Günümüzün Z kuşağı bilmez. TRT’nin tek kanal olduğu 80’li yıllarda her evde video oynatıcılar vardı. Video oynatıcılarda izlediğimiz filmleri de kaset satan ya da kiralayan dükkânlardan edinirdik. O yılların en popüler video kasetleri Devekuşu Kabare’nin oyunlarıydı. Zeki Alasya - Metin Akpınar ve Nevra Serezli’nin rol aldığı kabare şovlar bizi kahkahaya boğardı.
Sevgililer Günü’nün ele alındığı bu kabare şovlardan birinde şöyle bir replik anımsıyorum.
Metin Akpınar, Sevgililer Günü münasebetiyle eşi olan Nevra Serezli’ye ve sevgilisine çiçek yollamıştır. Ama çiçekçinin çırağı çiçekleri karıştırmış, sevgiliye giden çiçeği eşine, eşine gitmesi gereken çiçeği de sevgilisine vermiştir. Bir süre sonra hatasını anlayan çırak çiçekleri değiştirerek yanlışı güya düzeltir.
Tabii akşam evde kıyametler kopar. Metin Akpınar, eve geldiğinde eşi olan Nevra Serezli’nin hışmına uğrar. “Boyun devrilsin emi, Sevgililer Günü için sevgiline çiçek yollamışsın. Çiçekçi yanlışlıkla bana getirdi” deyip devam eder. “Üstelik bana yazdığın sözlerin aynısını sevgiline de yazmışsın.”
Fena yakalanan koca (Metin Akpınar) bir anlık tereddütten sonra, “Ulan her birinize ayrı ayrı sözleri nereden bulayım? Bir metinle idare ediverin işte” der.
Devekuşu Kabare’nin bu oyunu nereden aklıma geldi değil mi şimdi?
Emperyal güçlerin oyuna getirdiği ya da saldırı için bahane ürettikleri toplumlara hep aynı tarifeyi uygulamasından. Her biri için ayrı senaryo, ayrı strateji geliştirmeye ne gerek var? Nasılsa her seferinde zokayı yutacak ahmak yöneticiler bulmak zor değil.
Üzerinde güneş batmayan Büyük Britanya, bugün Ukrayna’da uygulanan stratejiyi 19. yüzyılda Kuzey Kafkasya’ya uygulamadı mı?
İNGİLTERE’NİN ÇERKEZLERE OYUNU
Rusya’nın bir yandan doğuya, özellikle de Hindistan’a doğru öte yandan sıcak denizlere inmeyi hedefleyen yayılmacı politikasının önüne set çekmek için Kuzey Kafkasya halklarına mücadelelerinde destek sözü verip çatıştırması ve sonra da ortada bırakıp soykırıma uğramalarına neden olmasının birinci derecede sorumlusu İngiltere’dir.
Çerkezlerin Rusya ile barış görüşmeleri yapmasına “Barış yapmayın, savaşın, biz size yardım edeceğiz” diyen İngiltere, soykırıma uğrayan Çerkezleri göçmen olarak kabul etmesi için bu kez de Osmanlı’ya “Bu Çerkezleri alıp sınır boylarına yerleştirin. İyi savaşçılardır. Biz de size destek oluruz” demiş ama bir gemi dolusu bisküviden başka bir yardımda bulunmamıştır.
Bir buçuk milyon Kafkas halkı yerinden yurdundan olmuştur.
Yine aynı İngiltere, II. Dünya Savaşı’nda Almanlara karşı müttefiki SSCB ile birlikte Almanya ile bağlarını koparmayan İran’ı işgal etmiştir. SSCB kuzeyden, İngiltere’nin de güneyden işgal ettiği İran’ın kuzeybatı kesiminde Sovyetler’in desteğiyle Azerbaycan ve Mahabat Kürt Cumhuriyeti adında iki cumhuriyet kurulmuştu.
Ancak daha sonra İngiltere ve SSCB’nin İran’a yönelik projelerine ABD de dahil olmuş, ancak Truman’ın planlarıyla bu ittifak dağılınca işgal kuvvetleri İran’ı terk etmiş ve İran orduları Mahabat’a girerek darağaçlarını kurmuştur.
ABD’nin Afganistan, Irak, Suriye ve Kuzey Afrika’ya uyguladıkları da önce iç savaşı kışkırt, sonra da kimi zaman “bölgeye istikrar getirme”, kimi zaman “küresel terörizmle mücadele” kimi zaman da “ülkelerini demir yumrukla yöneten diktatörlerden kurtarma” gibi argümanlarla müdahale etme yöntemi de “kes, kopyala, yapıştır” politikasının ürünüdür.
ABD’NİN ‘KES, KOPYALA, YAPIŞTIR’ POLİTİKASI
Yugoslavya’daki Buldozer, Ukrayna’daki Turuncu, Gürcistan’daki Gül Devrimi adı verilen halkı ayaklandırıp Rusya’ya yakın iktidarların devrilerek ABD’yle uyumlu yönetimlerin işbaşına getirilme yöntemleri de birbirinin kopyasıdır.
Hatta hem 1 Mart tezkeresinin reddedilmesinin intikamının alınması hem de BOP planına itiraz etmeyen bir TSK yapılanması için yapılan Ergenekon ve Balyoz operasyonları da renkli devrimlerin devamı niteliğindedir. Ama o da “kes, kopyala, yapıştır” yöntemiyle yaşama geçirilmiştir. Onda da yine kendi ülkemizde daha önce yaşama geçirdiği bir stratejiden kopya çekmiştir.
12 Mart darbesi döneminde Özel Harp Dairesi eliyle gerçekleştirdiği kumpas davaları (Sabotaj, Bomba ve Madanoğlu davası) Ergenekon sürecinde yeniden sürüme sokmuştur.
Sadece sanıklarla, bombalanacak mekânların ismi değişmiş, ajanların yerini de gizli tanıklar almıştır.
ABD ve İngiltere şimdi de Ukrayna’da barış yolunu tıkamak için “Barışma savaş” mesajları veriyor Zelenski denilen zavallıya.
Rusya farklı mı?
Aralarındaki tek fark, ABD gözüne kestirdiği bölgelere davetsiz girerken, Rusya kendisine o bölgelerin ya halklarından ya da yönetimlerinden telli davetiye çıkarıyor.
Güvenlik kaygılarıyla Ukrayna’yı işgal ettiği argümanını makul görenler var. Neticede ABD de başta Küba olmak üzere yakın çevresinde Rusya’nın konuşlanmasına benzer şekilde cevap veriyor.
Tamam anladık da Putin’in, “Ukrayna toprakları tarihsel olarak Rusya’nındır. Ukrayna diye bir devlet yoktur Lenin’in eseridir” demesi ya da bir Rus çocuğuna “Rusya’nın sınırları nereye kadardır” diye sormasını ne yapacağız?
Kaynak: cumhuriyet.com.tr