Türkiyeli Çerkesler profesyonel futbola adım atıyor. Beş milyon taraftarı, maddi imkânları, organizasyon kabiliyetleri ve şenlikli tribünleriyle çok iddialı geliyorlar. FK 1864, Başakşehir'in stadyumunun kendilerine verilmesini istiyor, Beşiktaş'a el uzatıyor.
Alper Budka
Bugünlerde Bakırköy’de akordeon sesleri yankılanıyor. Kuzey Kafkas halklarının futboldaki temsilcisi FK 1864’ten bahsediyoruz. İstanbul 2. Amatör Lig 10. Grup’ta yer alan Çerkes kulübü, tüm Kafkas alt kimliklerini ve gruplarını tribünlerde birleştirip tırmanışa geçti. Futbola büyük yatırım yapmaya niyetli olan Çerkesler, 2. veya 3. Lig’den bir kulübü de satın almaya hazırlanıyorlar.
Profesyonel futbolcular ve gönüllü Çerkes çocuklarından oluşan karma bir kadroyla yarışmayı planlayan 1864’lüler, bu açıdan Atletic Bilbao’dan çok Real Sociedad’a benziyorlar. Atalarının kurduğu Beşiktaş’a da büyük saygıları var. Futbolcuları garsonluk vb. ek işler yapıyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucuları olduklarını söyleyen FK 1864’ün Kafkas kökenli yöneticileri, Atatürk’ün Çerkes silah arkadaşlarıyla övünüyor. Çeçen, Abhaz ve Oset bayraklarını da dalgalandıran 1864 tribünlerinde müzik, dans ve şölen havası var. Bu bakımdan futbolla hiç ilgilenmeseniz ya da taraftarı olmasanız da stadyuma gelen herkese kültür ve eğlence vaat ediyorlar. Sahaya siyasetten çok ‘xabze’ dedikleri 'Çerkes ahlakı'nı koymaya kararlılar. Kırmızı kart gören futbolcularını kulüpten gönderiyorlar. Kadın taraftar sayıları da dikkat çekiyor.
Başkan İsa Tunçer, yardımcıları Musa Ekinci ve Murat Kubilay ile FK 1864’un hikayesini, Kafkas ve Çerkes futbolunu, amatör liglerde kulüp yöneticiliğini, Vladimir Putin’i ve Beşiktaş’ı konuştuk.
En baştan başlayalım isterseniz. Kulübün adını FK 1864 koymuşsunuz. Sürgünden, ailenizin hikayesinden, kendi hikayelerinizden, sizi Çerkes kimliğini sahiplenmeye motive eden, bu çatı altında bir arada tutan şeylerden başlayalım. Ama önce sizi tanıyalım, futbol haricinde ne işle meşgulsünüz?
Adım İsa Tunçer, Hatay Reyhanlılıyım. Çerkeslerin Abzeh boyundanım. 51 yaşımdayım. Turizm ve bilişim sektöründeyim. Evliyim, iki çocuğum var. 1,5 yıldır kulüp başkanıyım. Farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Misyonumuz Çerkeslerin ‘xabze’ dediği ahlaklı duruşu sergilemektir. Amatörden başladık, inşallah bu kulübü yukarılara doğru yavaş yavaş taşıyacağız.
1864?
Bizim için bir acının tarihidir. Kuzey Kafkasya’dan Osmanlı’ya göç ettiğimiz tarihtir. 100 yıldan fazla süren Rus-Kafkas savaşlarından sonra 1864’te kaybettiğimiz son savaşın ardından bu topraklara geldik. Her 21 Mayıs’ta bu göçü Türkiye'nin çeşitli yerlerinde, Karadeniz’e kara çelenkler bırakarak anarız. 1864 bize göre bir soykırımdır, bir sürgündür. Bunu unutmamak ve hafızalara kazıyabilmek için büyüklerimiz kulübe de bu ismi vermişler.
Kulüp 2008’de kuruldu. O zamandan beridir burada olan kaç kişi var? Kimler ayrıldı, kimler katıldı, neler çektiniz? Pendik’ten Bakırköy’e neden taşındınız? Zorluk yaşadınız mı?
Aslında Ümraniye’de kuruldu. İki sene sonra Pendik’e taşındı. Ben 2018’de başkanlığı devraldım, Bakırköy’e getirdim. Orada yaşadığımız sıkıntılardan dolayı, maddi anlamda değil, camiamızın çoğu Avrupa yakasında yaşadığı için, seyirciyi oraya götüremediğimiz için kulübü buraya taşımaya karar verdik. 17 derneğimiz, iki vakfımız hatta bir partimiz bile var bu tarafta. Şimdi tribünlerimiz biraz daha doldu. Taşınmakta ne kadar haklı olduğumuz da ortaya çıktı. Ağustosta karar aldık. Eylülde taşındık. 6 Ekim’de açılış yaptık. Ve Bakırköy’e merhaba dedik.
Bakırköy Belediyesi’yle, Bakırköylülerle ilişkiniz nasıl ?
Herkesle ilişkimiz iyi. Biz Türkiye’nin takımıyız. Türkiye’de yaşayan tüm Kuzey Kafkasyalıların takımıyız. Yani 6 milyon Kafkasyalının takımıyız. Avrupa’da ve Kafkasya’da yaşayan Çerkeslerle irtibatımızı geliştirip kulübü uluslararası hale getirmek istiyoruz.
Bir semt kulübü değilsiniz yani. Bakırköy’desiniz ama Bakırköy’ün kulübü değilsiniz.
Pendik’teyken de Pendik’in kulübü değildik. Semt kulübü olmak isteseydik Pendik’te kalırdık. İlçe belediyesi bize ismimizin önüne Pendik kelimesini koymamız halinde farklı bir gelir elde edebileceğimizi söyledi ama biz hayır dedik.
Çerkesler farklı derneklere bölünmüş durumda ama bu kulüp hepinizi birleştiriyor galiba… Türkiye’de Kafkas kökenli Abhaz, Oset vb. toplulukların tümüne Çerkes deniyor. Yani Çerkes kimliği bu halkları birleştiriyor, sizin kulübünüz de biraz dağınık olan Çerkesleri toparlıyor…
Dağınık demeyelim, şöyle diyelim. Buraya geldiğimiz zaman Osmanlı bize Çerkes dedi... 12 boydan bahsediyoruz. Çeçeni var, Abhazası var, Oseti var, Lezgisi var… Farklı derneklerin olması kadar doğal bir şey yok. Hatta federasyonlarımız da birkaç tanedir. Bu dağılma veya ayrışma değil. Spor farklı bir alanda bütün camiayı bir araya getirdi.
Üst liglerden maaşlı oyuncular transfer edip elinizdeki gönüllü Çerkes çocuklarıyla karma bir kadro kurmuşsunuz gördüğüm kadarıyla… Bir röportajınızda elimizde sadece 3 Çerkes futbolcu var ama amacımız yüzde 51 Adıge demişsiniz. O konuda durum nedir?
Geçen sene 3. olup üst lige çıkamamıştık. İçimizde yara oldu. Bu sene camiamızı mutlu etmek için bizi üst lige çıkaracak futbolculara ağırlık verdik. Yüzde 51 Çerkes olmazsa olmazımız değil. Biz kulüp olmak istiyoruz, şimdilik önemli olan bu…
Süper Amatör Lig’e çıkarsanız belediyeden tesis yardımı alabileceğinizi, amatör branşlara yöneleceğinizi, kadın şubeleri de açabileceğinizi söylüyorsunuz.
Evet genelde öyle bir tahsis yapılıyor. O tahsisi aldığımız zaman yanına da yurt yapmayı düşünüyoruz. Gazi, şehit çocuklarını ve imkanı olmayan genç sporcuları toparlayıp getireceğiz.
Röportajdan önce konuşurken kulübünüzü Atletic Bilbao’ya benzettiniz. Bir de Kayseri’deki Kafkasspor var. Onlar daha fazla Çerkes ağırlıklı… Siz Bilbao’ya değil de Real Sociedad’a benziyorsunuz sanki…
O bir espriydi. Bilbao olma hedefimiz yok. Çünkü yaşadığımız toplumla bütünleşmek istiyoruz. Evet Kafkasspor ilk futbol takımımızdır. Kayseri’deki Çerkesler bir arada yoğun bir şekilde yaşadığından Çerkeslerden oluşan bir takım kurmayı başarmışlar. Ama Çerkes olmayan futbolcuları da var.
Kafkasspor’un milliyetçi bir şehir olan Kayseri’de ufak tefek sorunlar yaşadığını duydum. Bir Çerkes takımı olduğunuz için olumsuz bir tepki alabileceğinizi düşünüyor musunuz?
İsa Tunçer: Ben böyle bir şey duymadım. Biz İstanbul’a ve Türkiye’ye renk getireceğiz. Niye tepki alalım ki? Biz müziklerimizle, dolilerimizle, akerdeonlarımızla maçlarımızı festival havasına çevireceğiz.
Musa Ekinci: Biz cumhuriyetin kurucu unsurlarıyız. Ayrımcı değil, birleştirici özelliğimiz vardır. Atatürk Kurtuluş Savaşı’nı başlatırken en yakın korumaları Çerkeslerdi. Biz bununla gurur duyuyoruz. Burada olmaktan çok mutluyuz. Ama bizim bir de anavatanımız var.
Maçlarınızı şimdiye kadar hiç izlememiş olanlar için tribünlerinizdeki havayı anlatır mısınız?
Musa başkan sağ olsun, bu konuda yoğun çalıştı. Folklor derneklerimiz maçtan önce gelip stadın yanındaki kapalı spor salonunda gösterilerini yapıp çalgılarıyla tribündeki yerlerini alacaklar. Müzikle, eğlenceyle takımlarına destek verecekler. Bir de galip geldiğimizde kendi oyuncularımız Kafkas oynuyorlar.
O dansın adı şeşen mi?
Bir çok oyunumuz var ama sahada oynadığımız şeşen, o biraz daha hareketli… Şu an Çerkes oyuncumuz az olduğundan pek oynayamıyor arkadaşlar (Gülüyor)
Transfere ne kadar harcadınız? Kaç futbolcu maaş alıyor? Amatör futbolcularınız ne iş yapıyolar?
Dört aylık maaş veriyoruz. Zaten sezon dört ay sürüyor. Sezonluk anlaştık. İBB’de çalışan var, nargile kafede garsonluk yapan var, sağlık sektöründe çalışan var… 25 futbolcumuzun 8’i gönüllü… İki hocamız maaşlı, bir hocamız gönüllü. Bu arada iki hocamız Çerkes, biri Türk…
İdmanlarınızı neden gece yapıyorsunuz?
Çalışanlar rahat gelebilsin diye biz öyle tercih ettik.
Futbolcularınıza Çerkes ahlakına göre bazı kurallar koymuşsunuz.
Transfer ettiğim her çocuğumuza şunları söyledim. Bizde kasti hareket yasaktır. Rakibine dirsek attın, kırmızı kart gördün, sahayı terk ediyorsun ya, kulübü terk et… Küfür mü ettin, bizim için bitmiştir.
Özür dilese de dönüşü yok mu?
Hayır, kendini kontrol etmek zorunda... Hatta sezon başında dört futbolcuyla buna benzer mevzulardan yolumuzu ayırdık.
Ya pozisyon gereği kırmızı kart gördüyse?
Yakın tarihte Arabistan’da İspanya Kral Kupası maçı oynanmıştı, Atletico Madrid – Real Madrid… 115. dakikada Real Madrid’li genç bir defans oyuncusu gole giden çocuğu düşürüp kırmızı kart gördü ama golü önledi. Berabere biten ve penaltılara giden maçı Real Madrid kazandı. Bu şekilde pozisyon gereği kırmızı kart görmesinde hiçbir sıkıntı yok. Bu arada geçen seneyi de hiç kırmızı kart görmeden bitirdik.
İrili ufaklı sponsorluklarınız var. Bir taşımacılık şirketinden küçük bir eczaneye kadar… Çerkes toplumundan umduğunuz desteği alabildiniz mi?
Bizim camia bizi çok destekliyor. Formamız Belçika Ligi takımlarının formaları gibi reklamla doldu. (Gülüyor) Beş sponsorumuz var. Bakırköy Belediyesi bize tesis verdi ama bakımsızdı. Bir sponsorumuz demir parmaklığından camına kadar her şeyini değiştirip kullanılır hale getirdi. Gönül rahatlığıyla söylüyorum, maddi manevi hiçbir sıkıntımız yok.
Bir Çerkes dostunuzun sizin için 3. Lig’den kulüp satın alacağını duydum. Böyle bir planınız var mı?
Pendik’te BAL’dan 3. Lig’e çıkmak isteyen bir takımı satmak istediler bize, almadık. Şimdi de böyle bir söylenti var ama biz bir hikaye yazıyoruz, sindire sindire devam etmek istiyoruz. Doğrusunu söylemek gerekirse, evet böyle bir teklif var ama camiamız buna nasıl bakar, onu bilemiyoruz. Eğer camia onay verirse, 2. Lig’den de bir takım satın alabiliriz.
2000’lerin başından beridir 3. Lig’e çıkmak zorlaştı. 1. Amatör Lig’de bile futbolculara harçlıkla oyna diyemiyorsunuz, maaş vermek zorundasınız.
Musa Ekinci: Milyonla ifade edilen bütçeler var.
Süper Amatör Lig’deki bütçeler 3. Lig’i aratmıyor. 3. Lig’den orta karar bir takımı bir sene idare edebilmek için 2-3 milyon TL’lik bir bütçeye ihtiyacınız var. Ki satın almak isteseniz belki 5’e çıkar. 2. Lig’den bir kulüp almak isteseniz, öyle sanıyorum 10 milyon TL’ye çıkabilir.
3. Lig’de 3-6 milyon arasında alabiliyorsunuz. 2. Lig’de 10-15 arası, 1. Lig’de 50-55 arası…
Bu parayı bulabilecek misiniz?
Tek başına kulüp satın alabilecek işadamlarımız mevcut. Ya da bir kampanya yapsak iki haftada gerekli parayı toplayabiliriz.
Musa Ekinci: Ben size bir soru sorayım. Başakşehir dört sezondur Süperlig’de şampiyonluğa oynuyor. Seyircisi olsaydı yapabilirdi. Başakşehir’in stadyumuna 15 bin seyirci getirmesi için ne kadar harcaması gerekir sizce? Öyle bir rakam yok. Parayla bulamaz. Ama 2 veya 3. Lig’den bir takım bünyemize girerse, emin olun minimum 10 bin seyirciye oynar. Belki biz öyle bir takımı hiçbir ücret ödemeden de alabiliriz. O kulüp de çok ciddi bir camiaya sahip olur.
Farklı kampanyalar yapıyorsunuz, kan bağışı organizasyonları falan da var, yeri gelmişken onlardan da bahsedelim.
Geçen sene lige başlarken sponsor aradık. Biraz zorlandık. Forma reklamı için 50 bin TL istedim, biraz abartmışım galiba. Dedelerimizin kurduğu Beşiktaş’ın armasına benzeyen bir şekli büyükçe formamıza çizdik, içine bağışçılarımızın ismini yazdık. 50 bin lirayı o şekilde topladık. Bir kampanyaya bakar her şey…
Beşiktaş için ‘atalarımızın kurduğu’ diyorsunuz. BJK’nin kurucuları Çerkes Fetgeri kardeşler…
Bereketiko Jimnastik Kulübü olarak kuruldu. Osman Ferit Paşa’nın çocukları kurdu. Anneleri de Şeyh Şamil’in özbeöz kızıydı. Şapzı boyundan gelen büyüklerimiz bunlar… 1902 yılında kurdular, 1903’te Beşiktaş semtinin ismini aldı.
Çerkeslerin Beşiktaş’a özel bir sevgisi olduğu doğru mu?
Ben Beşiktaşlıyım.
Musa Ekinci: Ben Fenerbahçeliyim. (Gülüşmeler)
Buna rağmen Beşiktaş’a özel bir saygınız var mı?
Musa Ekinci: Her zaman! Hem Çerkesliğimden, hem ciddi bir tribün kültürüne sahip olmasından dolayı saygım vardır, hem de Çarşı grubu falan…
Süperlig’de top koşturan, bizim bilmediğimiz Çerkes sporcu var mı?
Söylemeyelim onları… Bir tane örnek söyleyeyim Beşiktaşlı Umut Nayır…
Neden söylemeyelim?
Kendileri söylerler…
Bir Kafkas kulübüyle maç yapmayı düşündünüz mü?
Onun da ötesinde yeni Kafkas kulüpleri kurma düşüncemiz var. Çerkes ve Abhaz dernekleri federasyonlarımıza bir teklifte bulundum. Bizim mitolojik bir ismimiz var, Nart… Türkiye Çerkes nüfusunun yoğun olduğu illerde Nartspor’lar kuralım. Samsun Nartspor kurulsun. Kayseri, Ankara, Eskişehir’de Nartspor’lar kurulsun. Hatta Berlin’de, Amman’da, hatta Golan Tepeleri’nden New Jersey’e göç edenler New Jersey Nartspor’u kursun. Bir gün bir resmi maçta iki tane Nartspor muhakkak karşılaşsın.
Bunlar sizin pilot kulüpleriniz mi olacak?
Hayır. Özgün kulüpler olacak. Biz Nart’ı markalaştırmak istiyoruz. Kendi ismimizi de değiştirip İstanbul Nartspor yapmak istiyoruz. Bu arada farklı branşlarda bolca Çerkes kulübü var. Kick box’ta var, tekvando da var, güreşte var...
Rusya’da çok başarılı Kafkas kulüpleri var, Krasnodar, Anji Mahaçkale…
Spartak Nalchik, Akhmat Grozny… Alani Vladikavkaz da var. UEFA Avrupa Ligi’nde Beşiktaş’la oynamıştı.
Onlara nasıl bakıyorsunuz?
Gururla bakıyoruz. Hepsini destekliyorum. Geçen sene de Trabzonspor-Krasnodar maçında organizasyon yaptım.
O maçta kimi tuttunuz?
Tabi ki Trabzonspor! (Gülüşmeler)
Rusya’da olsaydınız, Moskova’daki bir maçta Çerkes bayrağı sallayabilir miydiniz? Malum orada tek adam rejimi var. Putin buna izin verir miydi?
Hiçbir şey olmazdı. Rusya’da tek adam rejimi yok. Maçlara 12 yıldızlı formayla çıkan Çerkes takımları bile var.
Türkiye’nin kurucu unsuruyuz diyorsunuz. Ama sonuçta bir etnik kimliği temsil ediyorsunuz.
Tabi ki!
Tribünlerinizde hem Çerkes, hem de Abhaz bayrakları görüyorum. Türk bayrağı da var mı?
Murat Kubilay: Tabi tabi. Türk bayrağı da sallıyoruz. Hatta biz dağıtıyoruz. Tüm bayraklara saygımız var. Herkes kendi bayrağını alıp gelebilir.
Peki sezona nasıl başladınız, biraz da bunu konuşalım.
Bu sezon Pendik’ten Bakırköy’e taşınınca 208 lisanslı topçumuzu Pendik’te bırakmak zorunda kaldık. Bakırköy’e gelmeleri imkansızdı. Dolayısıyla Bakırköy’de sıfırdan takım kurduk. Yeniden yapılanma için para harcamak zorunda kaldık. Bu şekilde 25-26 transfer yaptık. Bir de U19 takımı kurduk. İlk üç maçımızı oynadık. 2 galibiyet, 1 mağlubiyet aldık. Şu an dördüncü durumdayız.
En iddialı rakibiniz kim?
Çok iddialı bir grup kurası çektik. İstanbul 2. Amatör Lig 10. Grup’tayız. 10 takımdan 6’sı kafaya oynuyor. 1920 Topkapı Süperlig’de oynamış bir ekip. 1946 kuruluşlu Altınay var. Sarıyer, Yeşildirek, bir de Kadimspor. İçlerinde en güçlüsü Bağcılar Şafak 76 ama bizden sonra…
Dost olduğunuz ya da çekiştiğiniz kulüpler var mı?
Biz herkesle dost oluruz. İnşallah profesyonel liglere çıkıp, Anadolu’ya deplasmanlara gittiğimiz zaman seyirci sıkıntımız olmayacak. Türkiye’de 6 milyon Çerkes var. Düzce’ye, Balıkesir’e, Ankara’ya, Maraş’a, Adana’ya gittiğimizde seyircimiz olacak.
Musa Ekinci: Başakşehir’i satın aldığımızı düşünün, tribünlerimiz full çakar. İstanbul’da, Samsun’da, Bursa’da, Antalya’da tribünlerimiz full çakar.
Başakşehir dolduramıyor ama biz onlara verilen stadyumu doldururuz diyorsunuz.
Musa Ekinci: Kesinlikle. Şu halimizle bile doldururuz. Rakip takım oyuncuları tribüne bakıp şaşırıyorlar. Amatörde 300-400 seyirciye oynamak çok zor işler.
En uzak deplasmanınız Sarıyer mi?
Evet.
Oraya gitmek ne kadar sürüyor?
Muhtemelen 1 saat sürer. İnşallah pazar gününe denk gelir de trafik olmaz. Uzak deplasman. (Gülüşmeler)
“Yewa 1862!” ne demek?
Saldır demek! Vur demek! Ama aslında çal demek. Yani birine vurmak anlamında değil. ‘Yewa doli’ derler. Doliye vur, akordeonu çal anlamında…
Musa Ekinci: Doli bizim yöresel bir çalgımız. Bir de pşınave var. Düğünlerde “yewa pşınave” derler. Yani güzel çal…
Kaynak: Gazete Duvar