Adettendir, önemli etkinlikler sonrası bir "değerlendirme" yapmak. Hatta ben biraz geciktim sanırım...
Bazı arkadaşların ve gençlerin yazılarını okudum. Bazılarını beğendim, bazıları "ben"i veya "katıldığını" haklı çıkarma tadında.
Ben, 21 Mayıs öncesi yazdığım "nasıl olmamalı" eksenli yazıma ek olarak, kısaca şunları söyleyebilirim:
* Kefken, 21 Mayıs anmaları için yanlış bir adresti. Gündemimizden çıkması iyi oldu. Umarım bir daha açılmamak üzere kapandı o sayfa.
* Kaf Fed'in bu sene daha görünür olmaya karar vermesi doğru bir karardı. Ama İstanbul ve Yenikapı tercihi-seçimi doğru değil.
Bu kadar büyük yanılmış olamazlar, sanırım geleceğe bir yatırım yapmak istediler, ama biraz erken oldu bu adım.
21 Mayıs'lar, bir çok nedenle, Ankara'da örgütlenmeli. Ankara Derneğinde bu yükü taşıyabilecek bir yönetim ve gençler var.
* Bu sene yerelde de sokaklara çıkılmış olunması güzel oldu.
* Ama merkezi etkinliğin gücünü kırmamak için, bir takvim olmalı. Merkezi ve yerel etkinliklerin tarihleri çakışmamalı.
En doğrusu, 21 Mayıs anmalarını bir günden çıkarıp bir haftaya yaymak, yani bir "21 Mayıs Çerkes Soykırımı ve Sürgünü Anma Haftası" ilan etmek. Çünkü artık etkinlikler yayıldı, çoğaldı.
Merkezi etkinlik 21 Mayıs'ta, diğerleri başka günlerde örgütlenmeli.
* Bir kaç güne yayılacak etkinlikleri planlamak ve aralarında bir eşgüdüm sağlamak için bir 21 Mayıs Organizasyon Komitesi olmalı. Ulusal karakterde, bütün Federasyonları, dernekleri... kucaklayacak bir Komite. Bütün etkinlikler bu komite tarafından örgütlenmeli.
Birlik, alanda değil, organizasyon aşamasında sağlanır.
* Ama bunun için de 21 Mayıs'ın bir vizyonu olmalı. Kamuoyuna net bir mesaj vermeli. Herşeyi anlatma telaşı, herşeyin yarım yamalak olmasına ve/veya hiçbir şeyin anlatılamamasına neden olur.
* Bir de tabii siyasi aktörler 21 Mayıs'ta kendi mesajlarını verme yarışına girmemeli, bunun için koca bir yıl var. Daha önemli olan, herkes kendi mesajını vermek isterse birleşme olmaz.
* Ben daha önce de çok dile getirdim:
21 Mayıs etkinliklerinde, soykırımı anlatmaktan ziyade, "Vatana Dönüş" ve "Çerkes Halkının Çerkesya'da Yeniden Birlik İçinde Yaşamak" istediği mesajı verilmeli. Bu mesaj öne çıkmalı.
Bu talebi, dünyanın-Rus halkının anlaması da bu talebe bir çözüm bulmak da daha kolaydır.
* Bizim elbette Türkiye'de veya başka ülkelerde de sorunlarımız var, mesela asimile oluyoruz.
Ama soykırım suçunda Rusya'yı yalnız bırakmak istemeyenlerin "ya Osmanlı, Türkiye, İngiltere...? Onlar suçsuz mu?" tarzı eleştirileri bizi etkilememeli. 21 Mayıs'ın, soykırım ve sürgün suçunun muhatabı, Rusya'dır; Rusya'dan taleplerimize yoğunlaşmalıyız.
"Asimilasyon da bir soykırımdır" mantığıyla "Asimilasyon ile Soykırım ve Sürgün"ü aynılaştırmaktan da kaçınmalıyız.
Sonuçları, nedenleri-yöntemleri-talepleri farklı suçlardır bunlar.
* Elbette 21 Mayıslarda bütün Çerkesleri bir arada, bütün kardeşlerimizi ve dostlarımızı da yanımızda görmek istiyoruz.
Ulusal bayrakları ve sembolleri ile de gelebilirler.
Ama 21 Mayıs, Çerkes Soykırımı ve Sürgünü'dür. Etkinliğimizin karakterini değiştirme hakları yok.
Soykırım, savaş ve katliam demek değildir. Etnik temizliktir. Bir etnik kimliğin yaşam alanının yok edilmesidir.
Ve "Rus-Kafkas Savaşı"nda sadece Çerkesya'da bu suç işlenmiştir.
Ki bu nedenle Kuzey Kafkasya'nın diğer halkları 21 Mayıs'ta bir soykırımdan bahsetmiyorlar.
Birilerinin öyle "biz 100 kişiydik, şunlar 200 kişi..." hesapları, "birlikte daha güçlü olmaz mıyız?" soruları uyduruktur, duygu sömürüsüdür.
Kardeşlik ve dayanışma bu değildir.
Zaten kimse kimseye gelmeyin, destek vermeyin de demiyor. Etkinliğin karakterini, sloganlarını ve taleplerini değiştirmeyin diyoruz.
Eğer gerekliyse, 21 Mayıs'ta değil, başka günlerde kardeşlik ve dayanışma duygularını güçlendirmek için etkinlikler örgütlenebilir.
* Federasyonumuz gerçekten güzel çalıştı. Ama çalışmalara geç başladı. Daha erken başlamalı ve ajitasyonda bir süreklilik olmalı. Belki de profesyonellerden destek almak gerekiyor.
* Vatan çok önemli. Hem vatana 21 Mayıs etkinliklerine gidenler için, hem de vatanda 21 Mayıs etkinliklerine katılanlar için.
2017 senesinde yağmur altında alana girdiğimizde yapılan anons sonrası kortejde yükselen coşkuyu görenler ne dediğimi daha iyi anlayacaklardır. Tüylerimiz diken diken olmuştu.
21 Mayıslarda mutlaka vatana gidilmeli, hem de yine otobüsle! 21 Mayıs'ta vatanda yaşayan soydaşlarımızla yan yana olmak gerekiyor.
* Artık, akademik çevreleri, bilim insanlarını ve siyasileri de 21 Mayıs sürecine katmak: eğer 21 Mayıs etkinliklerini bir haftaya yayarsak, bilimsel konferanslar ve toplantılar da örgütlemek gerekiyor.
Bence...
Son olarak, bu 21 Mayıs'a Çerkesya damgasını vurdu. Çerkesya artık Çerkes halkının en somut, en haklı talebidir.
2010 yılında "Yalnız Gündeminize Değil, Rüyalarınıza Da Gireceğiz" diye başlayıp "birgün herkes Çerkesyacı olacak" umudu ve inancı ile biten bir yazı yazmıştım. (http://www.cherkessia.net/author_article_detail.phparticle_id=355)
İşte herkes Çerkesyacı oldu ve belki de benim misyonum bitti...
Sırtımda bir kamyon küfür ve hakaretle.
Bugün Çerkesya bayrağını taşıyan ve gelecekte taşıyacak gençlere tavsiyem, önce kırık kalple de yaşamayı ve yürümeyi öğrensinler.
Hatko Schamis
25 Mayıs 2022