PARLAYAN YALDIZIMIZ İLE RÖPORTAJ. WELPENOKA ONUR YALDIZ

#919 Ekleme Tarihi 25/04/2016 02:18:33

Welpenoka Onur Yaldız/Tiyatro Sanatçısı

İstanbul'un bir ucundan bir ucuna arşınlayan, dernekler arasında mekik dokuyan bir gencimiz var. Kendi insanına, profesyonel olma yolunda çaba sarfettiği tiyatro alanında faydalı olabilmek adına, hiç usanmadan koşuşturan bu mütevazı gencimiz Onur Yaldız ile Çerkesya Hareketi sitemiz için kısa bir söyleşi yaptık.  

Dündar Dırnak: Onur öncelikle zaman ayırdığın ve halkımıza verdiğin emeklerin için teşekkür ederek başlamak istiyorum, bize biraz kendini tanıtır mısın?

Welpenoka Onur Yaldız: Kayseri, Uzunyaylalıyım. Şigebexoey köyündenim. 12 yaşımdan beri bazen sekteye uğrasada amatörce tiyatro ile uğraşıyorum. Bu arada yaşım 25 – 26 arası bir yerlerde bu dönemler. İstanbul’daki dernek camialarının içerisindeki sahne uğraşım ise 2013’te başladı ve her sene katlanarak dolu dolu devam ediyor ki ben bu anlamda çok mutlu bir Kabardeyim son tahlilde. Aslına bakacak olursak ise, 2009-2014 yılları arasında Hatay’da makine mühendisliği okudum. Lise yıllarımdan beri de her fırsatta babamla kendi makine atölyemizde sürekli çalıştım, ta ki bu sene oyunculuğa profesyonel ilk adımı atana kadar. Şu zamanlarda Can Gürzap’ın da başrolünde yer aldığı “Ölü Ozanlar Derneği” adlı tiyatro oyununda rol alıyorum.

Dündar Dırnak: Günümüz Türkiyesi ve dünyaya bakışın nasıl? Sana göre nasıl bir dünyada yaşıyoruz?

Welpenoka Onur Yaldız: Dönem ve konum olarak ilginç bir ülkede yaşadığımı düşünüyorum. Bu durum dünya görüşüme de etki ediyor tabii ki. Özellikle üniversiteye hazırlık ve üniversite dönemim, fazlasıyla heyecanlı ve bu uğurda müthiş sancılı geçti. Nedeni sanırım içinde yaşadığım memleketin her zaman adaleti istemediğinden kaynaklı. Babam bana algımın açıldığı, kendimi bildiğim ilk günden beri; ”Sakın kimseye haksızlık yapma, birisine haksızlık yapılıyorsa da sakın müsaade etme! Aksi durumları ben asla ama asla kabul etmem!” Der. Bunun bilinci, manevi ve düşünsel gücü sayesinde nerde yanlış, haksız bir durum varsa koşmaya çalıştım. Ezilenin, hor görülenin ve üzerime gelenlerin gözlerine baka baka gitmeye çalıştım kendi çapımda. Bazen ağır darbe yedim, bazen bunun için mi yıprandım dedim ama hepsi benim için tecrübe ve yaşanmışlık olarak yanıma kar kaldı en kötü ihtimalle… Tüm bunları yaşadıktan sonra diyebilirim ki; Türkiye’de, kadın, emek, işçi algısı, 7463939 tane tilkiyi besleyen kafa yapısı, azınlık hakları gibi sorunlar ön planda duruyor. Bunlara bir hiza bir düzelme gelmesi tamamen empatiye, ayıbı, yanlışı, doğru seçebilmeye dayanıyor. “Xabze” ile büyüyebilmiş ona karşı algısını hep açık tutmuş bir nesil bu sorunlara sadece şahit olur diye düşünüyorum. İnsani formatta birçok ideoloji var dünyada tabii ki; ama bir ideolojiyi yerleştirmek var olan bir geleneği korumaktan çok daha zor. Dolayısıyla “Xabze”, bence Tha’nın bize bir kıyağı olabilir. Zira elimizde kalan tek şey bu olabilir.

Dündar Dırnak: Birkaç dernekte çalışmalar yapıyorsun gözlemlerini merak ediyorum, Çerkesler yani ait olduğun topluma bakışın nasıl?

Welpenoka Onur Yaldız: Çerkesler, garip bir toplum yapısı oluşturuyorlar. Yani birçok ihtiyacı olan, ama kimseye minnet etmeyen, inatçı, her birinin kendi dünyasının hükümdarı olduğu, numune bir toplum sanırım. Düşünün ki bir savaştasınız ve karşılıklı ordular var. Normalde olması gereken, komutanlar emrinde askerler ile çatışmalar yürür. Normal şartlarda böyle olması gerekir. Bana göre yarın Çerkesler toplum olarak savaşa girse ölenlerimizin hepsi komutan olur. Bunun sebebi emri askerler verir falan değil yanlış anlaşılmasın. Bizim toplumdan asker çıkmaz herkes emreder ve herkes bilir. Çok enteresandır tek tek dinleyin hepsine de hak verirsiniz. ( burada epeyce gülüyoruz ). Şu içinde yaşadığımız dönemde maalesef bütün varoluş mücadelemiz dernekler üzerinde. Evinde yaşayan derneğe gelmeyen Çerkesin çok fazla bir kaygısı yok gibi. Umarım derneklerde faal olan elini taşın altına sokanların gardı düşmez. Bayrağı devralacaklar hep olur. Zira gelenek buralardan devam edecek gibi.

Dündar Dırnak: Peki tiyatroya sanata bakış nasıl?

Welpenoka Onur Yaldız: Toplum bence güzel bir şey görünce fark ediyor ve daha fazlasını isteyerek destek oluyor ve ilgi gösteriyor. Biz 2013’te Maltepe Çerkes Derneği gecesinde ilk 15 dakikalık skecimizi ortaya koyduğumuzda, tüm aksaklıklara rağmen çok beğenildi devamı istendi ve akabinde yaklaşık 2 ay sonra ilk gecemizi “Werserıjj TV”yi yaptık. Kapalı gişe oynamadık belki ama gelmeyenlerin pişmanlığı, gelenlerin mutluluğunun baki kalması bizi yeterince tatmin etti. Biz zaten toplum olarak sanattan beslenen bir toplumuz. Dans, kıyafetler, el işleri gibi ilk akla gelen ve geleneğimizi somut ortaya koyan şeyler, sanatın tam içinden haller. Tiyatro da toplumda dönem dönem hep olmuş aslında ve hiç yine mi tiyatro dedirtmemiş. Buradan belirtmek isterim ki; onu dedikleri zaman da biz sahneden inmeyeceğiz, toplum bizi anlamadı da demeyeceğiz, en doğrusunu bulmaya çalışarak kendimizi revize edeceğiz. Şimdiye kadar geçen sürede acı tatlı deneyimlerimiz oldu ve hiçbirini yadırgamadan sahipleniyoruz. Hatta ilk sahnesinden bize kadar yapılan tüm tiyatro deneyimlerini sahipleniyor ve tam da oralardan beslenerek ilerliyoruz. Sanırım bu konuda da güzel adımlar atıyoruz. Tek sorunumuz anadilimizi işlevsel olarak kullanamıyor oluşumuz. Bu durumu ben İstanbul için söylüyorum. Zira Ankara, Kayseri dil konusunda bizden daha öndeler. Saygılarımı sunuyorum oradaki tiyatro emekçisi kardeşlere, dostlara, büyüklere. Selam Ankara, selam Kayseri.

Dündar Dırnak: Son olarak beklentilerin veya temennilerin neler?

Welpenoka Onur Yaldız: Temenniler… Temenninin yeri camia adına sezon başı ve sezon sonları sanırım. Sezon başındaki temennilerimin fazlasını aldım bu sene kendi adıma. Yeni sezon adına ise, anadilin su gibi kullanıldığı yeni oyunların sahnelere taşınmasını diyebilirim. Dil kurslarının artık genç hocalar yetiştirmesini de istiyorum. Burada görev hocalardan çok dil bilen gençlerin sorumluluk almasından geçiyor. Çok mecbur değilse emekli olduktan sonra çalışmayan ve asgari düzeyde bile olsa rahatı seven canım toplumumun gençleri, bu konuda topa girmeyi pek sevmiyor rahatını bozmuyor. Umarım yeni sezonda rahatları bozulur ve taş altına sokulan ellere yenileri eklenir. O taşın altında yıllardır duran nasır tutmuş ellere motivasyon için taze kanlar lazım efendim. Gelecek adına konuşmak gerekirse; “Xabze”den kopmadığımız bir gelecek dilerim. Zira içimizdeki o güvenilirliği, saygınlığı yitirirsek, mücadele alanımız da kalmaz.

Dündar Dırnak: Bizde sana yürekten başarılar diliyoruz. Çıktığın yolda Tha yanında olsun Welpenokaların mütevazı ve asil oğlu…  

Çerkesya Hareketi Haber Merkezi infocherkessia.com

Diaspora
Diğer Haberler
  • facebook sharing buttonFacebook
  • twitter sharing buttonTwitter
  • pinterest sharing buttonPinterest
  • linkedin sharing buttonLinkedin
  • tumblr sharing buttonTumblr
  • vk sharing buttonvk
  • odnoklassniki sharing buttonOdnoklassniki
  • reddit sharing buttonReddit
  • whatsapp sharing buttonWhatsapp
  • googlebookmarks sharing buttonGoogle Bookmarks