* Merhaba, bize kendinizi tanıtır mısınız?
- Merhaba. Ben Shybzykhue sülalesindenim, babamın adı Aslan, ben - Astemir. Kamluko ( Камлюко ) köyünde büyüdüm. 2007'den beri Nalçik'te yaşıyorum. Ekonomi ve gazetecilik eğitimi gördüm. Gazeteci olarak çalışıyorum.
* Hiç bir diaspora ülkesine gittiniz mi? Gittiyseniz, deneyiminizi paylaşır mısınız?
- İki kez Türkiye'ye gittim; ilki, KAFFED'in daveti üzerine. Rus-Çerkes savaşının bittiği gün adına Kefken'de düzenlenen anma etkinliğini filme aldım. İkincisinde, Kabardey'den bir heyetin parçası olarak Kaynar'daki Çerkes festivaline katıldım.
Genel olarak Türkiye bende hoş bir izlenim bıraktı. Sosyal alanda olduğu gibi altyapısı da gelişiyor. Gördüklerime dayanarak, ekonominin de gelişmekte olduğu izlenimini edindim. Ancak ziyaretimin ardından Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler kötüleşti. Sonuç olarak, ekonomik büyüme hızı yavaşladı ve ulusal para biriminin değeri düştü.
Biraz iç karartıcı olan izlenimim, Türk bayraklarının sayısından kaynaklanıyordu - çok fazla var. Bir de, çok sayıda cami inşa edildiği aşikar. Bana öyle geliyor ki bu camilerin ya tamamı ya da yarısı boş. Bence her şey ölçülü yapılmalı.
Çerkes diasporası bende genel olarak iyi bir izlenim bıraktı, ancak asimilasyonun arttığı ve zamanın aleyhimize işlediği aşikar.
* Anavatan ve Diaspora ile ilişkiler hakkında ne düşünüyorsunuz? Aralarında büyük bir boşluk olduğunu düşünüyor musunuz? Ya da bu nasıl geliştirilebilir?
- Diaspora ile anavatan arasındaki ilişki, birbirleriyle teması kesilen uzak akrabalar arasındaki ilişkiyi anımsatıyor. Önceki ilişki biçimi potansiyelini tüketti. Ama muhtemelen biz de, iletişim ve işbirliği için yeni stratejiler geliştirecek bilgiye ve birikime sahip değiliz.
Sovyetler Birliği'nin çöküşünün üzerinden geçen 30 yıl, diaspora ile Anavatan arasında bağların kurulması açısından başarısız sayılabilir. Şimdi bile, niteliksel olarak yeni bir ilişki geliştirme düzeyine ulaşmak için hazır değiller.
Becerilerimiz, yetkinliklerimiz ve düşünce genişliğimiz yok.
Durumu düzeltebilirler; ancak önce, en azından, birbirlerine yalan söylememeyi öğrenmeliler.
* Vatanına dönenler dil ve kültür açısından hayata uyum sağlayabilirler mi? Bununla ilgili gözlemleriniz nelerdir?
- Elbette yapabilirler. Bunun çok güzel örnekleri de var. Bununla birlikte, vatanına geri dönen kişi, 150 yıldan fazla bir süredir Rus dilinin ve Rus idari sisteminin hakim olduğu vatanına geri döndüğünü bilmelidir.
Burası, artık, sürgün edildikleri vatanları değil. Ve burada yaşayanlar, Rus-Çerkes savaşının sona ermesinden sonra Kafkasya'da kalan Çerkesler değil.
Ülkesine geri dönen kişinin, kendisini, çok da dostane olmayan bir sosyal ortamda bulacağı gerçeğine hazırlıklı olması gerekir.
Bu, çok büyük bir sorun ve herkes bununla baş edemez.
* Size göre vatana dönen yeterince insan var mı? Yeterli değilse, bunu artırmak için ne gibi çalışmalar yapılabilir?
- Çerkeslerin tarihi vatanlarına geri dönüş sürecini romantikleştirmeyi bırakmak gerekiyor. Açıkçası, kitlesel ve hızlı bir şekilde vatana geri dönüş olmayacak.
Bugün Rusya Federasyonu'nun birimleri olan tarihi Çerkes topraklarına her gün Ahıska Türkleri, Kürtler ve Ermeniler geliyorlar. Neden bu topraklar tarihsel olarak ait olduğu kişiler tarafından doldurulmasın?
Ama kendinizi kandırmayın. Rusya, ( Çerkeslerin vatanlarına ) geri dönüş sürecine her yönüyle karşı. Bizler, vatanda yaşayan Çerkesler, Rusya Federasyonu'na derdimizi ve çıkarlarımızı anlatamıyoruz; diaspora Çerkesleri de, ikamet ettikleri ülkelerde ve çeşitli uluslararası kuruluşlarda çıkarlarımız için lobi yapamıyorlar.
Sonuç olarak, ne duyuluyor ne de görülüyoruz.
Ayrıca, toplu geri dönüşün ancak Xeku'daki yaşam standardı Avrupa ülkeleri düzeyine ulaştığında mümkün olacağı da söylenmelidir.
Anavatana duyulan romantik bir aşk, diaspora Çerkeslerinin ülkelerine geri dönme kararı almalarında belirleyici bir etkiye sahip değil, çok zayıf bir faktör. Hepimiz insanız ve hepimiz iyi ücretlerin, kaliteli tıbbın, eğitimin vb. olduğu bir yerde yaşamak isteriz.
* Vatana dönmek isteyenler için en büyük zorluklardan biri ekonomik nedenler. Bu konudaki görüşleriniz ve tavsiyeleriniz nelerdir?
- Ne yazık ki, Rusya genelinde ve bütününde olduğu gibi, vatanda yaşam standardı her yıl düşüyor. Biz büyük bir ülkenin, sadece küçük bir parçasıyız. Ekonomik sorunlar, devlet liderliğinin vasat politikasından kaynaklanıyor.
* Genç Çerkeslere ne tavsiye edebiliriz?
- Uzaktan çalışmalarına izin veren meslekleri öğrenmeleri gerekiyor. Mesela tasarımcılar, programcılar, muhasebeciler uzaktan çalışabilirler.
Diyelim ki Nalçik'tesiniz, ancak Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'nden müşterilerle çalışabilir ve o ülkelerdeki kadar maaş alabilirsiniz.
* Diaspora ile anavatan arasında çok fazla evlilik olmadığını duyduk. Nedeni ne?
- Bana öyle geliyor ki bunun ana nedeni, diaspora ve Anavatan arasındaki bağların zayıf ve temasların çok düşük seviyede olması. Ayrıca aramızda büyük bir zihinsel boşluk var.
Hepimiz Çerkesiz, ama farklıyız. Farklı ortamlarda büyüdük, birbirimizi anlamamız kolay değil. Buna bir de pek çoğumuzun ana dilimizi bilmediğini eklersek, iletişim imkansız hale geliyor. Bunlar gibi birçok faktör var.
* Vatana okumaya gelen gençler hakkında ne düşünüyorsunuz? Devletin ve toplumun yeterli desteği sağladığını düşünüyor musunuz - maddi ve manevi?
- Anavatanınızdaki toplumu ve devleti kastediyorsanız, hayır, destek seviyesi düşük. Ancak buradaki destek seviyesi, geri dönen kişiye göre düşük değildir. Rusya genel olarak sosyal güvencesi düşük bir ülkedir. İnsanlar ellerinden geldiğince hayatta kalmaya çalışıyorlar.
Eğer manevi destekten bahsedersek, o zaman kamu kuruluşlarının, Xase'nin, kısaca, düşük performans gösterdiklerini söyleyebilirim. Sadece resmi olarak varlar. Duyarlı tek tek bireylerin verdikleri destek ise yeterli değil.
* Diasporada dil öğrenmek hakkında ne düşünüyorsunuz? Diasporada Djarez gibi grupların yaratılmasının anadil öğrenmeyi nasıl teşvik edileceğini düşünüyorsunuz?
- Bu çok zor bir soru. Dil, pratik değeri varsa kullanılan bir şeydir. Ne yazık ki, Çerkes dilinin ne anavatandaki ne de diasporadaki yaşamda pratikte hiçbir anlamı yok.
Dersler bu dilde verilmiyor, bilimsel araştırmalar bu dilde yapılmıyor, belgeler bu dilde yazılmıyor, devlet kurumlarında bu dilde konuşulmuyor...
Öyleyse neden bu dili öğretiyorsun? Sırf atalarınızın dili olduğu için mi?
Ne yazık ki bu motivasyon pek işe yaramıyor.
"Jarez" ( Джэрэз ) gibi projeler, bu gerçeklerde, ancak devletin, dilbilimcilerin ve özel sponsorların desteği durumunda mümkündür. Büyük projeler sadece coşkuyla yapılmaz.
* Diaspora gençliğine bir şey söylemek ister misiniz?
- Kendinizi, küresel dünyadaki yüzünüzü kaybetmeyin. Biz uzun bir geçmişi olan, büyük bir halkız. Dünyanın dört bir yanına dağılmış durumdayız; ama bir gün anavatanımızda birleşeceğiz.
Buna inanın ve bir an önce buraya gelmek için elinizden geleni yapın. Ve ana dilinizi kaybetmeyin - bu bizim özümüzdür.
Şanlı atalarımıza layık olduğumuzu kanıtlayalım...
Teşekkür ederiz Astemir.