#356 Ekleme Tarihi 06/02/2010 02:22:02
06 Şubat 2010
— Khodan! Üç atlı gönder ve gelen ordu hakkında gerekli araştırmayı yapsınlar! diyen Reded;
“Şüphesiz Ruslardır, onlardan başka kim bu ordunun karşısına çıkabilir ki. Onları durdurmamız yada geri döndürmemiz için bir yol yada söylem olmaması mümkün mü? Bir çıkış yolu olmayışı ne kadar güç, kalbe ağır bir hüzün veriyor. … Hayır, bu korkaklık değil, kalbe düşen bir çekince değil, ancak yaşam isteği ölüme karşı duruyor. Bu endişe ve düşünceler her bir asker ve komutana istemsiz bir şekilde hakim oluyor. “ diye kendi kendine söylendi.
Büyük Prens Reded küçük bir tepeye tırmandı ve düşman ordusuna doğru baktı. Çekirge sürüsü gibi ilerleyen ordu, ona adeta bir biri ardına savrularak ufukta kaybolan dalgalar hissi veriyordu:” Sanırım her bir Adıge yüz Rus süvarisine karşı koyacak” dedi kendi kendine Reded.
— Büyük Prens Mistislav önlerinde. Peki onun ardındaki atlılarda kim? Khodan’a sordu Reded. Aslında bu soruyu gayri ihtiyari olarak söyledi, Adıge olduklarını anlamıştı. Peşi sıra kısık bir sesle:
— Neden bir şey söylemiyorsun? diye ekledi.
- Pşımaf’ın dediği gibi bu sonsuz bir savaş olacak… diye sözünü tamamladı.
- Yüzyıl.
- yüzyılda Adıgeler ilk olarak Rusya’ya ayak bastılar. Daha doğrusu kendi kendilerine gitmediler. Asırlar öncesinden gelen bilinçaltı bir çağrı ile ataları onları söz konusu eyleme sevk etti.
Çerkesya Araştırmaları Merkezi-ÇAM
Diğer Haberler