ABD, Vietnam'da 7 Milyon İnsanı Katletti!

#7002 Ekleme Tarihi 16/05/2021 02:58:14

Soykırım sözcüğü siyasal bir tanımlama olmasına rağmen günlük konuşma dilinde sıkça kullanılır oldu. Örneğin, okul baskını yapan bir meczubun katlettiği öğrenciler için ya da ayrıldığı eşinin evini basıp çoluk çocuk katliam yapan bir cani için de soykırım yaptı denilebiliyor.

Maalesef Türkiye’de sözcüklerin terimlerin içi benzer şekilde anlam kaymasına, gücünün azalmasına, içeriğinin boşaltılmasına neden olacak şekilde sık sık kullanılıyor. Ya da o sözcüğün yerine anlamı farklılaştıracak sorumluluktan kurtaracak sözcükler bulmakta artık gelenek oldu.

Yine bu duruma örnek vermek gerekirse “sürgün” yerine “tehcir” kullanmak, “anadil eğitimi” yerine “yaşayan diller ve lehçeler” kullanmak hep bir kaçış, çıkış noktası bırakmak için yapılmış laf cambazlığı demogojidir.

Demokratik ve sosyo-kültürel gelişimi geri kalmış ülkelerde kullandığınız bu jargonu uluslararası ilişkilerde, uluslararası hukuk da kullanamazsınız. Bu durum içinde yaşadığımız ülkelere göre bizim dernek ve federasyonlarımız için de geçerli. Şimdilik konumuz bu olmadığı için girmeyeceğiz.

Soykırım nedir? Ne değildir?

ABD, Vietnam’da yaşanan iç savaşa 1963 yılında müdahil olmuştur. On yıl içinde ABD ordusu savaş sırasında işkence, tecavüz, toplu infaz, sivillerin öldürülmesi ve kimyasal silah kullanmak gibi pek çok "savaş suçu" işlemiştir. 7 Milyondan fazla Vietnamlıyı katletmiştir ancak bunlar “savaş suçu” olarak nitelendirilmekte “soykırım” sayılmamaktadır.

Attachment

Bosna Savaşında Sırplar 350 Binden fazla Bosnalıyı katletmiş ancak sadece 8.372 Bosnalının öldürüldüğü Srebrenitsa Katliamı soykırım olarak kayıtlara geçmiştir.

Attachment  

Amerika’nın keşfi ile birlikte başlayan yerli kabilelerin katliamı bir soykırıma dönüştü. Ancak Kanada yerlileri için farklı ABD yerlileri için her bir kabilenin kendi koşullarında maruz kaldıkları soykırım farklı farklı adlandırılmış. ABD ve Kanada Hükümetleri özür dilemiştir. ABD’de 300 den fazla Kanada’da 600 den fazla Kızılderili Rezervasyonu vardır. Bu bölgeler yerlilere ayrıcalıklı bölge olarak tahsis edilmiştir.

Attachment

21 Mayıs 1864 Çerkes Soykırım ve Sürgününü de dünyada ki benzer örneklere ve terminolojiye göre ele almak gerekmektedir. Çerkes Sorunu, Çerkeslerin soykırıma ve sürgüne maruz bırakılarak vatanından koparılmasıdır. Asimilasyon bunun sonucudur. Diasporada asimilasyona engel olmak mümkün değildir. Bu nedenle tarihi haksızlığın giderilmesi Çerkeslerin varoluş mücadelesinde elzemdir. Bunun yolu da uluslararası ilişkiler ve hukuk mücadelesidir. Peki hukuksal anlamda soykırım nedir?

Attachment

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Roma Statüsü'ne göre soykırımın tanımı 6. Madde de yapılmaktadır. Bu maddeye göre soykırım, bir milletin, etnik, dini bir grubun veya bir ırkın tamamını veya bir bölümünü yok etmek amaçlı yapılan aşağıdaki davranışlardır:

(1) Grup üyelerini öldürmek;

(2) Grup üyelerine ciddi fiziki veya zihinsel zarar vermek;

(3) Grup üyelerini bilerek tamamen ya da kısmen fiziksel yok oluşa götürecek yaşam şartlarına tabi tutmak;

(4) Gruptaki doğumları kasıtlı olarak engellemek

(5) Grubun çocuklarını zorla başka bir gruba transfer etmek

Birleşmiş Milletler'in 1948’deki Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nin 2. maddesine göre soykırım tanımlaması: ulusal, etnik, ırksal ve dinsel bir grubun bütününün ya da bir bölümünün yok edilmesi niyetiyle girişilen şu hareketlerden herhangi biridir: grubun üyelerinin öldürülmesi; grubun üyelerine ciddi bedensel ya da zihinsel hasar verilmesi; grubun yaşam koşullarının bunun grubun bütününe ya da bir kısmına getireceği fiziksel yıkım hesaplanarak kasti olarak bozulması; grup içinde doğumları engelleyecek yöntemlerin uygulanması; [ve] çocukların zorla bir gruptan alınıp bir diğerine verilmesi.

Bu tanımlamalara göre Kafkasyalılar için böyle bir sonuç çıkarmak mümkün mü? Kafkasyalılık ulusal, etnik, ırksal ve dinsel yapı itibariyle bir gurup oluşturuyor mu? Ulusal kimlik olarak onlarca etnik yapı, ırksal olarak farklı, dinsel olarak ayrı Kafkasyalılar hakkında menfi bir sonuç elde edilebilir mi?

Attachment

101 yıl savaşları diye andığımız 1763-1864 yılları Rus Çarlığının Çerkesya işgal hareketidir. Rus-Kafkas Savaşının bir parçasıdır ama Çerkes-Rus savaşını belirtmek için kullanılır. 21 Mayıs 1864 tarihi ile özdeşleşen soykırım ve sürgün de Çerkes (Adığe) Halkına yapılandır. Bununla ilgili elimizde ki kararlar nelerdir?

Adığey Cumhuriyeti Parlamentosunun “Çerkes ( Adığe ) Soykırımı”nı Tanıma Kararı

29 Nisan 1996 tarih ve No: 64-1 No'lu

Adigey Cumhuriyeti Khase'si–Devlet Sovyeti ( Konseyi ) iş bu kararı kabul ediyor:

1. Adigey Cumhuriyeti Devlet Başkanı’nın ve Adigey Cumhuriyeti Khase'si–Devlet Sovyeti’nin ( Konseyi’nin ), Rusya Federasyonu Federal Meclisi ( Parlamentosu ) Devlet Duması’na, Rusya-Kafkasya savaşı döneminde, Adige ( Çerkes ) halklarının maruz kaldıkları soykırım gerçeğinin resmen tanınması hakkındaki müracaatının kabul edilmesi.

2. Bu müracaatın, Rusya Federasyonu Federal Meclisi ( Parlamentosu ) Devlet Duma'sına gönderilmesi...

Kabardey- Balkar Cumhuriyeti Parlamentosunun “Çerkes ( Adığe ) Soykırımı”nı Tanıma Kararı

07.02.1992 Tarih ve No: 977-xii-v no'lu “Rusya-Kafkasya savaşı yıllarında Çerkeslere ( Adigelere ) Karşı Gerçekleştirilen Soykırımın Kınanması” Hakkındaki Kararı

1. Rusya-Kafkasya savaşı yıllarında Adigeler'in ( Çerkesler’in ) toplu halde katledilmesi ve tarihi vatanlarından şiddet yoluyla Osmanlı İmparatorluğu’na sürgün edilmesinin soykırım hareketi ve insanlığa karşı işlenen ağır suç olarak kabul edilmesi.

2. Rusya Federasyonu Yüksek Sovyeti’ne ( Parlamentosu’na ), Rusya-Kafkasya savaşı yıllarında Adigelerin ( Çerkeslerin ) toplu halde maruz kaldıkları soykırımın tanınması ve onların yurt dışındaki vatandaşlarına çifte vatandaşlığın verilmesi hakkındaki teklifin sunulması.

Abhazya Cumhuriyeti Ulusal Palamentosu “Abhaz ( Abaza ) Soykırımını” Tanıma Kararı aldı

15 Ekim 1997'de Abhazya Cumhuriyeti Ulusal Meclisi, 19. yüzyılın, Abhaz ( Abaza ) halkı için ölümcül olaylarının tarihi, siyasi ve hukuki bir değerlendirmesini yaparak, 19. yüzyılda Abhazların ( Abazaların ) toplu olarak imha ve Osmanlı İmparatorluğu'na sürgün edilmesini Soykırım -insanlığa karşı en ağır suç- ve 19. yüzyılda sürgün edilen Abhazları ( Abazaları ) mülteci olarak kabul etti.

Abhaz Parlamentosunun kararına dikkat edecek olursak Abhaz ( Abaza ) Halkı olarak alınmış bir karardır. Kafkasyalılık veya Çerkes ( Adığe ) Soykırımı diye bir tanımlama yoktur.

Gürcistan Parlamentosu da 20 Mayıs 2011 tarihinde şu kararları aldı;

1- Çerkeslerin ( Adigelerin ) Rus-Kafkas savaşları boyunca katledilmelerini ve tarihsel anavatanlarından sürülmelerini, Karasavaşı Kuralları Üzerine 18 Ekim 1907 Lahey Sözleşmesi IV’e ve 9 Aralık 1948 tarihli Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırması Sözleşmesine dayanarak bir soykırım olarak tanıma;

2- Rus-Kafkas savaşları boyunca ve savaş sonrasında sürgün edilen Çerkesleri 28 Temmuz 1951 tarihli “Mültecilerin Statüsü” ile ilgili Birleşmiş Milletler Sözleşmesi gereğince mülteci olarak tanıma; kararı almıştır.  Tiflis, Gürcistan / 20 Mayıs 2011

Temsil Edilmeyen Halklar ve Uluslar Örgütü ( UNPO ) 5. Genel Kurul toplantısında Çerkeslerin uğradığı soykırım ve sürgünü Temmuz 1997’de şöyle kayda geçirdi:

“Rusya Federasyonu ve uluslararası topluluğa, 19. yüzyılda Çerkes ulusuna soykırım yapıldığını kabul etmeleri ve Çerkes halkına sürgün ulus statüsü verilmesi çağrısını yapar.

Rusya Federasyonu’na, Çerkeslerin hem Rusya, hem de yaşadıkları ülke vatandaşlığı olmak üzere çifte vatandaşlık hakkı verilmesi çağrısını yapar.

Rusya Federasyonu’na, Çerkes halkının kendi tarihsel topraklarına dönebilme garantisi vermesi çağrısını yapar...”

Aynı yıl, 24 Mart'ta, Uluslararası Çerkes Birliği (ICA-DÇB) Genel Sekreteri Alexander Okhtov, Cenevre'deki Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu 53. Oturumunda, ilk kez Çerkes Sorununa dikkat çekti.

Bir yıl sonra, 28 Mayıs'ta, BM Azınlıklar Çalışma Grubu toplantısında ICA ( DÇB ) Özel Temsilcisi Teuvezh Kazanoko, uluslararası toplumu Rusya'nın Çerkes soykırımını tanıma ve Çerkeslerin tarihi vatanlarına dönüşünü kolaylaştırma konusundaki isteksizliğine dikkat etmeye çağırdı.

28 Temmuz'da, Birleşmiş Milletler Yerli Halklar Çalışma Grubu toplantısında, Rusya'ya bu konularda baskı yapılmasını istedi. Ve Ağustos ayında, BM İnsan Hakları Komisyonu -Ayrımcılığın Önlenmesi ve Azınlıkların Korunması Alt Komisyonu toplantısında bir kez daha Çerkes Sorunu'na dikkat çekti.

Bizim üzerinde yol alabileceğimiz uluslararası arenada sorunumuzu görünür kılabileceğimiz veriler bunlardır. Bu nedenle Çerkes Sorununu, devasa bir Kafkasya Sorunu halinde çözümsüzlüğe itmek akıllıca olmasa gerek. Kafkasya’da ki halklar komşu ve kardeş halklardır. Ancak her birinin kendine özgü sorunları vardır. 21 Mayıs 1864 Çerkes Soykırım ve Sürgünü, Dağıstan, Çeçenya, Osetya hatta Abhazya ile ilgili değildir. Zira bu nedenle Dağıstan, Çeçenya, Osetya Cumhuriyet parlamentolarından soykırım ve sürgün kararları alınmamıştır.

Aklıselim bir şekilde Türkiye diasporasına bakarsak gerçek durumun tahlilini de yapabiliriz.

Karaçay Malkar Dernekleri sadece 2 Kasım 1943 Karaçayların Sürgününü ve 8 Mart 1944 Balkar Sürgününü anarlar. İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanlara yardım ettikleri gerekçesiyle gerçekleştirilen sürgünlerdir bunlar. Sibirya'ya yapılan sürgünlerdir. 1864 öncesi veya sonrası Türkiye’ye gelen Karaçay köyü toplam 12 adettir.

Çeçen İnguş Dernekleri sadece 23 Şubat 1944 Çeçen – İnguş Sürgününü anarlar. Bu sürgün Sibirya ve Kazakistan’a yapılmıştır. 1864 öncesi Türkiye’ye gelen Çeçen İnguş köyleri toplam 22 adettir.

Dağıstanlı köylerin toplamı 25 adet, Oset köylerinin toplamı 15 adettir.

Tüm bu Kafkasya Halklarının Osmanlı topraklarına geliş hikayeleri farklı farklıdır. Elbette içinde bizimle kader birliği yapmış köyler vardır. Özellikle 50’ye yakın Aşuva Aşkaruwa köyleri böyledir.

Ancak 125 tane Apsuva köyü Abhazya Cumhuriyeti Parlamentosunun’da belirttiği gibi 1863-1867 olayları nedeniyle sürgün edilen köylerdir. Bugün Abhazya Cumhuriyeti Aşuva Aşkaruwalar dahil bütün diaspora Abazalarını bulundukları ülkelerde mülteci olarak görüyor ve vatana dönmelerinde ayrıcalıklar ve kolaylıklar sağlıyor bununla ilgili çalışıyorlar. Abhazya Cumhuriyeti Abhazlar ( Abazalar) üzerinde ki haksızlığı gidermiş görünüyor.

Bunların dışında Türkiye’de 700 Çerkes ( Adığe ) köyü mevcuttur. İşte 21 Mayıs 1864’ün bilançosu budur.

Soykırım ve sürgüne dair bir hak arama mücadelesi ancak bu gerçeklik ışığında yapılır.

16 Mayıs 2021

Ferhatko Dzepş Mamış

 

 

Ferhatko Mamış Dzepş
1974 Eskişehir Oklubalı (Hakurınehable) köyünde doğdu. İlk ve orta öğrenimini köyünde bitirdi. Lise öğrenimini Eskişehir'de tamamladıktan sonra Akdeniz Üniversitesi MYO Harita Kadastro Bölümü'nü Antalya'da bitirdi. Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümünden mezun oldu. Eskişehir'de bulunduğu yıllarda Eskişehir KKK Derneği'nin gençlik kollarında ve daha sonra geldiği Antalya'da Antalya Kafkas Derneği'nin Gençlik kollarında faaliyet gösterdi. İlk kez 1994 yılında Antalya Kafkas Derneği Yönetim Kurulu'na girdi. Bu arada Eskişehir KKK Derneği bülteninde yazıları yayınlandı. Kayseri ve Sakarya gibi Çerkeslerin de yoğun olduğu şehirlerde bulundu. 2010 yılından itibaren Antalya'da ikamet etmekte ve 7 yıldır Antalya Çerkes Derneği Yönetim Kurulu Başkanlığını sürdürmektedir. Aynı zamanda 10 yıldır Çerkesya Hareketi Yürütme Kurulu Üyesidir. Eskişehir Rahmiye köyünden Abaze İrem Şora ile evli olup Jane adında 14 yaşında bir kız çocuğu vardır.
  • facebook sharing buttonFacebook
  • twitter sharing buttonTwitter
  • pinterest sharing buttonPinterest
  • linkedin sharing buttonLinkedin
  • tumblr sharing buttonTumblr
  • vk sharing buttonvk
  • odnoklassniki sharing buttonOdnoklassniki
  • reddit sharing buttonReddit
  • whatsapp sharing buttonWhatsapp
  • googlebookmarks sharing buttonGoogle Bookmarks