Caucasus Times: Sevgili Valery, Kabardey-Balkar'daki iç siyasi durumla ilgili röportajlarımızı sürdürürken, dil meselesini, yani “RUSYA FEDERASYONU'NUN DEVLET DİLİ HAKKINDAKİ FEDERAL YASA"yı görmezden gelemedik. Bu yasa Kabardey-Balkar'da hararetli bir tartışmaya neden oldu.
Kabardey Balkar Cumhuriyeti halkı, bu yasanın ulusal azınlıkların haklarını: anadillerini ve kültürlerini koruma haklarını ihlal ettiğini gördü. Bu durumun neden ortaya çıktığını düşünüyorsunuz?
Valery Khatazhukov: Sadece KBR'nin değil, Rusya'nın diğer bölgelerinin ve Cumhuriyetlerinin aydınları da haklı olarak bu değişikliklerin kabul edilmesiyle kültürlerimizin üzerinde ölümcül bir tehlikenin belirdiğini düşünüyorlar. Bu düşünceleri destekliyorum.
Bu yasa ile anadillerin öğretimi isteğe bağlı hale geldi, haklı bir öfkeye neden oldu ve - Rusya Halkları Demokratik Kongresi - adlı bir örgüt kuruldu.
Kısaca tekrarlamak istiyorum: Bu değişiklikler, Cumhuriyetlerin yerli halklarının dillerinin devlet dilleri olduğunu belirten Rusya Federasyonu anayasasıyla da, Anayasa Mahkemesinin iyi bilinen kararlarıyla da büyük ölçüde çelişmektedir.
Bugün her bölgede ve tabii Cumhuriyetimizde gördüğümüz şey: anne babalara "hadi Rusça'yı seçelim" deniyor. Bu, kendiliğinden olmuyor, buna yönlendiren belli bir siyasi ortam var.
Peki bu sorun nasıl çözülebilir? Birincisi, bu değişiklikler hukuka aykırı, Cumhuriyet'in ve Rusya'nın Anayasalarına aykırı.
Daha sonra, Cumhuriyetlerin- evet Kabardey Balkarya bir Cumhuriyet'tir, Kabardey ve Balkar halklarının kendi kaderini tayin etme biçimidir- ana misyonlarından biri maneviyatı; bu halkların dilini, milli kimliklerini ve milli çıkarlarını korumaktır.
Ve tüm Rusya vatandaşlarının eşit siyasi ve sosyal haklara sahip olmaları gerektiğini sürekli söylüyorum. Ancak asıl amaç ulusal sorunları çözmektir. Eğer anadilimiz için bir tehlike varsa, siyasi liderlik ve Cumhuriyet, bize göre, bizi bu değişikliklerin etkisinden korumalıdır. Ama Kabardey-Balkar'da tamamen farklı bir şey oluyor! Sadece KBR'de değil, diğer Cumhuriyetlerde de.
İşte bir örnek. Geçen yıl 1 Ekim'de, bilimsel yaratıcı topluluğun temsilcileri, aydınlar ve bilim insanları Nalchık'ta bu sorun üzerine bir konferans düzenlediler. Bu değişikliklerden sonra Cumhuriyet'te gelişen durum üzerine.
Ve soruna uygun bir çözüm geliştirdiler; kaç Kabardey ve Balkar'ın çocuklarına anadillerini öğretmeyi reddettikleri yayınlandı.
Konferansta, Cumhuriyetin lideri Kazbek Kokov ile görüşme kararı alındı, konferansın kararlarını ve bütün belgeleri kendisine iletmek bir delegasyon oluşturuldu ve Kokov ile basının huzurunda halka açık bir şekilde görüşme kararı alındı. Kesinlikle mantıklıydı. Çünkü Cumhuriyetin bütün bileşenleri; Kabardey ve Balkar bilim insanları, politikacılar, aydınlar, öğretmenler, halk önderleri toplanmışlardı.
Aradan bir yıldan fazla bir süre geçti. Zaman zaman Kazbek Kokov'un yardımcıları bize evet, evet, görüşmenin yakında gerçekleşeceğini söylüyorlar. Ama ben şahsen toplantının hiçbir koşulda gerçekleşmeyeceği hissine kapılıyorum. Ve bu durum, dil meselesine ve genel olarak ulusal Cumhuriyetlere karşı tavrı açıkça göstermekte.
Bir örnek daha vereceğim. Cumhuriyette Rimma Zhamborova ( Римма Жамборова ) başkanlığında 14 lise var. Rimma üç yıl önce bir anket yaptı, ankete göre 215 Kabardey ve Balkar çocuğun anadil derslerini istemedikleri ortaya çıktı. Konu halka açıldı. Bu bir skandaldı ve Rimma konuyla ilgili çalışmaya devam ediyor.
Caucasus Times: Bunu neden yapıyor?
Valery Khatazhukov: Gerçek şu ki, bizim devletimiz varlığını tehlikeye atıyor! Eğer Kabardey-Balkarya öncelikle bu sorunları çözmek için kurulmuşsa tabii. 14 lisedeki durum bu. Ve bu sorunun neden çözülemediği sorusu, benim için bir retorik.
Caucasus Times: Cumhuriyet'te Selefi cemaatin büyüme eğilimi var. Selefiler iş dünyasında belirli yerleri işgal ettiler: halka açık yemekler, emlak işi... Selefiler siyasi bir güce dönüşüyorlar. Bu, 2005 olaylarının tekrarlanmasına yol açmaz mı? Selefi cemaati, yeniden canlanan ulusal gençlik hareketleriyle nasıl bir arada yaşıyor?
Valery Khatazhukov: Azalmadıkları görülüyor. Ama sosyolojik bir araştırma yok. Bu konuda herhangi bir araştırma veya tartışma görmüyorum ben. Periyodik olarak bir takım gözaltıların olduğu, bazı grupların imha edildikleri hakkında bilgiler var. Ancak bu konu tartışılmadı.
Bir adaptasyon komisyonumuz var. Ben bu komisyonun üyesiyim. İlk üç yıl boyunca insanlar varlığından habersizdi. Çalışmasını sağlamak için kamuoyuna anlattık ve gerçekten işe yaradı.
Komisyona şu anda eski bir içişleri bakan yardımcısı olan KBR Güvenlik Konseyi sekreteri Kazbek Tatuev başkanlık ediyor. Normal bir çalışma ilişkisi geliştirdik. Kendisine minnettarız.
Müslüman toplumla ilgili gündeme getirdiğimiz tüm konular, terörizm ile ilgili olarak ele alınıyor. Ama komisyon içinde tartışma yok. Bu, kabul edilmez. Yine de komisyon çok faydalı ve önemli.
Siyasi, sosyal, toprak sorunları... hiçbir yere kaybolmadılar. Bu nedenle soruyu sormanıza katılıyorum. Bu konuları konuşuyoruz, Cumhuriyet düzeyinde ve yerel düzeyde tartışmalar yürütmenin gerekli olduğunu söylüyoruz, çalışıyoruz.
Caucasus Times: KBR'deki Selefilerin ulusal gençlik hareketleriyle nasıl bir arada yaşadıklarını açıklığa kavuşturmak istiyorum. Çünkü Cumhuriyetteki milli hareketler bir canlanma yaşıyor. Selefiler ile milli hareketler arasında çelişkiler var mı?
Valery Khatazhukov: Gençler arasında, sadece gençler arasında değil, KBR'de İslam'ın hiçbir zaman var olmadığını söyleyen gruplar var. Ya da etkisinin önemsiz olduğunu. Bence bu tartışma, umarım artmaz ve aslında çok tehlikeli.
Milli kültürün olmaması gerektiğini söyleyen radikal Selefiler varsa, bunlar ulusal kültürlere bir tehdit oluşturuyorlar. Eğer bu temelde bir ayrışma yaşanırsa, dini sorunlar nedeniyle bir ve aynı toplumun parçalara bölündüğü örneklerin olduğunu biliyoruz.
KBR'ye gelince. Ülkemizde İslam'ın herhangi bir rol oynamadığı düşüncesine katılmıyorum. Ama bu, geleneksel İslam'dı. Umarım bu yolu takip ederiz. Çünkü geleneksel İslam ve milli kültür arasında özel bir çelişki yoktur.
80'lerin sonu ve 90'ların başında İslam'ın yeniden canlanma süreçlerine tanık oldum. Bütünlüklü bir programımız ve bir stratejimiz vardı. Yeniden canlandırmamız gereken geleneksel İslam'dır. Kültürümüz ile bu İslam arasında özel bir çelişki yoktur.
Biz bu yönde birçok etkinlik örgütledik. İslam'ı ve Kuran'ı iyi bilen eğitimli insanlardan oluşan bir komisyonumuz vardı.
Bir örnek vereceğim. Daha sonra Cumhuriyet'teki İslamcı Hareketin üyesi olan ünlü kişiler; Mukozhev ve Astemirov, bu komisyonların toplantılarına defalarca kere davet edildiler. Ve yaklaşık olarak bu konuşmalar şöyle sona erdi:
Bir yeniden canlanma sürecinde olduğumuzu ve onları herhangi bir baskıdan korumak için her şeyi yapacağımızı söyledik. Ama yeniden canlanma gerçekleşmeli ve bu, bizim geleneksel İslamımız. Allah sana cihat çağrısı yapmanı yasakladı!
Bu çerçevede diğer misyonerlerle de görüştük. Bazıları Çerkes'ti, bazıları Arap. Ama hepsiyle bu pozisyondan konuştuk.
Ama cihattan bahseden Selefilerin de ortaya çıktığını belirtmek isterim. Bunlar kimsenin ciddiye almadığı marjinal gruplardı. Cumhuriyet'te İslam'ın canlanma süreçlerinde herhangi bir rol oynamadılar. Ancak, ulusal hareketimizin, sadece hareketimizin değil, Cumhuriyet'teki sivil toplum merkezlerinin yenilgisinden sonra ortaya çıktılar ve kimse onları etkileyemeyince güçlendiler.
Ve bu bilinçli olarak yapıldı. İslamcıların ve cihatçıların gerçek bir güç haline gelmesini isteyen güçler vardı, böylece Kremlin, “Bakın, İslamcılarla sorunlarımız var, ekonomi de kötü. Onlar burada oldukları için" diyebilecekti. Ve bu, tam da hem Kabardey hem de Balkar ulusal hareketlerinin yenilgisinden sonra başladı.
Caucasus Times: Cumhuriyet'teki Çerkes Ulusal Hareketinin mevcut durumu hakkında da konuşmak istiyorum. Ne kadar güçlü? Cumhuriyet düzeyinde karar alma sürecini etkileyebiliyor mu? Ve yurtdışındaki Çerkes Hareketiyle ne kadar bağlantılı?
Valery Khatazhukov: 2000'lerin başında Çerkes Ulusal Hareketinin yenilgiye uğradığını söylemiştim. Şu anda var olan kuruluşların 90'lardaki kuruluşlarla, isimleri dışında, hiçbir alakaları yok. Ne ideolojileri ile ne de aktörleri ile. Bunu kolayca doğrulayabilirsiniz.
Bugün bizim tartıştığımız sorunlara bakarsak: Aktivistlere yönelik baskılar, Martin Kochesokov, toprak sorunu, anadil sorunu...Ama bu kuruluşların gündemlerine bakın, bu konuları gündemlerinde olmadığını göreceksiniz. Bu konular onlar tarafından tartışılmaz.
Bazı özel servislerin etkisi altındadırlar.
Ancak bu, Çerkes Ulusal Hareketinin olmadığı anlamına gelmez!
Caucasus Times: Martin Kochesokov ..
Valery Khatazhukov: Evet. Fakat ben iletişimden bahsediyorum: Habarovsk, Belarus... liderlerin görünmediği ancak hareketlerin var olduğu modern iletişim. Çerkes ulusal hareketinde de durum aynı. Var! Herhangi bir organizasyon olarak resmileştirilmemiş olmasına rağmen, var.
Örneğin, üç yıl önce açlık grevine başlayan Ruslan Gvashev, 21 Mayıs'ta izinsiz bir etkinlik düzenlediği için zulüm gördü. Ve bu olay etrafında, hemen bir hareket ortaya çıktı. Krasnodar Bölgesi'ndeki yerel mahkemeler kararı onayladı. Ama Strasbourg'a gitti. Kararın iptal edileceğinden hiç şüphem yok. Bugünün örgütlerinin resmen Çerkesleri temsil eden Gvashev davasıyla hiçbir alakaları yok.
Ya da Martin Kochesokov'un durumunu ele alalım. Hiçbir açıklama, hiç bir etkinlik, hiç bir soru yok bu Çerkes kuruluşlarından.
Veya Suriyeli Çerkeslerin sorunu. Çeşitli kaynaklara göre çatışmadan önce Suriye'de 200 bine yakın Çerkes yaşıyordu. Suriye'de Balkarlar ve Dağıstanlılar da Çerkesler olarak adlandırılıyorlar, ancak Suriye diasporasının en az % 80'i Adiğeler. Federal yasanın 99. maddesine göre, onlar bizim yurttaşlarımız. Fakat Rusya onları yurttaş olarak tanımak istemiyor.
Dünyanın dört bir yanındaki Rus büyükelçiliklerinin ve konsolosluklarının onlarla konuşmayı, onlardan belge kabul etmeyi reddettiği konusunda kesinlikle güvenilir bilgilerimiz var.
Rusya'ya dönebilen sadece şanslı birkaç, belki iki bin kişi. Ama onlar da basitleştirilmiş Rus vatandaşlığını alamıyorlar, çünkü bunun için Rus dil bilgisi gerekli, sınava giriyorlar. Ama çoğu sınavda başarısız oluyor.
Burada, Rusya'da, Çerkes dilinin devlet dili olduğu Cumhuriyetlerde yaşıyorlar. Biz Çerkesçenin yeterli olması gerektiğine inanıyoruz. Ki onlar da Rusça olmadan yapamayacaklarını hemen anlıyorlar. Ve Rusçayı çabuk öğreniyorlar.
Buna rağmen basitleştirilmiş vatandaşlık alamıyorlar.
Yani söylemek istediğim, bu sorunların kuruluşlarımız tarafından tartışılmamasıdır. Konuları Federal merkeze dahi taşımadılar. Onlara bir talep olduğunu, sonuçlarını vs anlatabilirler. Ama bu kuruluşlar Federal merkezin veya dünya kamuoyunun önüne hiçbir şey koymuyorlar.
Fakat! Bu, tekrar etmekten yorulduğum anlamına gelmiyor, Çerkes dünyasının bu sorunları bıkmadan gündeme getirmediği anlamına gelmiyor. Bu sorunlar, modern iletişim araçları kullanılarak hem federal merkeze hem de dünya toplumuna sunulmaktadır.
Caucasus Times: Ve son soru, bir sünger gibi diğer soruları emen, bir araya getiren siyasi bir soru. Başlarda Cumhuriyet başkanı için doğrudan seçimler vardı. Şimdi, aslında, o bir atanmış. Son 20 yıldır Cumhuriyet'te siyasi hayatın içindesiniz. Sizce KBR toplumunda doğrudan seçim fikri tüm toplum, sadece aktif olanlar için değil; Cumhuriyetin tüm sakinleri için ne kadar populer? Hazırlanan sayıları kastetmiyorum, gerçeklikten bahsediyorum.
Valery Khatazhukov: Bugünkü toplantının ana konusuna geliyoruz. Bu, bir güçler ilişkisi ve kontrol sorunu. Bu güç kontrolü sorununu herhangi bir uyarı, bildiri veya bazı kuruluşların oluşturulması çağrılarıyla çözmeyeceğiz. Ve bu deneyim zaten var.
Tek bir yol var - her düzeyde doğrudan, özgür seçimler.
Toplumun böyle bir talebinin olup olmadığını sordunuz. Evet var. Ve bunu kolaylıkla görülebilirsiniz. Biz bunu yayınlarda ve sahada insanlarla sohpetlerimizde görüyoruz. Ve bu talep sadece bizim Cumhuriyetimizde değil, bütün Kuzey Kafkasya'da ve Rusya'da var. Habarovsk Bölgesi'ne bakın. Dolayısıyla elbette böyle bir istek var.
Bu sorunu çözmek mümkün olsaydı, bugün bahsettiğimiz sorunların çoğu çok kolay çözülürdü, çoğu çözülmeye başlardı. Yetkililerin, vatandaşların acil sorunlarını çözmek için kullanılmayan devasa bir kaynağı var. Diğer şeylerin yanı sıra, güçler dengesi nedeniyle kontrol edemediğimiz çeşitli bütçelerden bahsediyoruz.
Bu sorunun birçok farklı boyutu var. Ancak güçler ilişkisi ( избирательности власти ) sorunu ana sorundur!
Ve şunu söylemek istiyorum. Bu, politik doğruluğa bir övgü değil. Kuzey Kafkasya'da tek bir normal insanın bu ülkenin, Rusya'nın çökmesini istemediğini anlamalısınız.
Caucasus Times: Valeriy, çok önemli bir konuya değindiniz, muhtemelen en önemlisi...
Valery Khatazhukov: Bu pragmatik, nesnel bir gerçeklik. Enkazın altında kalırız! Ama şimdi olan şey şu ki, pratikte Federalizm kalmadığı için Cumhuriyetlerin de gerçek bir öznelliği yok...
Ancak bu durum değişmezse, süreç Rusya'nın çökmesine neden olabilir.
Kaynak: Caucasus Times, köşe yazarı Sergey Zharkov'ın röportajı