İbrahim Yağan: Kesinlikle gönüllü katılım değildir!

Nalçik Belediyesi Atlı Spor Kulübü Başkanı Sayın İBRAHİM YAĞAN ile “460. Yıl Muamması”nı ve 500 km’lik "Atlı Yürüyüş"ün Tüm Detaylarını Enine Boyuna Konuştuk.

Biz Sorduk İbrahim Yagan Yanıtladı!

C.U - Sayın Yağan, Kabardey'in Rusya'ya gönüllü katılımı meselesi sosyal medyada büyük tartışmalara yol açtı, nedir bu meselenin aslı?

İ.Y - Kesinlikle gönüllü katılımdan söz edilemez, tam tersine söz konusu olan dönemin Rus Çarıyla Kabardey Prenslerinden Temrıkue arasındaki bir güvenlik anlaşmasıdır. O dönemde Kabardey Prenslerinin kendi aralarında anlaşmazlıklar vuku bulmuş ve her biri kendine göre farklı hanedanlık ve hanlarla güvenliklerini sağlamak açısından işbirliği yapmıştır. Temrıkue de diğer Kaberdey Prensleri gibi Kumuk, Tatar, Kırım hanları ve Osmanlı tehditlerine karşı güçlü ve caydırıcı bir güce ihtiyaç duymuş. Aynı şekilde, Rus Çarının da bölgede güçlü bir müttefiğe ihtiyaç duymasından kaynaklanan stratejik bir anlaşmadır 460 sene yapılan. Çarın, Temrıkue’nin kızıyla evlenme meselesine gelince... O dönemde yönetimler, hanedanlık mensupları arasında evlilikler oluyordu. Bu yolla, akrabalıklar kurarak güvenlik anlaşmaları yapmak, en sağlam yoldu ve oldukça da yaygındı. Ama bu anlaşma, yalnızca Kaberdey Prensi Temrıkue'nin kendi inisiyatifidir. Tüm Çerkesleri veya Kabardeyleri kapsayacak söylemler MAKSATLIDIR, ARTNİYET taşımaktadır.

C.U - Bu kadar eleştiriye, hatta ihanete varan suçlamalara rağmen İbrahim Yagan 460. Yıl kutlamalarına nasıl ve neden iştirak etti ?

İ.Y - Öncelikle bu organizasyon Kaberdey Balkarya Cumhuriyeti Yönetiminin bir projesidir. Proje Altyapı ve sosyal yaşam alanlarını ihya etmek, yeni sosyal alanlar inşa etmek gibi büyük, kapsamlı bir projedir. Benim iştirakime gelince ...! - Hali hazırda ben, Nalçik Belediyesi Atlı Spor Kulübü Başkanıyım, dolayısıyla bir devlet memuruyum. - Bildiğiniz üzere yakın dönemde Kabardey parlamentosu Çerkes At ırkının korunması, at yetiştiriciliğinin yaygınlaştırılması ve teşvik edilmesi konusunda bir karar aldı. Bu kapsamda eski Atlı spor kulübü sosyal tesislerinin yenilenmesi, at yetiştiriciliği, binicilik kurslarının açılması için ek tesislerin inşasına start verildi. Atlı yürüyüşün organizasyonuyla 6 gencimize kıyafet ( Çerkeska ), süvari takımları, maraton yürüyüş teçhizatları ve eyerlerimizin yenilenmesi dahil komple yeni süvari ve koşum takımları temin edildi ve 500 km’lik zorlu bir parkurda 3600 m yüksekliğindeki dağları aşarak bu vesileyle ilk öğrencilerimizin eğitimine de start vermiş olduk. - Yine bildiğiniz üzere, 3 yıl önce, bir basın açıklaması ile sağlık sorunlarım nedeniyle ve yaşım gereği politik konularda halkıma gerektiği gibi hizmet edemeyeceğimi; bundan sonraki hayatımda ailem ve ÇERKES at ırkının korunması, yetiştirilmesi ve uluslar arası arenada hak ettiği yeri alması için çalışacağımı, siyasi arenadan çekildiğimi beyan etmiştim.

C.U - Sayın Yağan, siz bir savaş gazisi, devlet üstün nişanına sahip bir halk kahramanısınız. Bu kadar hassas bir konuda, böyle bir organizasyona öncülük etmeniz etik bir davranış mıydı, itibarınızın zedeleneceği endişesini yaşamadınız mı? Konuyla ilgili sosyal medyada oldukça ağır eleştirilere maruz kaldınız, hatta ihanetle dahi suçlandınız, bunlara bir cevabınız var mı ?

İ.Y - Elbette... Şunu özellikle belirtmek isterim, bir kere, 460. Yıl şahsım adına hiçbir şey ifade etmiyor ve o yüklenmek istenen anlam ve öneme de haiz değil... Hele hele “gönüllü katılım” söylemlerini kullananlar eleştiri adına olsa dahi, maksatlı ve tam da o derin anlam yüklemeye çalışanlara hizmet etmektedirler. Şahsen ben politik alanda HALKIM ADINA zamanında üzerime aldığım vazifeyi elimden geldiğince yerine getirdiğime inanıyorum. Aktif mücadele, genç, dinamik ve sağlıklı olmayı gerektirir. Ulusal mücadelemizi ileriye taşıyabilecek 30-40’lı yaşlarda, genç ve dinamik yeni liderler çıkartmamız gerektiği inancındayım, ama üzülerek söylemeliyim ki şu anda bu özelliklere sahip genç liderleri göremiyoruz... Bu demek değildir ki aramızda bu tür önderler yok-çıkmayacak... Tam tersine oldukça eğitimli ve donanımlı gençlerimiz mevcut son dönemlerde. Demek istediğim, o gençlerin önünü açmamız ve hatta tek tek seçip önderlik konusunda görev vermemiz gerekmektedir. Bu bağlamda, az önce de söylediğim gibi, gerek yaşım gerekse sağlık koşullarımdan dolayı aktif mücadelede yeterince faydalı olamayacağımı düşünerek bundan sonraki yaşamımda... varlığı etnik kökenimize dayanan ÇERKES AT ırkının korunması ve neslinin çoğaltılması ve uluslar arası arenada hak ettiği yeri alması için çalışacağım.

C.U - Sosyal medyadaki ihanete varan itham ve ağır eleştiriler konusunda ne dersiniz ?

İ.Y - Bu tür suçlamalarla daha öncede karşılaştım. Abhazya savaşından sonra Gürcü yönetiminin davetine icabet ettiğimde “işbirlikçi”, “ihanet” dedikoduları yaymışlardı... Şu anda Çerkes Soykırımını tanıyan ilk ve tek ülke Gürcistan. Yine yakın geçmişte Balkarlarla toprak mücadelemiz olmuştu... İnisiyatif alarak Balkar liderlerle konuyla ilgili temaslarım oldu, o zamanda davayı sattığım, kendi içimizdeki bazı provokatörler Balkarlarla işbirliği yaptığım konusunda dedikodu yaymışlardı...Yasa dışı yollarla gizlice Balkarlara verilen, tapuları dahi teslim edilen meralarımızı savunduk, arkadaşlarımla birlikte mücadele ederek tapuların iptalini sağladık ve eski haline-MERA statüsüne kavuşturduk. Demem o ki, Anavatanında yaşamamış, buradaki sosyal, ekonomik, siyasi vs. şartlarla ilgili yeterince bilgi ve tecrübeye haiz olmayan Türkiye’deki ve diasporadaki soydaşlarımın eleştirilerini anlarım...! Ancak benim asla kabul edemeyeceğim ve affetmeyeceklerim... Burada-Vatanında doğup büyümüş, çeşitli baskı ve tehditleri bahane ederek kendi ÖZ VATANInı terk edip Avrupa vb. ülkelerde yaşayan, maddi çıkarlarının kölesi olmuş, oturduğu yerden bizlere akıl vermeye çalışan...Uzaktan toplumu dizayn etme cüretine soyunan, kıçlarını kaldırmaktan aciz, klavye başında provokatörlük yaparak ön plana çıkmaktan başka amaçları olmayan, toplum adına icraat denebilecek hiçbir icraat üretemeyen aciz ve korkak provokatörlerdir. Ben şartlar ne olursa olsun, doğup büyüdüğüm vatanımda yaşamayı ilke edinmiş, Vatan uğruna canımı - tüm varlığımı her daim feda etmeye hazır bir birey olarak yetiştirildim atalarım tarafından. Asıl sorgulanması gerekenler burada doğup büyümüş, eğitimini burada tamamladıktan sonra öz vatanını sudan bahanelerle terk edip toplumu uzaktan dizayn etmeye çalışanların babalarıdır! Nasıl bir Vatan sevgisi ve aidiyet bilinciyle yetiştirdiniz bunları?

C.U - Cevap bekleyen başka bir konu da "Atlı Yürüyüş"ü Kazaklarla yaptığınız konusu. Tam olarak nedir durum?

İ.Y - Başında da belirttiğim gibi yerel hükümetin resmi projesi kapsamında yapılan bir etkinlikti bu. Kabardey Balkar Cumhuriyeti’nde yaşayan tüm halklardan oluşan atlı bir grupla yapılması gerekiyordu proje gereği. Ve 4 Çerkes, 2 Kazak, 1 de Balkar binicilerden oluşan ekiple tamamladık parkuru.

C.U - Atlı yürüyüş, güzergah vs. konularında ileriki zamanlarda yeniden sorularımız olacak, konuyla ilgili kamuoyuyla paylaşmak istediğiniz başka şeyler var mı?

İ.Y - En başta da söyledim, 460 yıl önce cereyan etmiş bu hadise benim için, burada yaşayan halk ve 500 km’lik güzergahtaki yerel halkımız için hiçbir önem taşımıyor. Yerel yönetim bunu siyasi amaç için kullanıyorsa... ki öyledir, bu da hükümetin bileceği iş. Burada benim amacım at ırkının korunması ve yetiştiriciliğinin yaygınlaştırılması. Adıge atlarımız hali hazırda RF başta olmak üzere Dubai ve birçok Avrupa ülkesi adına 180 km’lik uzun mesafe MARATON yarışlarına katılmakta ve bir çok dereceye sahibiz. Atlarımız, uluslar arası arenada başarıya ulaşmaları için her yıl en az bir iki kez 500-1000 km’lik yürüyüşlere çıkarılıp deneyim kazandırılmalıdır. Performans artışları da buna bağlıdır. Bu da uzun ve meşakkatli bir hazırlık dönemi ve en önemlisi oldukça yüklü bir maliyet getirmektedir. Son yıllarda atlarımızı denemek ve performanslarını arttırmak için çok çabalamamıza rağmen imkan bulamamıştık, bu projeyle böyle bir fırsatı değerlendirerek amacımıza ulaştığımızı söylemek isterim.

C.U – Teşekkür ederiz İbrahim  

Çerkesya Hareketi Haber Merkezi