Adığeler her şeyde olduğu gibi duygularını sanat boyutunda söz ve eylem olarak kendi lisanlarında icra ettiler. En ilklere dönecek olursak (еон) vurmak fiili aynı zamanda çalmak anlamındadır. Bu da Adığeler de müziğin ilk çıkışını bize anlatıyor. İki eli birbirine vurarak veya elindeki bir cismi başka bir cisime vurarak ritim, tempo tutarak müziğin, ensturumanın başladığına işarettir. Böylece (еон) vurmak aynı zamanda çalmak olmuştur.
(Пщынэ) ensturumanın, çalgının ismi ise; ilk olarak üflemeli olduğu için, (еупщэн) üfürmekten gelir. (Пщынэ) çalgı kelimesi (еупщэн) üfürmek fiilinden çıkmıştır. Arkeolojik araştırmalarda kemikden fülüt, Бжъэ (boynuz) dan borular bulunmuştur. Üfleyerek sesinden yararlanmak için kullandıkları boynuza Бжъэмый dedilerse de bu boynuz boruya çıkardığı sesten ötürü Гъоу ismini verdiler. Къамыл (kamıştan) yaparak kullanmaya başladıklarındaКъамылэпщынэ kamış çalgısı olarak adlandırılmıştır. Eşzamanlı olarak Къамылэпщынэ Бжъэмый ismiyle kullanılmaya da devam etmiştir.
Teknikleri biraz ilerleyip odunu oyup üzerine atkuyruklarını gerip yaptıkları bir yayla çalmaya başladıklarında ona ШыкIэпщынэ atkuyruğu çalgısı dediler. Yine zaman içinde tempo tutmak için ince kesilmiş tahta parçalarını ibrişimle bağlayarak ПхъэкIыч icat ettiler. Bazen tempo vermek için ШыкIэпщынэ yan tutulup saz gibi çalındığı da oldu. Buna parmakları ile ritim vurduklarından Iэпэпщынэ dediler.
Melodi, müzik ve ezgiye ise sesi Пщынэ den kaynaklandığı için Пщыналъ denildi. Makama ise yine Adığabze (Макъэ) ses kelimesiyle ilintili olduğu için Мэкъамэ denildi.
Zamanla diğer kültürlerle tanışıp etkileşimleri olduğunda onlardan aldıkları enstrumanlara kendi lisanlarında isimler yakıştırdılar. Lir için V şeklinde çatala benzediğinden dolayı ПщынэтIаркъу, fülüte zurna kelimesinden gelme Сырынэпщынэ, zurnaya klarnet/gırnata kelimesinden gelme Нэкъырэ, davul ve doliye Rusça veya Gürcüceden girdiği ismiyle aldılar ya da çıkardığı sesten dolayı Барабан, trampete Шъонтырып, borazana Трубэ dediler.
1800 lü yılların ortalarında mızıka Adığeler’e ilk girmeye başladığında parmakla çalındığı için Iэпэпщынэ ismini kullandılarsada günümüzde mızıka ve akordeon için sadece (Пщынэ) çalgı demektedirler. Zamanla kendi mızıkalarını da imal etmeye başladılar ve buna da Адыгэ Пщынэ dediler. Adığe müziği ilk çıkışından süreç içinde günümüzde bu yeni enstrumanla şekillenmiştir. Kendine özgü bir format kazanmıştır.
Adığeler’de ve birçok başka kültürlerde şarkı ve dansın kaynağı tanrısaldır. Tanrısal ritüelleri içerir. Орэд şarkı (Iоp, Iон) söylemek kelimesinden gelir. Söz içeren demektir. Orijinal halleri sadece sesle yapılırdı. Koro eşliğinde söylenen ilahi şarkılar ilk olarak Орэдада adıyla anıldı. Çeşitli içerikli орэд ve орэдыжъ (eski şarkı) ların жъыу (vokal) lerine grup tarafından eşlik edildiğinden dolayı birlikte vokal yapmak anlamında дэжъыу denildi. Ağıtlara ise ağlamanın dili anlamında Гъыбзэ denir.
Къашъо dans, belki de (утэшъон) coşmak kelimesinden gelme шъон fiili kökenlidir. Dansta aslında oynamaktır. Уджын, Джэгун kelimesi oynamayı ifade eden kelimelerdir. Kutsal kabul ettikleri meşe ağacının altında Tanrı için oynanan oyuna, yapılan ritüele Уджы dediler. Zamanla (kökeni yukarıda yazmış olduğum fiillerden kaynaklanan) dans, oyun ve düğüne Джэгу dediler.
Фэрхьатыкъо Шыблэ
23.02.2019 Хьакурынэ Хьаблэ