Kazakistan’da kimilerine göre hiç beklenmedik, kimilerine göre olması kaçınılmaz olan protestolar, Kazakistan’daki 30 yıllık Nazarbayev yönetimi ve politikalarını yıkarken, aynı zamanda da Kazakistan’ı bölgede yeniden konumlandırıyor.
Cumhurbaşkanı Kasım-Jomart Tokayev’in Başta Rusya olmak üzere Kollektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nden barış gücü askeri istemesi ve hızlıca olaylara müdahalesi, bazı yorumculara göre Kazakistan’ı Rusya’ya daha da yakınlaştırdı.
Rusya’nın önde gelen gazetelerinden Nezavisimaya Gazeta (NG) Rusya’nın, Kazakistan'ı Türk Dünyası zincirinden çıkardığını, Moskova’nın Orta Asya’daki konumunu güçlendirdiğini yazdı.
Rus gazetesi haberinde Türkiye’nin Kazakistan'daki olaylarla ilgili olarak Türk Devletleri Örgütü (OTG) Dışişleri Bakanlarının çevrimiçi bir toplantı başlattığını ve Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, Kazak mevkidaşı Muhtar Tleuberdi ile yaptığı görüşmenin ardından etkinliğin 11 Ocak'ta gerçekleşeceğini söylediğini hatırlatarak Ankara'nın Nur-Sultan'a gerekli her türlü yardımı sağlamaya hazır olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin, tüm bu hamlelerle Rusya'nın "Türk dünyası"nın ana halkası olan Kazakistan'ın bu zincirden çıkarmasından endişe duyduğunu iddia etti.
Kazakistan’da yaşanan olayların Türkiye’yi endişelendirdiği belirterek Türk Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın açıklamalarına yer veren gazete Akar’ın uzun uzun yurt dışı operasyonlarındaki başarılarını anlattığı açıklamasıyla aslında ‘Kazakistan’a biz Rusya’dan daha faydalı oluruz’ mesajı vermeye çalıştığını iddia etti.
Sovyet Sonrası Araştırmalar Merkezi'nde uzman Stanislav Pritchin'e göre, Kazakistan’da meydana gelen olaylarda Türkiye'nin manevra alanın sınırlı olmasına vurgu yaparak, Türk Devletleri Örgütü’nün üye ülkelere asker gönderme gibi bir misyonunun ve böyle bir anlaşmanın olmamasına işaret ederek bu nedenle Türkiye'nin şu anda ciddi adımlar atmasının bir anlamı ve imkanının olmadığını belirtiyor.
Büyük Turan'ı yaratma fikri hiçbir yere gitmiyor
Etno-Ulusal Stratejiler Ajansı direktörü Aleksandr Kobrinsky NG'ye verdiği demeçte, “Büyük Turan'ı yaratma fikri hiçbir yere gitmiyor. Soru, bunun ne kadar etkili uygulanacağıdır. Gerçek şu ki, Kazakistan için olduğu kadar tüm Orta Asya cumhuriyetleri için de bir "Türk dünyası" fikri tamamen kabul edilebilir değil. Türk olmak, "Türk dünyası"nda olmak demek değildir.’’ İfadelerini kullanıyor ve Sırbistan örneğini veriyor; ''Sırplar ve Ruslar birbirlerine ne kadar yakın olurlarsa olsunlar asla aynı durumda olmayacakları gibi'' diyor.
Kobrinsky, Kazakistan'ın sorununun da diğer birçok Sovyet sonrası cumhuriyet gibi, devletini ve ideolojik zorunluluklarını Sovyet geçmişine ve Rus tarihine karşı inşa etmesi olduğu yorumunu yapıyor.
Yabancı Selefi İslam akımları tehlikesine dikkat çeken Rus uzman, diğer şeylerin yanı sıra, aşırı selefi akımların etkisinin Kazak ortamına nüfuz etmeye başladığı uyarısında bulunuyor.
Rusya eski hatalarından ders almalı
Uzmana göre bugün yaşananlardan hem Kazakların hem de Rusların ne gibi dersler alması gerektiğini tam olarak anlaması gerekiyor.
Kobrinsky, Rusya’nın "Gürcistan, Ukrayna, Moldova, Moskova ile ilgili olumsuz örnekleri dikkate alarak yaptığı hataları tekrarlamamaya çalışmalı" diyor.
Kobrinsky'e göre Türkiye, çatışmanın silahlı aşamasına müdahale etmemek ve ekonomik konularda imdada yetişmek için doğru zamanı bekliyordu.
Rusya’nın Orta Asya'da yeni bir birleştirici fikre ihtiyacı olduğunu, bu boşluğun Türk neo-Osmanlı İmparatorluğu fikri tarafından işgal edilmeye çalışıldığını belirten Rus uzman, ancak Orta Asya'nın Osmanlı İmparatorluğu'nun bir parçası olmadığını bu yüzden Rusya’nın şu anda Kazakistan’da ağırdan alıp gerekli hamleleri yapmaması durumunda Rusya Federasyonu'nun bölgedeki varlığının yeni bir aşamasının başlayacağına ve tartışmaya açılabileceğine vurgu yapıyor.
Kaynak: Haberus