Kutsal kitaplarda anlatılan ortak bir efsaneye göre, günümüzde Adıyaman İli sınırlarını da kapsayan coğrafyada COMAGENE adında bir krallık ve bu krallığın zalim kralı NEMRUT "I. ANTİOCHOS"tan bahsedilir.
Krallığın merkezini kendi adını alan NEMRUT Dağında kuran kral, efsaneye göre İbrahim Peygamber 'i kendisine itaat etmediği için ateşe attırmış, Tanrılık iddia etmiş, sonunda NEMRUT'un yaptığı onu cezalandırmak için kendisinin ve ordusunun üzerine bir sinek sürüsü göndermiş.
Ordusundaki askerlerin burunlarından girip, onların çıldırarak ölmelerine neden olan sineklerden bir tanesi de NEMRUT'un burnundan girerek beyne doğru gitmeye başlamış. Hareket ettikçe Kral, çıldırmaya başlamış, kafasını yumruklamaya, daha sonra duvarlara vurmaya başlamış. Fakat sinek bir türlü geri çıkmamış. Sonunda kral, sineği öldürmek için maiyetinden kafasına balyozla vurmalarını istemiş. Balyoz darbelerini yiyen NEMRUT ölmüş.
Yani, ufacık bir sinek, kendisini tanrısal bir güç olarak gören bir kralın ölümüne neden olmuş. Bunun ardından kurmuş olduğu krallık yıkılıp gitmiş.
7 Ekim 2020 günü Nalçik'te MARTİN KOCHESOKO'nun duruşması 4. defa ertelenerek 21 Ekim tarihine alındı. Mahkeme heyetinin erteleme gerekçesi, belirlenen tanıklardan 3'ünün COVİT-19 nedeniyle karantinada olmaları, ikisinin de çevre baskısından dolayı mahkeme salonuna getirilememiş olmalarıydı.
Daha önceki duruşmalarda getirilip dinlenebilen tanıklar, sorulan soruları "BİLMİYORUM, HATIRLAMIYORUM" şeklinde yanıtlamışlardı. Geriye kalan tanıklar duruşmaya gelmemek için kendilerine mazeretler bulabilmişlerdi. Çok komik bir mazeret.
Çünkü; belirlenen tanıkların hepsi MARTİN'e kurulan tuzağın, kumpasın daha önceden piyonları, aktörleri, kurşun askerleri.
Dünya'nın ikinci süper gücü RUSYA FEDERASYONU, kurmakta olduğu üniter yapıya, düzene muhalefet ettiğine inandığı bir insanı yargılayıp yok etmek için düzmece kanıtlar, tanıklar buluyor ve düzmece bir mahkeme kuruyor.
Ama gelin görün ki, bu süper güç, elindeki tüm olanaklara rağmen kendi ayarladığı sahte tanıkları mahkeme salonuna getiremiyor. Bu, akıllara bile zarar verebilecek traji-komik bir durum. Bilime,
diyalektiğe aykırı. Gelen tanıklar da ifadelerinde "BİLMİYORUM, HATIRLAMIYORUM " şeklinde konuşuyorlar.
Burada mantığın almadığı bir çelişki var. Böyle büyük bir güç, kendi kurguladığı neden oynayamıyor?
5. si hatta belki de 15. sini de görebileceğimiz bu duruşmaların sürekli ertelenmesinin nedenleri neler? Neden dava MARTİN'in beraati veya mahkumiyetiyle, ya da kumpası ayarlayan aktörlerin mahkumiyetiyle sonuçlanmıyor.
İşte; Rusya Federasyonu'nun yaptığı hesap hatası ve ardından gelen çaresizliği burada ortaya çıkıyor.
KRAL NEMRUT'u yok eden sinek, tabiri caizse MARTİN KOCHESOKO olarak Rusya'nın burnundan içeriye girdi. MARTİN'in şahsında ÇERKES HALKI'nın ulusal demokratik hak taleplerini ve direnişini yok etmek isteyen Rusya, MARTİN'i ve dünyanın her tarafında yaşayan ÇERKES HALKI'nın olası tepkisini ve bunun ileride doğuracağı sonuçları önce ciddiye almadığı için kendini çok rahat hissetti. Bir oldu bittiyle MARTİN ve onun şahsında ÇERKES halkının, kendisine göre cılız çıkan sesini kısabileceğinin hesabını yaptı.
Fakat evdeki hesap her zaman çarşıya uymadığı gibi bu defa da uymadı ve o küçücük sinek MARTİN'in şahsında o burundan içeri girdi ve rahatsızlık başlattı. Dünyanın her tarafında yaşayan, kendisine, "BEN ÇERKES'İM" diyen herkes ve ÇERKES dostları, ÇERKES HALKI adına, bize göre hala yetersiz de olsa demokratik tepkilerini, önce birer birer, sonra onar, yüzer, binerli rakamlara ulaşan ve giderek büyüyen bir şekilde ortaya koydular.
Sorun, bu tepkiler üzerine uluslararası kamuoyuna taşınmış oldu.
Bu durum, belki de, Rusya Federasyonu'nun hesabını yanlış yaptığı, hatta hiç yapmadığı bir tepkiydi. Gerçekten de bunun hesabı yapılmanış mıydı? Yoksa arka planda başka hesaplar da mı var?
Şu anda görünen, sineğin verdiği rahatsızlığın şaşkınlığıyla hesabı şaşan bir Rusya var karşımızda. Kendi kurduğu kumpası kabul edip, bu olaya alet olanları cezalandırsa bir yerde kendini mahkum etmiş olacak ki, büyük devlet olmanın kibri ve gururuyla bunu yapamıyor; diğer taraftan, tüm masumiyetine rağmen MARTİN'i ve şahsında ÇERKES HALKI'nı mahkum etme isteği ve bunu yapamamanın sıkıntısını yaşıyor.
Tüm bunların yanında, benim son yıllarda gözlemlediğim bir olgu var. Dolaşmış olduğum tüm ÇERKESYA coğrafyasındaki Cumhuriyetlerde insanların çeşitli etkinliklerde sadece ÇERKES ( ADİĞE ) bayrağını taşıyacak bir ulusal aidiyet bilincine ulaşmış oldukları düşüncesi oluştu bende.
Yanlış bir hesapla, soykırımcı RUS ÇARLIĞI generallerinin anıtlarının ÇERKESYA'nın çeşitli yerlerine dikilmeye çalışılması ve bunların ÇERKES HALKI tarafından tepkiyle karşılanması.
Ayrıca, Rus ırkçılarının son zamanlarda aşağılayıcı hakaret söylemlerini arttırmalarının ve bunların yönetim tarafından bir vesileyle ödüllendirilmelerinin MARTİN KOCHESOKO davasıyla aynı zamana denk getirilmesi manidardır.
Tarihte, zulüm ile abad olunduğu pek görülmüş bir şey değildir. Sürekli gerginlik, baskı ve savaş ortamı en güçlüleri bile yorar ve zayıflatır.
Azerbaycan-Ermenistan arasında çıkan ve giderek çok ortaklı bir savaşa dönüşen gerginlik, her an kuzeye, hatta ÇERKESYA coğrafyasına sıçrama istidadı göstermektedir.
Çünkü, dünyanın tüm emperyalist güçleri bölgedeki enerji kaynaklarını ve yollarını ele geçirmek için tüm güçleriyle yüklenmişken ÇERKESYA'da ve ardından KAFKASYA coğrafyası ve suyun halkaları gibi Rusya'nın her tarafına yayılacak bir kriz, gerçekten hayali bir senaryo değildir.
Sanıyorum Rusya, tüm bunların da hesaplarını yapmaya başlamıştır.
MARTİN 'in duruşmasının 4.cü defa ertelenmesinin arka planında belki bu endişe de vardır. Rusya'nın, ÇERKESYA'da çıkabilecek bir krizin getiri ve götürüsünün ne olacağının hesabını yapmaya başladığını düşünüyorum.
Bu yüzden bu konuda yapılacak olan şeyin, bu uydurma, sahte, tuzak gibi, kumpas gibi mahkemeyi MARTİN 'in aklanmasıyla sonuçlandırarak, bu kumpasa karışanların yargılanması gerektiğidir.
Bu karar, Rusya Federasyonu'nun büyük devlet imajına zarar vereceğini zannetmiyorum. Çünkü hatayı kabul etmek bir erdem olduğu gibi, bir devlet için güven ve itibar demektir.
Rusya Federasyonu, burnuna girmiş olan sineği ancak bu şekilde, halkla barışarak yok edebilir. Barışın olduğu yerde huzur, demokrasi, mutluluk, Adalet ve Özgürlük vardır.
ÇERKES HALKI, savaş istemiyor, intikam istemiyor, adalet istiyor, barış istiyor.
Şu da bilinmelidir ki ÇERKES HALKI, bin yıl da sürse, binlerce defa da ertelense MARTİN 'in hep yanında olacaktır.
"BEN ÇERKES'İM" diyen herkes ve ÇERKES DOSTLARI sonsuza kadar MARTİN 'in yanında olmaya devam edecektir.
HER ÇERKES MARTİN'İN TA KENDİSİDİR...
ÇERKES HALKI, MARTİN'İN ULUSAL DEMOKRATİK MÜCADELESİNİN ARKASINDADIR...
BU KUTSAL MÜCADELEYİ SELAMLIYORUZ...
YAŞASIN ÇERKES HALKI'NIN VAROLMA MÜCADELESİ...
YAŞASIN ÇERKESYA...!