İklim değişikliğine dur demek gerekirken, hala, dünya daha kötü hale gelmeden kendileri yok olacak insanların, kararlarına bağlı şekilde bekliyor. Bu yaşayan ölü karar vericiler, gelecek nesillerin kaderini belirleyecek.
Uluslar arası Enerji Ajansının (IEA) yıllık raporunda 2021’e göre, salgın sonrası hızlı ekonomik toparlanma, düşük karbonlu kaynakların artan talebe yetişememesi ve doğal gaz fiyatlarındaki rekor artışlar, kömüre olan talebi artırdı. Buna göre, kömürden elektrik üretim oranı 2019 ve 2020’de düşse de bu yıl tam yüzde 9 artışla tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşacak. Ayrıca bu talebin iki yıl boyunca devamı bekleniyor.
1850’den beri atmosfere, insan kaynaklı toplam yaklaşık 2500 milyar ton CO2 salındı, bu da 1,5 °C’lik ısınmanın altında kalabilmek için kalan karbon bütçesini 500 milyar ton CO2’nin altına indirdi. Bu 2021’in sonunda dünya, karbon bütçesinin %86’sını 1,5 °C’nin altında kalabilmeye ilişkin yarı yarıya bir olasılık için veya %89’unu üçte ikilik bir olasılık için harcamış olacak.
Carbon Brief, 2019’da yayınladığı analizini güncelleyerek 1850-2021 aralığındaki tarihsel CO2 salımlarından ulusal sorumluları belirliyor. Carbon Brief’ın analizi gösteriyor ki, sıralamada ilk sırada yer alan ABD, 1850’den beri 509 milyar tondan fazla CO2 salımı gerçekleştirdi ve tarihsel salımın en büyük kısmından, yani küresel toplamın %20’sinden sorumlu. Bu salım rekabetinde ABD’yi Çin %11 oranla, Rusya ise %7 ile takip ediyor.
2022’ye ise bu aç devler %9’luk kömür talep artışıyla dahil olacaklar. Bu artıştan Çin %50 oranında yararlanacak ve üretimle %9 artışı hesaplanmış. Söz konusu rakamlar, her iki ülkede de tüm zamanlarn en yüksek seviyesi. IEA Başkanı Fatih Birol, rapora ilişkin değerlendirmesinde, kömürün küresel karbon emisyonlarının en büyük kaynağı olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Bu yıl kömürden elektrik üretimindeki tarihi yüksek seviyeler, dünyanın emisyonları düşürmek çabalarında yoldan ne kadar uzak olduğunun endişe verici bir göstergesi. Kömür kaynaklı emisyonları adil ve güvenli bir şekilde düşürmek için güçlü ve acil politikalar olmadan, küresel ısınmayı 1,5 dereceyle sınırlandırmak için çok küçük bir şansımız olacak. O şansımız da kaldıysa…”
Yarına kalmanın mücadelesini vermeyen ölülere akıl temennilerimle birlikte şu dörtlüğü iletiyorum:
“Efendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidir
Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir?
Bu nadi-i niam, bakın kudumunuzla müftehir!
Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hak da elde bir...”
Ğojuko Furkan
Çerkesya Gençliği, Çorum