Çerkes toplumunda kadın her zaman büyük saygı görmüş, onore edilmiş; Çerkes halkının kadınlarına verdiği değer ve Çerkes kadınlarının özgüveni, yüzlerce yıl önce Çerkesya'yı ziyaret eden gezginlerin bile dikkatini çekmiştir.
Geçmişte, çağının ilerisinde kadın-erkek ilişkilerine sahip olan toplumumuz için bugün ne yazık ki aynı şeyi söyleyemiyoruz. Hem küreselleşmeden hem de içerisinde-birlikte yaşadığımız toplumlardan ve kültürlerden dilimiz, kültürümüz, gelenek göreneklerimiz gibi, kadın-erkek ilişkilerine bakış açılarımız da olumsuz etkileniyor.
Bunun farkına vardık mı, bundan da pek emin değiliz. Çünkü, çok eskiye gitmeye gerek yok, yakın tarihte yaşadığımız bazı örnekler, pek de umut vermiyor bize.
Mesela Bahçelievler Derneği'nde bir kadının istismar edilmesi olayını, dernek ve daha sonra konuya müdahil olan Federasyon yöneticilerimiz iyi yönetemediler. Amasız fakatsız, o karaktersiz gencin cezalandırılması gerekirken, bazı "dengeler" gözetildi, konu kapatıldı...
Veya Türkiye'nin, kadınların hak ve özgürlüklerinin; hatta yaşamlarının güvencesi olan İstanbul sözleşmesinden çıkmasına, derneklerimiz, yine bazı "dengeler"i gözeterek "taraf olmama"yı tercih ettiler, bu yanlışa ortak-birlikte tavır alamadık...
Keza, Kayseri milletvekili Hülya Nergis Atçı'nın, kadını aşağılayan, "kadın dayak yiyorsa, vardır bir nedeni" anlamına gelen sözlerine karşı çıkılmadı...
Reyhanlı'da yaşanan taciz olayı sonrası düzenlenmek istenen "kadın sempozyumu"na, Reyhanlı Çerkes Derneği-Adığe Khase'nin "İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasına tavır almayan kadınları davet etmeyecek, sempozyumda konuşturmayacağız" doğru tavrı, "taraf olmamalıyız" sözleri ile karşılandı...
Biz, "ama"lı, "fakat"lı değil, atalarımızı da örnek alarak, günümüzün hayat şartlarına ve birikimine uygun kadın-erkek eşitliğini hayatın her alanında savunuyor ve sosyal-siyasi ilişkilerimizde bunu örgütlemeye çalışıyoruz.
Gerek içerisinde yaşadığımız diaspora ülkelerinde gerekse vatanımızda bu konuda bazı eksiklerin olduğunu görüyor, biliyor ve bunları saklamadan, hiç bir "denge"yi gözetmeden dile getiriyor, eleştiriyoruz.
Bu tavrımızı, bundan sonra da devam ettireceğiz.
Bu çerçevede, Federasyonumuz ile görüşerek DÇB başkanlığına aday olan Hağajey Beslan'ın, DÇB Kongresinin tartışıldığı 27 Eylül tarihli Youtube programında Başkanımız Yıldız Şekerci'ye hitabını ve sözlerini üzülerek izledik.
Ve şimdiye kadar bu konuda yaşanan olumsuzlukların üstünü örtme tavrının ne kadar yanlış olduğunu, sorunun üzerine gitmemiz gerektiğini bir kez daha anladık.
Ama elmalarla armutları birbirine karıştırmadan, DÇB kongresinde; öncesinde ve kongre esnasında yaşanan olumsuzlukların üstünü örtmeden.
Daha açık söyleyelim:
Eğer Kaf Fed açık ve şeffaf olup, DÇB kongresine hazırlık sürecini bizimle paylaşsaydı, gerek aday gerek tüzük ve gerekse kongrede alınacak tavır konusunda bizim düşüncemizi de sorsaydı, biz olumlulukları ile birlikte, eksiklerini de dile getirir, Hağajey Beslan'ın, siyasi olarak, bu göreve uygun bir isim olmadığını bile söyleyebilirdik.
Ama henüz bizim demokrasimiz o kadar olgunlaşmadı ve biz herşeyi, hala, olup bittikten sonra öğreniyoruz. Veya bizim desteğimiz istenince!
Benzer bir durum, rahmetli Babuğ Ergun'un bazı sorunları dile getirerek-eleştirerek istifa ettiği günlerde de yaşanmıştı. Ergun arkadaşımızın "kadınlar hamamı" sözleri, ki bu sözler de yanlıştı, öne çıkarılarak, dile getirmeye çalıştığı bütün eleştiriler hasır altı edilmişti.
Aynı yanlışı yapmamak adına, bizim gündemimiz hala;
* Neden Kongre öncesi Dernek Başkanları ( Başkanlar Kurulu ) dahil, Çerkes kamuoyu Kongre ile ilgili bilgilendirilmedi,
* Neden daha önce defalarca kere görüşülen ve destekleneceği söylenen Hağajey Beslan'a destek geri çekildi,
* Neden tüzük değişikliği olacak denilerek hazırlatılan tüzük, kongreye sunulmadı,
* Neden şimdiye kadar o kadar eleştirilen Hauti'ye oy verildi, en azından "çekimser" kalınmadı,
* Neden, açık değil kapalı oylama yapılması, sandık konulması gerektiği dile getirilmedi...
Hağajey Beslan Youtube programında yanlış yapmıştır, eleştiriyoruz ve programın konusu olan sorularımızın yanıtını bekliyor, bu konuların tartışılması gerektiğine inanıyoruz!
Artı, Hağajey Beslan'ın programda yaptığı yanlışın, kendilerinin bir sorumlulukları olmadığı halde, Yıldız hanımdan özür dileyen modoratöre, programa katılan konuşmacılara ve/veya onların politik olarak birlikte hareket ettikleri insanlara karşı kullanılmasından...
Bu yanlışın bir "seçim kampanyası" havasında kamuoyuna yansıtılmasından, belki de Kongre ile ilgili sorunların ne olduğunu tam olarak bilmeyen ve programı izlemeyen arkadaşlarımızın telaşlarından...
Derneklerimizin ortak tavır alması için bizzat Federasyonumuzun değil, bir derneğimizin inisiyatif almasından...
Rahatsız olduğumuzun da bilinmesini istiyoruz.
Antalya Çerkes Derneği
Reyhanlı Çerkes Derneği Adığe Khase