Sevimli "cemiyetçi" bir arkadaşımız bir sayfa kurmuş, bir dönem bir metropol kentinin derneğinde yer almış kişileri dahil etmiş. Ben de davet edildim. Vatanda olduğum icin gelemiyeceğimi belirttim, teşekkür ettim.
Güzel birşey, artık yaşlanmış insanları biraraya getirmek, anıları tazelemek. Belki de yeni kusağa deneyimleri aktarmak.
Destekliyorum, güzel bir hareket....
Gelenlerin bazılarıyla söyleşi yapmış, kameraya çekmiş ve Face'e koymuş. Biri dikkatimi çekti. O da sevimli bir arkadaş. İzlediğin zaman da "ne kadar sevimli, ne güzel konuştu" intibasını uyandırıyor.
Şöyle diyor yabancı evliliği yapmış ve yaşı 60'lik denilebilecek bu sevimli arkadaşımız; "Çocukken derneğin, ekibin maskotuydum..... Derneği hep evim gibi gördüm".
"Ne hoş" dedirtiyor insana. "Ömrünü derneğe vermiş, çocukluğundan beri dernekte varolmuş, halkına kültürüne gönülden bağlı biri" ( yabancı evliliğini yutkunalım ).
Dernekler Sivil Toplum Kuruluşları'dır veya bizim zamanımızdaki tanımıyla "Kitle Örgütleri'dir" veya "Demokratik Kitle Örgütleri'dir". Kuruluş amaçları ve hedef kitleleri vardır. Amaçları yasal kısıtlamaların da üstündedir.
Hiçbir KKD'nin tüzüğüne "üye olmak için "Çerkes" etnikliginden olmanız gerekir diye bir madde koyamazsınız ( en azından bizim zamanımızda öyleydi ). Fakat "K.Kafkasya etnikliklerinin dışında kimse üye edilmez. Demekki yasaların da dışında hedefleri vardır.
Dernekler Cerkes halkının yegane legal platformudur. Bu platform “Kanarya Sevenler Dernegi” düzeyinden, “Çerkes Halkının Kaderini Tayin Edebilecek Bir Ulus Olabilmesi” düzeyine kadar bir yelpazeyi içerir.
Fakat bu yelpaze, asimilasyon sureci ilerledikçe “Kanarya Sevenler Dernegi”; yani “Kulüpçülüğe” doğru ağırlık kazanır… ”Cerkes Halkının Kaderini Tayin Edebilecek Bir Ulus Olabilmesi”ni savunanlar için dernek sadece bir araçtır. Ve onlar bir üst aşamaya atlarlar.
Ortada bir paradox oluşur: Derneği araç değil, amaç gören kulüpçülük kümülatif olarak derneklerde birikir, tortulaşır. Bunlar kendi aralarındaki uzun yılların getirdiği kemikleşmiş feodal ilişkileriyle “Dernek Elitleri”ni oluştururlar.
Adını koysak da koymasak da, istesek de istemesek de; derneği amaç olarak görmenin üstüne çıkamayan cemiyetçi, kulüpçü; özetle “Dernek Elitleri” ile, kendini “Ulusal Azınlık” gören ve Çerkes halkının varoluşuna nihai çözüm arayanlar arasında gizli bir gerilim oluşur…
Çocukluğundan ölümüne kadar derneğin dört duvarının dışına çıkamayan, derneği evi gibi gören kemikleşmiş “Dernek Elitleri” istemeyerek de olsa Çerkes halkının varoluş mücadelesinin önünde engeldirler.
Bu gerilimin adını koymak, “Çerkes Halkının Kaderini Tayin Edebilecek Bir Ulus Olabilmesi” mücadelesi içindekilerce, mücadele platformumuzu kaybetmemek için, şarttır.
Bülent Jane
Facebook 
Twitter 
Pinterest 
Linkedin 
Tumblr 
vk 
Odnoklassniki 
Reddit 
Whatsapp
Google Bookmarks
