Küresel salgınla birlikte alınan tedbirler kapsamında dernek faaliyetlerimizde kısıtlanmıştı. Bu nedenle konser, piknik, festival, konferans, seminer gibi toplu etkinlikler yapılamadığı gibi günü gelen genel kurullarda toplanamadı. Evlere kapanma, derneklerin üyelerine ulaşmada ve faaliyetlerini sürdürmede alternatif arayışlarını çoğalttı. İnternet üzerinden dil kursları, müzik dinletileri ve çeşitli konularda söyleşiler düzenlendi. Bu yayınlar ilk olması nedeniyle hatalar eksikler mazur görülmelidir. Bence derneklerin bu çabaları umut vaat ediyor. Herkese açık yapılan canlı yayınlar sayesinde doğru bilgi, doğru bilgiyi kullanma, kullandığımız terminoloji ve hatalarımız gün yüzüne çıkıyor, böylece doğruya ulaşmada yeni bir yola girmiş oluyoruz.
Kamuya açılmak, kamuoyu oluşturmak da budur. Bu sadece dış kamuoyuna değil derneklerimizin dışında kalan yüzbinlerce Çerkese, Çerkes kamuoyuna açılmaktır aynı zamanda. Aslında sosyal medya sayesinde epey uzun zamandır örgütlerimiz bu açılımın sonuçları ile yüzleşiyor. Bazen hatalar bazen ideolojik farklılıklar acımasızca eleştirilirken gerçeğe ve doğruya doğru bir yöneliş de yok denemez.
Öbür taraftan derneklerimiz salgından önceki çalışmaları ile benzer derneklere oranla çok yüksek performans gösteren sivil toplum örgütleridir. Bunu diğer sivil toplum örgütlerine bakarsanız net bir şekilde görebilirsiniz. Her Sivil Toplum Örgütü belli bir alanda faaliyet gösterir ve o konuda etkinlikler düzenler. Örneğin Musiki Cemiyeti ya da Halk Dansları Derneği, Çevre Koruma Derneği ya da her hangi bir hemşeri derneğine bakın. Yılda ya bir ya iki etkinlikte bir araya gelirler. Ya bir piknik düzenler, ya aşure günü ya da iftar. Aralarında festival yapan bile çok nadirdir.
Ama bizim derneklerimiz, Dil Kursları, Müzik Kursları, Halk Dansları Kursları, Söyleşi, Piknik, Gece, Festival, Seminer gibi her türlü faaliyeti geçekleştiren aynı zamanda yardımlaşma ve dayanışmanın da en güzel yapıldığı yerlerden biridir. Bütün derneklerimiz yardımlaşma ve dayanışma konusundaki hassasiyetini Suriye sürecinde ve pandemi günlerinde göstermiştir. Her derneğimiz şehir dışından üniversite kazanıp gelen öğrencilere ev sahipliği yapmış bunun ötesinde olanakları ölçüsünde burs vermiştir. Hatta mezun gençlere iş ve işçi bulma kurumu gibi çalışmıştır.
Bu nedenlerle dernek yönetim kurullarından komisyonlarına kadar görev alan herkesi tebrik eder çalışmalarında kolaylıklar dilerim. Tüm bunları yaparken bunca yükün altından kalkmaya çalışırken hiç unutmamamız gereken ise bizim sürgün bir halk olarak diaspora da yaşıyor olmamızdır. Çerkeslerin Sorunu vatanlarından sürgün edilmiş olmalarıdır. Bu nedenle, ulusal kimliğimiz, dilimiz, kültürümüz, xabzemiz kayboluyor. Bunları korumanın tek yolu vatanla kurulan bağlardır. Ulusal kimliğin belirsizleştirilmesi vatanın dışında farklı farklı tanımlar yapılması, bulunduğu yörenin şartlarına göre kimlikler uydurulması doğru değildir. Maalesef bunlar kendi durumlarını meşrulaştırma çabalarından başka bir şey değildir.
Tüm bu yoğun çalışma temposunda derneklerimiz Çerkes Ulusal Günlerini olanakları ölçüsünde en güçlü şekilde kutlamalı. Piknik, Gece, Konferans gibi kitlesel etkinlik takvimini buna göre planlamalıdır. Etkinliklerin görselleri ve içeriği vatanda ki etkinliklerden örnek alınmalıdır. Kendi tabanlarını vatanla buluşturma perspektifi olmalıdır. Bu gün Çerkes Kültürüne ait her türlü üretim vatandadır. Müziği, dansı, edebiyatı, şiiri, tiyatrosu vatanın dışında üretebilen bir yer yoktur. Vatanın dışındakiler sadece son tüketici konumundadır. Yani Çerkesya varsa Çerkes’de var. Çerkesya yoksa Çerkes’de yok.
Derneklerimiz ilk olarak Osmanlı İmparatorluğu zamanında kurulmaya başlandığında Çerkes Derneği olarak kurulmuştur. ( Çerkes İttihat ve Teavün Cemiyeti, Çerkes Kadınları Teavün Cemiyeti gibi ) Türkiye Cumhuriyetinin kurulması ile etnik isimler yasaklanmış 1950 ye kadar derneklerimiz açılamamıştır. Bu yıllarda da Çerkes ismine izin verilmediği için önce Dosteli Yardımlaşma daha sonra Kafkas ve Kuzey Kafkasya diye açılmaya başlanmıştır. Kafkas, Kuzey Kafkas isimleri Çerkes’in yasak olması nedeniyledir.
Yönetim kurullarına seçilen arkadaşların bu gerçekler ışığında tabanlarını ulusal kimliğinle ve vatanıyla buluşturmak birinci önceliği olmalıdır. Örneğin;
* Bulundukları yerlerde 100 üniversite öğrencisine burs veriyorsa bu bursun 10 tanesini vatanda okumak isteyenlere ayırdığını ilan etmelidir.
* 2015 yılında başlatılan, 21 Mayıs Anma Törenlerine vatanda katılmak için yapılan organizasyonlar pandeminin bitmesiyle tekrar organize edilmelidir. Daha çok kişinin katılması için gerekli çalışmalar yapılmalı özellikle gençler için kontenjan oluşturulmalıdır.
* Vatanda yapılan festivallere, yarışmalara, konferanslara katılım artırılmalıdır.
* Derneklerimizin isimleri ulusal ismimizle Çerkes Derneği / Adığe Khase şeklinde olmalıdır.
Kısaca dernek genel kurullarında yönetime seçilen tüm arkadaşların yüzü vatana dönük olmalıdır.
Genel kurullarını yeni yapan ve yapmakta olan tüm derneklerimize başarılar diler vatana, millete hayırlı olmasını temenni ederim.
Ferhatko Dzepş Mamış