10 soruda Navalny krizi: Ne oldu, neden oldu, neler olabilir?

#6557 Ekleme Tarihi 25/01/2021 05:58:55

1-Neden Navalny bu kadar gündemde?

En basit cevap: Rusya’da onun ve şahsında bilinen vakfı dışında Kremlin’e karşı açıkça ve sert muhalefet yürüten bir parti, siyasi oluşum olmaması. Bu ‘yokluk’ muhtemelen Navalny’ın sahip olduğu halk tabanının çok çok üstünde bir etki-yankı yaratmasına imkan sağlıyor. 

Rusya parlamentosunda iktidar partisi Birleşik Rusya dışında üç büyük parti var: Rusya Komünist Partisi, Jirinovski’nin Rusya Demokrat Partisi ve Adil Rusya Partisi. Adları muhalefet olsa da, bu partiler ve liderleri Putin’in dış politikalarını tamamen, iç politikalarını büyük ölçüde destekliyor. 

Kremlin politikalarını açıkça eleştiren, hazırladığı araştırma dosyaları ile yolsuzluk iddialarını gündeme getiren en etkili isim Navalny ve kurucusu olduğu Yolsuzlukla Mücadele Vakfı. Navalny’ın parti kurma başvuruları reddedildiği için, bu vakfın çatısı altında ve ayrıca YouTuber olarak aktivist kimliği ile vitrinde.

2-Kremlin neden Navalny’a karşı bu kadar sert?

Aslında Putin’in genel duruşu, en azından kamuoyu önünde Navalny’ı “yok saymak” şeklinde özetlenebilir. Ne Putin ne de sözcüsü Peskov, onun adını telaffuz ediyor. “Berlin’deki hasta”, “o vatandaş” gibi sıfatlar kullanılıyor. Putin son olarak, “O kime lazım ki?” diyerek muhatap almadığını vurgulamıştı. 

Bazı analistler, bu yılın sonbaharında yapılacak Duma seçimlerinin, 2024 başkanlık seçimi yolunda kritik önemi haiz olduğunu, Navalny’ın 2018’den beri yürüttüğü “Akıllı Oylama” kampanyasının bu planlara tehdit yarattığını savunuyor. 

Bu kampanyada Navalny, diğer partilerin bölünmesi yüzünden Birleşik Rusya adaylarının sadece yüzde 30-35 oyla seçim kazandıklarını, bunu önlemek için diğer adaylar içinde en şanslı olan adaya oy verilmesini telkin ediyor. Bazı bölge seçimlerde bu taktiğin tutması üzerine, 2021 Duma seçimleri için farklı senaryolar konuşulmaya başlanmıştı. Bu, Kremlin açısından kötü bir gelişme. Aslında son “zehirlenme” vakası olana kadar Navalny, genelde şehirli, liberal, beyaz yakalı orta sınıf ve sosyal medya gençliği tarafından desteklenen, siyasi desteği yüzde 1-2 ile ifade edilen “marjinal”leştirilen bir isimdi. 

Ancak son olayın yarattığı yankı, onu daha geniş kitleler tarafından tanınır kıldı ve “mağduriyet” pozisyonuna getirdi. Batı’nın da o ya da bu nedenle Navalny’a sahip çıkması ve onun üzerinden Kremlin’e eleştirilerini arttırması Putin için olumsuz bir sonuç oldu. 2014’te Kırım’ın ilhakının ardından Batı’nın koyduğu yaptırımlara direnen ama ilişkileri eski haline getiremeyen Kremlin için, şimdi Navalny yüzünden yeni sıkıntılar kapıda. Bu yüzden Navalny’a Kremlin’in öfkesi anlaşılabilir bir durum.

3-Navalnıy’e, 30 günlük tutukluluk süresi bittikten son ne olacak?

Hakkındaki şartlı mahkumiyet kararının gereklerini yerine getirmediği için Berlin dönüşü 30 gün hapis cezası verilen Navalny, teorik olarak 15 Şubat’ta serbest kalabilir. Ancak hakkında açılan ya da açılacak olan yeni davalarla bu sürenin uzaması ihtimali yüksek. 

Rus medyasına yansıyan yorumlarda, Kremlin’in Navalny’ı doğrudan “Batılı istihbarat teşkilatları ile birlikte çalışmakla” suçladığı hatırlatılıyor ve yakın zamanda bu suçlamalarla yeni ve daha ağır hapis cezası isteyen bir dava açılabileceği vurgulanıyor. 

Diğer yandan Bloomberg, Kremlin’e yakın kaynaklarına dayandırdığı haberinde "daha önce verilen 3,5 yıllık hapis cezası ve buna Yolsuzlukla Mücadele Vakfı hesabına yatırılan paraları zimmetine geçirme suçlaması eklenerek verilecek 10 yıllık yeni cezayla, Navalny’ın 13,5 yıl daha hapiste kalacağı” iddiasını gündeme getirdi. Hatta daha şimdiden Navalny uzun süre hapiste kalacağından, eşi Yuliya Navalny’ın onun yerine geçip Yolsuzlukla Mücadele Vakfı’nın çalışmalarını sürdürebileceği iddiaları gündemde.

4-Berlin’den tutuklanacağını bile bile dönmesiyle Navalny’ın Rusya’da pozisyonu, halk nezdinde popülaritesi değişti mi?

Rusya’da hala genel olarak Putin’in desteğinin yüksek olduğu, Navalny’a verilen desteğin bununla kıyaslanamayacak kadar az olduğu kesin. Ancak önce zehirlenme olayının yarattığı mağduriyet durumu, daha sonra dönüşte gözaltına alınması sürecinde yaşanan ve tepki çeken olaylar, en son da “Putin’in Sarayı” adlı videonun 80 milyondan fazla kişi tarafından izlenmesiyle tanınırlığı arttı, onun araştırmalarına halk nezdinde ilgi arttı. 

2014’te Kırım’ın ilhakından önce Rusya’da halkın ekonomik durumu hızla iyileşiyordu, ancak bu olay kırılma noktası oldu, gelen yaptırımlar ve petrol piyasalarındaki şokla gelirler geriledi, yaşam standartları düştü. Son olarak koronavirüs salgınıyla sıkıntılar daha da arttı. Bu tatsız gelişmeler, doğal olarak halkın şikayetlerini arttırmaya başladı. 

Navalny vakası, bu yüzden öfkesi artan belli bir kesimin tepkisini dile getirmesine vesile oldu, oluyor. Geçen yıl ekim sonunda Romir tarafından yapılan bir ankette halka “en çok güvendikleri isimler” sorulduğunda Putin ilk sırada yer almış, daha sonra Sergey Lavrov, Vladimir Jirinovski ve Aleksey Navalny (4’üncü) sıralanmıştı. 

5-Navalny halk için siyasi alternatif olabilir mi, Putin’e başkanlık seçiminde rakip çıkabilir mi?

Bunu iddia etmek çok zor. Navalny’ın yolsuzlukla mücadelesi kendisine artı yazsa da, bu tek başına bir politik program değil. Rusya’da liberal politikaları hedef seçip yüzde 10 alabilmiş parti yok. Ama artık sadece Moskova ve St. Petersburg değil, taşrada da mutsuz orta sınıfın ve gençlerin desteğini alarak güçlü bir muhalif partiye evrilme imkanı olabilir, tabii hapisten çıkıp buna imkan bulabilirse. Zira bugüne kadar parti kurma çalışmaları engellendi. 

Navalny’ın ekonomide liberal, ama politikada ‘aşırı milliyetçi’ olduğu, siyaset yolunda sağa “evrileceği” yorumları da var, ama bunları değerlendirmek için çok erken. Şu an Navalny “Putin’in alternatifi” olarak başkanlık yolunda yürüyebilecek bir aday değil. Sadece halkın “rahatsız” bir kesiminin sesi olarak destek kitlesini genişletebilir. 

6- Navalny’ın çağrısıyla 23 Ocak’ta ülke çapında yapılan protesto gösterilerine bakarak ne söylenebilir?

Peskov “yasadışı eylemlere katılımcı sayısının çok az, diğer yandan Putin’in halktan aldığı oyun çok fazla” olduğunu söyledi. Bunda haklılık payı var. Ama diğer yandan şunu unutmamalı: 

Bu gösterilerin yasadışı ve provokatörlerin olduğu, güvenlik güçlerinin buna izin vermeyeceği, her türlü müdahaleyi yapacağı önceden ilan edildiği halde, Sibirya’dan St. Petersburg’a kadar 110’dan fazla şehirde protestolar düzenlendi. 

Ortaya çıkan tablo için pek çok gözlemci 2011-2013 arasındaki Bolotnaya olaylarından beri en büyük protestoların olduğu yorumunu yaptı. Yani devlet, gösteri yürüyüşü başvurularını reddettiği ve açıkça yasakladığı halde on binlerce kişi katıldı. 

Bazı analistler “Demek ki bu izinli, yasal bir protesto olsaydı ve halkın “illegal eylem yüzünden cezalandırılma” korkusu olmasaydı, katılım hiç görülmemiş rakamlara çıkabilirdi” diyor.

7- Navalny’a destek protestolarında Putin aleyhinde atılan sloganlara son dönemde zemin hazırlayan neler yaşandı?

Pek çok analist, geçen yaz Rusya’da sürpriz bir hızla kabul edilen anayasa değişikliği ve ardından pandemi şartlarında yapılan referandumun önemli bir dönüm noktası olduğu görüşünde. Yüzde 78’lik “evet” oyuyla, Putin’e 2036 yılına kadar (84 yaşına kadar. Şu an 68 yaşında) aday olma ve başkanlık yapma yolu açılmıştı. Ardından devlet başkanlarına, görevi bıraktıktan sonra ömür boyu senatörlük ve dokunulmazlık getiren yasa da hızla kabul edilmişti. 

Bu adımların halkın bir kesiminde memnuniyetsizlik yarattığı, Navalny’a kendi klasik dar kitlesi dışında son protestolarda destek verenlerin bir bölümünü bu “memnuniyetsizler”in oluşturduğu değerlendirmesi yapılıyor. 

Gençlerin eylemlerde, Viktor Tsoi’un SSCB’nin son döneminde dillerden düşmeyen “Peremen” (Değişim) şarkısını yeniden çalmaları da bundan.

8- Navalny’a karşı yürütülen devlet politikaları için ne yorum yapılıyor?

Özellikle zehirlenme iddiaları, bununla ilgili Navalny’ın yayınladığı videolar, Rusya’ya dönüşünde havaalanında yapılan engellemeler, inilecek havaalanının değiştirilmesi gibi olaylar, kimi analistler tarafından “Navalny’ın ekmeğine yağ süren adımlar” olarak yorumlanıyor. Belki de gerçekten “görmezden gelinse” bugünkü kadar “uluslararası gündem maddesi” haline gelmeyeceği savunuluyor. Bu tür tepkilerin Putin için artı değil eksi etkiler yarattığı öne sürülüyor. 

Bu noktada, Navalny ile ilgili uygulanan bazı kararların Rusya’da devlet kademesinde kim tarafından nasıl ve neden alındığı, uygulandığı konusunda soru işaretleri de zaman zaman gündeme geliyor. Kremlin içinde ve çevresinde denge hesapları, iktidar mücadeleleri ve görüş ayrılıkları olabileceği yorumları buna dahil. 

9- Navalny’ın “Putin’in Sarayı” videosundaki iddialar için Peskov’un yaptığı açıklamalar, yalanlamalar kamuoyunda nasıl yankılanıyor?

Her konuda olduğu gibi iddialara kısmen ya da tamamen inananlar da var, inanmayanlar da. Ancak bu kez suçlamaların hedefi bizzat Putin olduğundan, pek çok analist, ortada reddedilmeyen bir saray olduğu için, Kremlin’in daha ayrıntılı açıklama yapması gerektiğini düşünüyor. 

Putin ile ilgisi olmayan bu sarayın kime, hangi oligark(lar)a ait olduğu, kimin parasıyla yapıldığı, sahip olduğu güvenlik dahil ayrıcalıkları hangi sıfata istinaden edindiği gibi konularda daha somut bilgilerin paylaşılması ile kamuoyunun ikna edilmesi gerektiği görüşü ön planda. 

Navalny daha önce Medvedev dahil bazı üst düzey devlet yöneticileri ile ilgili benzer iddialar ortaya atmış, hepsi muhataplarınca yalanlanmış, bazıları dava konusu olmuş, ancak sorulara net yanıtlar verilmemişti.

10- Navalny etrafında yaşananlar, Rusya’da yeni bir dönemi başlatabilir mi? Neler olabilir?

Navalny’ın karargahı ve taraftarları, Belarus’dakine benzer, her hafta tekrarlanacak eylemler peşinde. Ama iki durumu kıyaslamak doğru olmaz. Putin’in halk nezdindeki desteği şu an, Lukaşenko ile kıyaslanamayacak kadar sağlam. Bu destekte bir erozyon, ancak kötü yönetilecek uzun bir “süreç” ile mümkün olabilir. 

Navalny’ın desteği de, Belarus’da sokağa çıkan muhalefetle kıyaslanamaz. Navalny surda bir gedik açmış olabilir ama onu onarmak hala Putin’in elinde. 

Rusya, 750 milyar doları aşan toplam rezervleri ile, yaptırımlara ve krizlere rağmen hala ekonomik açıdan sağlam durumda. Halkın ekonomik sıkıntılar, son dönemde çıkarılan ve özgürlükleri daha da kısıtlayan yasalar ve çok uzun süren her iktidar döneminden kaynaklanan “bezgin ruh hali” doğru analiz edilip gerekli adımlar atılırsa, “düzen ve ekmek” derdinde olan çoğunluğun desteğiyle Putin yoluna devam edebilir. 

TürkRus

25.1.2021

Dünyadan
Diğer Haberler
  • facebook sharing buttonFacebook
  • twitter sharing buttonTwitter
  • pinterest sharing buttonPinterest
  • linkedin sharing buttonLinkedin
  • tumblr sharing buttonTumblr
  • vk sharing buttonvk
  • odnoklassniki sharing buttonOdnoklassniki
  • reddit sharing buttonReddit
  • whatsapp sharing buttonWhatsapp
  • googlebookmarks sharing buttonGoogle Bookmarks