S.A-Unutulmaya yüz tutmuş Çerkes el sanatlarını yaşatmak, gelecek nesillere aktarmak için neler yapılabilir?
T.H-Bence ilk önce Çerkes el sanatlarının patentinin alınması gerekir diye düşünüyorum. Çünkü sadece derneklerimizde gösterebiliyoruz, patent eksikliği yüzünden. Bir kaç patent deneyimimiz oldu fakat başarılı olamadık? Kurum olarak patent alınması lazım. Şahsi olmuyor.
Çerkes el sanatlarını yaşatmak ve daha çok duyurmak için küçük yaştaki çocuklara ve gençlere ulaşmamız gerekli. Hanımlardan da el işlerine aşırı ilgi duymalarıyla, büyük bir titizlikle yapmalarıyla yaygınlaştırabilir ve yaşatabiliriz. El işlerimizi bilen kişiler bir diğerine aktararak bir zincir oluşturulabilirse sanatımız diğer nesillere aktarılır, devam eder.
Ben derim ki; bilginin zekatı paylaşmaktır. Sanatımızı paylaşalım ileriye aktaralım. Denklek, denkleç gibi el işleri kafa yoran sabır isteyen işlerdir.
S.A-Çerkes el sanatlarının anavatandaki durumunu nasıl buluyorsunuz?
T.H.-Çerkes el sanatları anavatanda diasporadan çok çok daha ileri diye düşünüyorum. Çünkü gittim, gördüm. Yaptıkları işler bizden baya iyi. Mesela; Bezeride işlemesi ve Galon ( Şağe ) metrelerce örüyorlar, tasarımları harika, ben hayran kaldım.
Gittiğimde Anavatandaki ustalardan kısa sürede ne öğrenebilirim diye evlerine atölyelerine gittim. Bir de anavatanda bu işleri çok küçük yaşlarda öğretiyorlar. El işi dersleri mi var? Bilmiyorum. Ama etkinliklerde bile standlar kurduklarında küçük çocuklara, genç kızlara hep öğrettiklerini gördüm.
Zaten çok eski yıllarda, kız çocuklarına 7 yaşına geldiğinde el işleri öğretilmeye başlanırmış. Bu yüzden ağaç yaşken eğilir diyorum.
Son 4-5 yılda Türkiye’de Çerkes el sanatlarında büyük bir patlama oldu. Gerçekten bir çok kişi ilgi duymaya başladı. Türkiye’de bu çok gelişecek ve yaygınlaşacak diye düşünüyorum.
S.A-Çerkes el sanatlarının modern kıyafetlere uygulanması mümkün müdür? Bu konuda örnekler var mı?
T.H-Diasporada olunca el sanatlarımızı nasıl gösterebiliriz geleneksel kıyafetlerin dışında)diye düşündük. Biz Çerkes el sanatlarını günlük hayata aktarmaya çalıştık. Maykop'ta hep geleneksel kıyafetlerde “saye”de, şapkalarında ve erkek kıyafetlerinde olduğu için öğrenmeye çalıştığımızdan beri Çerkes el sanatlarını tanıtmak herkese duyurmak, günlük hayatta üzerimizde taşıyarak göstermek istedik.
Bu zaman zaman bir kolye oldu, bir broş oldu, bir fuarımızın ucunda bir süs oldu, kıyafetlerimizin robasında bir desen oldu, elbiselerimizin kol manşetlerinde bir motif oldu, ceketlerimizin cebinde uyguladık, bunu görenler sorduğunda bir Çerkes el işi olduğunu belirterek ,günlük hayata modernize ederek motiflerimizi desenlerimizi kullandık. Çokta ilgi gördü.
Modernize desenleri özellikle gelinliklerde uyguladık ama Çerkes el işleri ile uygulandı.
S.A-Bundan sonrası için düşündüğünüz, projeler var mı? Gelecekte bu konuda neler yapmayı planlıyorsunuz?
T.H-Bundan sonrası için ben ve arkadaşlarım bu yola baş koyduk. Hocalarımız bize bir bayrak teslim etti. Bu bayrağı, elimizden geldiğince, gücümüz yettiğince, sağlığımız el verdiğince öğretmeye ileri nesillere aktarmaya çalışacağız. Gerekirse evlerimizde bu işleri öğrenmek isteyen herkese gönüllü olarak göstereceğiz.
Son yıllardaki sergilerle ve derneklerdeki derslerle bunu bir nebze olsa başardığımızı düşünüyorum. Kaffed’in Çerkes el sanatları adında bir birimi var, bizler de bu birimin alt grubundayız. Orada Çerkes el sanatlarını gelecek nesillere aktarmak, yaygınlaştırmak, yaşatmak, Çerkes Kültürünü gelecek nesillere kazandırmak, bir de eğitim alanına ulaştırılması amaçlanıyor ve bu yönde çalışmalar planlanıyor.
Bizler de üzerimize düşeni en iyi şekilde yapmayı, gelecek nesillere faydalı olmayı görev bildik.
S.A-80’li yıllarda Reyhanlı’dan değerli büyüğümüz Tahir Jane ile bir sohbetimizde Çerkes kıyafetleri için ”Çerkes el sanatlarımız o kadar güzeldir ki; kadınlarımızın elleriyle örerek yaptıkları iç çamaşır lastiği bile bir sanat şahaseridir” demişti. Bize bu el işi hakkında bilgi verir misiniz?
T.H-Tahir amcanın bahsettiği el işi “Şağe” ( kartla dokuma ) olabilir. İçliklerin iplerine kullanmak için kartlarla dokunan bir iş. Bir de “Vağe” ve “Vağe Huraye” var? Asıl elle ve 5 parmakla örülen, parmak örme tekniği Vağe ( düz yassı ). Bu dışeyıda işlemelerin kenarını temizlemede kullanılır. Vağe huraye ( yuvarlak ) Şhargon püskülünde ve içliklerde kordon olarak kullanılır.
Ama benim duyduğuma göre Şağe içliklerde kullanılıyordu. Desenli veya düz de örtülebiliyor. 4 tane deliği olan kare kartlarla, desenlerine göre ipler geçirilerek, ileriye ve geriye döndürülerek, aradan ip geçirilerek dokunan bir işleme tekniğidir. İçliklerde kullanılır, erkek kıyafetlerinin Çerkeskaların fişeklik bölümünde, ön kenar süslemelerinde kullanılırdı.
S.A-28 Eylül Çerkes ( Adığe ) Kıyafet Günü'nün Çerkes el sanatlarını yeniden gündeme getirmesi hakkındaki düşüncelerini alabilir miyiz?
T.H- Son yıllarda herkes kendine ait kıyafet diktirmeye, bazı özel günlerde giymeye başladı. Üzerinde ufak Çerkes motifleri taşıyan işlemeler, aplike tarzı işlemelerle yapılmış kıyafetler giymeye başladı. Bu kıyafetler geleneksel de olabiliyor veya üzerinde Çerkes motifleri taşıyan işlemelerle modernize yapılmış kıyafetler de oluyor.
Ben anavatanda 2018 yılında Çerkes Kıyafet Günü’ne denk gelmiştim. Çok hoşuma gitti. Program hazırlanmıştı. Gelenlerin % 90’ı üzerlerinde Çerkes kıyafeti veya motifleri taşıyan aksesuar tarzı ürünler vardı. Herkes kendi eliyle hazırladığı diktiği, işlediği kıyafetleri giymişlerdi.
Son yıllarda Türkiye’de de 28 Eylül'ün anlamını yansıtan etkinlik ve kıyafetler kullanılmaya başlandı. Bu da hepimiz için mutluluk verici. Herkesin kendine ait bir kıyafeti olması çok güzel.
S.A-Bu konuda eklemek isteğiniz ve bu işlere emek veren, çaba gösterenlere söylemek istediğin bir şeyler var mı?
T.H-Öncelikle bu konuya değinip, bu fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ederim.
Çerkes el sanatlarını öğreten hocalarıma Allahtan rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun.
Bu işlere yeni başlayan ve başlayacak olanlara her zaman yanlarında olduğumuzu bilmelerini, bu hepimizin olan el işlerinin kaybolmaması ileri nesillere el birliği ile aktarılması için çaba göstermelerini diliyorum. Başladıkları zaman, sabırla, inatla üzerine gitsinler, çünkü bu işlerin yapım aşamaları çabuk unutuluyor.
Bu sanata layık ve ömrünce ruhunda taşıyan Çerkes gençleri bu sanatı önünüze seriyoruz. Sahip çıkın yaşatın. Bu bir aşk yaşanması gerekir. Yaşayın ve yaşatın sevgili gençler.
Bu konu ile ilgilenenler https://instagram.com/apejanelsanatlari linkinden ben ve arkadaşlarımın açtığı sayfaya ve bize ulaşabilirler.
Kurumlarımızın da bu çalışmalara daha çok yer vermesini diliyorum.
Ayrıca Çerkes el sanatları konusunun bu gibi vesilelerle gündeme gelmesi, yaygınlaştırılması, duyurulmasına katkı sağladığınız için size teşekkür ediyorum.
S.A-Bizler de verdiğiniz emeklerin değerinin anlaşılmasını diliyor, sorularımızı cevapladığınınız için teşekkür ediyoruz.