Sovyetler Birliği şemsiyesinde 70 yıl Rusya ile aynı çatı altında bulunmuş, liderler çıkartmış Ukrayna'da 2014'deki ABD destekli 'Meydan darbesi'nin üzerinden yedi yıl geçtikten sonra gerilim yeniden dorukta.
2014'te aşırı milliyetçilerin parlamento darbesinin sonucunda Kırım'ı yitirmiş, Donbass bölgesinin de önemli bir bölümünden 'sökülmüş' olan Ukrayna'da yeniden savaş tamtamları çalınıyor.
Kiev'deki milliyetçi yönetim yedi yıldır Avrupa Birliği (AB) ve Rusya'nın arabuluculuğuyla kotarılmış Minsk Anlaşmaları'nı uygulamamakta diretirken, Donbass'taki Donetsk ve Lugansk özerk bölgelerinin (DNR, LNR) sınırlarına ağır askeri yığınak yapıldığı haberleri geliyor.
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, geçen hafta NATO'yu da işin içinde karıştırdı, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'le telefon görüşmesinde ittifakın Karadeniz'deki varlığını artırmasını talep etti.
Gelişmeleri Ukrayna ve Rusya uzmanı gazeteci ve yazar Okay Deprem ile konuştuk. ( Ceyda Karan )
‘Ukrayna Minsk Anlaşması’na göre tampon bölge olması gereken yere kritik silahlar yığdı’
Okay Deprem'e göre, bölgede tansiyon son aylarda yükselmiş durumda. 2020 yaz aylarında 'tazelenen' ateşkes anlaşmasının yeniden bozulduğunu belirten Deprem, bunda Minsk Anlaşması gereği oluşturulan tampon bölgede ağır silah bulundurmama şartının ihlalinin de rol oynadığını vurguladı. Deprem'e göre, NATO desteğini alma yolunda girişimlerde de bulunan Kiev yönetimi, bölge sınırlarına ağır yığınak yapıyor. Deprem, Kiev'in Türkiye'den de tedarik ettiği İHA'lar eşliğinde bölgede savaşın 'geliyorum dediği' görüşünü dile getirdi:
“Son aylarda tansiyon epey yükselmiş durumda Donbass'ta ve genel olarak Ukrayna’da. Fakat perşembenin geleceği çarşambadan belliydi desek yeridir. Çünkü 2020 temmuz ayında uzun bir aradan sonra bir ateşkes imzalanmıştı. Nispeten iyi de gitmişti birkaç ay. Ufak tefek ve sınırlı sayıda seyrek atışların dışında birkaç ay idare etmişti. Ateşkesin uzun süredir bu kadar dayandığı da olmamıştı. Çünkü (2014'ten beri) defalarca ateşkesler yapıldı. Ancak kışa doğru son ateşkes bozulmaya başladı. Minsk anlaşmasının uygulanması tam bir muammaya dönüştü.
Çünkü Minsk’in olmazsa olmaz maddeleri en baştan hiç uygulamadı. Bunlar arasında 'gri bölge' diye adlandırılan birkaç yüz kilometreyi bulan ‘tarafsız’ sahada belirli kalibre ve güçteki silahların, yani ağır silahların bulundurulmaması şartı vardı. Buna kesinlikle uymadı Ukrayna. Bunun gibi pek çok maddeye de. Bu konjonktür hala değişmiş değil. NATO nezdinde girişimler yaptılar, bölgeye tahkimatı artırdılar. Açıkçası belki birkaç yıldır sevkiyatlar vardı. Onun belli bir artış ivmesi vardı. Ama son birkaç ayda bu ivme özellikle Donetsk tarafında yükseldi. Ukrayna, Donbass’ın batı ve kuzey cephesinde çok ciddi yığınak yapıyor. Hemen tüm ağır silahlarını yığmış durumda.
Bunlar arasında onlarca tank, uzun menzilli roket sistemleri, Türkiye’den aldığı Bayraktar İHA’ları var. Doğu Avrupa ülkelerinin aldığı ‘askeri uçaklardan’ da bahsediliyor. Yani tahkimat konusunda olabilecek tüm yığınağı yaptılar. Hiç olmadığı kadar Batı menşeili yabancı askeri danışmanlar var, paralı askerler Ukrayna tarafında cirit atıyor, sayıları birkaç yüzü buluyor. Büyük çaplı bir saldırı 'geliyorum' diyor. Donbass'takilere sorduğunuzda topyekûn saldırının gerçekleşme oranını, yüzde 90 diyorlar.”
‘Askeri darbe tehdidi altındaki Zelenskiy ipleri elinden kaçırdı, aşırı milliyetçi ve neo-nazi unsurlar bürokrasi ve devlet kademelerinin her yerine sızdı'
Deprem'e göre Kiev'de ipler, zaten darbe tehdidiyle karşı karşıya olan Zelenskiy’nin elinde değil. Aşırı milliyetçi ve neo-nazi unsurların Ukrayna bürokrasisi ve devlet kademelerinde her yere sızdığını vurgulayan Deprem, Ukrayna'nın Donbass'a saldırısının da 'an meselesi' olduğunu belirtti. Deprem, aşırı milliyetçi kanadın zorlaması karşısında Zelenskiy'nin saldırıya yeşil ışık yakmaktan başka çaresinin de kalmayacağı görüşünde:
“Zelenskiy de öyle bir pozisyonda ki aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık. Çünkü Zelenskiy'nin bu savaşa ve topyekün saldırıya ilkesel olarak karşı olduğunu varsaysak bile, şu anda ipler onun elinde değil. Zelenskiy, günbegün ipleri kaybettiği, devlet başkanı gözükmesine rağmen neredeyse hiçbir inisiyatifinin kalmadığı bir noktaya sürükleniyor.
Son günlerde Ukrayna basınında bulunanlar dahil yorumlar bu şekilde. Zelenskiy şu anda olası bir askeri darbenin nefesini ensesinde hissediyor. Bunun nereden geleceği tam belli değil. Bir yandan önceki devlet başkanı Poroşenko ve onu destekleyen klik, bir yandan İçişleri Bakanı Avakov ve onun kliği. Aşırı milliyetçi Neonazilerin her türlü uzantısı, bürokraside devlet kademesinde her tarafa sızmış, yayılmış durumdalar, bunların oluşturduğu bir lobi.
Sanki böyle bir saldırıya son tahlilde yeşil ışık yakmak dışında bir ihtimali kalmayacak gibi. Yine bölgede yapılan yorumlara göre, Ukrayna'dan Donetsk ve Lugansk halk cumhuriyetlerine yönelik genel bir topyekun harekat artık sadece zaman meselesi. Artık sadece 'üst akıldan' alacak nihai onaya bakmaya başladı bu iş."
'Kiev ABD ve NATO'dan askeri destek aldı, DNR ve LNR Rusyasız zor dayanır'
Zelenskiy yönetiminin son dönemde ABD'den ve NATO'dan aldığı büyük askeri desteğe atıf yapan Deprem, Donetsk ve Lugansk özerk cumhuriyetlerinin Rusya olmadan dayanmalarının çok zor olduğuna dikkat çekti. Deprem, tüm öngörülülerin hızlı bir saldırıyla DNR ve LNR'ın Rusya sınırını kesmeye odaklı yapıldığını aktardı:
"Güncel yorumları düşündüğümde, bu saldırı başlarsa bölgenin, LNR ve DNR dediğimiz bu bağımsız cumhuriyetlerin Rusya olmadan askeri açıdan dayanma güçleri sınırlı. Ukrayna ordusu hakikaten gelinen noktada oldukça güçlenmiş durumda, NATO takviyeli askeri ve personel dolayısıyla bunları çok hızlı geçecektir.
Yapılan öngörüler, Ukrayna ordusunun ilk etapta Donetsk başta olmak üzere Lugansk veya yakın şehirlerin içine girmekten ziyade, ağır silahlar piyade güçleri ile, bölge cumhuriyetlerin Rusya ile olan sınırını kesmek olacağına işaret ediyor ilk etapta. Rusya’yı kendisine düşman ilan etmiş durumdalar, Rusya bunun adını koymasa da o da kendini buna göre pozisyonlandırıyor. Otomatikman onun dibine kadar gelmiş olacaklar. Bu birinci etap.”
‘Ukrayna güçlerinin Rusya sınırına gitmesi son damla olacaktır'
Okay Deprem, 2014 Meydan darbesi sonrasında bölgede yaşayan Rusça konuşan halka zaman içerisinde Rusya pasaportu da verildiğini, dolayısıyla Kiev'in saldırısı karşısında Rusya'nın kendi vatandaşlarının da durumunun tehlikede olduğuna dikkat çekti. Putin'in Donbass'ı yalnız bırakmama yolundaki son mesajlarına atıf yapan Deprem, Ukrayna güçlerinin çok hızlı bir giriş yapıp Rusya sınırına ilerlemesi halinde 'bardağı taşıran son damlaya' sebebiyet verebilirler. Deprem’e göre bu durum da bölgenin Rusça konuşan nüfusunun orta vadede Rusya ile birleşmesi sonucunu doğurabilir:
“İkinci etap. Son birkaç yılda Rusya’nın pozisyonunda durumu farklılaştıran önemli gelişmeler olmuştu. Birincisi, iki yıl evvel Rusya bölge vatandaşlarına pasaport dağıtmaya başlamıştı. Şu an Donbass’ta yarım milyon kişinin Rus vatandaşlığı var. Düne kadar Rusya burayı soydaşları olarak görürken, o eksende yaklaşarak argüman üretirken, şimdi artık doğal olarak vatandaşlarım diyerek hareket edebilir. Resmi ve hukuksal olarak o bölge kendisinin olmasa dahi...
İkincisi, en son Rusya ile bir entegrasyon forumu yapıldı. Putin başta olmak üzere önemli kişilerin yaptıkları çok kritik, rafine açıklamalar var. Putin Donbass’a müdahale ve topyekün saldırının ‘Ukrayna devletinin varlık-yokluk meselesi sorununu gündeme getireceğini' söyledi. Oldukça imalı bir açıklaması. Geçenlerde Putin, bu sefer 'ne pahasına olursa olsun Donbass’ı bırakma niyetinde değiliz' dedi.
Benim bir gazeteci olarak düşüncem, hakikaten Ukrayna güçleri çok hızlı giriş yapar ve Rusya sınırına giderlerse Rusya için bardağı taşıran son damla olacak. Rusya çok büyük ihtimalle müdahale edecektir.
O müdahalenin nasıl olacağını, nereye kadar gideceğini bilmek kolay değil. Kaba bir analojik tartışma olacak ama Gürcistan’a müdahaleyi, barışa zorlayan bir müdahale olarak sunmuştu Rusya. Ukrayna bu noktada Rusya’yı zorlayacak. Tahminime göre, Rusya işin içine girmek zorunda kalırsa, Donbass dışında, Ukrayna’nın güneydoğusuna kadar kalan şehirler de karışır. Bu karışma da 2014’ü aratır, iç savaşa yakın bir karışma olur.
O kaynama Rusya lehine olur diye düşünüyorum. Orada ‘uyuyan hücre’ olarak belki on binler, belki yüzbinler var. Rusya’nın müdahalesini hakikaten artık bekler duruma gelen, isteyenler var. Artık Ukrayna iktidarından devletinden ümidini kesmiş yığınlar var. Özellikle Rusça konuşan doğu Ukrayna’nın yarısından çoğudur. Dolayısıyla o da son halka olarak bu ihtimali dışlamayalım. Güney Ukrayna’nın orta vadede Rusya ile birleşmesi sonucu doğurabilir.”
Kaynak: Sputnik, Ceyda karan