35 Yaşında Şili'nin Devlet Başkanı Seçildi

#7734 Ekleme Tarihi 21/12/2021 12:37:10

Eski öğrenci lideri Gabriel Boric tarihi bir seçim zaferi kazanarak Şili'nin gelmiş geçmiş en genç devlet başkanı seçildi. 35 yaşındaki Boric özellikle son 10 yıldır gelir dağılımı adaletsizliği ve yolsuzluklara karşı kitlesel gösterilerle çalkalanan ülkeye, yeni bir sayfa açarak radikal bir değişim gerçekleştirme sözü verdi.

Boric sol ittifakın devlet başkanı adayı olacağını açıkladığında gayet iddialı bir vaatle, "Şili, neo-liberalizmin beşiği idiyse, aynı zamanda mezarı da olacak. Gençliğin bu ülkeyi değiştirmesinden korkmayın" demişti.

Başkanlık seçimlerinin ikinci turunda, adını Şili kamuoyunun yalnızca 10 yıl kadar önce sokak gösterileriyle duyduğu Boric, resmi sonuçlara göre oyların yüzde 56'sını alarak göreve seçildi.

Boric, tarzı ve görüşleri eski ABD Başkanı Donald Trump'a benzetilen, Pinochet savunucusu aşırı sağcı rakibi Jose Antonio Kast'a, seçim öncesindeki tüm tahminlerin ötesinde, 12 puan fark attı.

Pinochet diktatörlüğünün sona erdiği 90'lardan bu yana ülke siyasetine egemen olan merkez sağ ve sol partileri radikal biçimde eleştiren Boric, seçim bildirisinde diktatörlük döneminde temelleri atılan serbest piyasa ekonomisinde radikal reform sözü verdi. Ülkede had safhaya varan sosyal adaletsizlik ve gelir dengesizliğinin temelinde bu ekonomik düzenin yattığını söyledi.

Sosyal adaletsizlik, yoksul ve zenginler arasındaki büyük uçurumlar ve yolsuzluklar son olarak 2019 yılında yeniden kitlesel gösterilerle protesto edilmiş ve bunu izleyen yıl yani 2020'de yapılan referandumda seçmen askeri diktatörlük döneminde yapılan Anayasa'nın değiştirilmesi yönünde oy kullanmıştı.

Bu gelişmelerin yarattığı dalga şimdi Boric'in seçilmesiyle sürecek gibi görünüyor. Mart ayında resmen devlet başkanlığını devralacak olan Boric'in görev süresi 2026 yılında sona erecek.

Adını kitlesel öğrenci gösterileriyle duyurdu

11 Şubat 1986'da Şili'nin güneyindeki Punta Arenas bölgesinde doğan Boric, adını ilk kez 2011 ile 2013 yılları arasında, yüksek öğrenimde kalitenin yükseltilmesini ve eşit-ücretsiz erişim hakkını savunan kitlesel öğrenci gösterileri sırasında duyurdu. 

O sırada halen Şili Üniversitesi Hukuk Fakultesi'nde öğrenciydi ancak eğitimini tamamlamadı. Onun yerine siyasete atılmaya karar verdi.

2013 yılında, memleketi Magallanes bölgesinden bağımsız aday olarak girdiği seçimlerde Şili Kongresi'ne seçildi. Onu izleyen seçimde ezici oy çokluğuyla yeniden milletvekili oldu.

Sakallı, dövmeli ve kravatsız görünümüyle Boric daha önceki hiçbir başkan adayına benzemiyordu.

Kampanyası sırasında büyük bir içtenlikle kendisine obsesif-kompulsif teşhisi konulduğunu seçmeniyle paylaştı ve Şili halkının ruh sağlığı konusunu açıkça konuşmasının faydalı olacağını söyledi.

Hakkında en çok dile getirilen eleştiri deneyimsiz olması. Ama kendisi de bunu kabul ediyor ve öğreneceği çok şey olduğunu söylüyor.

Tutkulu bir şiir ve tarih okuyucusu olduğunu söyleyen Boric siyasi olarak kendisini "ılımlı sosyalist" diye tanımlıyor.

Öğrencilik yıllarındaki uzun saçlarını kestiği ve genellikle kollarındaki dövmeleri örten ceketler giydiği de görülüyor.

Seçim kampanyasında General Augusto Pinochet'nin 1973 ile 1990 arasında devam eden diktatörlüğü döneminde oluşturulan neo-liberal ekonomik modeli tarihe gömmeyi, "süper zenginlerin" vergilerini yükseltmeyi, sosyal hizmetlerin kapsamını genişletmeyi, herkese sağlık sigortası sağlamayı, eşitsizlikle mücadele etmeyi ve çevreyi koruma ve yeşil bir ekonomi yaratma önlemlerine ve demokrasiyi koruma ve geliştirmeye yönelik adımlara büyük öncelik vermeyi vadetti.

Nasıl başardı?

Boric'in seçim başarısında özellikle de, mesajını, kalesi sayılan başkent Santiago'nun dışına taşıyarak genellikle siyasette sağ ve sol radikalizme destek vermeyen kırsal kesim seçmenine ulaştırmayı başarmasının rolü olduğu düşünülüyor.

Örneğin kuzeyde böyle kırsal bir bölge olan ve seçimin birinci turunda üçüncü geldiği Antofagasta'da, ikinci turda rakibi Kast'a 20 puan fark atmış olması bunu doğrular nitelikte bir sonuç.

Ama en temel faktör muhtemelen bir zamanlar Latin Amerika'nın en istikrarlı, ekonomisi en başarılı ülkesi olarak anılan Şili'de şu anda yaşanan büyük gelir dağılımı adaletsizliği ve yıllardır ardı arkası kesilmeyen yolsuzluk skandallarının denenmiş siyasi partilere karşı yarattığı güvensizlik.

Şu anda Birleşmiş Milletler'e göre Şili dünyada gelir dağılımı uçurumunun en büyük olduğu ülkelerden biri ve nüfusun yüzde 1'i ülkenin servetinin yüzde 25'ine sahip.

Boric zafer konuşmasında tam da buna değinerek kendisine verilen bu görevi "büyük bir sorumluluk duygusu" ile devralacağını söyledi ve "Biz haklarımıza saygı gösterilmesi, bize bir tüketim maddesi ya da şirket gibi davranılmaması talebiyle ortaya çıkmış bir kuşağız. Biliyoruz ki hala zengin için ayrı bir adalet, fakir için ayrı bir adalet var ama biz Şili'deki eşitsizliklerin bedelini yoksulların ödemesine artık izin vermeyeceğiz" diye de ekledi. 

Boric, "Önümüzde devasa bir görev var. Biliyorum ki önümüzdeki yıllar ülkemizin kaderini belirleyecek. Onun için ben demokrasiye önem veren, onu tehlikeye atmayan, konuştuğundan çok dinleyen, birlik sağlamaya çalışan ve insanların günlük ihtiyaçlarıyla uğraşan bir devlet başkanı olacağımı garanti ediyorum" diye konuştu.

Yeni Şili Devlet Başkanı'nin çevre politikaları da sık sık gündeme gelebilir. Şimdiden çevreyi ve çevrede yaşayan insan topluluklarını yok edeceğini söylediği bazı tartışmalı madencilik projelerini durduracağını vadetmiş bulunuyor.

Kaynak:BBC Türkçe

Dünyadan
Diğer Haberler
  • facebook sharing buttonFacebook
  • twitter sharing buttonTwitter
  • pinterest sharing buttonPinterest
  • linkedin sharing buttonLinkedin
  • tumblr sharing buttonTumblr
  • vk sharing buttonvk
  • odnoklassniki sharing buttonOdnoklassniki
  • reddit sharing buttonReddit
  • whatsapp sharing buttonWhatsapp
  • googlebookmarks sharing buttonGoogle Bookmarks