Küba’da Amerikancı faşist iktidarı deviren ve Küba devrimini örgütleyen Fidel Castro liderliğindeki Hareket ABD’nin bölgedeki planlarını bozar. Özellikle Küba üzerinde ekonomik çıkarları bulunan ABD’nin gizli servisi CIA’nın bu durumdan çok rahatsızdır.
Hemen, 1961 yılında, bir karşı darbe örgütleme ve bu iş için "devrim kaçağı-sürgün" Kübalıları kullanma kararı alır.
ABD, Küba'ya neden alenen savaş açar? Çünkü, ABD’nin adamı Batista'nın iktidarını 1959'da deviren Fidel Castro önce ülkedeki bütün kumarhane ve genelevleri kapatır, ardından ekonomiyi millileştirir. Castro’nun bu tavrı, başta United Fruit Company olmak üzere ITT, Shell gibi çokuluslu şirketlerin çıkarlarını zedeler.
Bunun üzerine Başkan Eisenhower 17 Mart 1960'da Küba devrimini yıkma kararı alır. CIA, Amerika'daki Castro karşıtlarını örgütler.
Sloganları "Küba'yı diktatörden kurtarmak, özgürleştirmek"ti.
Hep böyle olur: Emperyalistler, kendi çıkarlarını savunmak için birilerini kullanmak istediklerinde, onları, "kutsal bir dava" için savaştıklarına inandırırlar...
Eisenhower'den sonra ABD başkanı olan Kennedy'nin 1961'in Ocak ayında yemin ettikten sonra "Domuzlar Körfezi" operasyonundan haberi olur. Ve operasyona onay verir.
Ama bir sorun vardır: Medya da bu operasyonu duymuştur.
Bizzat Kennedy, Washington Post'un sahibi Philip Graham'ı arar ve operasyonun yazılmamasını ister. Ama o dönemin bir diğer büyük gazetesi New York Times'ta çalışan ünlü muhabir Tad Szulc, operasyonu, hem de ayrıntılarını haber yapmak üzeredir.
John Kennedy, New York Times'ın Washington sorumlusu Scotty Reston'ı arar. Haberi girmemesini ister. Kennedy'nin yardımcısı McGeorge Bundy ise New York Times'ın patronunu arar. "Eğer bu haber girerse gazeteyi havaya uçururuz" der.
Gazete, haberi, "üstünkörü" yayınlar. Tad Szulc tutuklanır...
Sonunda, gazeteler ve gazeteciler susturulsa da, Domuzlar Körfezi Operasyonu başarısız, ABD de rezil olur.
Günler sonra bir gazeteci Başkan John Kennedy'e Domuzlar Körfezi Operasyonu'nun neden başarısız olduğunu sorunca, Kennedy, "keşke o gazeteye ve gazeteciye baskı yapmasaydık" der...
Gazetecilik, gerçekleri yazmak onurlu ve zor bir meslektir.
Çünkü gerçekleri yazmak için belki de iktidarı ve bütün önyargıları karşınıza almak, saygınlığınızı ve hayatınızı riske atmak zorunda kalabilirsiniz. Özellikle, kamuoyunu manipule etmenin, egemen güçlerin ve satükocuların en önemli silahı olduğu günümüzde.
Bir politik mücadelenin başarıya ulaşmasının yolu, egemen güçlerin manipulasyonlarını etkisiz hale getirmekten; gerçekleri anlatmaktan geçer. Buna ideolojik mücadele de denir.
Gerçek, dürüst gazeteciler bu mücadelenin emektarlarıdır. Ve bir politik mücadelenin her emektarı, biraz gazeteci olmalıdır!
Çünkü gelecek gerçekler üzerinde inşa edilebilir, ancak.
Çoğu zaman masabaşında geceleyen; aç susuz haber peşinde koşan; gerçekleri halka anlatmak için bütün riskleri, baskıları, mapusları ve ölümleri göze alan gazetecileri saygıyla anıyorum.
İyi ki varsınız!
Hatko Schamis
10 Ocak 2023