Suriye'de savaş mültecileri konulu uluslararası konferans Batı tarafından reddedildi.
AB'nin dışişleri temsilcisi Josep Borrell, "bazı AB Üye Devletleri ve dışişleri bakanlarının" olumsuz tavrı nedeniyle Şam'daki Suriyeli mültecilerin dönüşü konulu konferansa katılımı iptal etti. Bildiride, böyle bir hareketin "erken" olduğu ve önceliğin uluslararası hukuka uyan mültecilerin "güvenli, gönüllü, onurlu ve sürdürülebilir geri dönüşü için şartlar"ı yaratmak olduğu belirtildi.
Avrupa Birliği ve ABD hükümeti "Suriyeli Mültecilerin Ve Yerlerinden Edilenlerin Dönüşü" konulu uluslararası konferansı boykot etti. AB'nin dışişleri temsilcisi Josep Borrell, bunun şartlarının uygun olmadığını söyledi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise Batı'yı Suriye'yi "rehin" almakla suçladı.
Geçen Çarşamba ve Perşembe günü Şam'da düzenlenen konferans Suriye ve Rus hükümetleri tarafından ortaklaşa düzenlendi. Toplantıya Rusya ve Çin'in yanı sıra İran, Lübnan, Birleşik Arap Emirlikleri, Umman ve Pakistan'ın da aralarında yer aldığı 27 ülkeden temsilciler katıldı. Birleşmiş Milletler ve resmi rakamlara göre, 12 özel kar amacı gütmeyen örgüt de temsil edildi.
Moskova 30'dan fazla bakanlık ve kuruluştan uzmanlar göndermişti. Heyete Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Suriye Özel Temsilcisi Alexander Lavrentiev başkanlık etti. Savaşın başladığı 2011 yılından bu yana hiçbir ülke Suriye ve komşu ülkelerdeki duruma bu kadar yoğun bir şekilde karışmadı.
ABD ve AB Moskova'nın önerilerine karşı direniyor. Hem Obama hem de Trump yönetimleri altında Suriye, öncelikle İran'a karşı "İsrail'i koruma amaçlı" bir savaş için toplanma noktası olarak görülüyordu. Brüksel, Washington'un Suriye hükümetine yönelik baskısının, başından beri yanında yer alıyor.
ABD Savunma İstihbarat Servisi'nin (DIA) Ağustos 2012'de belirttiği gibi: "Suriye'deki ayaklanmayı yönlendiren başlıca güçler Selefiler, Müslüman Kardeşler ve AQI (Irak'taki El Kaide, JW). Batı, Körfez ülkeleri ve Türkiye muhalefeti desteklerken, Rusya, Çin ve İran da rejimi destekliyor."
Bugün, "Batı, Körfez Ülkeleri ve Türkiye" savaşın parçaladığı ülkede nasıl ilerleyecekleri konusunda kendi aralarında bölünmüş durumdalar. ABD ve AB, İsrail ve Suudi Arabistan Suriye'nin istikrarını daha da bozma konusunda hemfikir görünüyorlar.
Mültecilerin dönüşü ile ilgili tartışma, sonuçta siyasi taleplerle bağlantılıdır. Tek taraflı olarak uygulanan ekonomik yaptırımlar ve Washington tarafından Haziran ayında yürürlüğe konan sözde Sezar Yasası, Şam'ın kendi ayakları üzerinde ayağa kalkma girişimini de bastırıyor. "Sezar Yasası" Suriye ile iş yapmaları halinde her ülkeyi, her şirketi ve her girişimciyi yaptırımlarla tehdit ediyor.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov yaptığı açıklamada, konferansın BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 tarihli kararı kapsamında yer alan bir konferans olduğunu, "ABD önderliğindeki bir grup devletin katılmamak kalmayıp, aynı zamanda konferansı engellemeye çalışmalarının nedeni açıklanamaz bir durumdur. Rakiplerimizin tavrı Suriye konusunda çifte standartlarını gösteriyor. Ülkeyi jeopolitik çıkarları için rehin almaya çalışıyorlar" dedi.
Lavrov, aynı ülkelerin "Suriye'deki yangını körüklediklerini" ve teröristler de dahil olmak üzere hükümet karşıtı güçleri desteklediklerini ve "Evlerini terk etmek zorunda kalan milyonlarca Suriye vatandaşının trajedisinin ana sorumluluğunu taşıyorlar" diye ekledi.
Konferans katılımcıları bir sonraki adım olarak, insanların kademeli olarak geri dönüşü için bir plan hazırlamak istiyorlar. Ülkenin ve tüm bölgenin istikrara kavuşması için ön koşul, savaşı bitirmek ve Suriye'nin yeniden inşasıdır. yerlerinden edilen Suriyelileri işe ve maaşa sokmanın en iyi yolu da bu olacaktır. Suriye'de son yıllarda 6,5 milyon kişi evlerini terk etti.
En az 1,3 milyon Suriyelinin 15 ülkeden dönmek istediği tahmin ediliyor. Yeniden yapılanma programlarında çalışmak onlara başlarını sokacakları bir çatı sağlayabilir ve artık mülteci kamplarında yaşamak zorunda kalmazlar. Kendilerini ve ailelerini besleyebilirler, çocuklar okula geri dönebilirler ve genç yetişkinler bir gün ailelerini kendileri besliyebilmeleri için eğitime başlayabilirler. Avrupa'ya ulaşmak için Akdeniz'i geçmeye çalışan hiçbir Suriyeli hayatını kaybetmek zorunda kalmaz.
Karin Leukefeld; JUNGE WELT
Halil Ashawi/REUTERS
Çerkesya Hareketi Haber Merkezi