* Muhammed merhaba. Bize kısaca kendinden bahseder misin?
- Merhabalar, ben Çesebiy sülalesindenim, ismim Muhammed. 19 yaşındayım. Kabardey-Balkar Devlet Üniversitesi'nde Diş Hekimliği 3. Sınıf öğrencisiyim. Burada ailemle beraber yaşıyorum.
* Ailenle Nalçik'te yaşamaya nasıl karar verdiniz? Yerlilerin size karşı tavırları nasıldı? Adapte olmakta zorlandınız mı?
- Benim annem yerli Çerkeslerden. Bundan dolayı her yıl aslında buraya ziyarete geliyorduk. İlk düşüncemiz, ben ve ablam okulu bittikten sonra dönmekti; ama Suriye'de savaş çıkınca bu düşüncemizi daha erken tarihe almaya karar verdik.
Yani burası bizim vatanımız; buraya gelmek bizim her daim planlarımız içindeydi.
Tabii ilk zamanlar zordu. Biz Çerkesçeyi biliyorduk, ama Suriye'deki yaşam ve buradaki yaşam biraz farklı olduğu için alışmak zor oldu. Mesela orada çocuk oyunları farklıydı, burada farklı; orada şakalar, insanlar arasındaki ilişkiler farklıydı, burada farklı.
Ben buraya geldiğimde 8. sınıftaydım. Rusça bilmediğim için derslerde zorluk çekiyordum. Öğretmenlerim dersleri benim için özel Çerkesçe olarak anlatıyorlardı. Sınıf arkadaşlarım da her zaman bana yardımcı oluyorlardı.
* Yerli gençlerle ve diğer diaspora ülkelerinden gelen gençlerle ilişkilerin nasıl? Bu ilişkiler hakkında söylemek istediğin bir şeyler var mı?
- Benim hem yerli arkadaşlarım hem de Türkiye’den, Suriye'den, Ürdün’den gelenler arasından arkadaşlarım var. Ama genel olarak diasporadan gelenler ile yerlilerin ilişki kurmaları konusunda zorluklar var. Çünkü ortak dil bulmak zor oluyor.
Hepimiz Çerkes de olsak, farklı ülkelerden gelenlerin o ülkelere ait alışkanlıkları var, buradaki yerlilerin de kendi alışkanlıkları var. Bazen bu alışkanlıklar ilişki kurma konusunu zorluyor bence.
* Gelirini nasıl sağlıyorsun? Orada herhangi bir işte çalışıyor musun?
- Annem babam maddi olarak destekliyorlar. Koronavirüs dolayısıyla uzaktan eğitim olduğu için benim de daha fazla zamanım var. Bu nedenle bir kafede çalışıyorum.
Maddi olarak bir sıkıntımız yok.
* Oradaki okul hayatı nasıl? Okul çevrende hiç sana karşı ayrımcılık yapıldığını hissettin mi?
- Her yerde olduğu gibi buradaki üniversite yaşamında da iyi şeyler de var, kötü şeyler de. İyi öğretmenler veya öğrenciler de var, kötü öğretmenler veya öğrenciler de. Yani sıradan bir üniversite hayatı.
Ayrımcılık konusunda ise, Çerkes olduğum için destek olmuyorlarsa, bana karşı olumsuz manada ayrımcılık olmuyor. Yani, pozitif ayrımcılık var biz diasporadan gelenlere karşı.
* Suriye'deki arkadaşlarınla hâlâ görüşüyor musun? Oradaki çevrenden seni örnek alarak vatana dönüş yapanlar var mı?
- Ben Suriye'den ayrıldığımda küçüktüm. Bundan dolayı arkadaşlarımla aramda ciddi manada bir arkadaşlık bağım olmadı. Onun için şu an görüştüğüm bir arkadaşım yok.
* Suriye ve Nalçik'i karşılaştırdığında yaşatılan Çerkes kültürü hakkında neler söyleyebilirsin? İki yerdeki kız-erkek ilişkilerini, kaşenliği, zexesleri karşılaştırabilir misin?
Ben Şam’da yaşadım. Benim etrafımdaki gençlerin büyük çoğunluğu Çerkesçe bilmiyordu. Asimilasyon dolayısıyla bir yarıları Çerkes; diğer yarıları Suriyeliydi.
Suriye’de dili, kültürü korumak için çalışanlar var; ama yabancı bir ülkede bunu yapmak zor. Bundan dolayı burada dilin, xabzenin ve kültürün daha iyi korunduğunu, gelecekte de bunun böyle olacağını düşünüyorum.
* Annen yerli Çerkeslerden, baban ise Suriye Çerkeslerinden. Nasıl tanıştılar, anlatmak ister misin?
- Benim babam 90’lı yıllarda Kabardey’e üniversite eğitimi almak için geldi. Nalçik’te tanıştılar. Ve burada evlendiler.
* Babanın yerli olmaması, annenle beraber olmaya karar verdikleri ilk zamanlarda onlara zorluk çıkarmış mı? Ailelerinin tepkileri nasıl olmuş?
- Bu konuda çok bilgim yok aslında; ama belki olduysa bile, çok büyük bir problem yoktu.
* Akordeon çalmaya ne zaman başladın? Çaldığın başka müzik aletleri var mı ? Varsa seni bu müzik aletlerini çalmaya iten en büyük etken neydi?
- 3 yıl önce başladım akordeon çalmaya. Benim ilk hocam Amşoko Seferbi’ydi. O hem pşine çalmayı öğreti bana, hem de hayat adına çok şey öğretti. O benim için önemli ve özel bir insan.
Eski Çerkes müzik aleti kamıl ve şiçepşineyi de öğrenmeye başladım.
Benim hayattaki rol modelim Dzıbe Muhammed. Onunla, Çerkes müziğini daha çok sevdim. Bundan dolayı ben Çerkes müzik aletlerine ilgi duyuyorum.
* Kaç dil biliyorsun?
- Çerkesçe, Arapça ve Rusça'yı çok iyi biliyor ve konuşabiliyorum. Türkçe'yi anlıyorum, ama konuşmakta zorlanıyorum. İngilizcem de fena değil.
* Muhammed, orada yaşamaktan memnun musun? Oraya yerleşmek veya orada okumak isteyenlere ne tavsiye edersin?
- Tabii ki çok mutluyum. Etrafıma bakıyorum, burası benim toprağım ve bu insanlar benim insanım. Kim vatana dönmek istiyorsa, onlara gelin demek istiyorum.
Zorluklar sıkıntılar olabilir; ama “Iаеми дахэми ар тэ ти хэку!” İyiyse de, kötüyse de burası bizim vatanımız yani...
- Teşekkür ederiz Muhammed. Diline sağlık.