#654 Ekleme Tarihi 24/03/2014 09:39:08
Haber ajansları, dün, Türk savaş uçaklarının Türkiye sınırını ihlal eden bir Suriye jetini, yeni angajman kuralları gereği, düşürdüğü haberini verdiler. Ama ardından tartışmalar başladı. Çünkü başka haber kaynakları, Suriye uçağının düşürülmesi ve nedenleri ile ilgili farklı şeyler söylüyorlardı.
İlk haberlerde, “Suriye uçağının, Suriye’nin Türkiye sınırındaki Keseb kasabası yakınlarında, sınır ihlali yaptığı gerekçesiyle, Türk Hava Kuvvetleri tarafından düşürüldüğü“ söylendi. Konu ile ilgili olarak açıklama yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan „Sınır ihlali yapan Suriye uçağı TSK tarafından düşürüldü. Hava kuvvetlerimizi tebrik ediyorum“, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'i arayarak tebrik eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de “Türkiye'nin sınırlarını koruma konusunda azim ve kararlılığı gösterildi“ dediler.
Genelkurmay Başkanlığı'ndan ise, „iki Suriye uçağının Türkiye sınırına yaklaştığı belirtilerek, uçakların sınıra 10 deniz mili kala uyarılmaya başlandığı, toplamda 4 kez uyarı yapıldığı kaydedilerek uçaklardan birinin ikazı ciddiye almaması nedeniyle füze ile vurularak düşürüldüğü“ açıklandı. ( T24 )
Bildiğimiz gibi, Keseb'de 4 gündür yoğun çatışmalar yaşanıyor. El Kaide ve El Nusra örgütü üyesi binlerce militan 4 koldan saldırıya geçtiler ve Suriye'nin Türkiye sınırındaki bu geçiş kapısını ele geçirmek ve, söylentilere göre, bölgede bir Türkmen özerk bölgesi yaratarak, Suriye'nin Türkiye alevileri ile bağını koparmak istiyorlar.
Saldırıya katılan militanların 2 kolunun Türkiye'den Suriye'ye girdikleri, Türkiye tarafından askeri destek aldıkları, ilk gün sınır kapısını ele geçirdikleri, ama Suriye askeri kuvvetlerinin karşı saldırısı ile geri çekildikleri, dünden beri Osmaniye ve diğer kamplardan Keseb'e gönderilmek üzere savaşçı toplandığı da diğer söylentiler arasında.
İşte bazı haber kaynaklarına göre, bu karşı saldırı sırasında, Suriye'nin, Keseb'e saldıran islamcı militanlara lojistik destek veren Türkiye'ye ait bir insansız hava uçağını, ( bazı kaynaklara göre iki ) Suriye sınırları içerisinde düşürmesine misilleme olarak Türkiye de Suriye uçağını düşürmüş.
Ama TAHA HABER ajansı, Suriye uçağının, TSK tarafından düşürüldüğü haberinin doğru olmadığını iddaa ediyor. Bu açıklamaya göre, Türkiye'nin olayı üstlenmesinin nedeni, Türkiye'nin kendi sınırları içinde, Nusra Cephesi ve Ahrar'ı Şam örgütüne ait mobil kampları gizlemek istemesi, Suriye uçağının bu kamplardan açılan ateşle düşürülmüş olması.
Ki Ahrar'ı Şam da, haber sitesinde, uçağın Keseb kasabası üzerinde muhalifler tarafından düşürüldüğünü, ateşin sınırın sıfır noktasından açıldığını açıkladı.
Türkiye'nin, Suriye uçağının uyarılara rağmen Türkiye hava sahasında uçmaya devam etmesi nedeni ile düşürüldüğü şeklindeki açıklaması da biraz şüpheli. Çünkü, Türkiye hava sahasında uçan ve geri dönmeyen bu uçak nasıl oldu da Suriye topraklarına düştü? Ve bu haberlerden hemen sonra, neden Tartus'taki Rus savaş gemileri Lazkiye'ye geldi ?
Bu arada Suriye Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan Suriye Haber Ajansı SANA'ya yapılan açıklamada, “Türk hükümeti saldırganlığa son vermeli. Ankara, Türk ordusunu maceraya sürüklememeli. Bölgede çatışmalar bir süredir devam ediyor. Ve teröristlerin Suriye topraklarına girmesi için Türk topraklarından tank desteği verildi. Türkiye'den yapılan düşmanlık ve terör desteği kesilmeli“ denilerek, Türk hava kuvvetlerinin terörizmle mücadele gerekçesiyle defalarca kere hava ihlali yaptığını, kendilerinin bunu anlayışla karşıladıklarını hatırlattı.
Basında da Suriye hava kuvvetlerine ait uçağın düşürülmesi ile ilgili tartışmalar var. Konuya eleştirel yaklaşanlardan Milliyet gazetesi yazarı Kadri Gürsel, CNN Türk’e Suriye uçağının düşürülmesini şu sözlerle yorumladı:
“Bu siyasi bir karardır. Siyasi ortam ve takvimden ayrı düşünülemez. Türkiye toprağı olarak kabul edilmiş olan Süleyman Şah Türbesi’nin IŞİD tarafından kuşatılması nedeniyle Türkiye’nin de oradaki kuşatmayı kırmak için sınırdan 30 km öteye bir operasyon yapabileceği yönünde çeşitli haberler var. Zamanlaması manidar haberlerdir bunlar.
Ben gerçek bir tehdidin oluşup oluşmadığı, Türkiye’nin mutlaka ve kati surette mukabelede bulunmak ve ülke savunması konusunda mecbur hissedip hissetmediğine şüpheli yaklaşıyorum.
Açıkçası 30 Mart seçimine yaklaştığımız bir sırada, iktidarın gündem belirlemek, seçmen üzerinde bir etki uyandırmak maksadıyla dikkatleri güney sınırımıza çekmek ve burada bir milli birlik ve heyecan duygusu yaratmak amacıyla hareket ettiğini de göz önünde bulundurmak gerektiğini düşünüyorum“.
ÇY Haber Merkezi/Ajanslar
Dünyadan
Diğer Haberler