Çeş Ruslan: "... Bizim asırlık hayalimiz ülkemiz Çerkesya’nın dünya haritasında yeniden yer alması için tarihi vatana geri dönüş ve gereken uluslararası hukuki değerlendirmeyi alarak halkımızın trajedisinin tanınmasıdır...
"Ancak, Çerkes Ulusal çıkarlarına uymayan bakış açılarını dile getiren bazı örgütler var. Okuyucularını veya dinleyicileri şaşırtmaya yönelik bazı anlaşılamaz şeyler söylüyorlar...
"Özellikle Türkiye'deki Kafkasya Federasyonu, bazı Rusya örgütlerinin provokasyonunu tekrarlayarak, tamamıyla anlaşılmaz bir açıklamada bulundu.
"Çerkes jenosidine Gürcistan’ın kendisinin de katıldığını iddia eden tahrifçileri bilim adamı olarak adlandıramam.
"Kafkasya ( Rusya ) ordusunun Tiflis’te bulunduğunu ve Gürcü taburlarının Çerkeslere karşı askeri operasyonlara katıldığını iddia ediyorlar.
"Bu saçmalığı Türkiye Kafkasya Federasyonu'ndan biri de tekrarladı.
Bu çok alçakça bir açıklama ve biz bu örgüte tarihi daha iyi öğrenmesini tavsiye ediyoruz, ama eğer onlar Çerkes ulusal çıkarlarına ters bir rol oynamak istiyorlarsa, bunu hiçbir zaman kabul etmeyeceğiz ve kimsenin Çerkes toplumunu kırmasına izin vermeyeceğiz.
"Şimdi Çerkes halkının kenetlenmesi, seferber olması ve Çerkesya’nın yeniden dirilişini karşılaması, geri dönüş ve jenosidin diğer halklar tarafından tanınmasını istemesi lazım.
"Bunun yerine bu tür saçmalıklarda bulunmak Türkiye Kafkasya Federasyonu ( KAFFED ) dahil olmak üzere hiçbir örgüte itibar kazandırmıyor...
"Gürcistan’ın güya Çerkes jenosidine katıldığı yönündeki Türkiye Kafkasya Federasyonu'nun dile getirdiği açıklamaya gelince:
"Bu kesinlikle uygun değil- Gürcistan 1801 yılında Rusya İmparatorluğu'na dahil edildi ve onun bölgelerinden biri oldu.
"Yani Gürcistan o zaman devlet olarak yoktu ve kendi bağımsız politikasını yürütmedi.
"Gürcistan yönetiminin Çerkeslerin yok edilmesine katıldığı veya emir verdiği yönündeki yanlış bilgileri yaymak tam bir saçmalık!
"Aslında bunlarla, Tiflis’e yerleşmiş olan Çar'ın Kafkasya valisi ilgilendi. Toplum bilincinin manipule edilmesi amacıyla, açıkça provokasyon yalanı bilinçli olarak yayılıyor:
"Rusya komutanlığı Gürcü olarak adlandırılıyor, üstüne de Rusya tarafından işgal edilen Gürcistan’ın Çerkesya’ya karşı kendi, bağımsız politikasını yürüttüğü uyduruluyor...
"Bizi ilgilendiren, askerlerin milli yapısı değil, onların kimin emrini yerine getirdikleri ve kime boyun eğdikleridir. Onlar ise Rusya imparatorluğu komutanlığına itaat ediyordu.
"Bundan dolayı ben, herkesten bu tür provokasyonları çoğaltmamalarını ve bunların ardında hangi güçlerin olduğunu düşünmelerini çok rica ediyorum.
"Şu an, bu tür oyunlar oynama zamanı değil: tüm dünyada Çerkes milli hareketinin oluşturulma süreci devam ediyor ve kimse buna engel olamaz.
* Ruslan, Bundan sonra planlarınız nelerdir?
- Jenosidimizin BM üyesi Gürcistan devleti tarafından tanınması, öncelikli olarak büyük bir çalışmanın ve bir yıldan fazla bir süre önce yapmış olduğumuz taleplere kulak veren Gürcistan’ın kendisinin isteğinin bir sonucudur.
Ve elbette bu, Çerkes Ulusal Hareketinin tümünün zaferidir.
Çerkes Ulusal Hareketi son 150 yıldır gördüğümüzden farklı olarak kendi kaderine kayıtsız kalmadı.
Gürcistan parlamentosuna tüm Çerkes diasporasından ne kadar çok sayıda başvuru gitti biliyorsunuz. Çerkes Ulusal Hareketinin içinde bulunduğu dağılmış durumu göz önünde bulundurursak, bu büyük bir zafer ve ilerideki eylemler için bir teşviktir, gerçi biz henüz zorlu bir yolun başındayız.
Gürcistan birinci oldu ve biz ona gönülden minnettarız. Şimdi biz diğer ülkelere de başvuracağız. Süreç henüz başlıyor.
Bizim amacımız Çerkeslerin tarihi vatanlarına dönüşüdür.
Türkiye’de veya herhangi başka bir yerde ne kadar iyi yaşanırsa yaşansın, bizim ülkemizi sadece Kafkasya’da kurmamız mümkün, vatanımız sadece oradadır.
* Çerkesler Gürcüler ve Abhazlar arasında arabulucu rolü oynayabilir mi?
- Gelecekte evet, tabii ki. Ama Gürcülerin ve Abhazların arabulucu olmadan kendi problemlerini çözmesi gerekiyor.
Her zaman, üçüncü bir güç dahil olduğunda, onun kendi çıkarları ortaya çıkıyor ve her türlü manipülasyon başlıyor.
Oturup, konuşmada hiçbir felaket yok!
Müzakereler er yada geç, her halükarda olacak ve bugün Gürcistan’ın takip ettiği yol müzakerelere götürecek- ebediyen birbirine dar bir çerçeveden bakılamayacaktır.
Zaman ileri gidiyor ve dünya değişiyor. Yaşanan trajediye rağmen, uzlaşmak dışında bir yol yok.
Birleşik Avrupa’nın tarihini hatırlayacak olursak, ne tür savaşlardan geçmiş olurlarsa olsunlar, bugün orası sınırsız açık bir toplumdur.
Rusya-Çerkesya savaşı tarihini ele alın, tahrip ettiler, sürdüler onların yerine başkalarını yerleştirdiler, ancak 150 yıl sonra mesele yine gündeme geldi.
Bu şu anlama geliyor, savaşla hiçbir şey elde edilemez. Sadece barış yolu lazım, geri kalan her şey- tüm taraflar için felakettir...