Tartu Üniversitesi Yüksek Lisans Öğrencisi İvan Klyshch, Navalny'ye destek gösterilerinin Rusya genelinde çok yaygın ve bu gösterilerde Navalny'nin serbest bırakılmasından başka taleplerin de gündeme getirilmiş olmasına rağmen Kuzey Kafkasya Cumhuriyetlerinden az sayıda insanın katılması dikkat çekici, diyor.
Geçen Cumartesi, başka yerlerdeki Rus vatandaşlarının yaşadığı sorunların birçoğundan -yolsuzluk, yoksulluk, keyfilik- kendileri de muzdarip olmalarına rağmen, Kuzey Kafkasya'da çok az insan sokağa çıktı ( ridl.io/ru/23-janvarja-na-severnom-kavkaze/ ).
Örgütlenen protestolar çok küçüktü -genellikle tek kişilik eylemler- ve birkaç tutuklama oldu. Sadece Dağıstan'ın başkenti Mahaçkala'da görece büyük bir protesto eylemi örgütlendi ve burada yaklaşık 100 kişi gözaltına alındı. İnguşetya'da ve Kuzey Osetya'da yetkililer insanları gösterilere katılmamaya ikna etmeyi başardılar ve gerçekten de kimse katılmadı.
Klyshch, bunun biraz şaşırtıcı olduğunu söylüyor, çünkü bu Cumhuriyetlerin çoğunda, başta İnguşetya'da, küçük ama canlı bir sivil toplum ve insanları motive eden yine küçük, ama aktif bir bağımsız medya var.
Kuzey Kafkasyalıların Navalny protestolarına katılmasına engel olan "iki ana faktör" var. Birincisi, muhalefet lideri ( Navalny ) bu bölgenin sakinleri arasında popüler değil ve orada insanlar onları tüm Rusya meselelerine karışmaktan caydıran farklı siyasi düzenlemeler altında yaşamlarını sürdürüyorlar.
Navalny, birkaç yıl önce milliyetçi ve hatta "ırkçı" yorumlarıyla birçok Kuzey Kafkasyalı için kötü bir şöhrete sahip oldu. Son zamanlarda bu sözlerini yumuşattı, ancak "Kuzey Kafkasya sakinleri muhtemelen Navalny'nin geçmişte dile getirdiği görüşlerini unutmamışlardır" ve bu görüşlerinden dolayı onu destekleme eğiliminde değiller.
Ancak bu, Kuzey Kafkasyalıların neden sokaklara çıkmadıklarını açıklamak yeterli değil. Çünkü Tataristan, Komi, Kalmıkya da dahil olmak üzere diğer Rus olmayan Cumhuriyetlerde Navalny yanlısı büyük gösteriler düzenlendi.
Tartu Üniversitesi akademisyeni, bu farkın temel nedeninin, Kuzey Kafkasya Cumhuriyetlerindeki insanların, daha dar bir şekilde kendi özel sorunlarına odaklanan gösteriler yerine, geniş siyasi protestolar olarak gördükleri şeylere katılma konusundaki genel isteksizlikleri olduğunu söylüyor. En azından 1990'lardan beri.
Bu noktada Klyshch, Kuzey Kafkasya'daki yetkililerin etno-ulusal kimlikleri teşvik ederken tüm Rusya'yı ilgilendiren konularda güç kullanmaya istekli olmalarının, bölge insanının böyle eylemlere katılmalarını sınırlamada kilit bir rol oynadığını savunan Julie Wilhelmsen ile aynı fikirde (taylorfrancis.com/chapters/russian-governance-north-caucasus-julie-wilhelmsen/e/10.4324/9781351134835-3).
Ama "böyle siyasi süreçlerden ve kararlardan böyle sistematik olarak dışında olmanın, Kuzey Kafkasya'nın siyasi hayatı ve özellikle protestolara katılımı söz konusu olduğunda önemli sonuçları var" diyor Tartu Üniversitesi akademisyeni.
İnsanlar elbette baskıdan korkuyorlar, ama bir bütün olarak Rusya yerine, kendi cumhuriyetlerine odaklanmayı da öğrendiler.
Klyshch, bazı Rus aktivistlerin Kuzey Kafkasya'yı artık potansiyel bir müttefik olarak görmeme eğiliminde olabileceklerini söylüyor. Ama "bir hata olur" diyor. Çünkü, "Rus devletinin son dönemdeki tüm dönüşümleri Kuzey Kafkasya'dan geçti": Yeltsin iktidar gücünü bölgelere yaydı, sonra Putin onu geri Moskova'ya getirdi.
Klyshch'e göre "Putin sonrası dönemde, Rusya'yı bekleyen dönüşümlerde bölge şüphesiz önemli bir yer tutacaktır".
Kaynak: Window on Eurasia
Foto, temsili.