“21 MAYIS'TA ÇERKESYA'DAYIZ!”

06 Ocak 2015 Salı

Uzun zamandır,

“Çerkes ( Adıge ) halkı, anavatanından kopartılmış; bölünmüş, dünyaya dağıtılmıştır. Bu nedenle asimile olmaktadır. Çerkes Sorunu veya Çerkes Ulusal Sorunu budur: Yani Çerkes halkının asimile-yok olmasıdır. Bu sorun, başka hiçbir sorun ile harmanlanmadan, öncelikli olarak çözülmek zorundadır. Bunun için Çerkes halkının bütün enerjisini ve gücünü bu sorunun çözülmesine yoğunlaştırması gerekmektir.

Bu demek değildir ki siyasal-ekonomik ve toplumsal veya insani sorunlarımız önemsizdir. Elbette bunlar da önemlidir; ama başat ve öncelikle çözülmesi gereken sorunumuz, asimilasyondur. Çünkü asimile olan bir halkın rengini tartışmak; ölüye makyaj yapmaktır.

Bu nedenle, ulusal sorunumuz ve uluslaşmamızın olmazsa olmazı vatanımız attığımız her adımda, gelecek vizyonumuzda; hatta hayallerimizde bile hep mücadelemizin merkezinde olmalı; diğer bütün sorunlarımıza ve özlemlerimize ulusal sorunumuzun çözülmesine hizmet ediyorlarsa, ettikleri müddetçe zaman ayırmalıyız...” diyoruz.

Elbette vatanımız ile daha güçlü bağlar kurmamız gerektiğini sadece biz söylemiyoruz. Hepsine de saygımız var. Ama hani “her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır” derler ya, bizim “Çerkesya ile güçlü bağlar kurmalıyız” söylemimiz de diğer “vatanseverler”in söyleminden biraz farklı. Anlayana sivrisinek saz...

Ama politik hedeflerimize bugünden yarına ulaşamayacağımızı biliyoruz; bu nedenle attığımız her adımın politik hedeflerimize uygun olması gerekiyor. Vatanımız ile kültürel, sosyal, ekonomik ve politik bağlarımızı güçlendirmek, bunun için ortak örgütlenmeler ve kurumlar yaratmak, daha çok gidip gelmek ve geleceğimizi planlarken, vatanı baş köşeye oturtmak bunların başında geliyor.

Biz bu sene ileri bir adım daha atmaya, 21 Mayıs'ta Çerkesya'ya gitmeye ve “Çerkes Soykırım ve Sürgünü”nü vatanda anmaya karar verdik. Böyle bir etkinliğin gelecek vizyonumuza daha uygun olduğunu düşündük. Ama bu, 21 Mayıs'ta başka bir etkinlik örgütlemek yanlış olur anlamına da gelmiyor.

Ki, biz artık, 21 Mayıs etkinliklerinin “Çerkes Soykırım ve Sürgünü Haftası” olarak örgütlenmelerinin daha doğru olacağını düşünüyoruz. Çünkü 21 Mayıs'a yaklaşımları aynı olmayan örgütlerimiz veya gruplarımız var. Bunların kendi öncelikleri, kendi gündemleri var. Herkesi tek bir etkinlikte biraraya getirmek mümkün olmuyor. Bu yönde çaba göstermeye devam etmekle birlikte, “Çerkes Soykırımı ve Sürgünü Haftası” ile daha derli toplu bir görüntü ortaya çıkar.

21 Mayıs'ta Çerkesya'ya gitmek, bu etknliklerden biri olacaktır. Diasporada 21 Mayıs anmaları için diasporada en doğru adresin “RF temsilcilikleri önü” olduğundan şüphemiz yok. Ki Çerkesya'ya gelemeyecek arkadaşlarımızın politik olarak doğru olan bu etkinliklere katılmalarını isteriz.

Ama vatana dönüş ve vatanla ilişki kurmak her gün biraz daha zorlaştırılırken,  bizler de buna karşı tavır geliştirmeli; diaspora ile Çerkesya arasındaki bağları güçlendirmeli ve geleceğimizi vatanımızda örgütleme irademizi göstermeliyiz.

Vatan bize gelmeyecektir, vatanı diasporada örgütlemek mümkün değildir; öyleyse biz vatana gitmeliyiz. Herkes kendisine uyan adımlar atmalı, en doğru zamana kendisi karar vermeli; ama bu adımı mutlaka atmalı! Sosyal, kültürel bağlar kurmalı; belki de evlilikler yapmalı; bir ev veya “bir avuç toprak” almalı.

Kotaların, yeni yasaların veya uygulamaların farkındayız. Ama bunların değişmesi için bir talebin, bir iradenin olması, bu iradenin büyütülmesi ve gösterilmesi gerekiyor.

İşte bu amaçla bu sene “21 Mayıs'ta Çerkesya'da” olmalıyız diye düşündük. Sadece bu sene değil; her sene! Ve her sene daha da çoğalarak! Belki bir gün, her 21 Mayıs'ta, her dernekten 3 veya 5 ve her köyden 10 kişi olarak! Otobüslerle, arabalarla ve uçaklarla...

Çalışmaya başladık. Bizimle aynı duygu ve düşünceleri paylaşan herkesle birlikte olmak isteriz. “Biz bu etkinliği daha iyi örgütleriz” diyene destek veririz.  Ama biz “bir avuç” da olsak gideceğiz Çerkesya'ya!

Vatanı kurtarmaya veya oraya akıl vermeye değil; herşeye rağmen vatanımızda kalma-yaşama gücüne ve iradesine sahip olanlarla, bir gün olsun, aynı havayı solumaya gideceğiz.

 

   Teferruata takılanlara kolay gelsin!