Nash Oktay: 'Çünkü Buranın İnsanları 'Ölümden Başka Her Şeyin Çaresini Buluruz' Diye Düşünüyor'

#6649 Ekleme Tarihi 09/02/2021 01:00:18

Röportaj Dizisi(14) Nash Oktay ( Maykop ): "Çünkü Buranın İnsanları 'Ölümden Başka Her Şeyin Çaresini Buluruz' Diye Düşünüyor..."

 

* Bize kendini tanıtır mısın, Nash Oktay kimdir?

- İsmim Oktay, Nash (Нащ) sülalesindenim. İzmir'in Ertuğrul köyünde (ПIчэнсэхьабль) doğup büyüdüm. 28 yaşındayım. Türkiye'de meslek yüksek okulunda eğitim aldıktan sonra Eylül 2016'da vatana dönüş yaptım. Şu anda Maykop Teknoloji Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümü son sınıf öğrencisiyim. 2 yıl önce oturumumu aldım ve son 4 yıldır Adigey'de yaşıyorum.

 * Şuan neler yapıyorsun, ne işle meşgulsün?

- Türkiye'de eğitimini aldığım iklimlendirme ve soğutma teknolojileri alanında tekniker olarak hizmet veriyorum. Bunun dışında okuluma devam ediyorum ve vakit buldukça uzun zamandır hayalini kurduğum gibi vatanımı geziyorum.

 * Hem diasporada hem vatanda uzun süre yaşamış biri olarak dil ve kültür başta olmak üzere diaspora ve vatandaki farklılıkları değerlendirir misin?

- Türkiye'de köyde yaşadığım dönemde gözlemlediğim kadarıyla, köy halkının kültür ve dilimizle alakalı kayıp vermemesi için köy büyükleri kendi aralarında birtakım kararlar alırlardı. Bu kararlar genelde olumlu sonuç verirdi ama dille alakalı kendileri hiçbir sorun yaşamadıkları için kendilerinden sonra gelecek neslin bu konuda sorun yaşayacağını düşünmediler. Bu yüzden tedbir de almadılar ya da alamadılar. Fakat Adigey'de devlet erkanı başta olmak üzere köylerde yaşayan büyükler özellikle dil konusunda çok dikkatliler ve gerekenleri yapıyorlar.

Örneğin; insanlar hemen hemen her gün çocuklarıyla Çerkesce sohbet ediyorlar ve evde hep Çerkesce konuşuluyor. Kendi bahçelerinde Xabze uygulanıyor. Yani kısacası dili ve kültürü yaşayarak ve yaşatarak sonraki nesillere aktarıyorlar. İki ülke arasında gördüğüm en ciddi farklardan biri bu.

Yaşam tarzı açısından ise, köyde yaşayan en yaşlı insanlar dahi hayat dolular. Kendilerini meşgul edecek uğraşlar ediniyorlar. Yaşlandıkları için hayattan el etek çekip, sürekli hastalıklarından veya fiziksel şikayetlerinden bahsetmiyorlar. Tam aksine bahçe temizliği, meyve ağaçlarının bakımı, ev ekonomisine katkı için her mevsimde sebzelerin dikimi ve hasadı, bahçeye gelen misafirlerle ilgilenmek gibi uğraşlarla kendilerini hayatın içinde ve aktif tutuyorlar. Çünkü buranın insanları "Ölümden başka her şeyin çaresini buluruz" diye düşünüyor ve buluyorlar da.

* Vatana dönen gençler ve vatanında yaşayan gençlerin 

arkadaşlıklarını nasıl değerlendiriyorsun?

- Buna şöyle cevap verebilirim; eğer bir diaspora ülkesinden döndüyseniz ve Çerkesceyi konuşuyorsanız yerli gençlerle kurduğunuz arkadaşlıklar gerçekten hızlı ilerliyor.

Eğer Çerkesceyi bilmiyorsanız Rusça veya Çerkesceyi sıfırdan öğrenmek zorundasınız. Dil öğrenmek için geçen sürede de arkadaşlık kurmanız haliyle zor oluyor.

Ancak dil sorununu çözdükten sonra, çok güçlü arkadaşlıklar kurabilirsiniz çünkü buradaki gençler sizi kucaklamaya ve size ellerinden gelen yardımda bulunmaya hazırlar. Bu sayede kurulan sıkı bağlar sonraki nesillere de aktarılıyor.

* Vatana dönen gençlerin sayısını yeterli buluyor musun? Yeterli değilse, sence neden?

- Tabii ki yeterli bulmuyorum. Türkiye genelinde derneklerimizin ve köylerdeki büyüklerin bu konu üzerine çalışmaması en önemli neden. Doğal olarak, bir insanın bir yere gitmek istemesi için o yer hakkında az da olsa bilgi sahibi olması gerekir. Ama gençlerimizin vatanımız ve buradaki üniversite eğitimi, buradaki yaşamla alakalı bilgisi olmadığı için vatanda üniversite okumak veya vatana dönüş yapmak gibi hedefleri de olmuyor. Bunu gerçekleştirebilmemiz için Türkiye'deki STK'ların ve köylerin vatanımızla daha sıkı ilişkiler kurması gerektiğini düşünüyorum. Bu vesileyle, Türkiye'den vatana dönmüş gençlerin her konuda yardıma hazır olduklarını bir kez daha belirtmek isterim.

* Gençlerin diasporadan vatanlarına okumaya gitmeleri çok güzel. Sence bu gençlerin vatanda ne gibi sorumlulukları var, neler yapmaları bekleniyor?

- Kimler tarafından ne bekleniyor onu bilmiyorum. Ancak gençlerin şöyle sorumlulukları var:

Öğrenci kimliğiyle dönenlerin öncelikle öğrencilik yapması;

derslerine düzenli devam etmek, vaktinde okula gitmek, ödev ve sorumluluklarını aksatmamak,

sokakta sergilediği her olumlu veya olumsuz davranışın geri dönüşü olacağının bilincinde olmak,

daha da önemlisi attığı her adımın kendisinden sonra gelecek öğrencileri etkileyeceğini bilmek.

 * Türkiye'den vatana dönünce başta maddiyat olmak üzere ne gibi sorunlar yaşadın? Bu sorunları nasıl açmaya çalışıyorsun? Sanırım Burslar yeterli değil...

- Öncelikle, vatana dönüş yapmadan önce buraya gelerek hayatınızda yeni bir sayfa değil yeni bir defter açtığınızı kabul etmelisiniz. Çünkü burada tanıdığınız, arkadaşınız, akrabanız ya da ailenizden biri yoksa bütün sorunlarla siz tek başınıza mücadele etmek zorundasınız. Tabii bu mücadelenin bir de maddi boyutu var.

Sizi her ay besleyecek bir kaynağınız yoksa bu sizi gerçekten çok olumsuz etkiliyor. 2016'dan bu yana federasyonumuzdan burs almadım. Kişisel bağlantılarımla ayakta kalmaya çalıştım. Son 2 yıldır ise kendi işimi yaparak geçimimi sağlıyorum. Vatana üniversite eğitimi için gelecek/dönecek genç arkadaşlarıma şunu tavsiye edebilirim: Maddi açıdan bir desteğiniz yoksa vatanınıza karşı beslediğiniz bütün olumlu duygularınızı kaybedebilirsiniz, bunu yaşamanızı istemem.

Bu yüzden buraya gelmeden önce kurumlarımıza güvenmek yerine, kendi kaynaklarınızı yaratıp öyle gelmenizi öneririm.

 * Orada Wunekoshlarını buldun mu? Sana karşı tavırları nasıl oldu? Sen neler hissettin?

- Tabi ki buldum. Onları bulduğum ve onlarla tanıştığım için çok mutluyum. Bunun en önemli sebepleri, sürgün sonrası aile bağlarımın tekrar kurulması ve beni etraflarındaki insanlara tanıtırken büyük oğlumuz Türkiye'den geri döndü, bizi buldu demeleridir.

Bunların yanı sıra, sülalenin en büyüğü Nash Kuşuk'un beni bahçede yanına oturtup "Senin Türkiye'de dünyaya gelmen benim için önemli değil, sen bunca yıl sonra topraklarına geri döndün, bizi buldun, bizi ailen yerine koydun. Kendini sakın sahipsiz hissetme! Benim olan her şey aynı zamanda senindir" demesi, hayatım boyunca unutamayacağım anlardan biri oldu. Kuşuk dışında ailenin diğer üyeleri de benim bütün problemlerimi çözmek için bana kol kanat gerdiler.

* Vatana dönmek isteyen gençlere neler söylemek istersin?

- Kendilerini şartlamamalarını tavsiye edebilirim. Bundan kastım şudur; ben diasporadan kalkıp vatanıma geri döndüm ve bir kere bunu yaptım diye hayatım boyunca burada yaşamak zorundayım hissine kapılmasınlar. Burada karşılaşacakları zorluklara göğüs gerebilme gücü ve isteğini kendilerinde buluyorlarsa buraya gelmeliler. Hiçbir gencin vatanından soğumasını istemem.

Kısacası, dönüş konusunda hayalci değil gerçekçi yaklaşmalılar. En önemlisi ise, burada üniversite eğitimi almış veya bir dönem yaşamış gençlerin vatanımızı ve Çerkes kültürünü yurtdışına tanıtmaları gerekiyor. Bu, iş vasıtasıyla olabilir, örneğin burada üretilen balı dünyanın farklı bölgelerine pazarlayabilirler; veya eğitim vasıtasıyla olabilir, örneğin birkaç yabancı dil bilen veya öğretmenlik/eğitmenlik yapan gençler yine hitap ettikleri kitleye buraları tanıtabilirler.

Bu ve bunun gibi yollarla vatanımızı sadece Çerkeslerin bildiği bir yer olmaktan çıkarıp, uluslararası statü kazanması için adımlar atmamız çok gerekli ve önemli. Son olarak, bu soruları vatanda yaşayan bir öğrenciye yönelttiğiniz için teşekkür ederim, kolaylıklar dilerim...

Teşekkür ederiz Oktay.

Çerkesya Gençliği
Diğer Haberler
  • facebook sharing buttonFacebook
  • twitter sharing buttonTwitter
  • pinterest sharing buttonPinterest
  • linkedin sharing buttonLinkedin
  • tumblr sharing buttonTumblr
  • vk sharing buttonvk
  • odnoklassniki sharing buttonOdnoklassniki
  • reddit sharing buttonReddit
  • whatsapp sharing buttonWhatsapp
  • googlebookmarks sharing buttonGoogle Bookmarks