Ukrayna’nın Soykırım Tanıma Kararı, Arka Planı ve Çerkesler - 2. Bölüm - Bij Mehmet Yener

#11030 Ekleme Tarihi 17/01/2025 12:39:16

1990 Yılından bu yana, her birisi bir kaç darbe yaşayıp yönetimlerinin el değiştirdiği ülkeler. Bu ülkelerin aldıkları böyle kararların dünya Kamuoyunda fazla bir karşılığının olduğunu pek sanmıyorum. Fakat onlara bu kararları aldiranlar, bunun sonuçlarının, hedef kitle olan Çerkesler üzerinde büyük bir etkisinin olabileceğini düşünüyorlar anlaşılan.

Oysa Çerkes Soykırımı, yüzlerce yıldır süren, Amerikan Kızılderili soykırımıyla eş zamanlı, diğer büyük soykırımlar, örneğin Yahudi ve Ermeni soykırımları kadar korkunç ve en az o soykırımlardaki insan, toprak( Vatan ) kaybını yaşamış bir soykırımdır.

Çerkes Soykırımı ve Sürgünü, Yahudi, Ermeni v.b diğer soykırımların görüldüğü gibi, kendini uygar ve demokrat olarak tanımlayan bu ülkeler tarafından 161 yıldır nedense hiç görülmedi, görülmek istenmedi ve bilinmek istenmedi.

Fakat, son 10-15 yıldan beri 150 yıllık uykusundan uyandırılıp, birdenbire farkına varılarak Dünya gündemine taşındı ve kukla yönetimlere bu soykırımın tanıma görevi verildi.

Aslında Çerkes Halkı için doğru olan şey, çıkarların çatışmadığı, sadece uygar ve demokrat olmanın getirdiği düşüncelerle, insan hakları ve ulusların kaderlerini tayin hakkı çerçevesinde bu ülkeler tarafından Çerkes Soykırımı ve Sürgünü’nün tanınmasıydı.

Bize göre en doğru ve değerli olan, Çerkesler arasında bir karşılığı olacak olan davranış buydu. Bu bakımdan Çerkesler, böyle bir kararın tüm uygar ve özgür Dünya tarafından alınmasını çok değerli buluyorlar ve istiyorlar. Fakat, günümüz şartlarındaki bu tanıma olayı bence tamamen siyasi çıkarlara dönük, samimiyetten yoksun bir harekettir.

Bugüne kadar bu konuda yapılan çalışmalar Çerkesler arasında beklenen sonucu vermiş görünmüyor. Bu çalışmaların iki amacı, Ukrayna'da savaşacak insanların devşirilmesi ve Rusya dışına çıkmış muhalif Çerkes aktivistlerin konsolide edilip, bunlarla ÇERKESYA coğrafyasında Rusya Federasyonu'na karşı vekalet savaşçıları derlemekti. Fakat görüldüğü kadarıyla bazı muhalif Çerkesyalı aktivistleri ikna edemedikleri ve aralarında anlaşmazlıkların çıktığı yolunda haberler alınıyor.

Çerkes Halkını, Rusya'ya karşı Çerkesya topraklarında bir cephe açmaya ikna edememiş olacaklar ki Çerkes Soykırımı ve Sürgünü’nün tanınması konusu, uzun yıllar bekletildiği raflardan indirilip Ukrayna Parlamentosunun gündemine getirilip karar aldırıldı.

Ayrıca, bu kararın içeriğini doldurmak gerekiyordu. Bu da Emperyalistlerin özgürlük ve demokrasi vaadiyle müdahale ve işgal ettikleri ülkelerde, hiçbir zaman yerine getirmedikleri vaatler benzeri bir “Bağımsız Çerkesya” vaadiydi. Bu vaatler, hiçbir zaman yerine gelmemiş, ABD, AB ülkelerinin NATO şemsiyesi altında girdikleri ülkelerde soykırım, işgal, yıkım göç, yer üstü ve yer altı zenginlik ve enerji kaynaklarına el koymaları da beraberinde getirmiştir.

11 Eylül ikiz kule saldırılarını kendi tasarımları olan terör örgütlerine yaptıran ABD, bu bahaneyle BOP'u uygulamaya koyarak, başta Afganistan olmak üzere Orta ve yakın doğu, Afrika coğrafyalarını da aynı vaat ve gerekçelerle harabeye çevirmiştir. Son olarak Gazze ve Suriye olayları buna canlı örneklerdir.

Tüm bu gerçekler ortada dururken, yaptıracakları vekalet savaşı karşılığında Çerkeslere bağımsız ve özgür Çerkesya vadediliyor. Tabii bu savaşın sonunda vatan ÇERKESYA'da varlığını korumaya çalışan 800 bin gibi bir avuç nüfustan bir tane Çerkes kalırsa.

Çerkes halkı, yüzyıllar öncesinde bu senaryonun en canlısını yaşamış bir halktır. Yüzyıllar boyunca Rus Çarlığı’na karşı verdiği vatan savunmasında günümüz Emperyalistlerinin öncülleri olan İngiltere, Fransa, Osmanlı, İran gibi devletlerin destek vaatleriyle oyalanmış, bu süreç içerisinde doğan barış ortamlarına, bu devletler vasıtasıyla müdahale ve engellemede bulunulmuş.

Fakat vaat edilen yardımlar hiç bir zaman gelmemiş, sonuç olarak 300 yıllık, bir intihar savaşı şeklinde geçen vatan savunmasında, savaşacak tüm olanaklarını ve insan gücünü kaybeden Çerkes halkı, bu uzun süreli soykırımın ardından vatan Çerlesya’yı ve geleceğini de sonsuza kadar kaybetme düzeyine gelmiş olarak %90 oranındaki nüfusu, tüm dünyanın taşlaşmış kalbi ve umursamaz bakışları altında Rus Çarlığı tarafından dünyanın her tarafına sürgüne, yok oluşa gönderilmiştir.

Devam edecek..

  • facebook sharing buttonFacebook
  • twitter sharing buttonTwitter
  • pinterest sharing buttonPinterest
  • linkedin sharing buttonLinkedin
  • tumblr sharing buttonTumblr
  • vk sharing buttonvk
  • odnoklassniki sharing buttonOdnoklassniki
  • reddit sharing buttonReddit
  • whatsapp sharing buttonWhatsapp
  • googlebookmarks sharing buttonGoogle Bookmarks