Yıl 1977, Kasım ayının 5'i. O günkü adıyla YENİŞEHİR KÜLTÜR DERNEĞİ, bugünkü, biraz daha özgür söylemiyle REYHANLI ÇERKES DERNEĞİ-ADİĞE KHASE'nin çalışmalarını yürüttüğü meşhur GENÇLİK binamızda rutin dernek çalışmalarımızı yürütüyoruz.
O gün, rutinin dışında umutlu, endişeli bir beklentinin de içerisindeyiz. Ankara Kafkas Kültür Derneği'nin ev sahipliğinde yapılan, Türkiye'deki adı ne olursa olsun tüm ÇERKES derneklerinin bir federasyon çatısı altında toplanması, örgütlenmesi ve birleşmesine, güç birliği yapmasına yönelik bir toplantı var.
Tüm Türkiye'de yaşayan ÇERKESLER gibi bu toplantıdan çıkacak olumlu, sevinçli haberi bekliyoruz.
Haber gece geç saatlerde geldi. Muhtemelen 23.30 sıralarıydı. Aldığımız haberle sarsıldık, adeta yumruk yemiş gibi. Bu, dernekten çıkanlara yapılan silahlı bir saldırı haberiydi.
Toplantı bittiğinde, derneğin karşısında bulunan durakta evlerine gitmek üzere otobüs bekleyen insanlarımızın üzerine, görgü tanıklarının ifadelerine göre MTA ( MADEN TETKİK ARAMA) plakalı bir resmi devlet aracından açılan yaylım ateş sonucu beş kişi yaralanmış, yaralılardan TSEY Mahmut ÖZDEN, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı.
Yapılan saldırının ardından olay yerine gelen bir polis otosu saldırganları izleyeceğine, aksi bir yöne gitmiş, daha sonra gelen polis memurlarının yaptığı iş, saldırıya uğrayanların üstünü aramak ve ifadelerini almak üzere karakola götürmek olmuştu.
Bu olay, ÇERKES HALKI'nın 156 yıllık sürgün yaşamında, 1908 yılında kurulan ÇERKES TEAVUN CEMİYETİ, paralelinde çıkarılan ĞUAZE ( REHBER ) gazetesi, ardından 1918 yılında kurulan ÇERKES KADINLARI TEAVUN CEMİYETİ ve ÇERKES NÜMUNE MEKTEBİ'nin Cumhuriyet'in ilanından sonra kapatılarak mallarına el konulup tüm yöneticilerinin tutuklanması; GÖNEN-MANYAS Sürgünleriyle ve 150'liklerde çoğunlukla ÇERKES'lerin yargılanarak sindirildiği olaylardan uzun bir süre sonra ( 55 Yıl ) yeniden uyanmaya başladığı, bilinç düzeyinin yükseldiği, demokratik taleplerini dillendirildiği ve buna paralel olarak örgütlenme çalışmalarının hız ve ivme kazandığı bir döneme rastlaması bize göre çok anlamlıdır.
Bu olayın ardından çok geçmeden Mersin Derneğimize yapılan bir silahlı saldırı sonucu Ali ÖĞE isimli bir soydaşımızın öldürülmesi bir rastlantı değildir. Nitekim, bu iki değerli insanımızı öldüren katiller bu güne kadar bulunamamış, bulunmamıştır. Devlet kayıtlarında faili meçhuller listesindeki yerlerini almışlardır.
12 Eylül 1980 Askeri faşist darbesinin ardından geçirilen örgütsüz bir süre, bu cinayetlerin oluşturduğu karanlık dönem ÇERKES HALKI üzerinde bir travma etkisi yaratmıştı, fakat yeni anayasanın kabulü ve izleyen nispeten daha rahat ortamda derneklerin yeniden açılması ile çalışmalar yeniden başladı.
Başlayan bu çalışmalar umutları yeniden yeşertti. Bu dönemde çalışmalar değerli ürünler vermeye başladı. Buna en iyi örnek, sorumlu müdürlüğünü rahmetli Sönmez BAYKAN'ın yaptığı MARJE Dergisidir.
Marje dergisi o dönemde ÇERKES ULUSAL AİDİYET BİLİNCİ'nin yeniden oluşması yönünde çok olumlu bir misyonu yerine getirmiştir. Bunda, Sönmez BAYKAN'ın liderlik vasfının ve mücadeleci kişiliğinin büyük payı vardır.
Nitekim, gerek ABHAZYA SAVAŞI, gerekse ÇEÇEN-RUS savaşı sırasında yaptıkları bizler tarafından takdire değer bulunduğu kadar, birileri ve bir yerler tarafından o kadar tehlikeli bulunmuş ki, bu güne kadar hala bulunamayan katilleri tarafından vahşice bir cinayet sonucu hayatını kaybetti.
Bir faili meçhul daha ve ÇERKES HALKI adına çok değerli ve büyük bir kayıp daha.
Bu olayların, bu cinayetlerin zamanlama açısından büyük benzerlikleri var. Hepsinin de ÇERKES ULUSAL AİDİYET bilincinin yükseliş trendine girdiği dönemlerde, tabir-i caizse "YILANIN BAŞINI KÜÇÜKKEN EZMEK" düşüncesiyle aynı merkezden yönetiliyor ve yapılıyor olmasıdır.
Bunun adı kronolojik sıraya göre: Osmanlı döneminde İTTİHAT VE TERAKKİ ve TEŞKİLATI MAHSUSA; T. C döneminde, hakim TÜRK Ulusu ırkçılığına dayanan RESMİ İDEOLOJİ, kimine göre kontrgerilla, Gladyo ve bugünkü yaygın tanımıyla "DERİN DEVLET" tir.
Tüm açıklanmayan faili meçhullerde olduğu gibi başta TSEY Mahmut ÖZDEN olmak üzere Ali ÖĞE ve Sönmez BAYKAN'ın da katili DERİN DEVLET'tir.
Fakat, her şeye rağmen ÇERKES HALKI ulusal aidiyet bilincini büyütmüş, demokrasi şehitlerimizin emeklerinin ve akan kanın boşa gitmediğini göstermis ve göstermeye devam edecektir.
Bugün, ÇERKES ULUSAL AİDİYET BİLİNCİ en üst seviyededir.
Başta TSEY Mahmut ÖZDEN olmak üzere şehitlerimizin yaptıkları demokrasi mücadelesi CİNİ ŞİŞEDEN çıkartmıştır.
Ruhları şad olsun. Anıları, binlerce yıllık ÇERKES tarihinin onurlu ve saygın sayfalarında gereken yerini almıştır.
Bizler, binler, onbinler olarak, taşıdıkları kutsal bayrağın, açtıkları onurlu ve aydınlık yolda onların izinden gitmeyi sonsuza kadar sürdüreceğiz. Anıları mücadelemizde bizlere yol gösterecektir.
Rahat uyu TSEY Mahmut ÖZDEN, rahat uyu Ali ÖĞE, rahat uyu yiğit Sönmez BAYKAN.
Taşıdığınız bu kutsal bayrak, Halkımız ÇERKESYA'da özgür ve mutlu bir ulus oluncaya kadar bizler tarafından taşınacak ve ÇERKESYA semalarında sonsuza kadar dalgalanmayı sürdürecektir.
BIJ Mehmet YENER