2020 yılını geride bırakırken isterdim ki güzel hatıralar ve olaylar kalsın aklımızda. Fakat bu seneye dair yaşanmış ve yaşanmaya devam eden kötü olaylar aklımızı meşgul ediyor. Yine her sene sonu yaşadığımız bu yeni yıl coşkusu daha bir buruk ve daha bir yalnız geçiyor evlerimizde. İnsanlık belki de yalnızlığı gerçek anlamı ile öğrendi ve görünen o ki birlikte olmayı da özlediğimiz insanlar ve görmeye hasret olduğumuz yerler olduğunu kavradık hep birlikte.
Bunlardan biri elbette kendi insanlarımız yani düğünlerimiz, derneklerimiz yahut birlikte olduğumuz her yer. Çerkes olmayı hissetmek için belli bir mekâna ihtiyacımız olmadığını öğrendik öncelikle. Evlerimiz de otururken de müziklerimizin içimizde bıraktığı duyguyu, vatanımızda birinin başı belaya düşünce ona hep birlikte olduğumuzu hissettirebildik. Bu yıl belki kötü geçti çoğumuz için fakat toplumumuzun içinde olan ışığın hala inatla etrafını aydınlattığını gördüm ben.
Seneyi geride bırakırken kaybettiğimiz değerlerimizi, büyüklerimizi de rahmetle anmak istiyorum. Hepsinin amacı bu toplumu ileri taşımaya ve daha da geliştirmeye yönelikti. Değerlerimizden bahsetmişken Şeyma ve Tuğba kardeşlerin de acımasızca öldürülmelerinin üstünden bir sene geçmiş olması ve maalesef yeteri kadar toplumda ses getirmediği bir seneyi de arkamızda bırakıyoruz. Onların nezdinde öldürülmüş ve her türlü şiddete maruz kalmış kadınlara karşı yapılan her hareketin gerektiği gibi yargılanacağı bir yıl diliyorum.
Son olarak yeni yıl hakkında, milletimizin vatanına duyduğu hasretin katlanarak artmasını, Martin ve onun gibi daha bu yolda mücadele eden herkesin sağlıklı ve hür yaşamasını, ayrı kaldığımız bu dönemin ardından hep birlikte halkımız ve geleceğimiz için birlikte daha güzel işler yapmamızı, hayata ve onun getirdiği zorluklara hep beraber göğüs germemizi diliyorum. Son söz olarak şairin dediği gibi; ‘’Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine…’’
Dumen Yunus, Çerkesya Gençliği, Kayseri