#1791 Ekleme Tarihi 31/03/2018 06:07:08
İstanbuldan bir Shagdiy rüzgarı geçti..
Shagdiy Kabardey-Balkar Cumhuriyeti'nin daha genç veya çocuklarından oluşan bir dans grubu sayı olarak yüz kişinin üzerinde bir ekip.
Wonejokue Timur & Zarema çalıştırdığı ışıl ışıl çocuklarımızın dans etmekle kalmayıp kültürel anlamda aklınıza gelebilecek her konuda eğitim aldıkları bir eğitim yuvası dersek yanlış olmayacaktır.
İstanbul gösterilerine kısa bir süre kala haberdar olduğumuz ekip salı akşamı İstanbula geldi, tercüman ihtiyacı hissedilmesi nedeniyle gelişlerinden haberdar olduk.
Zaten işin acı tarafı burada başlıyor, kendi vatanınızdan insanlar sizi ziyarete geliyor ve iletişim problemi yaşıyorsunuz. Belkide aralarında akrabalık bağı bulunan insanlarımız birbirini hiç tanıyamıyor, konuşamıyor ve etkinlik sadece herhangi bir dans gösterisi gibi izlenip yine hayatın akışına devam ediliyor.
Salı akşamı yapılan karşılamaya geç vakitlerde haberdar olduğum için yetişemedim.
Neyse ki programın ev sahipliğini yapan Bahçelievler Kafkas Çerkes Derneği başkanı Musa Ekinci bey vatandan gelen misafirlerinden aldığı güzel enerjiyi bütün dernek üyeleri ile paylaşmak ve bu güzel gençleri ve çocuklar ile bir kaynaşma ortamı sağlamak amacıyla dernek lokaline davet etmiş kısa sürede ulaşabildikleri tüm üyeleri tanışmaya, kaynaşmaya çağırmışlardı.
Bir çoğumuzun bildiği üzere Bahçelievler Kafkas Çerkes Derneği alan olarak küçük bir mekana sahip, biraz 'nasıl sığarız?' endişesi olsa da belkide tarihinin en kalabalık misafir grubuna ev sahipliği yapmaya hazırlanıldı ve büyük heyecanla misafirler beklenildi.
Hakikaten bekleyenlerin ve misafirlerin inanılmaz derecede yüksek bir enerjiye sahip olduğu büyük buluşma gerçekleşmek üzereydi..
Sadece gençler ve çocuklar değil sosyal medyada videolarını izlediğimiz vatanın sanatçıları Thalec Svetlana, Wozrokue Timur, ;nğapş Arthur'u görmek ayrı bir keyifti.
Ve nihayet beklenen misafirler kapıda göründü, gayet yerinde bir davranışla otobüslerinin park ettiği yere gidilerek karşılandılar.
Değerli hocamız İlhan Aydemir'in ve Wonejokue Timurun güzel Çerkesce konuşmaları sonrası Dernek başkanı Musa Ekinci'nin ''Dil bilmemenin ezikliğini hiç bu kadar yaşamamıştım'' şeklinde başlayan duygu dolu konuşması hafızalarda yer ederken en büyük sorunumuzu gözler önüne sermişti.
Salonda misafirleri karşılamaya, görmeye gelen bir çok insanımızın durumu maalesef aynıydı, dil bilmiyor, hoşgeldiniz (fı keblağa) dışında ikinci bir kelime kullanmakta güçlük çekiyorlardı.
Elbette bütün bunları olumsuzluk anlamında yazmıyorum, bu yüzleşmemiz gereken acı gerçeğin her zaman gündemimizde kalması, bir dilin ellerimizin arasından nasıl kayıp gittiğinin farkedilmesi için sürekli tekrarı yapılması gerekliliğine dikkat çekmek amacındayım.
En küçüğünün dört yaşlarında olduğunu öğrendiğim son derece sevimli çocuklar ilk anlarda yaşanan kargaşa sonrası salonda imkanlar dahilinde oturtuldu, ee tabi biraz gürültülü anlar yaşanmadı değil.
Sonrasında eğitmenlerin tek hareketi ile salonu sessizliğin kaplamasını biraz şaşkınlık birazda keyifle izledikten sonra yiyecek ikramı yapılırken sohbet etme imkanı bulduk.
Amir, Emir, Astemir, Aslan, Liana, Madina, Diana ve daha birçoğu yanlarına gittiğiniz anda zar zor oturdukları o dar alanda ayaklanıp size yer vermeye çalışmaları, oturmak istemediğinizi sadece tanışmak ve biraz sohbet etmek istediğinizi söylediğimizde kendilerinin de sohbet bitene kadar oturmak istememeleri bir taraftan mutluluk diğer taraftan mahçubiyet hissettiriyor, hepsinin dillerinden dökülen ana dilleri Çerkesce ile kurdukları cümlelerin verdiği haz anlatılır gibi değil.
Siz bakmayın bazı boş boğazların onlarda ruslaştı onlarda ana dilini bilmiyor safsatalarına 105 çocuk ve bazılarının velileri ile 180 kişilik grupta iki balkar çocuk dışında Çerkesce bilmeyenine rastlamadım. Ve rusça kelimeler kullandıklarını fark edince kullandıkları kelimeyi çerkesceye çevirmeye son derece özen gösteriyorlar.
Hatta bir grup kız çocuğu ile tanışırken daha esmerce bir kız çocuğa Çerkesce olarak ismini sorduğumuzda anlayıp cevap vermesine rağmen yanındaki diğer çocuğun '' o Balkar Çerkesce anlıyor fakat konuşamıyor '' diyerek durumu toparlamaya çalışması epey gülüşmelere neden oldu, bizim diaspora Çerkeslerinin durumundan farklı olmadığını için uyarıyı yapan çocuğu çabasını anlamak zor olmadı.
Hepsine yetişmek hepsiyle konuşmak mümkün olmuyor elbette fakat, bizim buralarda alışık olmadığımız medeni cesarete sahip bazı çocuklar kendileri bizimle konuşmak, tanışmak istediklerini söylediklerinde şaşkınlığımız iyice artıyordu.
Teşekkür ederim, evet, hayır gibi basit bir kaç kelime öğrenen çocuklar sıklıkla bunları tekrar ediyordu.
Zaman hızla aktı ve tadı damaklarda kalan bir sohbet nasıl geçtiğini anlamadan geçip gitti..
Grup dans grubuydu, elbette dans olmadan olmazdı, son derece çevik ve maharetli bir gösteriden sonra ertesi akşam için kendi deyimleri ile bizi konçertlerine davet ettiler.
Gösteri akşamındayız, salonuna girdiğimizde Çerkes mutfağının özelliklerini yansıtan yemekler, peynir vs ürünler, takı, giyim tarzında bir stand ve ekip oyuncularının sülale armalarının yeşil beze işlenmiş çerçeveli olarak dizildiği bir pano hazırlanmış,
sayıca azımsanmayacak olan grup içerinde bir nevi akrabalarınızı bulma imkanı bu sülale damgalar panosu ile sağlanmıştı.
İçeriden güzel melodiler duyulurken heyecanla içeri girdiğimizde büyük bir hayal kırıklığı yaşıyoruz! Salonda çok büyük bir boşluk söz konusu.
Bu kadar geniş kapsamlı, kültürümüzü her yönüyle ele alan, tanıtan vatanın tam kalbinden gelen bu insanlar maalesef yeterince ilgi görmüyorlar.
Bu durum her şeyi özetliyor, dil bilmemeyi, kendi anadilinde şarkıların, tiyatroların çoğalmamasının başlıca sebebi, bu çok özel grubun sıradan bir dans gösterisi gibi görülmesi, vatana ilgisizlik, vatan konusunda bilgisizlik ve dilimizden düşürmediğimiz Çerkes kültüründen ne kadar uzak olduğumuzu net olarak gözler önüne seriyordu.
Bu konuda onlarca satır yazılabilir maalesef...
Tüm bunlara rağmen bir kaç arkadaşımızla Shagdiy ile vakit geçirdiğimiz iki akşam hayatımızın en güzel akşamlarındandı.
Vatanımızın evlatları ile sohbet ettik geleceğe dair umutlarımızı arttırdılar.
Birkaç yerde daha gösterilerini tamamlayıp Nalçiğe dönüş yapacaklar.
Mutlaka ve mutlaka ailece gidilmesi çocuklarımızı bir araya getirip kaynaşmalarını, irtibatta kalmalarını, geleceğe birlikte yürümelerini sağlamamız gereklidir, Çerkes kalmak isteyenler için zorunluluktur.
Bu vesileyle öncelikle bütün Shagdiy Dans ve Kültür Grubuna ve emekçilerine, konuk sanatçılara en içten duygularla teşekkür ediyoruz. İyiki varlar, iyiki geldiler.
Ve İstanbul ayağını binbir zorlukla olsa da organize eden Bahçelievler Kafkas Çerkes Derneği yönetimini kutluyor, önümüzdeki yıllarda devamını talep ederken sonsuz teşekkürler ediyoruz. Yüreğinize sağlık.
Sağolun, varolun!
`caption id="attachment_11775" align="alignnone" width="683"` Arthur ;ngapsh`/caption`
`caption id="attachment_11776" align="alignnone" width="683"` Arthur ;ngapsh`/caption`
`caption id="attachment_11777" align="alignnone" width="1024"` Wozrokue Çerim`/caption`
Dündar Dırnak / İstanbul
Çerkesya Hareketi Haber Merkezi
Kültür-Edebiyat
Diğer Haberler