Federasyonumuzun ve Almastı'nın açıklamaları hemen hemen aynı saatlerde sosyal medyaya düştü. İkisini de tekrar tekrar okudum.
Önce Almastı'nın yazısından başlayayım.
Çerkesya Gençlik Kampı'nda yaşanan kötülüğü kamuoyuna ilk duyuran Almastı oldu. Sorun değil, zaten biz daha ilk gün Göksun Çerkes Derneği Yönetim Kurulu üyesi Nihan hanımı arayıp bilgilendirmiş, gerekeni yapmalarını rica etmiştik. Nihan hanım da Yönetim Kurulu ile görüşeceğini ve yapılması gerekeni yapacaklarını söyledi. Biz de bu arada kızımızın ailesi ile görüştük.
Ne bizim ne de Göksun Çerkes Derneği'nin yaşanan kötülüğü gizleme gibi bir niyetimiz olmadı. Sadece aileyi ve ilgili kurulları bilgilendirmeye, kararları almaya ve izlenecek yol haritasını netleştirmeye çalıştık. Bu, iki günümüzü aldı.
Herşey netleştikten sonra da konuyu kamuoyuna açtık.
Her iki açıklamada da geçen ve vurgulanan "mağdur olan çocuğumuzun ve ailesinin ruhsal sağlığını korumak, ihtiyaçları olan her türlü psikolojik, insani ve hukuksal desteği verme" niyetini ne yazık ki biz göremedik. Gerek genç kızımızın ailesi ile, gerekse Göksun Çerkes Derneği ile bizzat ben görüştüm. Kamptaydım. Beni veya kızımızı kimse aramadı, psikolojik durumunu sormadı.
Sadece açıklamayı yaptığımız gece Mehmet Tav denilen biri aradı ve hemen hukuki sürecin başlatılması "talimatı"nı verdi. Yarım saat içinde başlatılmazsa, kendisinin bunu yapacağını söyledi. Kendisine hukuki işlemleri de başlatacağımızı, ancak kızımızın durumunu gözlemlediğimizi, aile ile görüştüğümüzü ve neyi, ne zaman ve nasıl yapacağımıza henüz karar vermediğimizi söyledim. Ama ertesi gün, savcılığa ifade vermeye davet edildik.
Hazırlıksız yakalandık...
Bu arada sosyal medya yıkılıyordu. Herkes kinini ve nefretini kustu. Yalan yanlış şeyler yazdı, genç kızlara iftira attı... Kimse mağduru, ailesini veya kamptaki 128 genci düşünmedi. Daha da kötüsü ne Kaf Fed ne de sözde Kadın Hareketi Almastı, bu aşağılık kampanya üzerine tek bir kelime yazmadı. Kimseyi uyarmadı.
Şimdi Almastı, Göksun Çerkes Derneği'nin de istifasını istiyor. Hem de tüzüğe aykırı olduğunu bile bile. Niye? Çünkü Kampta yaşanan kötülüğü duydukları andan itibaren bundan siyasi olarak nasıl yararlanabiliriz diye düşündüler. Ne mağdur, ne ailesi umurlarında değildi. Asıl hedef, Göksun Çerkes Derneği'ydi. Son bildirilerinde de bunu açık açık yazdılar.
O ahlaksızın istifa etmesi veya görevden alınması yetmezmiş. Göksun Çerkes Derneği Yönetimi istifa etmeliymiş. Niye? "modern" ülkelere baktığımızda önce en tepedeki sorumlu istifa ediyor. Mesela Yunanistan'daki tren kazasından sonra Yunanistan Demir Yolları müdürü değil, önce Ulaştırma Bakanı istifa etmişti. Bu durumda niye kendisine bağlı bir derneğin başkanının yaptığı bu pislik nedeniyle Kaf Fed Yönetim Kurulu'nun istifasını istemiyorsunuz?
Tüzük gereği yapılması gereken herşeyi hızla yapan Göksun Çerkes Derneği ile ne alıp veremediğiniz var sizin? Almastı'ya mı düşmüş bunu istemek? Siz neden kadınlara şort veya bikini giydikleri için iğrenç bir şekilde saldıranlara tek bir kelime etmediniz, etmiyorsunuz? Sizin asıl çalışma ve görev alanınız bu değil mi?
Federasyonumuzun açıklaması da sorunlu. Bir kere, eğer "herkes sussun" diyorsanız, tarafsız bir açıklama yapmalısınız. Kimseye cevap hakkı doğuracak bir şey söylememelisiniz. Yok eğer "susun" derken bile birşeyler söylemeniz gerekiyorsa, neden sosyal medyada paylaşılan o yalanlar ve genç kızlarımıza atılan iftiralar üzerine bir şey söylemediniz? Neden?
Yoksa hemen hepsi sizin arkadaşlarınız veya destekçileriniz olduğu için mi?
Evet, "susun" derken bile taraflısınız, bizi "arkaik" olmakla itham ediyorsunuz. Halkımız kendi hukukunu uygulayan bir halk değilmiş. Ne zamandan beri değil? Xabzelerimiz bizim hukukumuz değil mi? Önemli toplumsal olaylarda Xase'mizi toplayıp kendi kararlarımızı almıyor muyuz? Mahkeme kurup, mesela suçluyu toplumdan dışlamıyor muyuz? Bu, bizim hukukumuz değil mi?
Modern bir toplumuz evet, peki siz neden bu modern toplumun fertlerinin, kadınlarının istedikleri yaşam tarzını seçme, istediğini giyme hakkı üzerine hiç bir şey söylemediniz?
"Susun" dediniz sustuk. Ama siz de susmalı, yani tarafsız olmalısınız. Ve Almastı'nın o "tesadüfen" son anda yaptığı açıklamaya müdahale etmelisiniz...
Nihal başkan yapılması gereken ne varsa yaptı: yönetimi topladı, Oktay'ı YK'dan attı, disiplin kuruluna sevketti, mağdur kızımızın ailesiyle görüştü, Göksun thamadeleri ile istişare ediyor ve bilgilendiriyor... Almastı'nın Göksun Çerkes Derneği Yönetim Kurulu'nun istifasını istemesini manidar buluyor haliyle. Suçun ferdi bir suç olduğunu hatırlatıyor. Anlayana!
Eminim devamında Maraş, Göksun ve Afşin dernekleri, kendi hukukumuza göre ortak bir kararla sapkın kişiyi toplumun dışına atarlar. Camiamız rahatlar, rahat bir nefes alır.
Bu arada Kamp hakkında aşağılık ve insanlık dışı yazı yazan malum kişiler: sizi de yazdık bir tarafa...
Pihava Uğur
12.08.2023