlere kendi giysilerini ve ayakkabılarını verir, onlara iyi davranırlardı; ordu gece veya gündüz durduğunda, erkekler kadınlardan ayrılır; kadınlar yaşlı bir adamın gözetimine olur ve ona yardım etmesi için yanına bir koruma verilirdi. Müfrezedeki bir doktor yaralılara yardım eder, tedavi eder, ilaç verirdi.
Ölenlerin ve yaralananların sedyelerini taşımak için sadece komutanlar atanırdı. Çünkü bu görev bir onur olarak kabul edilirdi ve kimse bu görevi reddetmezdi.
Toplanma yerine ulaştıktan sonra ganimet paylaşımı yapar; esirlerle ve ganimetlerle köylerine yaklaşırken, diğer Çerkesler gibi şarkılar söyler, zafer ve iyi şans işareti olarak havaya ateş ederlerdi.
Ubıhların, akrabalarını ölen kişi hakkında bilgilendirmek için özel bir yöntemleri vardı. Ölen adamın evine yaklaşan köylülerden biri yüksek bir yerde durup bir akrabasını çağırır ve "falan filan kişi operasyondan döndü mü?" diye sorardı. Bu, sordukları kişinin artık hayatta olmadığı anlamına gelirdi. Bundan sonra öldürülenlerin aileleri yas tutmaya başlarlardı.
Gördüğümüz gibi, askeri operasyonların organizasyonu, taktikler, askeri yöntemler ve disiplin gibi konularda: sosyo-politik ve idari yapı ( "aristokrat" - "demokratik" ); doğal ve coğrafi koşullar ( dağlar - ovalar ), sayı ( ordu - küçük bir birlik ); savaşçıların bileşimi ( piyadeler - atlılar )... ve benzeri faktörlere bağlı olarak farklı Çerkes etnik gruplarının farklı, kendine özgü yapıları vardı.
Kaynak: ADYGI.RU
Çerkesya Hareketi Haber Merkezi