Çerkes Sorunu: İçerik ve Algı -Son-
Soğuk Savaş ve Çerkes Sorunu'nun Yeniden Canlanması
Soğuk Savaş'ın başlamasının bir sonucu olarak 20. yüzyılın 50'li yıllarında Çerkes Sorunu, uluslararası arenada bir kez daha ilgi odağı oldu.
1952'de Türkiye, Çerkes göçmenler ve onların soyundan gelenler arasında anti-Sovyet bir siyasallaşmaya büyük katkıda bulunan NATO'ya katıldı. Türkiye'de Çerkes derneklerinin kurulması yasak olduğu için, bu hareket Kafkas Dernekleri olarak kurumsallaştı [39].
Çerkes örgütleri Batı'da da ortaya çıkmaya başladı: ilk olarak Amerika Birleşik Devletleri'nde, daha sonra Almanya'da [40].
Kurulan çok sayıda Kuzey Kafkas kültür örgütü, uluslararası toplumun sadece Çerkeslerin kültürüne ve tarihine değil, aynı zamanda Kafkas halklarının siyasi ve yasal statüsüne de dikkat çekti.
Bunlar, etnik Ruslar ve Çerkesler arasında kan davası olduğunu iddia ederek, Rus İmparatorluğu ve daha sonra Sovyetler Birliği tarafından zorla ele geçirildiği düşüncesini geliştirdiler ve Kafkasya'nın ayrılmasını ( özgürleşmesini çn. ) istediler. Bu çalışmalar ve söylemler Soğuk Savaş koşullarında ilgi gördü.
Örneğin, 1976'da, New Jersey Valisi Brendan Byrne, ABD Kongresi'nde yaptığı bir konuşmada, Kuzey Kafkas halklarının bağımsızlığının 58. yıldönümü ile bağlantılı olarak Kuzey Kafkasya halklarına yönelik baskıları gündeme getirdi [41].
Burada, Kuzeybatı Kafkasya Çerkesleri ile yabancılar arasında gerçek bir temas kurma imkanı Demir Perde tarafından sınırlandığı için, uluslararası gündemin SSCB'nin Çerkes halkları üzerinde neredeyse hiçbir etkisinin olmadığı belirtilmelidir.
Karşılıklı etkileşim, özel programların bir parçası olarak ve Sovyetler Birliği'nin öncelikli amaç ve hedeflerine uygun olarak kuruldu.
Bu amaçla 1955 yılında kurulan Yurtdışındaki Yurttaşlarla İlişkiler Derneği - Rodina ve 1966 yılında kurulan Yurtdışındaki Yurttaşlarla Kültürel İlişkiler Sovyet Komitesi Kabardey-Balkar şubesi kullanıldı.
Sovyet kamu kuruluşları, araştırma enstitüleri, Kültür ve Eğitim Bakanlığı, radyo ve televizyon kurumları, üniversiteler ve diğer kuruluşlar da bu çalışmalara katıldılar [42].
Bu örgütlerin faaliyetleri o kadar etkili oldu ki, sadece Çerkes kültürünün ve Çerkes tarihinin başarıları hakkında olumlu bir bilgi kaynağı haline gelmekle kalmadılar, aynı zamanda sosyalist fikirleri de başarıyla yaydılar. Bu çalışmaların sonucu olarak Türkiye'deki Çerkesler arasında güçlü bir sol hareket ortaya çıktı.
Egemenlik Furyası, Çerkes Soykırımı ve Adığe Modernizmi
Çerkes Sorunu'nun gelişiminin bir sonraki aşamasının başlangıcı olarak, 1980'lerin ikinci yarısı gösterilebilir.
Sovyetler Birliği'nin çöküşünün arifesinde merkezi hükümetin zayıflamasıyla birleşen perestroyka ve glasnost reform politikaları etnik milliyetçiliğin yeniden canlanmasına yol açtı.
Bu, Sovyet döneminde yerel halkların ulusal bilincinin gelişmesi sayesinde mümkün oldu.
1990'da, o zamanlar Rusya Sovyet Sosyalist Federal Cumhuriyeti Yüksek Sovyeti (RSFS) Başkanlığı başkanı olan Boris Yeltsin bir açıklama yaptı: "Hazmedebileceğiniz kadar egemen olun" [43].
Bu, özerk cumhuriyetlerin egemenlik furyası olarak adlandırılır.
1989 yılında, Sohum'da Çerkes halklarının da aktif katılımıyla toplanan 1. Kafkas Halkları Kongresi'nde Kafkasya Dağlı Halkları Meclisi kuruldu. 1990'da Nalchık'taki İkinci Kongrede, Meclis'in Kuzey Kafkasya Dağlı Cumhuriyeti'nin halefi olduğu açıklandı.
1991'de Sohum'daki Üçüncü Kongrede, on iki ulusun temsilcileri bir anlaşma imzaladılar ve Kabarda ile Adığe bağımsız devletlerinin de katılacağı, bağımsız bir devlet oluşumu olarak Kafkasya Dağlı Halkları Konfederasyonu'nun kurulmasına ilişkin bildiri yayınladılar.
Kafkasya'nın Türki halklarının temsilcileri - Karaçaylar, Balkarlar, Nogaylar ve Kumuklar - bu girişimi görmezden geldiler.
1990 yılında, daha sonra RSFSR içinde bir Cumhuriyete dönüşen Adığe Özerk Bölgesi'nin egemenliği ilan edildi.
1989-1991 yıllarında Karaçay-Çerkes halklarının kongreleri, ayrı özerklik talepleriyle Rusya Federasyonu hükümetine başvurdular.
1990-1991'de Karaçay, Çerkes, Abaza ve Kazak cumhuriyetleri ilan edildi. Ancak 1992 referandumunda, Karaçay-Çerkes nüfusunun çoğunluğu bölünmeye karşı oy kullandı. Bu, aynı yıl tek bir Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti'nin [44] kurulmasına yol açtı.
Bu yıllarda Kabardey-Balkar, Adiğey ve Karaçay-Çerkes yerel yetkilileri de Çerkes Sorunu'nun siyasallaştırılmasına aktif olarak dahil oldular. Çerkes nüfusuna Cumhuriyetlerde özel statü verdiler ve Cumhuriyetlerin Çerkes nüfusu ile kademeli olarak yakınlaşması için gerekli koşulları yarattılar. Çerkesleri diğer etnik gruplara göre ayrıcalıklı bir konuma getiren bir dizi ilgili yasa kabul edildi.
Kabardey-Balkar Özerk Cumhuriyeti Yüksek Konseyi, 1992 yılında, Kafkas Savaşı sırasında Rus işgalciler tarafından Çerkes halkına yönelik soykırım yapıldığını tanıyan özel bir kararı kabul etti [45].
Kabardey-Balkar Cumhuriyeti Parlamentosu, 1994 yılında, Çerkes (Adığe) soykırımını tanıması ve sürgün edilenlerin torunlarına "sürgünde halk" statüsü verilerek, tarihi anavatanlarına dönmek isteyen Çerkeslere yardım edilmesi talebiyle Federasyon Konseyi ve Rusya Federasyonu Federal Meclisi Devlet Duma'sına başvurdu [46].
Bu bağlamda Yeltsin, Kafkasya halklarına bir mesaj göndererek şunları söyledi:
"Rusya'nın bir hukuk devleti olarak yeniden inşa edildiği ve evrensel insani değerlerin öncelik olarak kabul edildiği bu günlerde, Kafkas Savaşı olaylarını da nesnel olarak yorumlamak ve Kafkasya halklarının sadece kendi topraklarında hayatta kalmak için değil, aynı zamanda ulusal karakterlerinin en iyi özellikleri olan yerli kültürlerini korunmak için verdikleri cesur bir mücadele olarak görmek mümkün [47].
İki yıl sonra, 1996 yılında, Adiğey Cumhuriyeti Devlet Konseyi (Xase), Kafkas Savaşı sırasında Adiğe (Çerkes) halkının soykırımını tanıma önerisiyle Rusya Federasyonu Devlet Duma'sına başvurma kararını kabul etti [48].
1997'de Abhazya Cumhuriyeti Ulusal Meclisi, 19. yüzyılın, Abhaz ( Abaza ) halkı için ölümcül olaylarının tarihi, siyasi ve hukuki bir değerlendirmesini yaparak, 19. yüzyılda Abhazların ( Abazaların ) toplu olarak imha ve Osmanlı İmparatorluğu'na sürgün edilmesini Soykırım -insanlığa karşı en ağır suç- ve 19. yüzyılda sürgün edilen Abhazları ( Abazaları ) mülteci olarak kabul etti [49].
90'ların ikinci yarısında Çerkes Ulusal Hareketinin talepleri, Temsil Edilmeyen Milletler ve Halklar Örgütü'nden ( UNPO ) destek buldu.
UNPO, 1997 yılında uluslararası topluma, Rusya Devlet Başkanına, Devlet Duma'sına ve Rusya Federasyonu Hükümetine başvurarak, 19. yüzyılda meydana gelen Çerkes soykırımını tanıma, Çerkeslere mülteci statüsü, çifte vatandaşlık ve tarihi vatanlarına dönme fırsatı verme çağrısı yaptı [50].
Aynı yıl, 24 Mart'ta, Uluslararası Çerkes Birliği (ICA-DÇB) Genel Sekreteri [51] Alexander Okhtov, Cenevre'deki Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu 53. Oturumunda, ilk kez Çerkes Sorununa dikkat çekti [52 ].
Bir yıl sonra, 28 Mayıs'ta, BM Azınlıklar Çalışma Grubu toplantısında ICA ( DÇB ) Özel Temsilcisi Teuvezh Kazanoko, uluslararası toplumu Rusya'nın Çerkes soykırımını tanıma ve Çerkeslerin tarihi vatanlarına dönüşünü kolaylaştırma konusundaki isteksizliğine dikkat etmeye çağırdı [53].
28 Temmuz'da, Birleşmiş Milletler Yerli Halklar Çalışma Grubu toplantısında, Rusya'ya bu konularda baskı yapılmasını istedi [54].
Ve Ağustos ayında, BM İnsan Hakları Komisyonu -Ayrımcılığın Önlenmesi ve Azınlıkların Korunması Alt Komisyonu toplantısında bir kez daha Çerkes Sorunu'na dikkat çekti [55].
Bu sırada Türkiye'deki Çerkes diasporası muazzam bir faaliyet gösterdi [56], Rusya'daki Adığeler arasında birleşme eğilimlerinin gelişmesine ve tek bir Çerkes kimliğinin oluşmasına neden oldu.
Bununla birlikte, Sovyet halklarının milliyetler politikasının çok istikrarlı ve diasporada kabul edilen geniş Çerkes tanımının, Kafkasya gerçeklerinde nesnel olarak imkansız olduğu ortaya çıktı.
Bu koşullar altında Rusya'daki Çerkesler arasında özel bir Çerkes uygarlığı fikri ortaya çıktı.
1998 yılında, Nalçik'te Amur Shodievich Bakiyev, "Çerkes uygarlığı" başlıklı bir tezi savundu. Yazar, MÖ 10. yüzyıldan 19. Yüzyılın ikinci yarısına ( 1864 ) kadar olan döneme dikkat çekti ve bu dönemi Çerkes uygarlığının oluşum ve kuruluş süreci olarak tanımladı. MÖ 5.-1. Binyılları kapsayan tarih öncesi dönemi ayrıca ele aldı [57].
Bakiyev'den sonra, özellikle Çerkes adası uygarlığı [58] hakkında benzer düşünceleri savunan birkaç yazar daha ortaya çıktı.
Bu fikirlerin ortaya çıkması ve gelişmesi, Rusya Çerkeslerinin dünya tarihindeki özel rolleri üzerine konuşmalarının, Kafkasya'daki otantik kimliklerini ( ve değerlerini ) koruma ve özellikle yabancı Türki halklar Karaçay ve Balkarlara göre daha fazla hak sahibi ( toprak dahil ) olma taleplerinin zemini oldu.
2007 yılında, Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin (IOC) 2014 Kış Olimpiyatları Oyunlarını Çerkes topraklarında, Soçi'de, düzenlenme kararıyla Çerkes Sorununun gündemleşmesinde yeni bir ivme oldu.
90'lı yıllardaki egemenlik eğilimi ve soykırım söylemi, daha akut sorunları çözmekle meşgul olan Rus yetkililerin pek dikkatini çekmemişti, ama bu dönemde Çerkes Sorunu ciddi bir tehdit olarak algılanmaya başlandı. Rusya'nın imajını tehlikeye attı.
Petersson ve Vamling'in bu mega spor etkinliğinden önce vurguladıkları gibi: Sochi Olimpiyat Oyunları, Rusya'nın tartışmasız büyük bir güç ve Oyunları güvenli, hatta mükemmel bir şekilde organize edebilme gücünün olduğunu göstermesine vesile olacak. Olimpiyatlar, Rusya'nın dünya sahnesine geri dönüşünü göstermek, sembolize etmek ve bu süreçte Başkan Putin'in liderliğinin önemini vurgulamak için tasarlanacak [59].
IOC kararından önce, 2005-2006 yıllarında, Adığe Cumhuriyeti'nin statüsünün kaldırılması ve Krasnodar Kray'a yeniden entegrasyonu konusunda Çerkes Ulusal Hareketi ile Rus makamlarının karşı karşıya gelmiş olmalarına da dikkat çekmek gerekiyor.
Keza, 2000'li yılların ortalarında, 131 sayılı Federal Yasaya [60] uygun olarak Kabardey-Balkar ve Karaçay-Çerkes Cumhuriyetlerindeki belediye arazilerinin dağılımıyla ilgili ilk çatışmalar çıktı.
Çatışmaların sonucu olarak Çerkes halkının bölünmüşlüğü yeniden gündem oldu [61].
( Soçi'de ) Olimpiyat Oyunları düzenleme kararı, uluslararası ilgiyi, zaten ağırlaşan Çerkes sorununa çekti ve Lopes'in de belirttiği gibi, Çerkeslere, etnopolitik gündemlerini yeniden şekillendirmek ve özlemlerinin gerçekleşmesine yeni bir ivme kazandırmak için altın bir fırsat verdi [62]...
Bu aşamada, Çerkes Ulusal Hareketinin aktivistlerinin çabalarının bir sonucu olarak, Çerkes Sorunu üç talebe indirgendi:
* Soykırımın tanınması,
* Anavatandaki Çerkes topraklarının birleştirilmesi [63] ve,
* Sürgün edilen Çerkeslerin vatanlarına geri dönmesi [64 ].
O dönemde Çerkes Sorununun özel vurguları şunlardı:
Çerkes topraklarında: atalarımızın kemikleri üzerinde 2014 Soçi Kış Olimpiyat Oyunlarının yapılmaması ve askeri çatışma nedeniyle ağır şartlar altında kalan Suriye Çerkeslerine tarihi vatanlarına geri dönüş hakkı verilmesi.
ABD gibi küresel bir güç ve Gürcistan gibi yerel bir güç, stratejik öneme sahip bölgede Büyük Oyunun ana aktörleri haline geldiler.
Çerkeslerin gündemi, ABD'deki, Avrupa'daki, Türkiye'deki ve daha az ölçüde de Rusya ve Orta Doğu'daki çok sayıda Çerkes örgütü tarafından uluslararası arenaya taşındı.
Her şeyden önce, soykırımın tanınmasını sağlamak ve Çerkes diasporasının yeniden Rusya'ya yerleştirilmesini sağlamak için Rus ve ikamet ettikleri ülkelerin yetkililerine baskı yapmaya çalıştılar.
Ve örgütledikleri başvuru ve talep dalgası, kamuoyunun dikkatini Çerkes soykırımına çekti.
Bu dönemde, soykırım teriminin 19. yüzyılda Kafkasya'daki Rus politikasına uygulanabilirliğini gerekçelendiren önemli sayıda Batılı ( nadir olarak da Rusça ) bilimsel makale ve köşe yazısı yayınlandı. İnternette bunu savunan birçok web portalı ortaya çıktı [65].
Sosyal ağlarda düzinelerce grup, Soçi'de Olimpiyatların boykot edilmesi çağrısı yaptı [66] ve aynı eğilim bloglarda da gözlemlendi [67].
Hansen'e göre, Çerkes sivil toplum ve sosyal medya aktörleri sadece kamusal bir karşı alan oluşturmak veya yeni bir eylem alanı açmakla kalmayıp, aynı zamanda Çerkes Sorununun anahtar konularını Rus ana akım medyasına ve siyasetine de taşıdılar [68].
2006-2007'de çeşitli uluslararası kuruluşlar, halka açık etkinliklerin organizatörü veya sponsoru olarak Çerkes Sorununun gündemleştirilmesi faaliyetlerine açıkça katıldılar.
Bu sürecin lokomotifi Jamestown Vakfı (ABD) oldu.
Bu kuruluş, 2010 yılında, Gürcistan'da "Hidden Nations, Enduring Crimes: The Circassians & the People of the North Caucasus Between Past and Future" konferansını da örgütledi.
Gürcü yetkililerin Çerkes soykırımını tanıması için resmi bir çağrının da yapıldığı bu konferans, bazı devletlerin ( ABD, Rusya, Türkiye, Gürcistan ) de destekledikleri Çerkes ve Kafkas tarihini yorumlayan "konferanslar savaşı"nın başlangıcı olarak kabul ediliyor [69].
Gürcistan Parlamentosu'nun Mayıs 2011'de Çerkes soykırımını tanıma kararı alması bir tür dönüm noktası oldu: Çerkes sorununu yeni bir boyuta taşıdı, yasallaştırdı ve aynı zamanda radikalleştirdi.
Dahası, Gürcistan bir süre Çerkeslerin çıkarlarının ana savunucusu oldu; Çerkes ulusal hareketine siyasi ve bilgi desteği sağladı [70].
Ancak Olimpiyat Oyunlarının sona ermesinin ardından Çerkes sorununa kamuoyunun ilgisi bitti.
Web dünyasının Rusça, Çerkesçe, Türkçe, Arapça ve İngilizce dillerinde analizi, internet faaliyetlerinin 2010-2012'de zirveye çıktığını ve 2104'te minimuma düştüğünü ortaya koymaktadır.
Örneğin, Çerkes sorunsalları hakkında yayın yapan İngilizce kaynakların yalnızca üçte biri hala faaldi. Ama, Çerkes soykırımının resmi olarak tanınması talepleri ana tema olarak kaldı [71].
Sonuç
Çerkes sorununun gelişme aşamaları ve algısının dönüşümü, Kafkasya'daki Rus varlığına ilişkin uluslararası arenadaki belirli sabit yargıları açıkça göstermektedir. İki asır önce havadan sudan çıkan Çerkes sorunu, uluslararası ilişkilerde krizlere neden olan jeopolitik türbülanslarla bağlantılı olarak defalarca kere gündeme geldi.
Stratejik öneme sahip bölgede hakimiyet mücadelesinde bir siyasi baskı aracı olan Çerkes sorunu, durumun istikrara kavuşmasıyla tekrar sessizliğe çekildi.
Çerkes Sorunu'nun gündemleştirilmesine yönelik girişimler, ilgili aktörler tarafından desteklenen dernekler üzerinden ( özellikle Çerkes diasporasında ) devam ediyor.
Bu derneklerin başlıca uluslararası sivil toplum kuruluşları ve yapılarıyla olan etkileşimleri, hükümet düzeyinde karar alma sürecini etkilemenin bir aracı durumunda.
Ana platform, siyasi faaliyet merkezinin kaydığı sanal dünya.
Çerkes Sorunu'nun modern yorumundaki tüm taleplerin uygulanmasının kaçınılmaz olarak toprağın yeniden dağıtımıyla bağlantılı çatışmalara yol açacağına dikkat edilmelidir.
Adığe ve bölgenin Türk nüfusu arasında gerginlik artacaktır.
Bugün toprak sorununun Karaçay-Çerkes ve Kabardey-Balkar halkı için kabul edilebilir bir çözümü olmadığı göz önüne alındığında, böyle bir gerginliğin 2006'da olduğu gibi açık bir çatışmaya dönüşeceği varsayılabilir.
Ve Kafkasya gibi çok uluslu bir bölgede etnik gruplar arası ilişkilerin şiddetlenmesi bir dizi trajik sonuca yol açabilir.
Çerkes Sorunu üzerine önde gelen uzmanlardan Stephen Shenfield'in belirttiği gibi: Dünyanın başka bir milliyetçi harekete, başka bir etnik-ulusal devlete ihtiyacı yok. Özellikle Kafkasya gibi etnik gruplar arası gerilimin yüksek olduğu bölgelerde, bu tür bir devlet kurma projeleri kaçınılmaz olarak daha fazla etnik temizlik, daha fazla adaletsizlik, daha fazla acı ve daha fazla kan dökülmesine neden olur [72].
Bu olumsuz senaryoyu önlemek için bilim camiası, Çerkes tarihi ve bugünü üzerine objektif ve tarafsız çalışmalar yapmalılar. Çerkes ulus kurma projesi, daha büyük bir jeopolitik oyunun parçası olarak aşırı siyasallaştırılması, Kafkasya'da barış ve istikrar için iyi değildir.
Teşekkürler
Bu yayın, Rusya Federasyonu Eğitim ve Bilim Bakanlığı, Kuzey Kafkasya'daki Durumu İstikrarsızlaştıran Faktörler ve Mekanizmalar: İslamcılık, Milliyetçilik ve Bölgesellik araştırma çalışmaları tarafından finanse edildi.
Dipnotlar:
39. For example, in 1951 in Istanbul appeared the North Caucasus Association of Turkic culture and assistance (Kuzey Kafkasyalılar Türk Kültür ve Yardım Derneği, KKTKYD). Among the organizers of the Association were the leaders of the Mountain Republic: Prime Minister in 1918-1919 – the Kabardian Pshemakho Kotsev, Finance Minister – the Ingush Wassan Giray Dzhabagiev, Justice Minister the Adyghe Aitek Namitokov, the grandson of Imam Shamil the Avar Said Shamil. The Association was noted for its strongly markednationalist and anti-communist stance. It advocated a unified and independent Caucasus, cooperated with the Turkish nationalists and Pan-Turkists.
40. In 1952 in the United States the Circassian Benevolent Association was opened. In 1968 in Munich the Circassians create the first Caucasian cultural association (Kaukasische Kulturverein). In 1974 the first Circassian Association (Tscherkessische Kulturverein) was found in Schwelm.
41. Congressional Record. Proceedings and Debates of the 94th Congress, Second Session. Vol.122, Р.11. 11 May 1976. Washington: United States gov. print.office, 1976. Pр. 13473, 13897.
42. Maksidova D.F. From the history of cooperation of Kabardino Balkaria branch of the Society Homeland with the Circassian charities of Syria and Jordan (1966-1996) // The history of science and technology. Moscow: Publisher NAUCHTEKHLITIZDAT, 2009. №6. Pp. 58-64. (In Russian: Максидова Д.Ф. Из истории сотрудничества Кабардино-Балкарского отделения Общества «Родина» с Черкесскими благотворительными обществами Сирии и Иордании (1966-1996 гг.) // История науки и техники. М.: Издательство «Научтехлитиздат», 2009. №6. С. 58-64).
43. News (In Russian: Известия). 08.08.1990.
44. July 25, 1997 in Nalchik, an agreement on the formation of the Inter-Parliamentary Council of the Republic of Adygheya, Kabardino-Balkar and Karachay-Cherkess Republics was signed (disbanded in 2009), which to some extent institutionalized and symbolized the idea of unification of the Circassians, the Adyghe and the Kabardians.
45. The resolution of the Supreme Council of KBSSR of 07.02.1992 N 977-XII-B ―On condemnation of genocide of the Adyghe (Circassians) in the years of the Russo-Caucasian war.
46. The Circassian abroad (In Russian: Черкесское зарубежье). May 1994.
47. The address of the President of the Russian Federation Boris Yeltsin to the peoples of the Caucasus. May 18, 1994.
48. The Resolution of the State Council of the Republic of Adygheya on April 29, 1996 N 64-1 On appeal to the State Duma of the Federal Assembly of the Russian Federation.
49. On the act of deportation of Abkhazians (Abaza) in the 19th century Resolution of the National Assembly – Parliament of the Republic of Abkhazia, Sukhum. October 15, 1997 // ―Republic of Abkhazia‖ Newspaper (In Russian: Республика Абхазия). 5-6 November 1997. №109.
50. Resolution of the Fifth General Assembly of the Unrepresented Nations and Peoples Organization (UNPO). Otepää, 15-19 July 1997. General Assembly Resolution on the Situation of the Circassian Nation. The resolution was drafted and adopted in 1996 at the UNPO International Conference Small Nations of Eastern Europe in the End of the Second Millennium – Possibilities of Real Democracy in that Region and UNPO Regional Meeting (October 15, 1996, Estonia, Pühajärve ). Draft of a letter on behalf of the General Secretary of the UNPO Michael van Walt van Praag to Boris Yeltsin was prepared by ICA and approved by the leading Circassian associations of Holland and Germany.
51. The decision to create ICA with headquarters in Nalchik was announced at the I World (international) Circassian Congress, May 19-21, 1991 in Nalchik. The decision itself was taken a year earlier at the conference of the Circassian organizations, held with the active participation of the Circassian cultural centers of Holland and FRG in the Netherlands. In 1994 the ICA became a member of the UNPO.
52. Press Release HR/CN/777, 31 March 1997.
53. E / CN.4 / Sub.2 / 1998/18 dated 6 July 1998.
54. Report on the 16th session of the Working Group on Indigenous Populations (published by UNPO: http://www.unpo.org/article/207).
55. HR/SC/98/26, 21 August 1998.
56. In 1989, after almost ten-year break in the work the North Caucasian Cultural Association (Kuzey Kafkasya Kültür Derneği) resumed its activity in Turkey. In 1991, fourteen North Caucasus cultural associations formed Coordinating Council of Caucasian Associations (Kafkas Dernekleri Koordinasyon Kurulu, KAF-KUR). In 1993 it was decided to create a single Caucasian Association (Kafkas Derneği, KAF DER) from 21 organizations (later 35).
57. BakiyevA.Sh. Circassian civilization: dis. ... Cand. hist. Sciences: 07.00.07. Nalchik, 1998. 297 p. (In Russian: Бакиев А.Ш. Адыгская цивилизация: дис. … канд. ист. наук: 07.00.07. Нальчик, 1998. 297 с.).
58. Agrba B.S., Khotko S.Kh. The ―Island‖ Circassian civilization. Features of historical and cultural identity of the country of the Circassians. Maikop: GURIPP Adygea, 2004. 48 p. (In Russian: Агрба Б.С., Хотко С.Х. «Островная» цивилизация Черкесии. Черты историко-культурной самобытности страны адыгов. Майкоп: ГУРИПП «Адыгея», 2004. 48 с.).
59. Petersson, Vamling. Op. cit. Quotation p. 11.
60. Concerning the General Principles of the Organization of Local Government in the Russian Federation. 06.10.2003.
61. When in 2010 the North Caucasian Federal District was created, as a result of which Adygheya remained a part of the Southern Federal District, in the media again a series of publications on the ongoing official policy of artificial division of the one people arose.
62. Lopes T.F. End Game or New Game to the Circassian Ethnonational Agenda? [Electronic resource] // Strategic Outlook. URL: http://www.strategicoutlook.org/.../news-end-game-or-new... (accessed: 10.01.2015).
63. Here the spectrum of requirements of the Circassian activists extends from the creating the Great Cherkessia up to expanding the sovereignty of republics with the Circassian population within the Russian Federation.
64. Zhemukhov S. The birth of modern Circassian nationalism // Nationalities Papers: The Journal of Nationalism and Ethnicity. 2012. Vol. 40, №4. Pp. 503-524. Quotation p. 505. For the definitions of the Circassian question by Russian researchers see: Borov. Op. Cit.
65. See: www.hekupsa.com, and many others.
66. Such as: www.facebook.com/WalterRichmondTheCircassianGenocide, and many others.
67. Tsybenko S.N. The perception of the Caucasian war of the 19th century and its results in social networks // Humanities and Social Sciences. 2014. №5. Pp. 290-299. (In Russian: Цибенко С.Н. Восприятие Кавказской войны XIX века и ее итогов в социальных сетях // Гуманитарные и социальные науки. 2014. №5. С. 290-299).
68. Hansen L.F. Renewed Circassian Mobilization in the North Caucasus. 20-years after the Fall of the Soviet Union // Journal on Ethnopolitics and Minority Issues in Europe. 2012. Vol. 11, №2. P. 103–135. Quotation p. 103.
69. For details see: Tsibenko V.V. ―The War of Conferences‖ in Russia and Turkey: the Circassian Dimension // Asian Social Science. Canadian Center of Science and Education. 2015 [In print].
70. In particular, July 30, 2011 the government of Georgia made a decision on the construction of a memorial to victims of the Circassian genocide that has important symbolic significance. Six months later on the 16th of February, 2012, in Tbilisi under the auspices of the Ministry of Culture of Georgia the Circassian Cultural Center was opened.
71. Tsibenko V.V., Tsibenko S.N. Circassian Web Resources: Structural Features, Dynamics of Development, Content Aspects // Scientific Thought of the Caucasus. №2. 2015 [In print]. (In Russian: Цибенко В.В., Цибенко С.Н. Черкесские веб-ресурсы: структурные особенности, динамика развития, содержательные аспекты // Научная мысль Кавказа. №2. 2015).
72. Shenfield S. Prospects and Dangers of Circassian Nationalism [Electronic resource] // Johnson‘s Russia List. Research and Analytical Supplement. Special Issue: the Circassians. May 2008. № 42. URL:http://stephenshenfield.net/.../96-special-issue-no-42... (accessed: 10.01.2015).
Çerkesya Hareketi Haber Merkezi