Yüksek eğitimden geçmiş, bilgin bir Çerkes aydını olan Wumar Bersey 1807 yılında doğmuş, henüz 8 yaşında iken kaçırılarak Osmanlı ülkesine götürülmüş, Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'ya satılmıştı. Kısa sürede çocuğun çok zeki biri olduğu anlaşıldı ve böylece kendisine eğitim yolu açılmış oldu (*).
Bersey, daha 18 yaşında iken Çerkesçe dışında Fransızca, Tatarca, Türkçe, Farsça ve Arapça'yı da öğrendi.
1825'te öğrenim görmek üzere Fransa'nın başkenti Paris'e gönderildi, orada üç yıl politeknik enstitüsünde okudu, ardından doğduğu topraklara, Kafkasya'ya döndü.
1843’te Kafkasya'daki Rus Ordu Karargahı'nda çevirmenlik görevine başladı. Ardından Stavropol kentindeki bir okula, Çerkesçe dersi başöğretmeni olarak atandı.
Öğretmenlik yaşamı süresince araştırma ve derleme çalışmaları da yaptı. Bunlardan biri de sözünü ettiğimiz Çerkesçe ilk kitap olan "Çerkesçe Sözlük"tür.
Rusya Bilimler Akademisi’nden bilim insanları, Çerkesçe gibi çok sesli bir dili, değişik harflere dayanarak yazma yolu bulmanın kolay bir şey olmadığını, bir yetenek ve başarı örneği olduğunu vurgulamışlardı.
Bu büyük Çerkes bilgininin Çerkesçe'ye ilişkin çalışmaları dilimizin gelişmesine kuşkusuz önemli katkılar sağlamıştır. Günümüz araştırmacıları ve bilim insanları hala Bersey'in çalışmalarından yararlanmaya devam etmektedirler.
Yeryüzündeki dillerin en eskilerinden biri olarak kabul edilen Çerkesçe, ne yazıktır ki günümüzde önemli sorunlarla karşı karşıya; bu durum Birleşmiş Milletler'in (BM) dillerle ilgili çalışma komisyonu kayıtlarına da geçmiş durumda.
Söz konusu BM belgelerine göre, Çerkesçe gelişen ve bir gelecek umudu vaat eden dillerden biri değildir. Ayrıca Kızıl Kitap’ta gelişme umudu vaat eden Rusya dilleri arasında Abhaz-Çerkes dillerinden hiçbiri bulunmamaktadır.
Bu olumsuz durum, Çerkesçe'nin gelişmesi için yoğun çabalar harcayan sanat ve bilim insanlarımızı derinden kaygılandırıyor. Çerkesçe'nin koruma altına alınması ve yeniden eski konumuna ulaştırılması ( canlandırılması ) amaçlı bir karar KBC Parlamentosu tarafından alınmıştı.
Bu yıl birkaç ( 20 kadar okul -HCY ) okulun ilk sınıflarında Çerkesçe ( ve Karaçay-Balkarca -HCY ) eğitime yeniden başlandı. Böylece Çerkesçe'nin yeniden canlandırılması doğrultusunda atılmış kalıcı bir ilk adım olmasını diliyoruz.
Çerkes aydını Şor NEGUME (1794-1844), halkımızın mutlu ve aydınlık bir geleceğe kavuşması özlemi içindeydi:
"Bugünkü ve gelecekteki kardeşlerimden ( yöneticilerden ) tek isteğim, anadilimize aşk ve sevgiyle bağlanacak yeni kuşaklar yetiştirmeleridir" diyordu.
Bu büyük bilim adamımızın bu yüce özlemini boşa çıkarmamalıyız, "dilimizi yitirdiğimizde" ulusal varlığımızı da sürdüremeyeceğimizi "yaşayan her Adige insanının" ( лъы зышIэт адыгэ псом ) bilmesi gerekir.
Marite Jılase
Adige Psatle Gazetesi Eğitim ve Bilim Bölümü Müdürü
Adige Psatle, 13 Mart 2008
Çeviri: HAPİ Cevdet Yıldız