"Sana ışık tutanlara sırtını dönersen göreceğin tek şey kendi karanlığındır" * Descartes
Hiç bir toplum kendiliğinden harekete geçmez yada harekete geçen toplumun her ferdi aynı bilinç düzeyine çıkmış değildir. Her toplumun içinden çıkan öncüler o topluma ışık olur yol gösterir. Bu nedenledir ki hedef tahtasında önce onlar vardır.
Bazen kiralık bir katilin namlusunun ucunda, bazen kiralık bir kalemin ucunda, bazen de bir ucubenin dilinde hedef gösterilir ki halkının içinden söküp alınsın.
Halkı sahiplendi bırakmıyorsa onu şehit olur bu yolda.
Tsipine Aslan gibi Jık'ue Aslan gibi Aslanlar gibi...
Çoğu zaman asılsız bir ihbar olur ama devlete ama halkına.
Ajan olur provokatör olur işbirlikçi olur.
Bu yaşına kadar neredeydi olur.
Ama sormayız biz onu biliriz.
Çetin Öner Dağlara Yazılıdır romanını yazıncaya kadar neredeydi? Belki de diaspora da yazılmış en güzel romanı yazacaktı 41 yıl bizden ayrı kalarak.
Sormadı kimse bir Sovyet Genaraline 50 yıl sonra Çeçenya'ya neden döndün Cahar Dudayev diye.
Kıraç Anadolu bozkırın da sürgün çocukları biz bize kendimizi avuturken Dünya yüz kere kabuk değiştirmişti.
Sürgünden önce dedem Ferhatıko İsmail Mısır'a El Ezhere gönderilmiş okumak için. Başka Çerkes çocuklar da var orada. Sonra İstanbul'da Şam'da.
O zamanlar üç beş tane Çerkes çocukta Paris'e Viyana'ya Roma'ya Petersburg'a gitmiş olsaydı belki de dünyamızın neye evrileceğini bilecekti Çerkesler. Belki bu çocuklar geri dönünce gitmeyin terk etmeyin vatanı diyecekti halkına.
Geçti bunlar geçti... Şimdi Dünya tekrar tekrar evriliyor.
O gün bugündür, Rus Çarlığı yıkıldı yerini Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği aldı. SSCB yıkıldı Bağımsız Devletler Topluluğu oldu. Rusya Federasyonu kuruldu.
Yu;slavya yıkıldı 6 tane ulus devlet kuruldu.
Üniter Irak bölündü Kuzeyinde Kürdistan Özerk Yönetimi oluşturuldu.
İspanya da Bask Bölgesi Özerkliğe kavuştu.
O günlerden bu günlere bu Özerk Yönetimler bağımsızlık referandumu bile yaptılar.
1986 yılı bir gurup üniversite öğrencisi arkadaşıyla Filistin İşgaline Hayır derken tutuklandı. 4 yıl Amasya cezaevinde idi sen duymadın.
Oysa tam o yıl Ankara Kafkas Derneğinin Kafdağı Dergisinde Birleşmiş Milletler, UNPO raporları, Azınlık hakları raporları gibi İngilizce'den çevirileri yayınlanıyordu. Sen dernekte Şeşen oynamayı öğrenirken.
1991 de cezaevinden çıktığında Türkiye'nin halini bilir misin? 1991 den 1994 e bu ülkede 17.000 faili meçhul cinayet işlenmişti.
1992 de Almanya'ya gitmek zorunda kaldı. Artık bambaşka bir Dünyaya açılmıştı. Bu sayede Fidel Castro'nun Küba'sını gördü. İspanya da Baskların mücadelesini.
İspanya ve Fransa'da kalmış iki parçalı Bask Ülkesini. Yeni Zelanda yerli halkı Maurilerin siyasal mücadelesini. Bunları ondan başka kimse anlatmadı biz Çerkes Halkına.
Biz Çerkesler kendine özgü bir halkız. Ama bizim sorunlarımız kendine özgü değil. Dünya'da onlarca örneği var. Sadece biz haberdar değiliz.
Keşke derneklerimizin bütçesi olsa da gönderebilse Bask ülkesine, Yeni Zelanda'ya yerli halkları araştırsalar, anadil sorununu nasıl çözmüşler, ulusal kimlik bilincini nasıl oluşturmuşlar. Ama maalesef kurumlarımızın ne böyle bir bütçesi ne de yöneticilerimizin böyle bir vizyonu var.
Gökten zenbille inecekte değil böyle öncüler.
Anası Çerkes babası Çerkes yedi ceddi Çerkes.
Bizden biri Tarık Topçu / Hatko Schamis
Elinde bir ışık var sana tutuyor, sırtını dönersen göreceğin şey kendi kör karanlığındır.
Ferhatko Dzepş Mamış