"Gürcü, Abhaz, Çerkes halkına!
Ürdün'ün Abhaz-Adığe halkı temsilcileri, 28 Ekim'de, Ürdün'de, Çerkes örgütü Khase'nin dernek merkezinde Tiflis Çerkes Kültür Merkezi üyeleri ve Gürcistan'ın Ürdün Büyükelçisi birlikte bir toplantı örgütlediler. Bu toplantı, ne yazık ki, üçüncü güçler tarafından, bizim görüşümüze göre, organize bir provokasyon ile gölgelendi.
Bu olay, Gürcüler ve Abhaz-Adığe halkları arasındaki ilişkilerde meydana gelen anlaşmazlıklar nedeniyle mümkün oldu.
Olayın "nedenlerini" derinlemesine incelemek istemiyoruz, ancak olayın taraflarına hitap etmenin son derece önemli olduğunu düşünüyoruz.
Habze'nin, Çerkes etiğinin temellerinden biri, konuk statüsünün mutlaklığıdır. Misafirperverlik kurumu bizde o kadar gelişmiştir ki, kan düşmanı bile bir Çerkes'in Haçeşine ( хьэщӏэщ ), misafir odasına gelebilir ve konuk olabilir. Amman'da, Habze'nin bu prensibi bariz bir şekilde ihlal edildi. Ama bu sadece bir ev davası değil, uluslararası ölçekte bir skandaldır. Ve bu olay klasik diplomasi ilkeleri açısından da kesinlikle kabul edilemez. Kanlı savaşlarda bile, çatışmanın taraflarının bir masaya oturmaları ve insani diyalog kurmaları mümkün olmuştur.
Gürcüler sadece Çerkeslerin coğrafi komşuları değiller. Halklarımız uzun zamandır hanedan evlilikleri ve müttefik ilişkileri ile birbiriyle bağlantılı olmuşlardır. Ama bizim "yarı kardeşlerimiz" (единокровными братьями) Abhazlar'a da kimse bir yanlış yapmaz, yapamaz. Çerkes'e Abhaz'dan, Abhaz'a da Çerkes'den daha yakın kimse yoktur. Biz kan, zihinsel ve tarihsel birlik fikrine her zaman bağlıyız.
Modern demokratik bir devlet kuran Gürcistan'ın demokratik değerlere bağlı kalacağını umuyoruz. Uluslararası Hukuk İlkeleri Bildirgesi ( 24 Ekim 1970 tarihli ) şöyle der: "BM tüzüğünde yer alan halkların eşitliği ve kendi kaderini tayin etme ilkesi nedeniyle, bütün halkların siyasi statülerini dışarıdan müdahale olmadan özgürce belirleme ve kendi ekonomik, sosyal, kültürel gelişimlerini gerçekleştirme hakkı vardır ve her devlet bu hakkı tüzüğün hükümlerine uygun olarak kabul etmelidir."
Tabii ki, 30 yıl önce askeri rakibiniz olan bir tarafla barışçıl bir diyalog kurmanız zordur. Bununla birlikte, tarihsel deneyimler, duygulara teslim olarak, nesnel ekonomik ve kültürel faktörleri görmezden gelmenin, politik evrimin çıkmaz bir yolu olduğunu göstermektedir. Silahlı çatışmanın taraflarının uzlaşma örnekleri çoktur. ABD ve Japonya arasındaki diplomatik ilişkilerin hızlı bir şekilde yeniden canlandırılması mesela, bir örnektir. Birincisi ikincisine karşı nükleer silah kullanmış olmasına rağmen.
Buna ek olarak, böyle bir provokasyonun Çerkes siyasi, sosyal ve kültürel kurumlarının bozulması nedeniyle mümkün olduğu da belirtilmelidir. Artık coğrafik olarak bir olmadığımız için, tek bir zihinsel-ruhsal organizma değiliz...
Çerkes etnosunun her bir parçası kendi kültürel havzasından beslenerek örgütlenecek ve kendi yolunda yürüyecektir.
Tüm bu zorluklara rağmen, ortak geleceğimize inanıyoruz.
Allah yardımcımız olsun...
Hapai Arambiy
Çerkesov Muhammed
Dumaniş Avluadin
Bğane Ali
Yağan İbrahim
Bitokov Aslanbek
Kojev Zaurbek
Bitokov Beslan
Аloev Timur
Özet Çeviri
Çeviri: Çerkesya Hareketi Haber Merkezi